an itibariyle içerisinde istanbul ankara güzergahında yolculuk etmekte olduğum firma.
tam olarak neresinden başlasam bilemiyorum. 11.30'da alibeyköy'de olması gereken araç. 11.45 sularında hala yoktu. bir görevliye aracın nerde olduğunu sorduğum zaman, yolların çok yoğun olduğunu aracın haremden hala çıkamadığını, izmir aracına binip dudullu durağına geçerek oradan kendi aracıma binebileceğimi söyledi. hadi böyle şeyler zaman zaman olabilir dedik 12'ye doğru gelen izmir aracıyla dudullu istikametine doğru yol aldık. bindiğim geçici araç çok eski ve aynı zamanda çok kirli. servis tepsisi ve koltuk üzerinde bi önceki yolculardan kalma susamlar, kırıntılar dolu. ekranlar desen zaten 3 tane kanalı çekiyor, herhangi bir seçenek şansı yok. neyse kısa sürecek nasılsa bir sonraki böyle değildir umarım diyerek gerçek otobüse geçiş yaptım ama bunda da vaziyet aynı. yolculara tartışmaktan belli ki keyif alan muavin ve yedek şöför. çalışmayan ekranlar,kulaklıklar. "geçici bir süre" arızalı WiFi yayını yapan modem. istediğiniz vakit muavin beyin gidip çay sefasını yapmasından sonra ikinci seferde alabildiğiniz "Kay" marka bardak sular. olmayan sade kahveler. nilüfer turizm logolu ne olduğu belirsiz kekler. leş kokan, pislik içinde bir otobüs...
şu ana kadar olanlar bunlar ve yola çıkalı henüz 2 saat olmadı.
özetle: verdiğiniz paraya kesinlikle değmeyen bir otobüs firması. binmeyin bindirmeyin.
cihan güçlü isimli müzisyenin şarkısı. Şarkıyı spotify reklamları * ve radyolarda sıklıkla duyuyorum son günlerde. Şarkı hoş lakin kafama takılan bir şey var; şarkı çalarken içinden emre Aydın dan dayan yalnızlığım söyleyen tek kişi ben olamam değil mi? Yani bu kadar benzerlik olabilir mi? Radyoda çalarken üzerine söylediğiniz vakit hiç sırtımıyor.
canım benim ağrı kesici. yani öyle candan, öyle tatlı bir ağrı kesici. dün geceden beri durmak bilmeyen diş ağrısını aldığımdan 5 dk sonra kesmeyi başarmış güzide ilacımız. öyle fantastik de bir ücreti olmayandır 8 - 8,50TL civarında.
bir kız bir erkek genellemesine bakılırsa gayet de güzel durulur. zira bahsi geçen insanlar kuzen, akraba hatta kardeş olabilirler. bunun yanında arkadaş da olabilirler. haliyle durursun babacım, paşa paşa durursun.
ek olarak, bu iki insanın herhangi bir akrabalığı olmadığı durumlarda da durursun. diyelim ki bazı arkadaşların dediği gibi "kız dursa da ben durmam" durumu ortaya çıkarsa ne yapacaksın? zorla kıza tecavüz mü edeceksin?
ergenliğiniz mi başınıza vurdu yoksa insan ilişkileri sizin için kapalı alana girince sevişmekten mi ibaret?
fikir sahibi olmadan zikir sahibi olmak deyiminin karşılığı olmamak için çabalayan insanların eylemidir. Bir konu hakkında bilgin olmalı ki konu hakkında eleştiri yapabilesin, çıkarımda bulunabilesin. aksi takdirde söylenen şeylerin boş konuşmaktan öte gidemeyeceği bir gerçektir. ayrıca; bu bahsi geçen kimseler sadece islamı değil diğer tüm dinleri de araştırmakta okumakta özlerine inmektedirler.
son olarak bir temenni; keşke islam dinine inanan kimseler -bir kısım insanı tenzih ederim- bu kadar araştırma yapsalar da dinlerinin, inandıklarının detaylarını ve gereklerini bilseler.
eskiden girildiği zaman bir şeyler öğrenebildiğin sözlük idi... böyle şimdi başlıklara bakınca görüyoruz ki sözlük hali pek kalmamış, daha ziyade çük, taşak, meme, göt odaklı bir forum halini almış.
galatasaray karşısında iki kez geriye düştüğü maçı iki defa geri çevirmeyi hatta öne geçip almayı başarmış günün başarılı takımıdır. yok satın alınmış yok bilmem ne demenin anlamı yok. hatayı galip olan takımda değil, saçma sapan goller yiyen galatasaray'da aramalıyız.
Bu arkadaş ve kaleci arkadaş yaptıklarıyla ve yaşadıklarıyla hepimize güzel birer örnek oldular kanımca. fikrin, fikriyatın, ideolojin, saygı anlayışın olmayınca; böyle her önüne gelen şeyi twitter'da rt ederek ya da facebook'da paylaşarak fikir sahibi olmadan zikir sahibi olursun. akabinde bir önce belirttiğin ya da devşirdiğin fikirde söylenen gibi; sana nasıl davranacağını karşındaki belirler. 4 dersin 9 yersin.
klibi tv'de yayınlandığı esnada asker ocaklarında bir hayli rağbet gören Hadise şarkısı.
Şimdi gelelim mevzuya; ilk tanımdan da anlaşılacağı üzere olay gerçekleştiği esnada askeri görevimi yapmakta idim. Bu arada da gitmeyen varsa askerlik çok eğlenceli, çok güzel mutlaka gidin! *
Akşam yemeği yenmiş ve yemekhaneler temizlenmekte. o gün temizlik yapacak ekipte ben de varım, elemanların bir kısmı tabak - çanak toplarken ben de oturma alanlarını düzelten; masaları - yerleri silen tayfanın içindeyim. Yemekhanelerden bir tanesi de aslında gazino olan televizyon izlenebilen kısım. masaları düzelttik, topladık derken; yemeğini yemiş sigarasını gömmüş olan rehavet içerisindeki eratlar gazinoya geri toplanmış, oturuyorlardı. televizyon açık; ancak ses kapalı. bir kaç dakika evvel yaptıkları bağırış çağırıştan dolayı azar yenildi, tv sesi emirle kısıldı. gidip görenler bilir oradaki bütün sandalyeler televizyona odaklı şekilde durmaktadır genelde. gün bitimini gazinoda televizyon izleyerek kutlamaya meyletmiş bu güzide gençlerimiz de ister istemez sessiz de olsa televizyona odaklanmış bir şekilde oturmaktalar. benim bu kısımdaki dezavantajım tv'nin asılı durduğu duvarın önünü temizlemeye çabalıyor olmam. acemiliğin ilk zamanları. nasıl cebelleşiyorum denyo gibi oraları temizlemek için anlatamam... utanmasam kırmızı bulaşık eldivenlerini takıp diş fırçasıyla yerleri cifleyecem. öylesi bir görev aşkı!
neyse efendim; ben tv'nin önünde, ekranda ne olduğunu görmeden iki büklüm vaziyette yerleri süpürmeye çabalarken bir anda bir şey oldu... mumya filmindeki kum fırtınası sahnesi desem bilir misiniz? hani böyle insanları duvardan duvara vuran bir fırtına bir rüzgar gibi adeta. saçlarım 1.5 numara olmasa eminim o rüzgarla geriye yatardı. öylesine bir hava akımı altında kaldım. bu hava akımı esnasında da ziyadesiyle güçlü bir gürültü koptu tabi haliyle...
Meğer sevgili dostlar olayın özü şuymuş; tv kumandasına sahip olan arkadaş sessiz televizyonda kanal değişimi yapmış ve müzik kanallarından birini açmış. bu süre zarfında ekranda olan seksi hadise arkadaşların rehavet ve libido seviyelerini bir anda alt üst ederek böylesine bir tepki vermelerine sebep olmuştur.
işin acı tarafı benim bir süre bunu anlamamış olmam... ulan takribi 100- 150 tane adam 5 saniye süren bir böğürmenin ardından hazır yerleri süpürmek üzere eğilmiş olan bana doğru salyalar akıtarak bakıyorlar. hayır bakmaları bir şey değil arkadaki piç kurusu nerdeyse palaskayı çıkaracak hale gelmiş, gözlerinden ateş saçıyor yavşak. insan böyle durumlarda ne yapacağını gerçekten bilemiyor sevgili dostlar. gözüne far yemiş tavşan gibi kalakaldım bir süre. neyse ki bir iki kademe ses açılınca bakışların benim üzerimde değil de başımın 3-5 cm üzerinde duran tv'ye odaklandığını fark ettim ve küçük küçük uzadım ekranın önünden. ne olur ne olmaz!
ne yazık ki bu toplum üyelerinin bir çoğu da yaptığı ile gurur duymaktadır. henüz geçtiğimiz haftalarda ben kitap okumam diyerek böbürlenen bir üniversite öğrencisi tanıdım ne yazık ki.
Ankara'da; Odtü. istanbul'da; Mimar Sinan. Eskişehir; Anadolu. Türkiye genelinde; Boğaziçi Üniversitesi'ni tek geçerim.
Manzarasına vurulmuşluğum vardır.
memleketimizde her bilim adamına olduğu gibi, değeri kıymeti pek bilinmeyendir. bunun yanı sıra kim olduğu, neler yaptığı da bilinmeyenler arasındadır. meraklı, bir şeyleri bilmek isteyen, güzide sözlük yazarlarının okuyup öğrenmesi gereken kişidir.
son bir haftadır karabük üniversitesi kantinin de oturup sevgilimin sınava girip çıkmasını bekliyorum. üniversite hayatım sırasında bu kadar çok okulda bulunduğumu sanmıyorum.
narnia'yı bildiniz değil mi? hah! aynı onun gibi, ya da jumanji! es kaza içine düşerseniz ve kadın değilseniz kendinizi balta girmemiş bir ormanın içerisinde kaybolmuş gibi hissedebilirsiniz. öylesine derin, öylesine karmaşık bir yapısı vardır.
Tanımı yaptığıma göre sallamaya başlayabilirim, nicedir sözlüğü aktif olarak kullanmıyorum lakin her gelip baktığım zaman ayrı bir hayal kırıklığına uğruyorum ne yazık ki. Eskiden sol frame geyik başlıkların oranı kadar da bilgi içeren başlıklarla dolu olurdu. geyikten sıkılırsanız ya da tam tersini yaşarsanız dönüp diğerine bakmanız yeterli olurdu. son zamanlarda iyiden iyiye incisözlükmoduna geçmiş. hayır incisözlük sevmediğimden değil, çok da seviyorum. lakin safi geyik yapmaya, geyik okumaya meraklı olsam incisözlük'e girerdim zaten. ulu'nun içi dışı bireysel başlıklar, anketler, safi geyikle dolmuş ben görmeyeli.
ya modlar iş yapmayı bıraktı, ya yazar kitlesi değişti, ya da insanlar sözlük kavramının ne olduğunu unuttular.
geyik yapalım, goy goya düşelim ama ara sıra da bilgilenebilelim be kardeşim.
erken kalkmanın gerektiği zamanlarda uyumaya çalışırken akla gelen, es kaza uyunabilirse sabaha unutulan muhteşem fikirlerin kankasıdır, ders çalışmaya çabalarken ortaya çıkan x yapma isteği.