Şöyle derin bir nefes alıp karşımdakine insanlar üzerine bir kaç cümle derin derin konuşasım geliyor ama yok. Karşımdan alacağım cevap am göt meme.
Bari diyorum anlayacağı dilden konuşayım.
Abi diyorum ekonomi ne olacak (bana verdiği bin lira maaşa bakmadan) diyorum .
Hacı diyor, ekonomi hiç iyi değil parayı tutmak lazım. Ardından elektronik sigarasından bir fırt alıyor. Ardından arasana şu pimapenciyi şu kapıyı değiştirelim.
Tamam abi diyorum. Bir yandan internetten iPhone 6s bakıyor, goldu çok güzel duruyor diyorum burnundan dumanı çıkıyor sigaranın. Hııı evet bende onu alıcam.
Aga diyor, paranın kıymetini bil diyor. Evet önemli abi para diyorum. Diyemiyorum ağzını yüzünü siktiminin çocuğu bin liranın nesinin edebiyatını yapıyorsun.
Yıllarca okumuşsun, gecen gündüzün birbirine girmiş, öyle kilo vermişsin ki ağzın yüzün kaymış, sınav zamanlarında stresten kolların saatlerce uyuşmuş kimin umurunda. Sen bin liranın, 12 saat çalışmanın, sigortasızlığın köpeğisin.
Sorsan son okuduğu yazı "kitabı bırak makale bile değil" arkadaşının facebook durumu. Senin de amına koyayım kapitalizm,senin de amına koyayım kültürsüz insanların kendini bir bok zannetmesi, senin de ...
Bu gün başıma gelen olaydır efendim. Harika bir his, tarifi zor bir duygu.
Rastgele karşılaştık, evine gittim. Eşinin soyadından çıkarttım kendisini. Mahsus beyamcamız adını kullanmıyor. Sonra açıldık bir an adama sarılıp öpesim, bize kazandırdığınız bu harika fantastik romanlar için teşekkür ederim diyecektim eşine, "şu yeni seriden getirsene canım bir tane kritimu'ya imzalayalım" dedi dondum kaldım. Kitabımı aldım gözlerim mutluluktan doldu, havalara uçuyorum. Üstüne Adamın evinde oturup karşılıklı çay içtik. Eşi, kayınpederi ile sohbet ettik. Onlar sigara içtiler. Şahane insanlardı, ne yapıp ne edip tekrarlayacağım sohbettir kesinlikle.
Umarım herkes çok sevdiği bir yazarla tanışma, sohbet etme fırsatı bulur.
iki haftadır aklımın ucundan bile geçmeyen (mesleğimle alakalı) bir dalda çalışıyorum.
son 4 yılımın, çabalarımın karşılığı olan işe daha önce çok fazla başvuruda bulundum. Olmadı tam bir ay önce kariyer üzerinden başvurdum. Ümidimi kestiğim için başka işe başladım.
Patron çay koymamı rica etti içeriye gittim. Telefonum çaldı. Hayalimdeki işin insan kaynakları arıyor. Kritimu cuma görüşelim dedi Kibar bir dille reddettim, "ama cv'niz bizim için biçilmiş kaftan yıllarca bunun için uğraşmışsınız belli", teşekkür ettim, öğrenciyken yüz yüze tanıştığımız için müdürüne selam söyledim, inşallah farklı bir şekilde beraber çalışırız dedim telefonu kapattım. En yakın sandalyeye oturup derin bir nefes aldım gözlerim dolmaya başladı yaklaşık iki dakika içinde hayallerime veda etmiştim. bir baktım erkek halimle kucağımda tepsi fönküre fönküre ağlıyordum.
Allahım aklıma mukayyet ol başka bir şey isteyemiyorum şuan. Kendimi tuvalete kapatıp kapatıp ağladım.
Elveda hayallerim, elveda su altı, elveda balıklar....
Hayırlı uğurlu olsun ötekiler 4 yılda ülkenin başını yiyememişlerdi bunlar 2 ayda yiyemezler inşallah.
Beni en çok ilgilendiren kısım Gıda tarım ve hayvancılık Bakanımız ne yazıkki mimar!
+sayın bakanım holstein ırkıyla montafon ırkı arasındaki fark nedir?
+Hmmm evet holstein ineğimizin memesi olsun kafası olsun daha estetik...
Balkonda tv izleyebilirsiniz bu sizin özgürlüğünüzdür ama yakınınızdaki diğer insanı rahatsız edemezsiniz. Benim özgürlüğümün başladığı yerde seninki, senin özgürlüğün başladığı yerde benimki biter. Bu böyledir. Sohbet ettiğinizde kul hakkından bahsederler. iki satır kitap okumak ne mümkün. Bal gibi benim hakkım yeniyor efendim, benim helâl değildir hakkım.
"ben öyle tanımlıyorum" modelindeki insanın tanımıdır efendim. Yüz verdiniz deliye geldi etti ülkeye!
Sen bilmezsin ben biliyorum, sen anlamazsın ben anlıyorum,oturda iki dakika anlatayım sana ehehe insanıdır.
Dediğim dedik çaldığım düdük diyor. Zurnada olabilir o! (bkz: pohta çıkabilii)
Evet Sayın yazarlar başlık gayet açık. Dinlemeye ergen yaşlarda başlayıp, yetişkin bir birey olduğunuzda bile bıkmadığınız müzik grubu/grupları nelerdir.
Pentagram, megadeath, grup vitamin, teoman ile ben başlayayım.
Mantıksız, boş boş ve çok konuşurlar efendim, bu yüzden iticidirler.
Beyninizin her girinti ve çıkıntısına (bkz: gyri and sulci) ayrı ayrı tecavüz ederler. Şanslıysanız ve telefonda konuşuyorsanız "tuvaletim geldi, kapı çaldı, kedimin çişi geldi" gibi bahanelerle baştan savabilirsiniz. Amma velakin yüzyüzeyseniz kafanıza sıkıp gidinizdir.
Bunları nedense vitrine koyulmuş jambona benzetiyorum. Kendilerini çok güzel zannederler ya onun için bozulmasınlar diye kendilerini streçlerler. Böğğğgg. Ha birde bunların yırtık olanları çıkmış onları başka zamana saklıyorum .