9. Osmanlı padişahı, 88. islam halifesi ve ilk Osmanlı halifesidir.
Babası II. Bayezid, anası Gülbahar Hatun, eşi Ayşe Hafsa Sultan'dır. Tahtı devraldığında 2.375.000 km2 olan Osmanlı topraklarını sekiz yıl gibi kısa bir sürede 2,5 kat büyütmüş ve ölümünde imparatorluk topraklarının 1.702.000 km2'si Avrupa'da, 1.905.000 km2'si Asya'da, 2.905.000 km2'si Afrika'da olmak üzere toplam 6.557.000 km2'ye çıkarmıştır. Padişahlığı döneminde Anadolu'da birlik sağlanmış; halifelik Abbasilerden Osmanlı Hanedanına geçmiştir. Ayrıca devrin en önemli iki ticaret yolu olan ipek ve Baharat Yolu'nu ele geçiren Osmanlı, bu sayede doğu ticaret yollarını tamamen kontrolü altına almıştır.
Selim, tahta, babası II. Bayezid'e karşı darbe yaparak çıkmıştır. Şehzade Selim, tahta çıkmadan önce vali olarak Trabzon'da görev yapmıştır. Yavuz Sultan Selim'e kızını vermiş olan Kırım Hanı Mengli Giray, ona askeri destek sağlayarak tahta geçmesine yardım etmiştir. osmanlı tariihinde en zalim padişah olarak bilinir
Hasan Sabbah (1034 1124), Büyük Selçuklu Devleti zamanında yaşamış olan, tarihin eski ezoterik ve Batıni örgütü Haşhaşileri kuran ve ölene kadar liderliğini yapan iranlıdır. Tarihteki en gizemli insanlardan biri olarak adı geçer.dönemin en azılı önemli kişiler ve devlet adamlarının öldürmesini mimarıdır
gelişmekte olan türk milleti adına ülkesi ve halkı için yanlış olan bir takım şeyleri degiştirmek adına benligini türk milletine armağan etmiş vefalı türk gençleri her ikiside .....
Gözlerinden bir kent kuruyorum
Ayakları çıplak çocukluğuma.
Her sokağına adının bir harfini veriyorum.
Baktığım her kapı sana açılmakta.
Gökyüzüne saçlarından salıncaklar kuruyorum sonra.
Ne zaman yorgunluğa yenik düşse bedenim,
Nefesinin deryasına yatıyorum gençliğimi.
Kana kana seni içiyorum uzuvlarıma.
Ve tazelendikçe umutlarım,
Sevdana kök salıyor körpe düşlerim.
Adını yavaş yavaş hecelese de kekeme dudaklarım,
Sonbahar rengi duvağını
Alnı ortasından öpüyor işte.
Nefesinden bir dem alıp
Kuraklığıma bir nazlı bahçe kuruyorum.
En kısır yanımdan bir toprak parçasına
Gülüşlerinden umutlar serpiştiriyorum rastgele.
Yeşeren ve filizlenen her söze bakıp
Sana bir kez daha sevdalandıkça
Sen yürek seceremde tek bildiğim söz olarak kalıyorsun.
Adından başka her harfi düşman biliyorum.
Tali bir yol oluyorum zamanın elinde.
Dünden kalma ayak izini
Gönlüme nazar boncuğu diye asıp
Sesinin havaya karıştığı yerde
Ben bir bulutun eteğine yapışıyorum.
Nefesinde saklı bir damla mutluluk istifade etmek için
Fiyakalı bir kavgaya tutuşuyorum.
En alışık yerimden yumruğu yesem de
Yüreğinden bir damla sevdayı nasipleniyorum.
Küçüklüğünden,
Uzaklığından şikayet etmeden,
Sevdandan bir harfin şükrüne duruyorum bir kuşluk vakti.
Bir dudağımda duayı,
Bir dudağımda adını ıslayıp
Mutluluk safında Elife niyet ediyorum.
Harflerin ellerimde hazır kıta beklediği,
Mürekkebin bir nehir yatağı aradığı bir anda
Senli bir cümle olmayı başarıyorum.
Harf harf yürüyorum sana.
Her adımda sevdana düşüyor mürekkebin.
Sonra da bir fakir yüreğin ekmeği
Bir mintan umuda çiziyorsun beni.
Ve en sonunda bir hüzzam şarkının
Nefesi en zor notasında delice sarılıyorsun bana.
Yüreğimin en alt çekmecesini açıp
Ses olup mavi bir yolculuğa bırakılıyoruz.
Sonra bir cümleye diz çöküp
Sevdanın en ağır işçisi oluyoruz.
..
Söylesene varlığınla sevdalanan nefesim,
Hangi cümlenin ağırlığı yüreğine denk gelir ?
Hangi bahar taşıyabilir ki yüzüne sirayet etmiş çicekleri ?
Ve hangi renk gözlerinin hayat dolu yanını yansıtabilir ki ?
Sus ve cevap verme..
Suskunluğun sevdamın en büyük cümlesi sevgili.
Sende alınan bir nefes,
Gönül terazimde koca bir ömür.
Aramızdaki yolların uzaklığına aldanma.
Bir nefes kadar yakınız.
Hayat iki dudağımızın arasında.
Tıpkı sevdanın kanımızda yol aldığı gibi..
Varlığına,
Sevdana,
Nefesine eyvallah..
Eyvallah..
doğuştan şanslı olan insanlara mahsus olan meslek tipi genelde emek harcamayıp emek harcanarak yapılan işlerden çok katsayı fazla olarak maddi imkan saglanabilen ve popüler olunabilen durum.
genelde bizim türk milletinde kabul görmeyecek bir durum yanlız yabancı özentisi olup ben ruhu severim
bedenle işim olmaz denilen bekaret karinesi önemli degil benim için denilip ve midesi alan tiplerde mevcut.hatta bu tip kızlara bir tavsiye niteliginde bir şarkı vardı:D
anlaşılması zor bir durum aradaki yaş farkı ciddi boyutta oldugu için tecrube ve yaşanmışlık farkı iletişimi engeller genelde savcı ve hakimler yüzbaşı vs üst düzey bir işte çalışıp ekonomisi çalışmıyan birinin ihtiyaçlarını karşılamaya yeterli olup 29 30 yaşına kadar yaşamış herşeyden zevkini almış sıkılmış hayatını düzenlemek isteyen tipdir ve genelde yaşı küçük bayanların tercih edilmesi koklanmamış bir gül olsun düşüncesidir.