adana f tipi cezaevinde, tutuklunun eğitimiyle bir bağı olmadığı, örgütsel materyal ve amaç dışı kullanıma açık bulunduğu için yasaklanmış olan atlastır.
sokaklarda, özellikle kimsenin, kimin ne yaptığına karışmayan insanların yoğun olduğu yerlerde takılan ve sefillikleri beni gerçekten üzen insanlardır. büyük şehirlere iş bulma umuduyla geldiklerini düşündüğüm, umduklarını bulamayan insanlar.
beni tek rahatsız eden tarafları; kendileri gibi olmayan insanlara -saçı sakalı uzatmış erkeklere, giyiminde kısa etek/şort tercih eden bayanlara ve onlara göre marjinal kalan insalara vs.- dik dik bakışlarıdır.
içine bomba koyduğu paketi, postayla suikast adresine göndermek isteyen, ancak pakete eksik pul yapıştırdığı için geri gönderilen postasının, bombalı paket olduğunu unutan ve hayata gözlerini yuman, çaylak, ıraklı terörist.
soğuk bir elin anlatamadıklarıydı
dili dönse konuşacaktı olmadı
hayat biraz puşt biraz fahişe
sarkıtmıştı bacaklarını caddelere
bulanık sular taşardı küfrüne gecenin
bir travestinin tarlabaşında büyüttüğü
zambak boyunca yalnızdı
karanlığa çentik atan
gece kasılmaları
günahlarımızı yedik boş tabaklarda
şaklabanlar tiyatrosunun
biletsiz koltuğuyduk
pardon! siz mi oturacaktınız,
biz öylesine kurulmuştuk
gölgeden olma hiçlikten doğma
çoktuk işteydik yoktuk
kalbimin ayaz kentlerinde
ölgün kaktüsler gırnatası
bir gülü ezdim
ölümüme laf edin ki yanlışlıkla
içimde kıyametler ıslanıyordu
bir tinerci odasının loş ışıklarında
şehvet kanları
oysa üç çocuklu sarışın bir yosmanın
aile saadetinde duraklamıştım
ah! bu anahtar sizin olmalı
kapıyı ben açmıştım
bu cinayet şimdi unutulmalı
mahkeme tutanaklarına düşmemeli
soysuz adı
o kayboluş tangosunun
kahır ve yenilmişliğin
uygun adım merasimiydi hayat
durma ak aklıma sızan şarap.
sıradan bir aşk şarkısı olmayan, yüreğinde birazcık bile olsa acı hisseden bünyeyi, çığrından çıkarak bir etkiye sahip, arabesk ama arabesk olmayan glasvegas şarkısı.
internet sansürünün neden getirildiğini apaçık göz önüne seren durumdur. ilim ve bilim insanı harun yahya'nın konuya getirdiği fantastik yorumda şu şekildedir.
ülkenin başbakanına yakışmayacak derece çirkin, recep tayyip erdoğan'ın karakterine yakışacak kadar iğrenç bir kelimeyi, kendi görüşlerine, yaptıklarına ve yapacaklarına, fiili müdahele de bulunmadan ** sadece eleştride bulunanlara karşı kullanmasıdır.
çok kez tayyip erdoğan'ın çok iyi bir konuşmacı olduğu söylenir fakat benim fikrimim sorarsanız o kadar da iyi bir konuşmacı değildir. çünkü iyi konuşmacı olmak demek; diksiyonu düzgün olmak, dilde akıcı olmak ve gereksiz alıntılara fazlaca yer vermemekle olur. bu sabah ki konuşmacısını dinlemiş olan her insan bunun farkına rahatça varabilir.
müslümanların ışın silahları olduğunu zanneden bir arkadaşın verdiği röportajın adıdır. sanırım ingilterede bir örgüt bunlar müslümanlara karşılar falan.
ama asıl olay elemanın ingilizceye yeni terimler kazandırmasıdır.
günlük yüzünüzü bana bırakabilirsiniz,
yapmacık karakterler vestiyeriyim ben.
nasıl bir kostüm istersiniz ?
sanırım çağımın ayıbını giyinmezsiniz,
oysa göğsünüzü yırtmak üzere içinizdeki hayvanın azidişleri.
ne kadar da ragbet görüyor, bu yanık kanatlı melek giysileri.
caniliğinize yakışsa da tavsiye etmem.
içerde şeytanın size gülme ihtmali var efendim.
söylemek vazife kılındı, ondan bildiriyorum.
gözleriniz aç bir kartal gibi ve üstelik niyetiniz de sinsi,
çakallık size yakışır bir hayli,
arazinize birkaç bıldırcın da dağıtırız tabii ki,
burası sizin ininiz, daha daha ne istersiniz ?
utancınızı saklamaya hiç gerek yok,
onları ayrı ayrı kaldırıyoruz.
maymun olmayalım ne demek, istediğiniz olabilirsiniz.
burada hayal edemeyeceğiniz günahların keşfindesiniz.
pardon, ruhunuzu peşin almak mecburiyetindeyiz !
bir de, lütfen üzerinizde vicdan kalmasın.
bakın, bütün bunları beğenmediyseniz,
size şeytana yakın bir masa verebilirim.
inanılmaz bir yer, tavsiye ederim.
pahalı değil canım, sadece biraz daha gözünüzü karartırsınız.
o yorucu sahte sırıtkanlığınızı da alabilirim,
yapmacık karakterler vestiyeriyim ben.
çekinmeden koyverin en allahsız küfürlerinizi,
teveccüh göstermeden anlatın toplumu düzüşlerinizi.
içinizdeki kiri dökebileceğiniz daha pis bir yer bulamazsınız.
ne demek efendim, tabii ki hakkınız.
bu günler için siz ananızı bile sattınız.
buyrun efendim,
günlük yüzünüz
ve sırıtkanlığınız
bir de beraber götürmek zorunda olduğunuz günahlarınız.
yine bekleriz, bir ömür açığız.
allahsızlığın kapıkulluğunu yapıyorum ben.
vicdan diye birşey arayıp sormuyoruz,
allahsızlığın kapıkulluğunu yapıyorum ben.
dinden çıkar mısınız ?
zaten daha önce de göstermelik diz çöküyordunuz,
en az sizin kadar hesapkardı sizinle bir yakaran esnaflar.
ne kadar da adil görünüyor, secdede bir borsacı.
inanın genelevi işletenlere bile tavsiye ederim cumaları.
korkmayın, bir kere geçeceksiniz bu eşikten içeri.
söylemek vazife kılındı, ondan bildiriyorum.
gündüz gözüyle görünmeyecek kansızlığınız,
kan içen dişleriniz sadece gece görünecek, et yerken.
soluk benzinize renk katacağız kimseler görmeden.
bir tek aybaşında kanayacaksınız, işçilerin aylığını verirken.
ekmek, emek kavgası gibi fakir edebiyatını duymayacaksınız,
şıllık ve cilveli hatun sesleriyle kapatacağız kulaklarınızı.
ben kendimde değildim gibi savunmalara ne gerek efendim !
biz sizi allahsızlıktan öte görünmez kılacağız.
pardon, yüreğinizi sökmek zorundayız !
bir de, lütfen aklınıza şeytan dolansın.
bakın, bütün bunlar yetmez derseniz,
ruhunuza mastürbasyon yaptırabiliriz.
yetimlere yardım eder ve iftar çadırları falan kurarsınız.
puştluğun saltanatının tadına varırsınız.
vicdan diye birşey arayıp sormuyoruz,
allahsızlığın kapıkulluğunu yapıyorum ben.
şeytanla pazarlığa hazır mısınız ?
teveccüh göstermeden parselleyin
cehennemizin en nadide beldesini.
yokluğunuzdan kovulamazsınız nasıl olsa.
ne demek efendim, günah diye bir sözcük kalmadı.
şeytan bile sizden ders aldı.
alayım efendim,
kanınız,
yüreğiniz
bir de ruhunuz.
artık yok olmak gibi bir korku taşımassınız,
unutturmaz sizi allahsızlığınız
yada bir grup kendini bilmez tarafından çember kurularak tokatlanmak suretiyle* dayak yenilmesi sonucu hayatını kaybetmektir.her nasıl olursa olsun günü olumsuz etkiler.
yaşamında viski, sex on the beach gibi içkileri çok az ya da hiç içmemiş esas adamın sözüdür bu.içtiyse de eğer benim gibi hiç haz etmemiştir bu lüks sayılabilecek içkilerden. başkalarının aksine keyif için içilebilecek içkilerden saymaz onları.
içer, düşünür ve çeker gider. samimidir. ve sarhoş olduğunda başı önde ağır adımlarla sallana sallana yürür yolda.
başlığın aslı'birisini sevip beraber olamadıktan sonra başka sevgili yapmamak' olacaktı efendiler ama malumunuz.
sevdiğiniz kızla/erkekle konuşup, duygularınızı anlattıktan sonra olumsuz cevap alıp ve hala o kişiye ilgi duyulması sonucu oluşur bu elem durum. Kişiyle olaydan sonra muhabbetin bitirilmemesi öncelikli sebeb olabilir bu halin oluşmasında. Zira sevgi ne denli büyük olursa olsun onu hatırlatıcak anı sınırlıdır hafıza da.
Herşeyin farkında olsamda içinde bulunduğum durumdur ayrıca. Bir ego meselesi midir benim için artık yoksa abartılmış bir sevgi mi çözemedim dostlar. zor.*
yeni bir dönemin ilk ışıkları gibi görünmektedir.Silah kullanımının daha serbest ve satın almanın bu kadar kolaylaştırıldığı bir ortamda, en ufak anlaşmazlıkta daha nicelerine şahit olacağımız üzücü olaydır.
kenan sofuoğlunun iddiadan isim hakkı olarak kazandığı 800 bin tl dir.ancak bu parayı kendisinin daha önce belirttiği üzere haram nitelik taşıdığını düşünmesinden dolayı kabul etmeyip spor toto başkanlığına naklettiği paradır aynı zamanda.
cumhuriyet halk partisinin dün kendi internet sitesinden yayınladığı yolsuzluk iddialarıyla dolu belgelerdir.kayseri büyükşehir belediyesinin benzin istasyonları ve taksilere sahte ruhsat verdikleri iddiasının bulunduğu bu belgelerin ülke gündemini bi süre meşgul edeceğini fakat her zaman olduğu gibi tam olarak aydınlatılmadan ortadan kaldırılacağı kanaatindeyim.