şimdi kalamar dediğimiz hayvanın canlı olarak hazırlanması tamamen çin gelenekleriyle ilgili ve kalamarın taze olarak sunum yapılması gerektiğinden anormal değil ancak o hayvanın sudan çıktıktan 15 dakika sonra söneceğini bile bile direkt parçalanması da orospu çocukluğudur. başka bir şey değil.
bu akşam groningen takımı ile kendi sahasında oynadığı maçtan 1-0 mağlup ayrılan takım.
dikkat edin bahis dünyası bu tip çapsız takımların etrafında dönüyor. adamlar son 3-4 maçtır gelene geçene 5 atıyor. groningen takımı ise umudunu yitirmiş bi halde ve deplasmanda galibiyetleri yok.
maç başlıyor. groningen güle oynaya bir gol atıyor. top orta sahada al gülüm ver gülüm ilk devre bitiyor. ikinci devre alkmaar'lı futbolcu saçma salak bir kırmızı kart görüyor. böylelikle mağlubiyete de bir güzel kılıf uyduruluyor ve maç 1-0 bitiyor. entry'nin burdan sonrası ağır küfür içermesi gerektiği için kısa kesiyorum. allah belanızı versin.
reklamlarında kendi kendisini ele vermiş operatör.
son reklam filminde otomatik arama kaydını hazırlayana kadına '' yaw nedir senden çektiğimiz anamızdan babamızdan çok seninle konuşuyoruz'' diyerek kendi kalelerine golü atmışlar ki tebrikler. bugün bile iki defa avea tarafından rahatsız edilmişken böyle bir reklamla karşılaşmak güzel oldu.
gece, gündüz, uyurken, koşarken ve afedersiniz s.çarken bile sürekli araması, gönderdiği mesajlara 10dkk geç cevap vermemden dolayı yaptığı tripleri yetti.
bu da ayrılmadan önce ki son anlarımızın itirafı olsun;
işler güçleri izleyeceğim. dedim ki akşam halı saha maçım var 1-1,5 saat yokum, arama. lan aradı ya la! dizi bitti cevap yazdım, üstüne bir de trip attı ya la! oheea dedim bastım tekmeyi, sut ve gooooooll!!
reklamın iyisi kötüsü olmaz diyelim ama çok kötüsü de bi yere kadar. klasik bir kız isteme seansı ancak bu kadar kötü bir reklama dönüşebilirdi. mj taklidi yapamayan damat adayı ve finalde acunun telefondan zart diye görünmesi vs. oldukça bayık.
oyunculuklara bakarsak koç'un 10/4 alarak en yüksek notu aldığını da unutmayalım.
amerikada bir televizyon programında yayınlanan ve trafik kazası geçirdiği için dilenmek zorunda kaldığını söyleyen bir dilencinin foyasını ortaya çıkartan program, yakalanan sahtekarın türk olduğunu iddaa etti. iddaa etti haberleri her ne kadar asılsız olsa da, kızın tipi pek yabancı gelmiyor.
son zamanlarda sıkça konsept videoları paylaşılmaya başlanan telefon. her yıl olduğu gibi bu yıl da konsept videolarla coşup, eskisinin biraz daha yenisi satışa sunulunca, öd gibi kalacağız.
hakkında 2 saattir bir sürü video izlediğim oyuncu. Çok klas golleri var ancak galatasaray için ara devrede alınmasına pek sıcak bakmıyorum. sabri ile antremanda girecekleri ikili mücadeleleri de düşününce içim çekiliyor.
işsizliği bilmem ama benim çevremde bazı mevki ve bölgelerde çalışanları bırakırsa benim kanser olma ihtimalim yüzde bilmem kaç azalacaktır. bir bayan personelin işe gelmesi bile iştir, işi yapması ayrı bi olay, tam yapamaması kadınlığından, yarım yada bozuk yapması da yine kadınlığından. hacı sen buraya ne bok yemeye geldin diye sora sora dilimde tüy bitti. ha işini hakkıyla yapanları tenzih ederim lakin bugüne kadar karşılaştıklarım arasında bu hep böyleydi.
türk tiyatrosunun acı sonu bu olmalı. ustanın şu an kavuğu devredebileceği ve bunu gerçekten de hak eden bir tiyatrocu bulamaması da kahredici. neden vermiyor? verse ya birine diye sormak ise bir saçmalık.
samimiyet eksikliğinin bolca hissedildiği dizi. her sahne, her karakterde yapaylık var sanki.
halbusi bir burhan altıntop yetiştiren, her sezon inat eder gibi bir oyuncu eksiltirken, yeni gelen bir oyuncuyu sevdiren senarist ve dizi ekibi, yalan dünya'da bu sıcaklığı ve yaratıcılığı ekrana taşıyamadı. lost'un çakması olarak kayp adında bir diziyi bu oyuncularla çeksen, eminim daha izlenebilir olurdu.
holosko'nun da etkili olabileceğini gördüğümüz maç. bu akşam çok diri ve ne yaptığını bilir gibiydi. sanırım biri insanlarn içinden değil de sağından yada solundan geçebileceğini ona anlatmış olmalı. hiç defans oyuncusuna bodoslama çarpıp düşmedi ve çok iyi bir oyun ortaya koydu. manuel fernandes'in sahada olması bile yetti. öyle ki maçtan önce fernandesi topsuz iki kişi, topla birlikteyken üç kişi markaj altına alalım, beşiktaşı kitleyelim mantığının işlemeyeceğini de göstermiş olduk. e tabi erken gelen gol rahat galibiyetin en büyük etkenlerinden biriydi.
ben sigarayı seviyorum ki o yüzden içiyorum akıllım diyenler emin olun hem nefessiz kalmanın, hem maddi külfetinin hem de çevreye yaydıkları ağır kokunun çok farkındalar. tam bir fuckbuddy ilişkisi.
internette artık biten forum kültürünün son temsilcilerinden. kendileriyle aynı kategoriye sahip ancak daha çok tutalan forumların en büyük özelliği sürekli güncel bilgi vermesi. maxicep bu konuda sınıfta kalmış görünüyor.
gün boyunca ''ulan bugün pazartesi ama bişey vardı bişey vardı'' diye diye eve geldim. trt 1'in reklamlarında ali atay ile serkan keskini görünce aklım başıma geldi. bi sevinç, bi mutluluk sorma gitsin. çay erdal bakkalda ve birde bunları izlerken içiliyor, benden söylemesi.
şimdi kimse senaryo yada oyunculuk çok kötü falan demesin. adamlar 1 koyup 5 alacaklar film sonunda. bu kadar garanti iş sahibi olmuşlar. e peki niye özensinler?
şu günlerde dizi piyasasında izlenebilecek ender dizilerden.
bir iki başrol karakteri değil de ben ekip içinde ki bir çok oyuncunun çok iyi performanslar sergilediğini düşünüyorum. ilk başladığında bir kaç yan rol çok eğreti duruyordu ama onları da temizliyorlar. aşkın vardı mesela. onu da elediler. murat cemcir'in deyimiyle ''aşkını da gömdük ya la'' dediler, kızı kaybettiler. bu hafta da ahmet kural'ın menajeri için aynı durum yaşanmış olabilir. göreceğiz.
god of war serisine bir oyun olarak bakmayacaksak; kendisiyle futbol oyunu hariç başka hiç bir oyun türünü oynayamadığım konsol. 6 yıl önce piyasaya çıkıp 550 tl fiyat biçilmesine de yuh diyorum, başka bir şey demiyorum.
önemli olan tazesini denk getirmek, satın alabilmektir. ister kendin topla, istersen manav'dan al ama pişirmesi ve ayıklaması bile üzerine dökeceğin yoğurdun içine doğrayacağın sarmısak için ayıracağın vakit kadar sürmeyecektir. evet biraz karışık bi cümle oldu ama affedin a dostlar, kafa gitti börülceye. olsa da yisek!
yurt dışında renkli yada renksiz her türlüsü bu şekilde bilinirken, ülkemizde şeffaf yada parlatıcı şefaf* olanları sadece bu şekilde biliniyor. yoksa kırmızı pembe gibi renkli olanlarına türkiyede ruj demek yetiyor.
hazır yeri gelmişken sanırım tadı en kötü olanı şu parlatıcı işlevini görenlerden. sanki biz dudağı bulduk parlatıcılısını arıyoz gibi bir şey oluyo. süreme canım benim sürme, biz bi punduna getirip her halükarda yabışıyoz onlara, bırak sade kalsın...
yumurtayı kırdıktan sonra sarısıyla beyazını ayırarak tamamlayacağınız tedavidir. kafaya vurarak migren düzelmez anca hastayı aptal edersin. ha bir de gülmedim.