yaprak dökümü ali rıza bey tasviri gibi görünücek ama napiyim babamı anlatabiliceğim en yerli yerinde tanım ; ailemizin koca çınarı tanımıdır (bkz: .alzheimer) illeti bizi seninle yakaladı babam.sen eksik olma e mi.
benim gibi nemrut suratsız nefret dolu gözlerle güne başlayan bir cadolozun güne güzel başlamasını ve bir nebze olsun seratonin salgılamasını sağlayan hede. *
son yıllarda bayılarak televizyona koşmama sebep olan tek program.bilgisayardan yabancı dizi takip etmek ve arasıra film kanallarında denk gelirsem güzel bir film izlemek harici show dünyası ile uzaktan yakından alakası olmayan beni internetten online takip edecek kadar bağımlısı yapmıştır kendisi.tabi bunda en büyük etken (bkz: das experiment) filmindeki gibi içerdekilerin gün be gün delirişini takip edebiliyor olmam.resmen sosyoloik deneysel bir korku filmi izliyorum.tenk yu (bkz: endemol) *
geçtiğimiz günlerde yeni bir rehberlik sistemine geçmiş olan saray.bu sistem oturur mu, kalıcı olur mu bilmem; ancak şayet kalıcı olursa bundan sonra dolmabahçe sarayını, aynı birçok modern müzede olduğu gibi, koyun gibi güdülmeden, metazori usulü ile 80 90 kişilik gruplara bağlı kalmak zorunda bırakılmadan bireysel gezecek; rehberlik hizmetinden belli başlı noktalarda ve salonlarda yararlanacaksınız.yani rehber sizi girişten alıp çıkışa kadar sürüklemeyecek her salonda nokta nöbeti tutacak arzu ettiğiniz takdirde sizlere bilgi verecekler.hem böylelikle tek bir rehberle gezmeden bir çok farklı rehberden bilgi alabilecek, istediğiniz salonda istediğiniz süre durup istediğiniz tablonun önünde istediğiniz kadar düşünme ve bakma süresine sahip olmuş olacaksınız.süre sınırınız olmayacak.rahatça eşiniz dostunuzla sohbet edip tarihi konuşmalar belki geyik yaparak keyifli bir gezi geçireceksiniz.ha yok ben illa detaylı anlatım istiyorum koyun gibi güdülmek istiyorum tepemde biri sürekli konuşsun istiyorum diyorsanız da bir zahmet o paspamuk ellerinizi cebinize atıp bir acentaya uğrayıp kokartlı bir rehber kiralayacaksınız pek sevgili sanatsever insanoğlu.
6 senede zar zor bitirdiğim bölüm.ingilizce öğretmenliğinden daha kapsamlı ingilizce ve edebiyat öğreniyor olmamıza rağmen formasyon yasagımızın olması ve puanımızın daha düşük olması da bölümün kazıklığının yanında cabasıydı ben okurken.yıllar geçti bambaşka yollara düştük gerçi bölümümle de yine de anılarım tazedir.
hizmeti kötü çalışanları lakayıt yemekleri vasat fiyatları yüksek müzikleri tekdüze manzarası haricinde hiçbir şeyini beğenmediğim bir kere gittiğim bir daha da asla gitmeyeceğim yer.
en boktan duygu. neden mi.bir kere sürekli onu görmek istiyorsun. sürekli yanında olsun istiyosun. yaptığı her şey sana tatlı geliyo. söylediği her şeyden kendine pay çıkartıyosun.iyi bir şey söylediyse delice sevinip kötü bir şey söylediğinde depresyona girebiliyosun .ki konu seninle alakalı olmasa bile. onun ihtiyaçları senin için önceliklerin oluyo.* aşırı kırılgan oluyosun aşırı duygusal oluyosun aşırı hayran oluyosun aslında pek bi bok olmadıgını bilsen bile. ve daha bunun gibi bir çok duygu karmaşası yaşıyosun işte. neden güzel bir duygu olsun ki. gardını yıkıyosun birine karşı.ya da bu hoşlanma değil mi . ben aşık mıyım lan yoksa. bilemedim sözlük. neyse.
yeni tanıştığında dürüstlük delikanlılık şeref haysiyet konusunda üst mertebe izlenimi yaratıp cicim ayları geçer geçmez götün teki olduğunu göstermesi.
"hasretinden prangalar eskittim. üşüyorum kapatma gözlerini." gibi bir şey olması lazım. ingiliz filolojisi bitirdim.hayatım şiirlerin mısraların içinde geçti. ancak benim kadar şiirden nefret eden başka bir insan evladı da yoktur. şiiri de sevmem dinlerken de hiç bir şey hissetmem okurken de duygulanmam duygulananları da anlamlandıramam. ancak az önce yazdıgım mısra kime ait hangi şiirden düzgün mü yazdım bilemiyorum da bir yerden aklımda kalmış ve barındırdıgı arabesk tema beni arabesk ssever yanımdan vurdugu için de aklımda bir hayli kalmış ki bu enrtyi girdirtmiş bana vesselam.
seviyorum bu adamın eşcinselliği bir şekilde vurguladığı bütün filmleri. cahil periler her ne kadar favorim olsa da soundtrackiyle * ,barındırdığı efsanevi intihar sahnesi ile, tragedyası ve komedisi ile en sevilen ferzan özpetek filmleri arasında listemde ikinci sıraya oturmayı başarmış bir yapım oldu kendileri.
bir kadın olarak ve bir başak burcu olarak her kadına kusur bulan herkese bir kulp takan beni bile dize getirmiş bir kadındır kendisi. güzelliğinin yanı sıra ödül törenlerinde ve günlük hayatında giydiği birbirinden güzel outfitler ile de moda konusundaki zevkini benim kanaatime göre ortaya koymuş bir oyuncu ayrıca.sırf güzel olsa bu entry altına bir şey yazma gereği hissetmeyebilirdim zira mila kunis benim için dünyalara bedel güzellikte bir kadın ama ne oyunculuğunu ne tarzını beğeniyorum bu yüzden pek bi kendimi yorasım olmadı hiç onun için ancak sofia vergara her şeyiyle kadın kere kadın .ibretlik bir paylaşım olarak geziyor ortalarda biz kadınlara.maşallah diyorum kendisine ve başarılarının devamını diliyorum. *
khal drogo diyorum başka bir şey demiyorum.insan değilsin.bunca yıl üçe beş adam olsun uzun saçlı sakallı kaslı olsun irilikten ölsün sert olsun maço olsun ama bana romantik olsun vs. diye söylenir dururum ortalarda. senaristler benim sözlerimden yola çıkarak yaratmışlar adeta adamı arkadaş. bu kadar mı uyar istediklerime. bu kadar mı.hastasıyım fanıyım aşığıyım geberiyorum arkadaş adam için. o dünyalar kevaşesi ama bi o kadar da güzel karısına da diyecek söz bulamıyorum. başını yedi adamın başını.neyse. dizi on numara. başka sözüm yok hakim bey.
desperate housewives season 8 episode 17de mike ın cenazesi götürülürken vanessa williams ın o muhteşem ve özlenen sesiyle seslendirdiği protestan cenaze marşı olarak kabul görmüş parça. can acıtır.
ahmet kayanın her şarkısına taparım ama bunun yeri bende neden bilmem başkadır. can yakar. onur ünlü şahane filmi beş şehir de neredeyse sırf bu şarkıyı kullanmıştır.
teoman resmen içine sıçmıştır. selda bağcan a halil ergünün eşlik ettiği versiyonu ise insana bazı zamanlar ciğer söktürücü acı verir galonlarca alkol içme isteği doğurur içinde falan. ne biliyim yürek burkan yorum selda bağcan yürek burkan ses halil ergün ve yürek burkan şair ahmet erhan birleşince insan suicidal bir moda giriyo her dinleyişinde.hoff.anne ben geldim kızın.hayırsızın.
ilk bölümünden itibaren izlediğim deli gibi sevdiğim tek türk dizisi. dün yayınlanan bölümünde son sahnede yine ağzımıza sıçtın ali atay. beni bu kadar güldürüp bir o kadar da aglatabilen tek dizi. cansınız ulan hepiniz.
brian kinney a.k.a. gale harold ı tanımama sebep olmuş divine dizi. straight bir kadın olarak şu hayatımda izlemeyi en çok sevdiğim dizilerden biri diyebilirim. yalnız bir yan etkisi var diziyi izledikten sonra babanızdan bile şüphe eder oluyorsunuz. *
ing.silah. aynı zamanda matthew good un avalanche albümünün 3. şarkısı.ki pek de güzel bir şarkıdır. sözlerini de yazayım da tam olsun bari ;
here by my side, an angel
here by my side, the devil
never turn your back on me
never turn your back on me, again
here by my side, it's heaven
here by my side, you are destruction
here by my side, a new colour to paint the world
never turn your back on it
never turn your back on it, again
here by my side, it's heaven
careful, be careful
careful, be careful
this is where the world drops off
where the world drops off
careful, be careful
you breathe in and you breathe out
for it ain't so weird
how it makes you a weapon
and you give in
and you give out
for it ain't so weird
how it makes you a weapon
never turn your back on it
never turn your back on it again
careful, be careful
here by my side, it's heaven
smallville ve queer as folk gibi bir kaç dizide de kullanılmıştır zamanında bu şarkı.
bir zamanlar matthew good band adında grubuyla sahne alan sonrasında yollarını ayırıp adıyla sadece matthew good olarak solo kariyerine devam eden kanadalı şarkıcı. ilk solo albümü avalanche daki müstesna şarkısı weapon bir dönemler i podumda loopa aldıgım bir şarkıydı.hala da çok severek dinlerim.
bilinenin aksine her şey iki tane değildir. belli başlı mobilya ve objeler çifttir ve birbirinin simetrisindedir, bunun da hurafelerle hiç bir alakası yoktur. tamamiyle barok ve rokoko üslupla alakalı bir durumdur bu ki bu iki üslup da sarayın eklektik mimarisinin içindedir. bu üsluplarda esas gösteriş ve şatafat olduğundan; her objeden iki tane olması ve birbirinin simetrisinde olmaları şatafatı arttırıcağından ötürü sarayda bu durum hakimdir. aynalar da ışığın kırılmasını ve gün ışığından fazla yararlanmayı sağladığı; mekanı derinleştirip genişlettiği vee dekorasyonda gösterişin baş unsuru olduğu için de birbirinin simetrisindedir ve yüzlerce ayna da mevcuttur.