etrafımızda belki de dikkat etmediğimiz az farkla kaçırdığı dolmuşu çaldığı ıslıkla durduran insanlar ıslık çalamayan insanlara göre daha şanslıdır. ıslık çalamayan insanlar bir daha ki dolmuşu bekleyeyim derken bu ıslık çalabilen insanlar ıslık gibi bir silaha sahiptirler ki bir çok kez dolmuşu kaçırmaktan bu sayede kurtulurlar. ıslık çalamayan insanlar şehiriçi ulaşımda bu sebepten ötürü çok zaman kaybederler.
ancak benimde içinde bulunduğum ıslık çalamayan insanlar için natciyo*'nun yaptığı müthiş araştırmaya gözatalım, ıslık çalan insanlarla arada ki farkı kapatalım.
dolmuş şöförünün yan aynalardan görebileceği yere geç taksi diye bağır, dolmuş şöförü seni taksi'ye kaptırmamak için kesin duracaktır. rekabet ortamı yaratmak her zaman yararınıza olacaktır.
ıslıktan daha dikkat çekici sesler çıkarabilirsin. ilgi çekici sesler çıkarmak üzerine evde çalış, milletimizin meraklı olduğunu varsayarsak o çıkardığın seslerden sonra dolmuş şöförü durup "ne oluyor?" diyerekten olay yerine gelecektir, sıvış o ortamdan ve dolmuştaki yerini al hatta para bile vermeyebilirsin senin insanlığına kalmış.
yaz mevsimlerinde bayılma taktiği kullanılabilir, bu olay için teknisyenlerimiz araştırmalarını sürdürüyor. kış mevsiminde ve yerlerde kar varsa kar topuyla dolmuşu vur. bunun için güçlü bir kola sahip olmalısın ve giden aracı vuracak şekilde zamanlamayı tutturmalısın. dolmuşu vurduktan sonra şöför durup levyeyi kapıp sana doğru gelecektir, suçu yakınında olanların üstüne at ve şöföre bir hediye verip sakinleştir al. (bkz: sigara)
dolmuşu kaçırdıktan sonra arkasından gelen taksi veya özel taksilerden birine atla öndeki dolmuşu takip etmesini söyle şöföre biraz para ver ve dolmuşu durdurmasını sağla hızlı davranıp dolmuşta ki yerini al. **
kendisine nickaltı yazan yazarlara özel mesaj yoluyla başlık veren yazardır. şöyle ki;
+ usta var mı güzel, olmuşun dan(!) başlık?
- var dostum ama önce nickaltı gir sonra vereyim.
kısaca yazarlığı ticarete dökme durumudur.
ilk başlarda böyle başlasa da daha sonralarında işin büyümesi muhtemeldir.
başlık=nickaltı şeklindeyken yazarın verdiği başlıkların tutması, çoşması, işte budur olması durumunda dağıtılan başlıkların değeri artacağı için nickaltı+5 şuku şekline de dönebilir.*
ülkemizin ikinci bir kurtuluş savaşı vermesi sonucunda söyleneceklerdir. tabi ki Allah o günleri tekrar yaşatmasın.
kazandığımız takdirde:
- tarih tekerrürden ibaret.
- yabancı devletler teknoloji, bilim vs alanlarda o kadar gelişmesine rağmen hala türklere karşı kazanamayacaklarını öğrenemediler.
- Türkiye istanbul barış antlaşmasına* galip bir şekilde gidiyor.
kaybettiğimiz takdirde;
- çekirge ikinciye bile zıplayamadı.
- yıllar önceki kurtuluş savaşının intikamı alınmış oldu.
- izmir'in yeniden yapılandırılması için yunanistan çalışmalara başladı. vs.
sosyal hayattan uzak kaldıktan sonra tekrar sosyal hayata dönüldüğünde bazı kelimeleri yanlış söylemek, söyleyememek, söyleyecek kelime bulamamak, kekelemek, doğru cümleler kuramamak durumudur. asosyal olmadan önce güzel konuşan biri olmanıza rağmen tekrar sosyal olduktan sonra o kadar göze çarpmasa da var olan bir durumdur. tek başına asosyal olma durumunda ortaya çıkar, yazılı bir dille sosyal olunur ancak konuşma dili unutulur. takriben 4-5 ay sonunda ortaya çıktığı görülmektedir. dil bir süre sonra eski haline döner ancak korkutucudur ki 1 yıl evden çıkılmaması durumunda ne olacağı merak konusudur.
su götürmez bir gerçektir, bir ara duraklama dönemine girse de leyla ile mecnun, sakarya-fırat olsun son zamanlarda kaliteli dizileri yayınlamaktadır ki an itibariyle yayınlanan seksenler dizisi de kaliteli bir dizi olacağa benziyor.
biz cnbc-e dizileri bağımlılarına türk dizilerini izllettirme gibi bir iyiliği yapmış kanaldır ayrıca çok severiz.
haddini aşan torunun nelere yol açacağını bilmeden yaptığı eylemdir.
pek fazla hatırlanmayan zamanlardır, hayli uzak olan memleketten anneanne ve beraberinde teyze ve dede gelir, pek alışılmadık bir durumdur, küçük torun baş tacıdır. sevilir, kafası okşanır, hediyeler alınır, dedeye mahalle gezdirilir, parka gidilir, küçük torun kendi normal arkadaş çevresini, oyunlarını, eğlencesini terkeder, dedeyle, teyzeyle anneanneyle takılır, günler onun için süper geçmektedir, ta ki demir almak günü gelmişse zamandan memlekete giden bir otobüs kalkar otogardan. anneannelerin veda vakti gelmiştir, "biz yarın gidiyoruz" der anneanne, küçük torun haliyle itiraz eder, "yaa biraz daha kalın ne olur" der, en tatlı haliyle, "yeterince kaldık ama bizimde evimize dönmek gerekiyor" der dede. tüm aile bireyleri ikna etme çabasına girerler o küçük torunu, ikna olmayan küçük torun haddini aşar "tamam o zaman gidin bir daha gelmeyin" diyerek rest çeker, amacı belki kalırlardır. karşısındakiler haliyle yaşlı insanlardır, alınırlar bu duruma, küçük torun büyürken hep şakayla karışık söylenir bu söz ona yüzüne vurulur belki farkında olunmadan ve o giden anneanne,dede ve teyze bir daha gelmezler o memleketten oldukça alınmışlardır. 2 yılda bir torun gider her seferinde gönlünü almaya çalışır o konu hakkında ancak iyice yaşlanan aile büyükleri rahatını bozmaz, bozamaz.
günümüzde hala beklentidedir o torun her seferinde davet eder, gelmelerini bekler. ama hala ne gelen vardır ne giden. belki de o küçük torun kronikvasifsiz'dir belki de başkası, bilinmez.
bir internet efsanesidir ya da değildir efenim. bir gün zallfacebook'a resim ekler, açıklama kısmına da "biz sözlüğümüze reklam alıp, ne paralar kaldırdık, sözlük yazarlarını hiç düşünmedik yazar". sözlük kurucumuz zall'ın tekstil mühendisliğinden eski bir muzip arkadaşı da muzipçe "niye sen zallim misin gardaş?" yazar. buradan anlayacağımız zall'ın bu okul arkadaşı iç anadoluludur, çünkü gardaş demiştir.
çocukken güzel ancak büyüyünce o kadar da güzel durmayan eylemdir. yıllar sonra aynı kadro olarak bir araya gelinir ve hadi çocukluğumuzda yaptığımız gibi otobüslere kartopu atalım denir. ilk başta "olm eşşek kadar olduk ne otobüsü ne kartopu" dense de o adrenalin özlenilmiştir. Eylem başlar kartopu atılır etraftaki teyzelerin "şunlara bak koca adam olmuşlar" tarzı sözleri duyulur, oralı olunmaz. Eskiden sizi görüp duran otobüs şoförlerinden korkulup kaçılsa da yirmili yaşlarda kendine duyulan güvenle ve yaşın verdiği cesaretle şoföre diklenip olay çıkarılabilir.
not: harbiden de öyle oluyor lan iki şoförü dövdük, polis peşimizde avukat tanıdığı olan özel mesaj atsın.*
aralarında bir çok benzerlik olan iki kişidir, biri zamanında abdi ipekçi cinayetine adı karışmış, ikinci Jean Paul'a suikast düzenlemiş, başarılı olamamış ve yıllarca hapis yatmış. şimdilerde ise mesihim diyen biri, diğeri ise hrant dink cinayetini planlamış ve bu plan hrant dink'in ölümüyle sonuçlanmıştır. bugün itibariyle de müebbet hapis cezasına çarptırılmıştır.
2'si de türkiye cumhuriyet'ine zarar verecek eylemlerde bulunmuştur.
eski yazarları anımsatan bir mahlastır efenim. günümüz insanlığına ithafen alınacak bir mahlastır, ayrıca kişinin kendi iç çatışmasıyla alakalı bir durumda olabilir.
pek eğlenceli gelmeyen sözlüktür. "ben bu yazarı bir yerden hatırlıyorum" çok nadirce söylenir. sözlüğe uzak kalmaktan mütevellit, bir çok yazar nicki unutulur. özel mesajlara girilmesi halinde daha önce muhabbet ettiğiniz, tartıştığınız sözlük yazarlarını gördükten sonra "bu kimdi yea?" durumu ortaya çıkabilir, mesaj atabilirsiniz o yazara beni hatırlıyor musun? aramızda ne geçti? samimi miydik? sorularını sorabilirsiniz, büyük ihtimal cevap gelmeyecektir. ara verildikten sonra bir çok yazar sözlük bünyesine katılmıştır, haxball'ın efsanelerinden de olsanız (onada ara verdiyseniz eskisi gibi oynayamazsınız) kimse sizi tanımaz, size noob diyenlere, kimsin diyenlere, "ekşi sözlüğe karşı forma giydim lan ben"* demek pek bir şey ifade etmeyecektir.
uzun lafın kısası uzun bir aradan sonra sözlük zor uyum sağlanılacak hatta eskisi gibi saramayacağınız bir yer olacaktır, inat edip bir tarafından bu eğlenceye katılmaya çalışsanız da olmuyor.
bunun yanı sıra eski tanıdıklarınızın hala sözlükte olduğunu görmek sevindiricidir ve hatta siz ara vermeden önce sözlüğü bırakan arkadaşlarınız bile geri dönmüş olabilir sözlüğe.
her ne kadar arabesk rap diye bir şeyin olmadığını, olmaması gerektiğini düşünsekte, o tarz saçmalığı dinleyen azımsanamayacak kadar bir topluluk bulunmaktadır. Keza yetenek sizsiniz tarzı programlarda bir çok arabesk rap yapan bebelere rastlamak mümkündür ki her arabesk rap şarkısının arkasında ki ritim hep aynıdır veya biraz değiştirilmişidir. bunalım, mutsuzluk, pesimistlik vb belirten cümleler absürd bir ritimle şarkı haline çevrilebilir, dinlenmemesi gereken bir sestir, zararlıdır.
2 zıt şarkı türünün türkiye sınırları içinde birleştirilmesi pekte şaşırılmayacak bir olaydır. ülkemizde arabesk rap tehlikesi gün geçtikçe daha da çoğalmaktadır. o ana ritm ortadan kaldıralarak arabesk rap dahada büyümeden bitirebilir.
Ayrıca müzik üzerine dandik programlarla ritm uydurmaya çalışarak dj,mc gibi ünvanları kendilerine yakıştırır bu arabesk rap yapan arkadaşlar. eminim bir çoğu mc'lik ve dj'lik tarihi, ne zaman başladığı, nasıl yapıldığı hakkında bir bilgisi yoktur.
hala yapılamayan büyük bir eksikliktir fm serilerinde, hatalı gol yiyen kaleciyi ve yahut hata yapan defans oyuncularını devre arasında dövmek, tokatlamak mümkün değildir. Bu eksiklik bir fatih terim, bir yılmaz vural olmamızı engellemektedir efenim.
şuan ki oyunun bize sağladıkları sadece devre arası fırçası, maçtan sonra yapılabilecek maaş kesintisi ve oyuncuya bir süre forma vermemektedir.
oyuncuların yaptığı hatalar maçın kaybedilmesiyle sonuçalanabilir ki bunu tümden çözmek için oyunu kapatıp tekrar açmak da bir çözümdür-hiledir. tavsiye edilmez, oyunun tüm zevkinin içine eder.
tahmini 5-10 yıl sonra gerçekleşebilecek olaydır. ülkemizde gecikebilir ya da 5-10 yılda olabilir.*
emo bir anne babanın çocuğunun doğumu bir hayli kasvetli ve kederli olacağı kesindir. o çocuğun ağlaması daha bir içten ve pesimisttir, gothictir.*
normal çocuklar agu bugu derken onlar aqhu buqhu diyecektir.
isimlerininse pesimistgirl1 ve türevleri olması muhtemeldir.*
ancak şöyle bir durum vardır ki çocuk büyüdüğünde ve ergenlik dönemine girdiğinde emoluğunun zirvelerine ulaşamayacaktır, çünkü annesi ve babası emodur ve onun her türlü içine kapanıklığını,atarına, isyanına anlayış göstereceklerdir, bu sebeplede emo bebişimizin "sikerun böyle emoluğun ızdırabını" demesi ve serdar ortaç dinlemeye başlayarak anne babasına kalp krizi geçirtmesi muhtemeldir.
keşke yapmasaydım-yaşamasaydım denilen şeylerin olmadığını varsaymak-düşünmek.
"keşke hede hödö'leri yaşamasaydım" denilir ya hep, işte onların olmadığını varsayalım ve o haldeyken mutlu olabileceğimizi, benzer hataları yapmayacağımızın garantisini düşünelim.
+garantisi var mı?
-yok tabi ki.
o zaman ne diye bu keşkelerle başlayan cümleler silsilesini en çokta efkarlı anlarımızda, içki içilen masalarda, sigara içerken kuruyoruz?
insana göre değişir belki de kafasına takanlar bu cümlelerle en çok uğraşandır muhtemelen.
not1: karışık oldu, derdimi anlatabildiysem ne mutlu.
edu'nun ligimize gelmesiyle birlikte sabri'nin artık eskisi gibi gündemde olamayacağını belirten cümledir efenim. sabri'den şikayetçi olan galatasaray'lı arkadaşlara, edu'nun oynadığı bir kaç maçı izlemesini tavsiye ederim, o kendini dengeleme hareketleri, kilolu tavrı, topa vurmaya çalışırken düştüğü masum haller görülmeye değerdir. en azından sabri reyiz topa vurabilmektedir ki, edu onuda yapamamaktadır, sabri'nin şutlarına benzer kafa vuruşları mevcuttur.
(bkz: 8 ocak 2012 mke ankaragücü beşiktaş maçı)'nda gördüğümüz gibi sağ kanattan sol ayaklı edu ile yapılmaya çalışan ataklar futbol'a yeni bir bakış açısı getirmek için yapılan ilerici bir harekettir ve takdir edilmelidir. biz maçı izleyen insanlar (özellile beşiktaş'lılar) olarak ağlayalım mı? gülelim mi? karar veremedik doğrusu.
sigara içmeyen arkadaştır, "olm bir kereden bir şey olmaz. hem bu sigara gibi kolay ulaşabileceğin bir şey değil, hem daha da güzel lan" diyen arkadaşlarını kıramaz ve nargile içer, alışık olmadığı ve nargilenin daha ağır olması sebebiyle başı döner, hatta kusabilir. içkiyi götüyle içen insan kadar dengesiz hareketleri olmasa da o hali görülmeye değerdir. anasonlu nargile ile daha da bir güzelleştirebilir. nargileyi içtikten sonra eğer "öpüjem" , "olm benim ayağım yok lan" tarzı cümleler kuruyor ise ya sizden habersiz nargileye biri bir şeyler eklemiş, ya da arkadaşınız sarhoş ayağına yatan bir liselidir.
Büyünün günah olduğunu bilerek harry potter'ı kendi yoluna çağıran şakirttir. harry potter'ın karanlık büyülerine mağruz kalabilme oranı yüksektir, sakin bir şekilde ikna etmeye çalışarak harry potter'ı dize getirebilir. (bkz: tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır) hiç bir yöntemle ikna edemezse şakirtlerin vurucu sihiri* maklubeyi kullanarak amacına ulaşabilir.
harry potter'ın da bir şakirt olması da muhtemeldir, hermione granger'la görüşmeyi keserek yakın arkadaşı ron weasley'i de yavaştan maklube günlerine alıştıracaktır.
buradan yola çıkarak, dumbledore zaten şakirt olmak için her türlü fiziki şartlara sahiptir.
+her zaman gidersin quidditch'e boşver gel sen mübarek!
baştan aşağı tezatlarla dolu bir hayatı olması muhtemel insandır, tuzlu ile şekerliyi bir arada yeyip, eşofman altına kundura giyebilecek kadar cool bir insandır, uzun saçıyla rock konserlerinde yerini alıp, boş vakitlerinde ise türkü cafe veya barlarda her telden çalabilen bir insandır, sivaslı olmaması için hiçbir neden yoktur.
sevgiye muhtaç kişi söylemidir, gece ve yanlızlığın xavi ve iniesta'ya taş çıkarırcasına uyumundan bunalmış kişinin uçan adam sabri kararlılığında ki müthiş başkaldırışıda diyebiliriz.
+ beni sevin laaaaaaan.
- niye seveyim o.ç
bu şekilde sonuçlanması durumunda dumura uğratabilir. dikkatli ve en uygun anı kollayarak hareket geçilmelidir.
ayrıca bu kış günlerinde dışarıda pek insanın bulunmayacağını da ele alırsak yanlızlığın daha da katmerleşmesi kaçınılmazdır, en iyisi evde bilgisayar başına geçip, online oyunlarla yanlızlık hissi birazda olsa azaltılabilir.
+ beni sevin laaaan.
- severim tabi şekerim.
bu şekilde sonuçlanırsa. kişiye "noluyo lan" dedirtebilir. bu durumda uyanmak en iyi çözümdür. gecenin bu saatinde bayanın dışarıda ne işi var amk.
bir çok alanda kullanılan ve halk arasında artık esas anlamında pek ciddiye alınmayan kelimedir, " şerefsiz ne güzel oynuyor",bir futbolcunun yaptığı çalımdan sonra "nasıl bu kadar hızlı bu şerefsiz ya" gibi örneklendirebiliriz.
ülkemize hastır, başka ülkelerde kullanılması imkansız gibi bir şeydir. bunun yanı sıra sevdiğimiz insanlara da sıkça kullanırız, aynı zamanda bu aralar yayılan oç'de bu kategoride hızla yükselmektedir. genellikle lionel messi için sıkça kullanılmaktadır.
Türkiye cumhuriyeti sınırları içinde cezalandırılması gereken sözdür. fransa da "ermeni soykırımı yoktur" demek suçsa, hazır iktidar ve muhalefet birlik olmuşken mecliste oylanması ve aynı fransa'da ki gibi sonuçlanması gerekmektedir.
saat 01:15 civarıdır, kahramanımız izmir kordon'da aldığı bir kaç birayı götürmektedir. tipinde hayır olmayan, yankesicimiz arkadan sinsice yaklaşır ve
y: s.aleyküm.
k: a.selam bilader.
y: napıyon bu saatte burada.
k: içiyorum bilader.
y: afiyet olsun. bak bende içeceğim de param yok ya bana para lazım.
k: bir işte çalışmıyor musun?
y: yok bana göre değil çalışmak.
k: e nasıl geçiniyorsun?
y: babadan alıyoruz arada bir para, birde neyse. para versene hacı bana.
kahramanımız biletini ve biraları gösterir "ahanda son paralarım bunlardı" der ve devam eder;
k: olsa verirdim kardeş bari sen mutlu olurdun gelirdin beraber içerdik. bize mutlu olmak harammış.
y: sende dertliymişsin be kardeş.
k: dertte kelime mi? sevdiğim kızı başkasına verdiler be dostum, en çok koyanda kızın buna karşı çıkmaması anlayabiliyor musun? bizde geldik buraya iş icabı, geri dönesim yok, o şehire ayak basasım yok bilmem anlatabiliyor muyum?
y: anladım be kardeş, neyse sana afiyet olsun.
der ve yankesici uzaklaşır. kahramanımız biralarını bitirir ve yoluna koyulur, yankesicimiz başka bir elemana salça olmaktadır ve tartışmaktadırlar. kahramanımız oralı olmaz ve yoluna devam eder.
Aslında kahramanımızın anlattığı gibi bir derdi yoktur, kahramanımız iş icabı izmir'e gelmiştir ve kordon'da bira içmenin zevkini tatmadan gitmek istememektedir. kahramanımız çok iyi duygu sömürüsü yapmış ve elemana para kaptırmamış ve yahut yankesiciyle girilecek kavgada bıçaklı yaralanma riskinede girmemiştir.
