yılları önce : Saatlerce sıra beklenip zar zor alınan tüp'ün ısıttığı su ile demlenen çay.
Şimdi : doğalgaz sayesinde hemencecik hazırlanan su ile demlenen çay.
Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar:
Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl
belirliyorsunuz?
Doktor:
Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç sey
veriyoruz.
Bir kaşık, bir fincan, ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl
boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz.
Siz NE yapardınız?
Adam:
OOO ! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova
kaşık ve fincandan büyük.
facebook'u beğenen ezik tiplerden daha iyi olan, ezik olduğu düşünülse de en asil duygunun insanlarıdır. zira facebook ne lan ? olm önceden facebook mu vardı ? yonja vardı, siberalem vardı, kalbimde vardı, dötümde vardı, vardı da vardı. neler yoktu ki. Şimdi kalkmışlar bana feyz buk diyolar, kusura kalmayın ama feyz alamadım ben ordan. bir tane hatun düşürdüm, oda taa bilmem nerde çıktı. yok o bişi değil hatunda bana tav oldu ama msnden devam edelim diyemedi bi türlü. sarmadı sizin anlıycanız. hem ne o öyle, çet yapar gibi mesajlaşmak felan ?
ybsg denilesi başlıklar. zira haberin yayınlandığı siteye girip kaynak gösterilen site'ye(haber ajansı veya bir medya kuruluşu değil) bakınca oda tv(bkz: http://www.odatv.com/) olduğu anlaşılıyor. hiç zaman kaybetmeden odatv.com adresine girip sadece haber başlıklarına bakınca ise sitenin ne bok olduğu çok rahat anlaşılıyor. Buyrun sitede bazı haber başlıkları :
YILIN HABERi! BiLKENT ÜNiVERSiTESi FETHULLAH GÜLEN CEMAATiNE Mi SATILIYOR?
TARKAN BiR DAHA DANS EDEMEYECEK Mi?
HANGi SANATÇILAR HZ. MUHAMMED iÇiN ŞARKI SÖYLEDiLER?
"KÜÇÜK JAPONLAR" SERTAB ERENER'iN KONSERiNi GÖLGELEDi!
vs.vs.vs
Ha bu arada şurayı parmağımla gösterip,gözünüze sokmadan edemedim : http://www.odatv.com/hakkimizda.html
imtiyaz sahiplerinin ismine dikkat.
Genelde karşımızdaki şahsın bazı* söylediklerini, yaptıklarını ve tavırlarını kaale almadığımız anda söylediğimiz, hakaret anlamındaki söz öbeği.
Anlaşıldığı üzere bu tümce karşı tarafı direk olarak it,köpek, hayvan yerine koymaktadır. söylemesi insana bir nevi zevk verir. şahsen bu laf yerine oturduğu zaman büyük zevk almaktayım, hatta 4 köşe olmaktayım*.
neyse gelelim lafın sözlükteki hikmetine. sözlük çerçevesinde birilerine köpek, hayvan ve bilumum ağır hakaretler içeren kelimeler kullanmak göze batmaktadır ve çaylak olma yolunda adımlar atmanızı sağlamaktadır. bu yüzdendir ki, bu kelime grubu çok güzel bir imâ içermekte ve söylenen kişiye "s.kimde değilsin" anlamını vermektedir. belki bazılarından, "aa ne kadar terbiyesiz" lafları duyacak olsamda, bu cuk diye oturan öbeği söylemeden edemedim.
entarilerini okuyunca kı.ımla güldüğüm yazardır. entarileri ile tanınmak yolunda ilerlerdiğini sanmaktadır ama bizim komşunun bir köpeği var, bi havlıyo, bi havlıyooo. sorma gitsin.
"ulan yoksa uludağ'dan bi tek ben mi varım ?" diye düşünürken 80'e yakın uludağ sözlük yazarı'nında bulunduğunu öğrendiğim ve anında kopmama neden olmuş feysbuuk.
* Polis araştırmaları sırasında en az bir kez bir striptiz salonuna uğramak şarttır.
* Amerika'daki bütün telefon numaraları 555 ile başlar
* Biri sizi şehirde kovalıyorsa, senenin hangi günü olursa olsun, genellikle St. Patrick Günü törenlerine rastlarsınız ve kalabalığa karışırsınız
* Bütün yataklarda L şeklinde çarşaflar bulunur ve bu çarşaflar kadının koltuk altı hizasına kadar uzanırken onun yanında yatan erkeğin bel seviyesine kadar uzanır.
* Bütün market alışverişi çantalarında en az bir somun Fransız ekmeği bulunur.
* Kontrol kulesinde konuşabilecek birini bulan herkes bir uçağı indirebilir.
* Herhangi bir binanın havalandırma sistemi mükemmel bir saklanma yeridir. Sizi orada aramak kimsenin aklına gelmez ve siz de hiç bir güçlükle karşılaşmadan binanın herhangi bir bölümüne gidebilirsiniz.
* Silahı yeniden doldurmanız gerekiyorsa, daima mühimmatınız bulunur. Daha önce hiç taşımıyor olsanız bile.
* Şehriniz tabi bir felaket ya da bir canavar tarafından tehdit ediliyorsa belediye başkanının ilk endişesi turistler veya yakında açılacak bir sergidir. * En tehlikeli yaralarla yaralan biri gıkını bile çıkarmaz, ama bir kadın yaralarını temizlerken inler.
* Bir pencere camı bariz gözüküyorsa, az sonra oradan biri dışarı atılacaktır. * Taksiye ödeme yapmak için cüzdanınıza bakmanıza gerek yoktur; elinize gelen ilk parayı çıkarıp uzatın, tam ücret kadar olacaktır.
* Mutfaklarda elektrik düğmeleri bulunmaz. Geceleyin mutfağa girdiğinizde buzdolabının kapısın açmanız yeterlidir.
* Kelime işlemciler asla cursor ekranı göstermez. Onun yerine hep "şifreyi giriniz" yazar. Bilgisayarlar her tuşa basıldığında bip sesi çıkarırlar.
* Anneler her sabah yumurta, salam vs den ibaret kahvaltı sofrası hazırlarlar, ancak baba ve çocukların kahvaltı yapacak zamanları hiç olmaz.
* Kabustan uyanan biri daima dimdik oturur ve hızlı hızlı solur.
* Elektronik zamanlama gereçlerine sahip bütün bombaların üzerinde bombanın ne zaman patlayacağını bildiren büyük ekranlar vardır.
* Ziyaret ettiğiniz binanın tam önüne park etmek daima mümkündür.
* Bir detektif bir davayı ancak askıya alındığında çözebilir.
* Bir çok lap top bilgisayar, istilacı uzaylı uygarlıklarının iletişim sistemlerini bozacak kadar güçlüdür.
* Dövüş sanatları içeren bir kavgada düşmanlarınız sayıca ne kadar çok olurlarsa olsunlar etrafınızda dans ederek dönüp dururlar ve öncekiler nakavt oldukça sırayla kavgaya girerler.
* Biri kafasına yediği darbeyle baygın düşse bile asla bir beyin hasarı veya travma geçirmez
* Polis departmanları memurlarını kesinlikle zıt karakterlileriyle eşleştirmek için onlara kişilik testleri uygularlar.
* Yalnız başlarına kaldıklarında yabancılar ingilizce konuşmayı tercih ederler.
* Her ihtiyaç duyduğunda elektrikli testere bulman mümkündür.
* Bir kağıt atacı veya bir kredi kartıyla her kapı açılabilir; tabi, bu kapı içinde bir çocuk bulunan ve yanan bir evin kapısı değilse.
* Hiç bir araba kilitlenmez camları dahi örtülmez. Dünyanın arabası çalınır ama bunlar hariç.
* FBI, CIA'in bilgi sistemleri birileri bize girse de pat diye cevap versek tarzında çok misafirperver çalışmalar içindedirler
arkasından "öcalan doğu ve güneydoğuda bir çiçek satıcısıydı, etrafındaki türk askerlerine çiçek satardı" demesini beklediğim beni hayretler içerisinde bırakan söz öbeği.
hemen yakınında şeker pınarı olan yer. kesinlikle pozantı'ya girmemenizi tavsiye ederim Şeker pınarında şeker gibi bir su varki içmeye değer... Ha sakın şeker pınarında yemek yemeyede kalkmayın benim gibi, bi adana'ya 15 ytl bayılırsınız, koyar adama. Salatalarına diyecek lafım yok ama.
Efenim malumunuz türkiye'nin en büyük sorunlarından birisi olan zekeriya beyaz hoca(!), ne hocası dekan adam(her neyse),her sene kurban ve ramazan bayramlarından önce, bilhassa ramazan vaktinde yeni bir tartışma konusu ile gündeme oturuyor. örnekleri hatırlamak için biraz kafayı çalıştırmak yeterli. öpüşerek oruç açmak veya oruç açarken öpüşmek vs.vs.
Gelelim bu seneki mevzuya, iddaa siteleri bire yüz veriyor bu seneki tartışmayı kim çıkarçak diye*. Bu sene kim nasıl bir tartışma çıkarır bilinmez ama zekeriya hoca'nın sabah sabah seda sayan programına konuk olarak katılacağı kesindir. Bırakın konuk olmayı, zekeriya hoca bizim sözlüğe bile konuk ve malzeme olucak ve söyledikleri ile gündemi yine meşgul edecektir. Kendisine burdan sesleniyorum kaybolmayan sakız üretsin efenim. başkada bişi demiyorum.
(bkz: #1652229) nolu entry'si ile çok güzel bir tespit yapmış nesildaş yazar. Tek kelime <altı çızık>"bravo"</altı çızık> diyorum kendisine.
üstteki entrylerden okuduğum kadarı ile ingilizce öğretmeni ve balık burcuymuş, ha bide nişanlısı varmış, efenim davetiye için özel mesaj atmanız yeterli*. Ömür boyu mutluluklar.
kullandığı programlar ise ayrı bir derttir bu kişilerin, zira hızlı ve öfkeli filmindeki araba düzenleme programının adı görünmektekdir ama saatlerce internetten araştırmanıza rağmen bu programı bulamazsınız. "acep video kaydı varda onu mu oynatıyolar" diye düşündürtür insanı.
asla karikatürize edemeycek zihniyettir. Öncelikle, başlık kıçtan uydurmadır, çünkü, bu ülkede hiç kimse kalkıpta bir komutanla alay edemez. burası türkiye, burda adamın .mına koyarlar bu bir. bir ikinciside daha geçen sene bir polis memuru bir subay'ı izin gününde, askeri üniforması yokken, bir yanlış anlaşılma veya başka bir sebepten dolayı kelepçelemişti. Subay'ın üstlerinden biriside bunu duyunca, olay mahaline gelip, polisi bir güzel fırçalamıştı "sen benim askerimi nasıl kelepçelersin" diye. Polis memurunu dövmediği kalmıştı. Herşeyi bir kenara bırakırsak, askeriye devlet içerisinde, hatta dışarısında bir devlettir. hükümet ile iyi geçinmek zorunda da değildir. Ortamı bozmasın, bir kriz yaratmasın, bir darbe vurmasınlar yeter bizler için. Ha gelelim karikatürize olayına, son yıllarda ortaya çıkan leman, femuar, hede hödö gibi kıçıkırık neyidüğü belirsiz olan dergilerin siyasi karikakatür çizmeleri kendi ahlak yoksunluğundan ibarettir. sıkıyosa çizsinler büyükanıt'ın karikatürünü. leman dergisi ve ekibini tuvalet kağıdı niyetine kullanır ş.rrefsizim...