yüzün başkalarına dönük kendinle başka insanlar arasındaki farkı görebilmek adına kendi etrafında dönerek gerçekleşmesi beklenen eylem.neden sevdiğini ,neden nefret ettiğini özün ne kadar derinde...kendi içsel sebeblerle ortaya koyup ilişkilendirebilme.
baba lunaparka götürür.atlıkarıncalar güzel ama senin aklın o yüksekteki zincirli salıcaklarda kalır.telleri kopuyor die bir hurafe mi vardı ne..baba izin vermez. kendi kendine of-lardın puf-lardın. geri geri yürürdün. ama hiç işe yaramazdı.
yine küçüksün. misafirliğe gidilirdi ailecek. orada da tabi bebeler senin gibi..ilk başta çekinilir işte nazlanırsın. sonra bi açılırsın atlamacalar zıplamacalar. tam alıştın. anne geç oldu gidiyoruz sinyalleri veriyo. yaa dersin. söylene söylene eve gidilir.
yine küçüksün. anne evde börek yapar. senin canın börek istemiyo ogün. gözüne gözüne sokar anne defalarca ye ye diye. cık yok istemiyo canın. anne zorlar hala. o anda sokak arkadaşın gelir. bisiklet sürmeye çağırıyor seni. anne bu sefer ona ye diyor. arkadaşın da hemen indiriyo mideye("el" deki tatlı olur pisikolojisi) sonra bir pişman olursun yemediğine. nasıl canın börek çeker.
hiç bişe yapmak gerkmez iyi olmak için.çok kolaydır iyi olmak.hiçbir kötülük yap-maz-sın ve iyi olursun.ama kötü olmak hüner ister.kıvraklık ister,herzaman güven alacaksın ama vermediğini saklamak için kurnaz olacaksın.sert olacaksın.hiç bişeyden korkmayacaksın.eğilmek bükülmek yok.karşındaki doğru bişey söylüyor olabilir aman ha ikna olursan kaybedersin.sen kötüsün bir ışığın olmalı.o ışıkki bütün iyiler sana baktığında gözleri kamaşmalı ki yalanlarını göremeden kör olsunlar.salaklar ise kötü olmak isteyen ama zekası kötülüğünü saklamaya yetmeyecek kadar az olandır.
güne başlarken ve aynı günü yollarken defalarca ,sayılamayacak kadar , olur. belkide sayamadığı için dikkat kesilmez insan.bi yazı yazar başkasının düşünmeyi atladığı , yaklaşıp dokunmadan teğet geçtiğini bildiğinizi söylemek anlamlı gibi görünür.ses getirmeyi ummak anlamlıysa herkesin sizinkiyle aynı şeyi umduğu duygusu saçmasapandır.iş okul gelecek için sabah erkenden yola çıkmak anlamlıysa gece evinin terasından aşağıııdaki kalabalığı izleyip hep aynılığı görmek
saçmasapandır. almayı hedeflediğimiz yollar biz yürüdükçe uzadığını farketmek saçmasapan ama yürümek gerektiğini bilmek anlamlı.para biriktirmek mi acı biriktirmek mi duygu biriktirmek mi beni önemli kılar soruları anlamlı ama cevaplar başkasının gözünde önemliyi düşündürüyorsa herşey saçma. şu an uykumdan eden bu yazının gerekçesi anlamlı samimi olmadıysam saçmasapandır. durup hayata her baktığında bu iki duygunun ortası yoktur.hiç durmayanlara saygılar.
son zamanlarda nitel gözlemlerime dayandırdığım gerçek payıdır!!
devlet yurtlarında yenilen şaplı yemekler sonucu öğrencilerde aşırı kıllanmada artış tespit edilmiştir.
özellikle kız öğrencilerin güzelliklerine gölge düştüğü ve kuaförlerin çok pahalı olması nedeniyle kat kat fondoten sürmeleriyle modifike olup fondetenin epitel doku gibi davranmasıyla derilerinin kalınlaştığına bizzat şahit oldum.
dış dünyada zaten hormondu efendim radyosyondu hava kirliliği, aşırı sicaklar.... derken yüz yapımız ecüş bücüş olmuş durumda. birde bunlara aşırı sitresten muşmula suratlı göründüğümüzü eklersek bu denklemden maymun çıkıyor.*
bu yıl 4.sü düzenlenen ege üniversitesinin düzenlemiş olduğu görülmeye değer münazara. ev sahibi süper ve organizasyon eksiksizdi. toplam 18 üniversite 38 takımın katıldığı yarışmayı gs 1.likle aldı. * yarışma hem çok keyifli hem öğreticiydi.uludağ üniversitesinin performansı iyiydi. yeni katılımcı üniversiteler beklenmektedir.
sürüden ayrılmaktansa kişiyi 'ben yapanlardan ' vazgeçmesidir, dolayısıyla birey olmaktan çıkılıp birbirinin aynısı , beyinleri kiralanmış bir koloni ortaya çıkar.çoğu zaman altında kendi varlığını haklı çıkarıp , önemli biri olduğunu başkalarının bakışlarında görmek istemek yatar.farklı düşünmek istemez , dışlanmaktan korkar.
hiç şımartılmamış, sevgi esirgenmiş nesildir. sevgisini belli etmenin ayıp ve saygınlık yitirdiği zannedilidiği dönemin çocuklarıdır. şımarsa ne olacak , şımartmak neden bu kadar korkunç gelmiştir diye sormak gerekir bu nesilin ebeveynlerine. bilinmezdir cevabı. tabi aynı anne baba şevkate aç, özgüveni olmayan çocuklar yarattıklarından bihaberdirler. sevilmeyi bilmeyenler sevmeyi daha geç anlarlar çünkü.
şöyle ceryan eder.
amfide ders var:sessizlik hakimdir.sessizliği bozan sizsinizdir( aslında tam olarak siz değil )içinizden biri bağırmaktadır.eğilip bükülmeye başlanır 'sanki oturduğunuz koltuk gıcırdıyormuş' süsü verme çabalarınız nafiledir. üzerinizde odaklanmış bakışlara "aç da değilim şey , tüh! , vah! " açıklamaları yapılır.ne yazıkk ki etrafdakiler işin açıklama kısmıyla ilgilenmezler ; onlar tam da sizin uzaklaştırmaya çalıştığınız rahatsızlık verme , dersi bölme kısmına takılıp kalırlar.
ee yapacak bişe yoktur. ara verildiğinde soluk kantinde alınır.bi daha da derse aç gelinmez.
aşık olmak.kalp senin ol olabildiğin kadar... her defasında sınırlarına yaklaştığını hissedip asla dokunamadığın, eğer gerçekse sonsuza uzanan çizgi.yol senin iki kişi olmak zorunda değilsin manzaranın tadını çıkar