bu mudur yani? katılımcı listesindeki aslan yürekli ricirtlara bakıyorumda, girdiği polemikler ona buna sataşmalar, hiç de öyle şöförden korkup ödü götüne kaçacak insanlara benzemiyorlar, ya da öyle görünüyorlar, bu cehaleti bir şöförün kabahati gibi göstermek zaten en büyük cehalettir, sizi arkadaşlara havale ediyorum, ağzımı bozmamak ve çaylak olmamak için iki günlüğüne sözlüğe ara veriyorum.
bu açıklayacı bilgiden sonra zirve hakkında yazdığım bütün entrylerden dolayı özür diliyorum, allah bizi insanlara rezil eden o sarhoş şöförün belasını versin.
bir insan düşünün, beş saattir yanyana oturyorlar ve zirve ayagına beraber programa katılıyorlar ve nicklerini sormuyorlar, hadi bu normal diyelim, behey insan evladı ben çıkıyım ben çıkıyım diye böğürürken hiçmi aklına gelmedi, ulan ben iki kelimeyi bir araya getiremiyorum, çıkıp ne yapacam orada?
şimdi bakın birazdan bu müstesna arkadaşlar gelirler, vay efendim ekşi ayarın allahını verdik okana şöyle dedik, o ekrana çıkan çocuk benim, gibisinden iyi halt yemiş gibi anlatmaya başlarlar.
bir kişi bile derse biz bu gece iyi şeyler yaptık diye, çok kötü cümleler hazırladım haberi olsun, sonra efendim sözlük de küfür var diye çemkirmeyin.
+hobilerin nedir?
-internet, sözlük falan işte
+sözlük kullanıcısı/yazarımısın, hangi sözlük?
-uludag sözlük
+aa dün makinaya çıkanlar, çok güldüm ya ben onlara, iyi bari sen biraz konuşabiliyorsun.
makina programında gördüğünüz arkadaşlar aslında uludag sözlükte yazar filan değiller, sözlüğümüzü sabote etmek amacıyla bir takım gizli guruhların elemanlarıdır, aldırış etmeyiniz, buyrun...
sen klavyeye derken 'ye' yi ayırırsan, okan da , eksi söyle iyi böyle iyi derken, seni besleme çocukları gibi kenara ayırır, ben bugun bir şey öğrendim, burada malesef çogu insan kendi gibi değil, bakkal dan ekmek almaya utanan insanlar burada ben yazarım diyor, ayar veriyor filan, zaten biliyordum bugun öğrendim mesud oldum, bahtiyar oldum, hakem de penaltınmızı vermedi.
programın sonuna doğru, ben de flaşback ler yaşayormuş hissi uyandıran sunucu, kafasımı güzel oldu, yoksa aynı kafa bir yeremi takıldı bir şey oldu anlamıyorum ama bir daha ki programa gelecem eğer kafan güzel olduysa ne içtiysen aynısından ısrarla isteyecem, kişisi.
bir şeyini seviyorum yalnız, oturduğu yerden ortaya bir ayar veriyor, muhakkak sazanın biri çıkıp o ayarı üstüne alıyor ve açıklama yapmak zorunda kalıyor, ilkokul da ben de çok yapardım.
son olarak karşına çıkardığı sözlükcülerden hayal kırıklığına uğradı sanırım, zira bir çok programda ben sözlükleri savundum derken, bizim bedfortlar ''teşekkür ederiz ama biz insanların kendileri hakkında gerçek düşüncelerimizi, yüzlerine söyleyen en iyi dostlarıyız'' diyemediler. sana layık olamadılar okannn.
bir sözlük anca bu kadar rezil edilir, lafa geldimi mangalda kül bırakmayan sözlük aslanlarının agzından iki kelimeyi kerpetenle alan okan bayülgen i kınıyorum, siz gidin konuşmayı bilen birileri gelsi demedi.
Olayın sosyolojik boyutu önemli olmakla beraber bu benim haddime düşmeyeceğinden ben sadece dikkatimi çeken birkaç hususu belirtmek istiyorum.
Nasıl ki Almanya da Adolf Hitler çatır çatır iktidara gelirken ona kimse müdehalede bulunmamış ise bu Televole denen kültürü ve onu temsil edenleri bu noktaya getiren nedir? Bence taa Televole nin yılışık muhabirlerinin; salak futbolculara sorduğu abuk sorulardan buralara gelecekleri belliydi. Tabii bunda eski magazin dergileri, magazin kültürü ve magazin kavramı ne kadar etkilidir o başka bir tartışmanın konusudur. Ama bu işin asıl ilginç yanı kronolojik bir sıralamayla bu noktaya gelinmiş olması. Ben kafamdan herhangi bir hesaplama yapmadan şu şekilde bir sıralama çıkarttım:
Televole ortaya çıkıyor ve salak futbolcuların üzerinden sağlanan reyting başları döndürüyor.
Bu salak futbolculardan bir iki demet seçiliyor ve normalin aksine çürükler üste koyularak bunlarla ilgili röportajlara daha bir sıklıkla başvuruluyor.
Bu futbolcuların en bi gereksizi burada dönen paranın büyüsüne kapılarak futbolu bırakıp yanına kattığı yılışık muhabirle beraber kendi programını yapıyor.
Maradona Türkiye ye geliyor ve o meşhur talihsiz sözü söyleyerek halkın gözünde Televole denen programı ve televole kültürü nü meşru hale getiriyor.
Televole yavaş yavaş futbol camiasından uzaklaşarak magazine doğru geçiş yapıyor. Ama adı artık bir marka halini aldığı için adından vazgeçmiyor.Tabii işte bu kırılma noktasında televole kültürü doğuyor.
O ana kadar farklı bir çizgide bulunan bazı magazin dergileri giderek yönlerini sansasyona çeviriyor.
Futbolcu eskisi Afrikalı kişi medyanın ve sözde sanatçıların yaşlı gözlerini arkasında bırakarak sınırdışı ediliyor. O zaman insanların aklına bir soru geliyor onsuz bir Türkiye nasıl düşünülebilir ki?
O zamana kadar bir ya da iki manken adı bilen yurdum insanına bu camia aleni empoze ediliyor ve en cılkı çıkmış camianın üzerindeki tozlar bir Televole üfürüğü ile temizleniyor.
Cılız eleştirileri ardında bırakan Televole yoluna dolu dizgin devam ediyor.
Magazin dergileri artık haftanın bir günü en cıvık haliyle her standart insanın evine giren Televole programına yenik düşerek gazetelerin pazar günü verdikleri bir ek halini alıyor.
Pazar günleri verilen magazin dergilerinde artık sosyetenin osu busu yerine daha bir tanınmış kişiler arzı endam ederek çıplak fotoğrafları ve çarpıcı açıklamaları! ile her eve girmeye başlıyorlar.
Televole furyası bir kanal değişikliği ile ikiye bölünüyor ve insanların kafasında "Acaba hangisi gerçek?" şeklinde bir soru oluşuyor. Türkiyenin gündemini oldukça meşgul eden bu soruya cevap bulma savaşına giren tek yumurta ikizlerinden biri sonunda diğerini öldürerek tahta oturuyor.
Televole yi takiben diğer magazin programları da yayına giriyor ve her kelime ve her görüntü arası bir şarkı, bir melodi kavramı iyiden iyiye kalıplaşıyor.
Televole nin yayınlandığı kanal bu pastanın büyüklüğünü görerek aynı tarzda bir program daha yayına sokarak 2 gün üstüste insanları magazin bombardımanına tutuyor ve magazin alanında tekel haline geliyor.
Evet bu şekilde bir gelişim gözlerimin önünden geçti benim. Bu gelişimin içinde nice yıldızlar büyüttük ellerimizle. Nicelerini de tarihin tozlu sayfalarına gömdük. Eteğini sıyırarak şarkı söyleyenin daha sonra her Perşembe gecesi Kur'an okuduğunu öğrendik. Eski resimlerine mastürbasyon yaptığımız insanların daha sonra "Bacınız geldi" sloganlarıyla ekranda göründüğünü görünce mastürbasyon yapmayı bırakıp utandık eski günlerden. Hayatında bir defile izlememiş ev hanımı Fatma Teyzemizin mankenlerin içini dışını bildiğini görünce onun bilgi seviyesine karşı gözlerimiz yaşararak elini sıkmak istedik. Daha neler neler istedik, düşündük, yaptık kimbilir. Bu gidişle daha neler neler görücez kimbilir. Çözüm ise çok uzaklarda. Hiçbir olay için biraraya gelememiş insanlar bu tarz programlara karşı mı biraraya gelecekler? En aklı selim çözüm nedir diye sorarsanız tek bir cevap vardır: izlemeyin. Bu cevap içinize sinmedi ise bu konuda bir girişimde bulunun bakalım arkanızda kaç kişiyi bulucaksınız.
bir de ankaranın göbeğinde kuvvet komutanlıklarının önünde nokta nöbeti tutan askerlerimiz vardır, kendileri eve gidince askerlik yaptım der, ama onu sucu yoktur, 45 derece sıcakta o cocukları oraya diken insanlara laf edilmesi gerekir, şimdi ben lafımı esirgemem ederim, ulan yavşaklar bunun adı vatan görevi değil işkence, derim ama adımızı pkk li yaparlar demiyorum, zira orduyu eleştirmek vatan hainliğidir bazı tatlı su milliyetcileri için.
ya bir de anlamadığım bir konu var, abicim hiç birimiz sevmiyoruz ama küfüründe bir kullanma sanatı vardır, sen tutup başlıga direk orosbu çocugu yazarsan silinir, ben mod olsam bende silerim, neden? abicim burası er meydanı değil, hangimizin siki uzun hangimizin kısa diye test de yapmadılar girerken, şimdi sen pkk küfürü hak ediyor diyeceksin, ediyor doğru, ama abicim ucuz şov yapacam diye de küfür edersen ben senin ülke sevginden şüphe ederim bunun adı başlığıma entry girilsin sevgisidir.
bir arkadaşım şu bakınızı vermiş, abicim sen orosbu çocuğuna orosbu çocugu demek istiyorsan, çık dışarı etrafına bak en kalabalık olan bir yerde çık bir tenekenin üstüne bağır orosbu cocugu pkk diye, ama yapamassın, sen değil burada popülizm derdi ile yanan mahalle kabadayısı ağzı ile yazıp hanımevladı gibi görünenlerin hiç biri yapamaz vallaha ben de yapamam.
o zaman götümüzün yemediği şeyleri burada yapmamalıyız, pkk dan korktuğumuz için değil, az önceki örnekde belirtildiği gibi itibar göremeyeceğimiz için haklı da olsak farklı gözle bakılacağımız için.
gelip benim başlığıma küfür et, silmezler ama gerçek bir vatanseversen küfür yerine insanları pkk dan sogutucu gerçek yüzünü ayyuka çıkaracak makale tarzında şeyler yaz o zaman milliyetciliğin pkk ya küfürden ibaret olmadıgını öğrenir insanlar
bir kalıp beyaz peynir, karpuz ve ekmek, bir kaç çocukluk arkadası, güzel bir ağaç altı, yemek yerken gazetenin üstündeki haberlere yorum yapmak, unutulmuş bunlar, adı görgüsüzlük olmuş, bizi avrupa neden dişlıyor hiç tahminiz varmı, geçmişimizle dalga geçip kendimizi başkası gibi tanıttığımız için, adam yüzümüze bakıyor insan, içimize bakıyor öküz. insan görünümlü öküz, deil avrupa birliğine girmek, altımıza sıcacaz bari tuvalate girelim desek oraya da almazlar.
çok tehlikeli bir sözdür, cümle bitmeden, burnunuzun üstüne kafayı yiyebilir, ondan sonra özür dilerim abi diyerek konuyu kapatmak için yalvarabilirsiniz. bizzat şahit oldugum durumdur, cümleyi söyleyen arkadaşın yalvarmaları kulagımdan gitmez.
ulan güzel desen güzel değil, yaptıgı iyi bir iş var desen, ne müzik ne sinema ne dizi hiç biri yok, yanlışlıkla bir güzellik yarışmasında birinci olmuş sonra yedikleri boku anlayıp tacınıda geri almışlar ama...
bundan 15 yıl önce filandı trt de rahmetli cenk koray hülya avşarı programına çağırmışdı, hayata küsmüs biri ile cenk koray arasında çok soğuk bir muhabbet geçmekteydi, cenk koray sordu avşar kızı hayatından memnunmu? bir dokun bir ah işit, intihar edebileceği sinyalini bile vermişdi bu kişi, bir de şimdi bakıyorumda her daim kafası güzel bir kardeş, ota boka cevap veren bir anne, ülkenin en önemli insanları ile birliktelik, buradan magazin gazetecilerine sesleniyorum, hepimiz hülya avşarız, hatta hepimiz hülya avşarı cebimizden çıkarırız.
elimzden tutup uçan kuşa çıkaran yokki, konuşsak da yer yerinden oynasa...
bu olay sevmediği parti iktidara gelince 'şeriatcı onlar' gibi bir şeydir, babası izin vermez dövme yaptırmaya, adam babam izin vermedi demez de 'haram abi abdest olmuyormus der' ulan adam ol, bir zamanlar insanların götünü tuvalet kagıdına silmesi caizmidir diye tartışıyordu insanlar, neden tartışıyordu? apacık kuralları olan bir din nasıl istismar edilirdi bunun için uğraşıyordu şerefsizler, arkadaşım dövme yaptırmak acı veren bir işdir, göt ister yani, kendine güveniyorsan, kendine yakıştırıyorsan bir ömür boyu üstünde taşımayı kabul ediyorsan yaptır ama sen tutup da omuzunun üstüne ananım amının dövmesini yaptırırsan işte o günah olabilir, o zaman şüpheye düşersin işte günahmıdır değilmidir diye.
insanların her boku sanki inanıyormuş gibi dinle karşılaştırıp polemik yapması yokmu, git lan, annem babama vermedi günahmıdır acaba diye başlık aç, biz de sebebini araştırtıp annenle görüşüp konu hakkında fetva verelim.
not: bu entry islam dinine inanmadıgı halde, inanları aşağılamak için başlık acan entry yazan kişilere ithaf olunmuştur, kendilerini ve annelerini buradan saygı ile anar, önümüzdeki maçlara bakacaz artık denir.