mümkün değil rastlanmış olay değildir. türk askeri asla birbirini dövmez. çavuşlar erlerin anasına sövmez. üst tertipler alt devreleri süründürmez. bu dediğiniz işler finlandiyada olur ancak. gerzekleşmeyin.
otogarda cereyan eden olaysa bambaşkadır. benim şaşırdığım iki grup birbirine girerken diğer grubun "türküye türküye" diye gırtlak yırtarak tezahürat yapmaları olmuştur.
götümüzden uydurduğumuz düşmanlıktır. kim siker istanbulu? istanbul mu kaldı? her yanını gecekonduya çevirdiler, güzel yerlerini de arap şeyhlerine sattılar. buna rağmen hala istanbulu isteğen yunanlının aklını sikeyim.
son gelişmelerden sonra benim anladığım bizim bu herifleri denize döktüğümüz tamamen yalandır. ulan adamlar tek bir genç için ülkenin amına koydular. maşallah bizde hergün biri ölüdrülüyor polis tarafından kimsenin gıkı çıkmıyor.
biz onlara düşman olsak bile artık bizi pek siklediklerine inanmıyorum çünkü adamları 100 yıl geriden takip ediyoruz.
mastürbasyon. gerçekten ama. dişi ağıran insanın yapması gereken ilk şeydir. mastürbasyon sonrası vücudun salgıladığı hormaonlar sayesinde uykunun tesirine girersiniz ve uzunca süre diş ağrısı semptomlarından kurtulursunuz.
beni bu sözlükte en çok güldüren yazar. bakın daha on beş dakka evvel birşey yazmıştım kendisi hakkında. onbeş dakika sonra bir bomba daha patlattı. (bkz: #4347819) tamam diğerlerini anladık silahlılar falan da ödp ne be biraderim. hem neden ödp? emep değil tkp değil. ödp. neden neden *? şaka gibi. sayın yazarın düşünme prensibini gerçekten merak ediyorum. ama cevap beklemiyorum kimseden.
burjuvaizm diye mükemmel bir terimi bilim aleminin hizmetine sunmuş, engin bilgi birikimine sahip sosyolog ve filozof. şu an sözlükte yazıyor. gerçekten ama ahanda ispatı. (bkz: #4348241)
ulan onu bunu geçtim de ben adamları kandırılmışlıkla, salaklıkla, avrupalıların oyuncağı olmakla suçluyorlar ya ona fitil oluyorum. bu sadece komünistler için geçerli değil. bu mantalitedeki adamlar kendi fikriyatında olmayan herkesi suçluyor. islamcısı kandırılmış, komünisti kandırılmış, faşisti kandırılmış... "lan herkes kandırılmışta bir sen mi akıllısın dallama" diyesim geliyor.
ben değilim. karmam yükselsin ya da düşsün istiyorum. ulan sözlüğe girdiğim ilk günden beri -19 nihilist. bu ne ya? lan ne düştü ne çıktı. ne sikko bir yazarmışım arkadaş anlamadım gitti ya.
eleman öyle bir tribe girmiş ki bu sözlüğün gurusu benim havasında. bir iki girisini okudum sadece, öyle bir dil kullanıyor ki, "ey sözlük ahalisi bana biat edin ben türküm ve her dediğim doğru" diyor neredeyse. nickaltıma yazmış bişeyler. güya türkçe, kürtçe sidik yarışına giriyormuşum. allah allah. okuduğunu da anlamıyor mübarek adam.
bana türk dilinin saflığından örnekler vermiş. güya türk dili 1500 senelikmiş. deli olacam arkadaş. bin beşyüz sene nedir insanlık tarihinde. burada diyorsun başka yerde deme 1500 sene falan seni sopayla kovalarlar. adam öveyim derken resmen hakaret ediyor diline.
hatırlatayım sana; dil sadece yazı dilinden ibaret değildir. sözlü edebiyat diye birşey de vardır. bu da türk edebiyatında yazılı edebiyattan daha güçlüdür daha da eskidir. ha unutmadan orhun yazıtlarının büyük bölümü çince yazılmıştır. türklere dair bilgilerin bir çoğuna da çin kaynaklarından ulaşılmaktadır.
bir ampül fabrikasına kocası vasıtası ile sahip olmuş maliye bakanı karısı. bal tutan belli ki sadece parmağını yalamakla kalmamış. yalamış yutmuş. bu arada yanlış bilmiyorsam kadın ortaokul mezunu (yanlış biliyor olabilirim). demek ki neymiş üniversite falan hikaye. var mı arkanda bir dayı. gerisi bitmiştir. bir de şans faktörü tabiki. bir de dünya kadar malın olacağına fındık kadar amın olsun. bir de kadınlar ço şanslı. bir de deliriyorum sanırım.
harbiden komik olmuş. gülünesidir bence. doğruluğu ya da yanlışlığı pek de önemli değil. ortada binlerce ölü varken bir mektubun cidiyeti üzerine konuşmak saçmalıktır. benim anlamadığım general bu mektubu kime tercüme ettirecek ve ne cevap verecek?
içinde şöyle birşey varsa "mübarek bayramınızı kutluyorum sağlık ve esenlikler diliyorum"
komik olmaz mı? lakin siz bu adamlarla savaşıyorsunuz. sağlık ve esenlik dilemek "mümkünse savaş tüm hızıyla devam etsin" demek değil midir? sonuçta bunlar iki düşman taraf. komik.
diğer yandan başbuğ ne diyecek. "sağlık da dileseniz türkçe dilemedikçe size cevap yok" böyle mi der acep. yaşanan çatışmalar ne kadar saçma ise her iki taraf açısından da, gönderilen mektup da o kadar saçmadır.
zaten biz akıllı başlı adamlar olsaydık binlerce insan ölmeden bu işi çözerdik. ama bizde akıl nerde?
gazeteleri ne zaman açsam mutlaka bir tecavüz olayının yaşandığını haber aldığım şehir. tüm şehri tecavüzcülükle suçlamak tabiki saçma olur ama; kardeşim bu kadar da olmaz ki. hergün bir cinsel suç. garip doğrusu. allah sonlarını hayır etsin.
yanlış düşünün bir zihniyettir. ( tanım yapma zorunluluğu olunca insan saçmalıyor tabi. bu nasıl tanım) ben bu duruma kısmen de olsa seviniyorum. gerçekten ama. kazara deseydi ki her aile bir insan kesecek sorgusuz sualsiz milyonlarca müslüman seve seve insan keserdi inanın. avrupalılar da keserdi. ama onlar artık din için insan kesmenin salakça birşey olduğunu keşfedip, bizim gibi geri kalmış ülkelerin aptal vatandaşlarına devrettiler bu işi. biz kan akıttıkça onların cepleri doluyor malumunuz.
herşeyi bu kadar sorgusuz sualsiz kabul eden bir güruh olduğumuz için büyük ihtimalle doğru yanlış demeden habire adam kesecektik kurban bayramlarında. ama bu dini kim çıkarmışsa dinin etkilerini ve o dönemdeki sosyal yapıyı iyi tetkik etmiş ve demiş ki; hayvan kesin. akıllı adammış. anlamış.
inançlarımız gereği saklı tuttuğumuz kan akıtma hakkını başka şekillerde kullanıyoruz. katliamlarda, recmlerde, din savaşlarında... yani bir sürü gereksiz işte.
ama bunları kurban bayramında değil de başka zamanlarda yapıp kurban bayramı sevabı olarak hanemize yazdırmaya çalışıyoruz. gazanız mübarek olsun.
o kestiğiniz koçlar, tosunlar, boğalar, develer sizi öteki tarafta yakalarsa vallahi canınıza okuyacaklar haberiniz olsun. allahın yarattığı bir mahlukatı ne hakla kesersiniz. kestiğiniz yetmezmiş gibi çoluk çömbelek, konu komşu, fakir fukara toplanıp yersiniz. hepinizi teker teker cezalandıracaklar.
kesin. siz hala canım hayvanları kesmeğe devam edin. bu dünyada değilse bile öteki tarafta intikamları acı olacak. söylemedi demeyin.
(bkz: hayvansever)
iyi de ne yani? bundan çıkarmamız gereken anlam ne? allah bize bir işaret mi gönderdi. sizin ülkeniz kutsal, siz seçilmiş bir milletsiniz gibi. ben hiçbirşey anlamadım bu meseleden. ay ile venüs yakınlaşmış bizimkiler de bundan kendilerine pay çıkartıyorlar. allah allah ne saçma lan? bana biri açıklasın lütfen. düşündükçe bir tuhaf oluyorum. herkesin bu doğa olayına böyle anlamlar yüklemesi gerçekten akıllara zarar.
(bkz: allah akıl fikir versin)
son 57 yıldır ailece üyesi olduğumuz meslek grubu. sabahın kör karanlığında, sizler yorganınızın bir kenarının açılmasından mütevellit üşüyen kıçınızın derdine düştüğünüzde, bizler sizin mesut kahvaltılarınıza sıcacık ekmek yetiştirmek için uğraşıyoruz. tabi babamızı hayrına değil. parasıyla. yani kutsal bir meslektir. ne bileyim ekmeksiz sofra olur mu? olmaz. işte biz sizin sofralarınızın yegane gıda maddesi için uğraşıyoruz.
kutsaldır harbiden ekmek ve fırıncılık. mesele dünyanın en klas yemeği de olsa ekmeksiz hiçbir şeye benzemez.
sözlükteki bir anket girişiminde (en kutsal meslekler) ben bu mesleğin ismini zikrettim. adamlar hemen eksilemiş. sanki fransa da yaşıyorlar. bütün öğünlerde balık ve sebze tüketiyorlar. şimdi bu kutsal mesleğe eksi oy veren ite sesleniyorum. yediğin ekmekler burnundan gelsin, zıkkımın olsun.
Bu dağ benziyordu
Sanki
Yılın oniki ayı üşüyen
Ve üzerinde
Uzun, boz renkli ve dar bir paltosu olan
Uzun ve zayıf bir adama.
Önünü iliklemişti paltosunun
Dört tane dev kayayla.
Bu dağ böyle yaratılmıştı.
Bugün
Şafak sökerken
Bombaladılar onu.
Korktum o adam için.
Sonra baktığımda kendisine
Duruyordu tıpkı
Daha önce durduğu yerde
Yalnızca paltosunun bir düğmesi
Çözülmüştü.
ulan hani bu tayyip'le aydın doğan kapışmıştı. hergün etraftan duyuyorum şu kadar kişi işten çıkartlıdık, parasız izne çıkartıldık, maaşlarımızı alamıyoruz, fabrikada işler durdu vesaire...
tamam bu anlamda benim kısıtlı çevrem sağlıklı bir veri için yeterli olmayabilir ama ortada bir gerçek var ki millet işsizlikten kırılıyor, buna rağmen gazetelerde bir haber bile yok adam gibi. şimdi aklıma bu soru geldi. bu adamlar ne zaman barıştı da haberimiz olmadı.
2009 da ekonominin büyüyecek olması yalanı bizim daha çok kandırılacağımızın habercisidir.