2020 yılında insanı hala adsl'e mecbur bırakan, adsl için de tam karşılığıyla hizmet vermeyen, her müşteri temsilcisi ile görüştüğümde sadece "arıza kaydı alıyorum o zaman ifinim" den başka bir çözüm yolu bulamayan firma.16 mbps olması gereken interneti 3 mbpsye kadar düşmesine rağmen ya arıza tespit edilmemiştir ya da arıza giderilmiştir geri dönüşü yapan firmadır. Eve teknik servis gelir ve rahatça "en fazla 13 mbpsye sabitleyebiliyorum" der ve gider. 1 saat sonra aslında hiçbir değişiklik olmadığı ortaya çıkar. Verilemeyecek hizmeti satarlar. Fatura 1 gün geciktiğinde gecikme bedeli, ceza ıvır zıvır diye direkt mesaj atar. Sadece görünürde müşterinin yanındayız hissiyatı yaratılır ama somut olarak hiçbir şey çözümlenmez...
Son olayda asıl konu kilosu değildi. Ve bence hayır olay egosu falan da değil. Farklı bir bakış açım var bu konuya:
Bu kız hep böyleydi. Davranışları da egosu da bu şekildeydi. Yıllar önce yazdığım entrye baktım. Ben yine şu anda olduğu insan gibi yorum yapabilmişim. insanların önceden değil de şu an tepki gösteriyor olma sebebi onun bir barbie bebek olmadığı, onun da hayatının, psikolojisinin, vücudunun size yansıttığı gibi mükemmel olmadığını görmesi üzerine hayal kırıklığına uğramanızdır. "Aaaa nasıl olur ya, ama o bize kendisini şöyle şöyle yansımıştı? Nasıl bu kız o kız olur ya? Kandırıldık mı?" işte bunun için şu anda ona çok kızgınsınız. Sosyal medyada herkesin kendisini istediği gibi gösterebileceği gerçeği yüzünüze bu kadar popüler biri ile vurulunca çok mu şaşırdınız? Onlar kadar mükemmel olmak için her giydiklerini giyme, her kullandıklarını kullanma ve onları kendinize idol seçişiniz bir anda mükemmel olmadığını görmekle boşluğa mı düştü? Tüh ya, o çok güzel ben değilim diye kime bakıp ağlayacaksınız şimdi? Hahah. Kimse hiçbir zaman mükemmel olmadı. Onları gözünüzde, oranızda buranızda instagramınızda zartınızda zurtunuzda siz büyüttünüz. Gerçek dünyaya merhaba deyin...
Her genç gibi benim de bir zamanlar merak sarıp taktıranlara imrenerek baktığım fakat şimdilerde nedense gözüme hoş gelmeyen ve iyi ki taktırmamışım dedirten aksesuar. Bir gün takmak istersem de sahtesini takar, hevesimi alıp çıkarırım diye düşünüyorum.
Çok güzel bir kadın, çok iyi bir anne. Fakat her an bu kadar pollyannacılık oynaması bende sarsarak "gerçek hayata dön" deme isteği uyandıran besteci, sanatçı.
Sesi çok farklı bir etki bırakıyor gerçekten. Başka boyutlara gidip geliyorsunuz. ılık bir yaz akşamında bir içki sofrasında neden dinlenmesin ki bir gün?
başlamayı düşünenler için öncelikle kim hangi zamanda kim oldu, kim kimin oğlu kafa karışıkığı yaşanmaması için bir defter tutulması şart. yoksa kafayı yiyip diziyi yarıda bırakmanız an meselesi. çok ağır ilerliyor fakat aynı zamanda sürükleyici bir dizi. soundtrack'i de dizinin kasvetli havasını yansıtır biçimde.
Taklit komedisinden normalde hiç hoşlanmam, izlerken mimik oynatMAm. fakat fehmi dalsaldı bu işi gereksiz abartıdan, iticiliğe kaçan yapaylıktan uzak ve araya zeka işi ironiler katarak yapıyor ki başarılı bulmamak mümkün değil. Canım sıkkın olduğunda iki bölüm arka arkaya izledikten sonra pamuk gibi oluyorum. Bilmem Kaç yıl öncesinin konseptiydi aslında bu, bana nereden estiyse izlemeye başladıktan sonra yeni bölümleri gelmeye başladı. Daha da keyiflendim şimdi.
Arkadaşımın ısrarı üzerine, hafiften popülaritesini de başka dizilere bırakmaya başlamışken izleyeyim dedim ve tam da düşündüğüm gibi güzel fakat yapılan abartılı yorumları hakettiğini düşünmüyorum. Diyalogları, çekimleri, konusu, müzikleri çok daha iyi netflix dizileri gördük. Abartmadan izleyelim geçelim.