her soruya sıkılmadan dolu dolu cevap veren danışmanlık. bu yüzden eskişehir'de olmalarına rağmen irlanda'da work and study programı için tercih ettim. sitesi http://www.egitimnoktasi.com.tr/
"Şiir
Düşük wattlı başucu lambası
Aydınlatıyor çirkinliğini.
40 watt yukarısını kaldıramaz patlar.
Işığı yaksam korkarım, güneşte hiç bakamam.
Çirkinlerle olunmaz mı? Olunur elbet sen de bir çirkinsen.
Ne çok çirkin var şu dünyada, her parçası ayrı çirkin.
Çirkinleri anlatmak uzun. Arap atı güzelliği kadar uzun.
Burunları yamuk, dudakları ince, gözleri koyu, alnı açık, göbekli, kalçalı, kıllı, bakışsız, suskun, güvensiz, kimsesiz ve hiç kimsesiz Bitmiyor! Çirkinler geceyi sever, karanlığa hükmeder, korkutarak gizlenirler.
isyan
Ne çok ışığa düşman yanımız var.
Ne çok saklıyoruz bedenimizi.
Ne çok inceleniyoruz, eleştiriliyoruz hunharca.
Güzelliklerin konuşulacak yanı kalmamışken, kusursuzluk sıkıcıyken çirkinlik sonsuz bir kaynaktır.
Güzellikte sulanan bedenlerimiz.
Güzellikte Afrikalı bir çocuk zayıflığındaki zihnimiz.
Güzellikte unutulanlarımız.
Ne utanç verici değil mi kendimizi güzelliğe bir anda teslim etmemiz? Ne zayıfça...
Oysa bastırdıklarımız, koruduklarımız, güzellik karşısında savunmasız.
Açlık değil bu, arayış değil, aşağılanma isteği güzellik karşısında güzelce.
Soru-Cevap
Çirkinler neye sahip olurlar? Korkuya!
Aşağılama
Güzeller zayıftır, güzelleri seçer.
Güzeller sıkılır, çünkü seçer.
Güzeller korkaktır, çünkü çirkinler vardır.
Sorular
Gözleri olmayan bir güzel, en güzel kokanı mı seçerdi?
Gözleri olmayan güzeli sen seçer miydin?
Gözler ve güneş güzellikse, körlük ve gece çirkinlik midir?
Son Şiir
Kendini bırakan çok güzel gördüm çirkine.
Kendini bırakan hiç çirkin görmedim güzele.
Kendini kendine bırakamayan, güzele bırakır."
Atatürk sloganını beğenen Mahmut Efendi hayranlarının 1938'deki 8'in neden yan yatırıldığını anlamayıp, dumura uğramama neden olan sayfa ismi. *https://galeri.uludagsozluk.com/r/351620/+
kalıplara girmeden kulağa hoş gelen her şeyi dinleyebilmektir.
5 dk önce neşet ertaşla dertlenip ardından soad'la coşmaktır, bir bende mi var bu olay bilmiyorum ama olması gerekenin bu olduğunu düşünüyorum.
şu an Endonezya'da bulunan erdoğan'ın ziyaretini 1 gün daha uzatması dolayısıyla 74 yıl sonra ilk kez başbakansız anma töreni yapılacak. al birde buradan yak..
En son Orhan gencebay ile bir ömür albümünde çıkarak kendini gösteren durumdur.
Leyla ile mecnun senaristi burak aksak tarafından durum gayet güzel özetlenmiştir: "içinden serdar ortaç çıkan orhan gencebay albümü gibisin. insanda koşarak kaçma isteği uyandırıyorsun." *
evet beyler, umarım bu başlık siklenir. ekonomi bilgimi sizlerle paylaşacağım ve 2002-2012 arasında terörün niye bu kadar coştuğunu, ekonominin neden birden bire düzelmeye geçtiğini sizlere anlatacağım. sıkıcı olmayan bir dille anlatmaya çalışacağım, lütfen 3 dakika ayırın okuyun. aydınlanın..
panpalar, çok iyi ekonomisi olan, çok sağlam temelli ekonomisi olan ülkelerde para kurları değişken değildir pek. taş çatlasa 4-5 kuruş fark olur. para kuru nedir bilmeyenler için söyleyeyim: yabancı paranın yerli paraya karşı değeri. misal türkiye'de dolar bir gün 1,75 tl ise, ertesi gün 1,76 tl'ye yükselmesi...
bu sağlam temelli ülkeler ingiltere, fransa, almanya sayılabilir. bu ülkelerde para kurları değişken olmadığı için elinde avro dolar sterlin gibi yüklü miktarda para bulunan iş adamları bu ülkelerde para yatırmaktan kaçınır. çünkü kurlar değişken değildir fazla, yani türkiye'deki gibi dolar bir gün 1,75 tl iken, olaylar falan olunca ertesi gün 2,00 tl'ye fırlamıyor.. bu da iş adamlarının istedikleri kadar paza kazanamamaları demek. bu iş adamlarının da 10.000 doları falan yok, kimisinin milyon dolarları, kimisinin de milyar dolarları var...
peki ne yapmalı bu iş adamları? tahmin edebileceğiniz üzere, kurların son derece kolayca değişebileceği ülkelerde para yatırmalı..
kurları aşırı değişken olan ülkeler sandığınız gibi fakir ülkeler değildir gelişmekte olan ülkelerdir brezilya arjantin nijerya ve türkiye gibi
iş adamları, ellerindeki yüklü miktarda dolar'dan avro'dan sterlin'den iyice kar yapmak için, para kurlarında bu para birimlerinin değerlerinin düşmesini bekler. para değeri düşünce (mesela dolar 1,40 tl'ye düştü diyelim) derhal gelirler türkiye'ye, ellerindeki bu dövizi yatırırlar. bu yatırılan dövize sıcak para denir. tanıdık geldi değil mi? ekonomi programlarında hep söylenir: sıcak para.
sıcak para domino taşları gibidir, biraz sıcak para geldi mi arkası da geliverir. sonuçta türkiye'nin kasası dövizle dolup taşar, para kurlarında dövizin değeri düşer. örneğin, sıcak para ülkeye girmeye başladığında dolar 1,50 tl ise, sıcak para tümüyle ülkeye yatırıldığında bu para değeri 1,30'a kadar düşer.. bu, iş adamları için zarar sanılabilir ama öyle değildir kesinlikle..
dövizin ucuzlaması güzel bir iştir. türkiye'nin ithalat gücü yükselir, yani, yabancılara mal karşılığında vereceğimiz paramız olur. bildiğiniz gibi dünya ticareti dolar-sterlin üzerinden yürüyor. mesela güney koreli bir şirketten 200 adet çamaşır makinesi ithal edildi, siz bunun karşılığında türk lirası veremezsiniz. güney kore "siktir git lan, bana dolar, avro, sterlin falan ver. hiçbiri yoksa altın ver" der. ki bu çok doğal, türkiye de böyle ticaret yapıyor.
sıcak para'nın faydası budur, artık yabancılara verebileceğiniz paranız olur. ak parti iktidarında artan özelleştirmenin ve artan ithalatın sebebi budur. bu benim tahminim iddiam falan değildir, bu böyledir. eski hükümetlerde de böyleydi.
ak parti döneminde türkiye'nin gelişiyor gibi görünmesinin sebebi de budur panpalar. döviziniz var, yabancı bir şirkete verebilecek paran var artık. veriyorsun dövizi, "gel bana bir baraj kur" diyebiliyorsun. o yabancı şirket alıyor dövizi (dolar, avro, sterlin vs.) ve türkiye'ye gelip işini yapıyor. ak parti döneminde türkiyedeki yapılanmalarda yabancı şirketlerin ön plana çıkması da bu yüzdendir. bazı türk şirketleri olabilir, ama onlarda çok büyük oranlarda yabancıların hissesi var unutmayın..
şimdi gelelim sıcak para-pkk bağlantısına panpalar...
sıcak para (yani sıcak paranın sahibi iş adamları), güvenli ülke ister. güvenli ülke nedir? güvenli ülke, yakın vadede savaşa girme riski olmayan, yönetiminde anlaşmazlık olmayan (mesela devlet yöneticilerinin kavga etmesi büyük bir anlaşmazlıktır), devrim tehlikesi yaşamayan ülkedir. terörün de önemi vardır.
iş adamları, baktıki parayı yatırdığı ülke güvenilmez bir hale geliyor, işler boka sarıyor, hemen koşa koşa gelir ve yatırdığı parayı çeker (ekonomistlerin deyimiyle sıcak paranın kaçması). yukarıda demiştim ya, sıcak para domino taşları gibidir diye, sıcak para kaçmaya başladı mı arkası kesilmez.. hükümet götünü yırtsa da durduramaz, adamlar kaçırır parayı. ee ne olur peki? ülkenin kasasındaki döviz miktarı azalır, bu da dövizin değerlenmesi demektir (dolar, avro gibi para birimleri bunun için muazzam bir yükselişe geçer).
dövizi kalmayan ülke yarrağı yemiştir. ithalat yapamaz, şunu bilinki dünya'da ithalatsız yaşayan bir ülke yok. abd bile ithalat yapar. ithalat illa cep telefonu falan değildir.. tarım ürünü olabilir, yakıt olabilir, demir-krom-çelik-kauçuk olabilir.. sıcak para kaçtı mı ülkenin ekonomisi durgunlaşır, fabrika üretimleri azalır ve ta ta ta taaaammm nur topu gibi ekonomik kriziniz olur. ekonomik kriz, hükümetlerin korkulu rüyasıdır. en yakın örneği: türkiye, ekonomik kriz yüzünden 10-15 yıl önce nice bakanlar, başbakanlar kaybetti.. yunanistan'a bakın: adamlar her ay başbakan değiştiriyor. ekonomik kriz, ülkenin askeri ve siyasi gücünü de azaltır.
sıcak paranın kaçmaması, dolayısıyla ekonomik krizin yaşanmaması için ne yapılmalı? savaş riskine girmeyeceksin. dış politikada aşırı cesur, aşırı radikal adımlar atmayacaksın (bu bizi anlatıyor işte).
ak parti döneminde terör bunun için coşmuştur. türk silahlı kuvvetleri, 2002-2012 döneminde kaç defa geniş kapsamlı kara harekatı yaptı? 1. yazıyla: bir. 2008'de yapılmıştır, iki hafta sürmüştür. ki bu iki haftalık operasyon bile sıcak paranın korkmasına sebep olmuştur (hatırlarsanız 2008'de türkiye ekonomisinde dalgalanma oldu).
işte şu anki hükümetin politikası şu: aşırı cesur, aşırı radikal adımlar atmayalım (yani kuzey ırak'ı işgal edip de pkk'yı bitirme operasyonu yapmayalım), her ne kadar artistlik yapsak da kesinlikle hiç kimseyle uzun süreli bir savaşa girmeyelim. az önce sıcak para nasıl kaçmaz anlatmıştım, şu anki hükümetin iç ve dış politikası, sıcak paranın kaçmamasına dayalıdır.
peki, bu politikayla ne oluyor? kuzey ırak'a uzun süreli ciddi bir operasyon düzenlenmiyor, teröre karşı savunma stratejisi izleniyor. böylece sıcak para'nın sahibi iş adamları "iyi lan iyi, türkiye güvenli, paramız orda kalsın kar ederiz" diyor. iş adamları, oturdukları yerden para kurlarının dalgalanmalarıyla para kazanırken, doğuda her gün 2-3 vatan evladı canından oluyor.. para kurlarında günlük 1-2 kuruş değişim oluyor ya, işte o küçücük değişim, iş adamlarına on binlerce türk lirası kazandırıyor.. özellikle dövizin değeri fırladı mı (mesela siyasi istikrarsızlık olunca da döviz fırlar) paralarının üstüne para biniyor...
velhasıl, sıcak para kaçmasın diye teröre karşı pasif kalınıyor. bu sebeple terör güç kazanıyor. bayramlaşmaya gelenler bombalanarak ölüyor, karakollar basılarak gencecik çocuklar şehit ediliyor.. "şehitler ölmez vatan bölünmez" sesleri göklerde yankılanırken, sıcak para sahipleri "parama bugün para bindi, affferim türkiye" diyor...
tarihten de bir not vereyim, böylece şüpheleriniz temizlensin:
tansu çiller - mesut yılmaz - bülent ecevit dönemindeki bitmek bilmeyen enflasyonu, ekonomik krizi hatırlıyor musunuz? peki, aynı dönemde teröre karşı etkin bir mücadele verildiğini?
evet, yukarıda uzun uzun anlattığım şey aynen oldu. teröre karşı etkin bir mücadele yürütülürken sıcak para türkiye'den kaçtı, ekonomik kriz başladı. sonuç: devrilen başbakanlar.. doğan güreş, osman pamukoğlu gibi kahramanlar da bu ekonomik krizler silsilesinde mücadele veriyordu hatırlarsanız..
not: merak edeniniz olabilir, sıcak para sahipleri, türkiye'ye parayı sokarken hiçbir vergi vermiyor. 1996 yılında tansu çiller döneminde imzalanan "gümrük birliği anlaşması" sayesinde avrupa'dan gelen hiçbir yatırımdan kuruş vergi alınmıyor. aslında tansu çiller, kendisinin devrilmesine de sebep olmuştur binevi..
melankoliakafilesinden şahsi'nin sonlar bana varıyor albümünün üçüncü parçası
sözleri:
ben hepsi gibide susmuyorum çünkü kuvvet benim kalbim
şehrim iyice azıttı yazdıklarınız hayli baydı
amacın olmalı nasıl bir iş bu neyin kaydı
Ben Çıkarcı ahbaplarıma dargınım ve küskünüm
maneviyat varken maddiyatla çıkana şaş gözüm
düşünmek hep düşünmek çok düşünmek hergünüm
istediğiniz silaha başvurun bu raptir benim süngüm
beni bilirsin ben siyahlar içine bilerek düşümüşüm
Kaç uyalancı kaç riyakar kaç kez ekmek bölmüşüm
mezarlığıma kaç kahpe kaç ihanet gömmüşüm
Ben bu kalpten eminim sen hangi pazara düşmüşsün
korkun ecele fayda etmez ölüme kafa tutanlar beydi
sakala bakıp not verisin Sen kimsinki notun neydi
bırakın özgürlükten dem vuranlar şaibeliydi
kapalı kapılar ardı yanlı Tevbeleriniz hileliydi
Hayatım neyimiş Hele gel gör
Gel bide buradan seyret Ahh E be kör
Hadi Gel Bide Buradan Seyret
Hayatım neyimiş Hele gel gör
Gel bide buradan seyret Ahh E be kör
Bide Buradan Bakta Bi Gör
Ekinsin biçileceksin bir nefessin kesileceksin
sende itilip kakılacaksın sattıklarına sarılacaksın
dünya senin içinde dönecek kemik misal kırılacaksın
içinde bi sen var onu bulunca ayılacaksın
Uhuvvetten bahsedenler kendisiyle çatıştı
hatalarınız yarıştı ve çoğunuz meşke karıştı
başı dönenler sabaha şaşkın uyandı ve düşündü
arsız olan para gönüllü Takke düştü kel göründü
nefsim odama girip çıktı derki kağıda meşki yaz
Derki meşki yazsan yazdıklarına gelir biçok kaz
Derimki ben öldüm senide tanıdım artık hile
senin işindir hep hile uyanık artık bu kelle
melankolikçe yaptıklarımız dinle hayli derinden
his + beat + flow eşit şov var
hasımlarımın cebine koy para Bak nasıl yalpalarlar
bir bakarsın görünüş adama benzer maske takanlar
Melankolia kafilesinden Şahsi'nin sonlar bana varıyor albümünün birinci parçası
Sözleri:
Gördüklerimi bana sorarlar anlat derler anladırdım
Ateş düştü canım yandı Bir Gemiydim Demirim attım
Güzel görünen herşeyin Tadına bizzat kendim bakım
Canım vardı Canım Yandı yarımı gömdüm yarım kaldı
Ben zavallılar zavallısı garip bir acizim
Eyy şahım Canımı Kurban verdim hayır et ahirim
Benim çektiklerimi bilmiyorlar Hergün ölür kalbim
Hergün köşeme dahada sindim Böyle yandım böyle piştim
kiME bakarsam kendim görürüm kendimi ve güvenirim
Ben güvenmez Olaydım Güvendimde güvendim
içime sindim KARANLIKta kaldım bana bi mum verin
Ben bu oyuna Dayanamam Artık buna bi son verin
Ne farkederki alıştım ben artık hergün ölmeye
Bildiklerimi yazıyorumki Birisi birine söyleye
Aklı paraya çalışan Ademoğlu Ne bilir halimi
Bütün dünya sizde kalsın Bana verin zor halleri
Dünya Dönüyor Ah Zamanım Geliyor
Hergün Bir adım daha Sonlar Bana Varıyor
Günlerim Aya Benzer Bu Beni Çok Yoruyor
Can Böyle Böyle Hergün Pişiyor
Çözüldükçe çözülür halim sınırım neresi bilmem
Yaz gününde Donuyorum ben Gülücük Artık değil merhem
Ud kokun sürersin YÜRÜR melekler peşinde Yar
ben yolumdan Yoluna saptım Senin Sözün payidar
Sen nerden geliyosunda nereye gidiyosun Çocuk
Bende kocaman adama döndüm geride kaldı çocukluk
Sen bilmiyorsun affı sonsun olan kapıyı hala
Haydi kalk bak etrafa Bu yol sayfa sayfa
Ben üzüntü Sen neşe Birgün ağlar herneşe
bunlar bende herkese bilhassa merkeze
bugün düğün yarın ölüm var Sonunda sonum
Bana sövüp gülenlere Benden sade tebessüm var
Hertarafta kan var nolur dayanın çocuklar
Görende bekleyende bir hertarafta var Allah
bencil onlar ve onlar Ateşe kömür olanlar
Sorulacak bir hesap varsa Hızlı geçer zamanlar
Dünya Dönüyor Ah Zamanım Geliyor
Hergün Bir adım daha Sonlar Bana Varıyor
Günlerim Aya Benzer Bu Beni Çok Yoruyor
Can Böyle Böyle Hergün Pişiyor