Siberçağ Bilgi Teknolojileri isimli şirketin marka ismidir, http://www.cyberage.com.tr/ isimli web sitesinde yaptıkları işlerin detaylarını bulabilirsiniz, ayrıca bilişim sektörünün en iyilerini ekiplerine toplamışlar.
her yerde ve her koşulda yenmesi en kolay meyvelerden biridir, bıçak gerektirmez, çöpünü atacak yer yoksa, çöp bulana kadar cebinize koyabilirsiniz -bakınız muz aynı kolaylığı sağlamıyor mesela-
kolonyasının kokusu da müthiştir. turunçgiller ailesinin -sanırım- en küçüğü, en cevvalidir.
Ara sıra kullan kalbini
Durdur egonun harbini
Bir tek sen iyisin, öyle mi
Kandırma kendini
Boş lafa kimse inanmaz
Karşında saf gibi durmaz
Neyin kafası bu anlamadım
Şişede durduğu gibi durmaz
Eyvallah biterse bitsin
Derd olur içine, unutamazsın inşallah
Senin gibi bir zalimi
Katıksız deli haini
Düşmanıma versin illallah
Ara sıra kullanma aklını
Sallama şeytanın tahtını
Toplayamazsın arkanı, aldın mı ahımı
Akıllı adam çok konuşmaz
Kendini firavundan saymaz
Neyin kafası bu anlamadım
Şişede durduğu gibi durmaz
Bilişim sektöründe de kadınların ne kadar başarılı olabileceğinin en büyük kanıtıdır.
Kendisi aynı zamanda dişi kartal, yani anlayacağınız üzere koyu bir beşiktaş taraftarıdır.
Beşiktaş maçının olduğu akşamlarda, stadta karşılaşma olasılığınız
-kalabalık faktörünü devredışı bırakırsak-
çok yüksektir.
Kibar, kalp kırmaktan imtina eden, dünya tatlısı bir eğitimcidir.
Zekası gezegende az rastlanan türdendir.
standartı olmayan bir zaman aralığıdır, kişiden kişiye göre değişir. çivi çiviyi söker'ciyseniz, mümkün olan en kısa zamanda bulmanız makbuldür. sağlamcıysanız, öncekinin izini silip, yeni sayfa açmak için x birim miktarda zamana ihtiyacınız olur. ayrıldığınız sevgili, ayrıldığınız halde hayatınızdan bir türlü tam anlamıyla çıkamıyorsa, en az 2x birim miktarda zaman gerekir.
elektrikli testere ile buzdan heykel yapmaktan daha zor olan iştir.
sigarayı bıraktırır insana, lanet ettirir, zaten sigara da lanet olasıca bir şeydir.
sevdiğin birini kaybettiğinde, çok sevdiğin birinin artık seni sevmediğini anladığında, sevdiklerinle ilgili elzem bir hususta çaresiz kaldığında, birini kaybetmek için gün saydığında, ameliyathane önünde beklerken kötü haber aldığında, bir canlıya işkence yapıldığına şahit olduğunda, kötülerin kötülükleri yanlarına kar kaldığında, dostun ya da sevgilin seni aldattığında, birine yetemediğin için aşağılandığında, zulme maruz kaldığında, bu dünyada yapayalnız olduğunu anladığın bir anda vb bir çok acı yoklamasında kalp paramparça olur.
ama bu her gün olmaz, rahat olun.
ilk olarak gülbeyaz dizisinde keşfettiğim, zar zor albümünü bulduğum, daha sonra bir çok insanın tanıdığı, erken kaybettiğimiz için milletçe gözyaşı döktüğümüz sanatçı. karadeniz müziğini sevdirdiği kadar, kişiliğine de hayran bırakmıştır insanları. en son, gencecik yaşta göçüp giderken bu dünyadan, çernobili bir kez daha hatırlatmış ve iyilerin yerine neden kötülerin ölmediğine dair de ince bir sitem ettirmiştir.
her yerde ve her koşulda yenmesi en kolay meyvelerden biridir, bıçak gerektirmez, çöpünü atacak yer yoksa, çöp bulana kadar cebinize koyabilirsiniz -bakınız muz aynı kolaylığı sağlamıyor mesela-
kolonyasının kokusu da müthiştir. turunçgiller ailesinin -sanırım- en küçüğü, en cevvalidir.
belki sevmiştir diyesim geliyor, heh heh, çamur atmak da istemem, kimsenin özel hayatı kimseyi ilgilendirmez; ama yahu, arkadaş, yani, nasıl oluyor da, hani yani insanda azıcık, ne bileyim, susayım en iyisi.
Çocukken, bayrağının üzerine elimi koyup, "senden asla vazgeçmeyeceğim" dediğim takım. her ne kadar futbolu takip etmesem de, vazgeçmedim, bozmadım yeminimi, heyt bee!
Özdemir Asaf'ın aynı adı taşıyan kitabındaki muhteşem bölüm.. "Yalnız, bir ordudur kendi çölünde, sonsuz savaşlarında hep yener kendi ordusunu" ve "Yalnızın odasında, ikinci bir yalnızlıktır ayna" ... vb hatırladığım kesitler var.
14 yıl boyunca köpekle yaşamış hatta birlikte büyümüş biri olarak; sevgiyi, paylaşmayı, dostluğu öğrettiğine bizzat şahit olduğumu, kendisini kardeş yerine koyduğumu -anne ve babam için de evlat yerine konulduğunu- beyan eder, aileleri uyarırım: Ola ki çocuğunuz "lütfen köpek alalım, her şeyiyle ilgileneceğim" derse inanmayın; zira bu durum en fazla 1 ay sürecek ve yavru başınıza kalacaktır. Bu durumda da vicdan sahibiyseniz, o ölene kadar, onun bakımının sorumluluğunu üstlenecek, hayatınızı ona göre şekillendireceksiniz. Bakamadığınız ve sokağa attığınız durumlarda başınıza ne geleceğini bilmiyorum, şükürler olsun ki hiç yaşamadığımız bir duygu. Ama kendinizden emin değilseniz, almayın, sahiplenmeyin, evde de bakmayın. Sokakta yaşamaya alışan bir hayvan, eve alınıp sonrasında sokağa terk edilen bir hayvandan daha şanslıdır. Ona bu kötülüğü yapmayın. Terk edecekseniz, asla almayın. Yüksek dozda sorumluluk isteyen bir durumdur, karşılığında da sevgi, pozitif enerji, sağlık, gülümseme, neşe, kahkaha vb güzellikler yaşatır.
Her ihtimalde babanın kütüğü sayılacağı için, annenle baban da aynı kişi olduğu için, a=b iken, b=c iken a=c olduğu gerçeğinden mütevellit Sivas'lısın.
Kesinlikle Snoopy. Aslında özlenen, eski çizgi filmlerdeki pozitif ve öğretici mesajlar. Artık çizgi filmler de şiddet içeren yapımlar haline geldi. Hayvanların ağırlıklı olduğu çizgi filmlerden, kavga kıyamet dolu japon animelerine geçildiğinden beri çocuklar hayvanları ve insanları sevmez oldu.