vicdanımızın sesi. şehadetin mübarek olsun ey soylu yiğit. sen hayattayken yüzüne konuşamayanlar yokluğunda bütün ihaleleri arkandan konuşarak üzerine yıkmaya çalşıyor. sen gittin türk siyasetinde adam kalmadı.
beşiktaş'ı çok seven, dürüst bir pencereden bakıldığında da rahatça başarılı olarak nitelendirilebilecek başkan. bu adamı nefretle, kinle eleştirenler var. hem de bu adamlar beşiktaş taraftarı. ne transfer yapabilirmiş ne stad yapabilirmiş ne adammış ne de başkan olabilecek niteliklere sahipmiş. ha hepimiz çözmüşüz başkan olacak niteliklerin ne olduğunu, bütün bu saldırgan taraftar kitlesi özel hayatlarında milyon dolarlık şirketlerin, kurumların başkanı, en iyi onlar biliyor başkanlığı. ya oğlum bu adam en zor zamanda geldi, stadı yıktı ve yapıyor, önder özen ve slaven bilic gibi değerlerin takıma katılmasını sağladı, tolga gibi bir adamımız oldu. bu arada da bu işleri en az parayla yapıyor. kusursuz mu, tabi ki değil. şimdi iyi günlerin içindeyiz diye sürekli pohpohlarsak da şuursuz saldırgan kitleden farkımız da kalmaz. sezer ve dany transferleri de ortada, basketbol takımı sallantıda, ağzını tutamayan yöneticileri var. ama beşiktaş gerçekten iyi yolda. kimse kimseyi sevmek zorunda değil ancak bu adam kocaman bir camianın başkanı ve iyi işler yapmaya çalışıyor. saçma sapan infaz etmeden önce bir sakin olup da saygı duymak gerekiyor.
sevdamızın adı. tüpçü denen futbol katilinden sonra ilk kez her anlamda emin ve ehil ellerde olduğuna inandığım takımım. fikret orman-zeki önder özen-slaven biliç üçlüsüyle geleceğe daha güvenli bakıyoruz artık. bırakın arkadaşlar kötülemeyi. sahip çıkalım takımımıza ve bu ekibe. tüpçü faciasını ne çabuk unuttunuz. şükredelim. stad yapıcaz diye senelerce bizim ağzımıza bal çalanları gördük şimdi geç bitecek diye dövünen arkadaşları görüyorum ki el insaf yani.
ne kadar çok niyet okuyucusu olduğunu görmemize yardımcı olan inancını samimi şekilde yaşamaya çalışan sanatçı. her inancını yasayana iktidar yalakası demek farz olmuş sözlükte. şu niyet okuyuculuğunuz nerden gelıyor soyleyınde bızde bılelım. kalpleri sadece yüce yaradan bilir paşam. ben samimiyetine inanmak istiyorum ve inanıyorumda.
beşiktaş kongre üyelerinin akıl,zeka ve ahde vefa duygularınında sınanacağı seçimdir. bi tarafda beşiktaş borç batağında yüzerken sudan sebeplerle kaçan,biraz nefes alıp kuvvetlenmeye başladığında akbaba gibi ortalığa düşen adalı ve avanesi. diğer yanda hatalarıda olsa bunları kabullenen ama bir şans daha verilirse beşiktaş'ın yüzünün çok aydınlık olacağı aşikar olan fikret orman. dün ikisinide lig tv'de izledim. ikisininde konuşmalarını izleyipte hala dahi adalı'ya oy atacak adamların aklından şüphe ederim. fikret orman bir kere daha seçilmeyi sonuna kadar hak ediyor.
iki sözünden biri sponsor olan, ronaldinho'nun alınmasına kızan ama "eto'o haberleri doğru mu ?" sorusuna koltukları kabararak "görüşüyoruz" cevabını veren bjk başkan adayı.
emirates türkiye'de yakın zamanda herhangi bir sponsorluk anlaşması olmadığını açıklamış.
adalı, ibrahim altınsay'ın seçim sonrası yönetime katılabileceğini, seçimde kendisini desteklediğini açıklamıştı. ibrahim altınsay'da herhangi bir yönetimi desteklemediğini ve yönetici olarak çalışmayacağını açıkladı twitter'dan. lan daha konuşma biteli 10 dk oldu anında 2 yalanlama geldi. ya allah aşkına hocam git uzak dur beşiktaşımdan ya.
kendisinden 7 saat sonra fikret orman konuştu lig tv'de. ettiği bir cümle bu ırzını siktiğimin at hırsızlarından 100'lerce kez daha nefret etmeme sebep oldu. diyor ki fikret başkan "quaresma'nın borcunu ödemekten daha fazla bana dert olan bişey varsa oda 2004'deki otel borçlarını ödemektir"
ırzınızı sikeyim. daha ne diyim.
3 yıl sonra şartlar beşiktaş lehine neyi gerektirirse ona göre hareket edeceğinden şüphemin olmadığı başkanımız.
klasik türk yöneticisinin aksine, proje somutlaşmadan kamuoyuna sunmaması, gerçekçi olması, beyefendi olması ile beşiktaşımıza yakışan bir başkandır.
vodafone ile yapılan anlaşmadan sağlanacak geliri ise seçim çalışması olarak algılanabilir diyerek açıklamamıştır.
önder özen ile anlaşmaya vararak, belki de türk futbolunda yaratılacak depremin ilk adımını atmıştır.
dediği gibi seneye de stadı bitirir açarsa, gidip alnından öpmek gerekir. biz alışık değiliz çünkü böyle yöneticilere, başkanlara, hele tüpçü'den sonra fikret orman, 40 derece sıcakta piştikten sonra ılık su da duşa girmiş gibi hissettirdi.
lig tv'de oturduğu yerden baktık inceledik borçlar artmış vs yerine belgelerle , dosyalarla , projelerle , yapılmış anlaşmalarla çatır çatır konuşmuştur. elinde belgesi yok demiyorlarmı birde hay amk ya. adam soruyor aga cevap verin "madem biz bir şey yapmadık işler kötüye gidiyor niye kimse borçları konuşmuyor ?"
arkadaş gerçekten azıcık elinizi vicdanınıza koyun ya.
hee herkesin aklına gelirdi sermaye arttırmak , ee niye yapılmadı ? quaresma'yı ben aldım diye övünmeyi biliyorsun adamın bonservisini bile ödemiyorsun ne güzel iş lan ... etoo'yu getir 2 sene sonra siktir git , gelsin fikret ödesin .
ibnetorlar. sizin beşiktaş sevginizin ta amına koyayım..
benimdir. hatta biraz daha ileri gidip üniformalı götveren diyorum. ulan hatta az daha ileri gidip vatanın,milletin bekaasını böyle koruyorlarsa alayının götüne koyıyım diyorum. yazdığım butun ıyı nıyetler şu kendini polis zanneden üniformalı götverenleri savunanlar içinde aynen geçerlidir...
taksim'de yankılanan nida. tabi rte ve fetoş'un polisleri anında gaz ve su ile bastırmaya çalıştı. tek müslüman kendileriydi ya karşılarında vatanını,milletini yürekden seven müslüma-türk gençliğini görünce neye uğradıklarını şaşırdılar. bu size ihtar vezdinde bir çağrı. siktir olun gidin memleketimizden.
bahçelinin bahsettiği sırası gelen gündür, şimdi anladınız mı o söz bursa'da söylendiğinde çıkan yusuf seslerini. hala dahi yok ülkenin gelişmesi için yan yana dursalarmış,yok orak çekiç muhabbetiymiş. ömrü boyunca ocak ve teşkilat kapısından içeri adımını atmamış ama onlarla berabermiş gibi görünen badem bıyıkların altına sıcmasına neden olmuş bozkurtların taksim'e gidişi. esas bu memlekete yaptıklarınızın hesabını sormaya biz geliyoruz. 1 saat sonra orda görüşürüz.
hepimiz ülkücüyüz ve orda olmamız gerekiyor. biz böyle ülkücüyüz isteyen bizden olmasın. her ülkücünün şerefsizin şerefsizliğini ifşa etmesi gibi bir inancı,imanı ve amentüsü olmalıdır. olmayana sözümüz yok. ama bizede kimsenin sözü olmasın.ha memleketimin bir karış toprağı ha ağacındaki bir yaprağı. bizim için farkı yok. kimseyede tercihinden dolayı birşey demiyoruz. ama biz oraya şerefsizlerin şerefsizliğini ifşa etmek için gidiyoruz.
bugün saat 12:00'de taksimde olacak ülkü ocaklıların twitter etiketi. dün söylemişdim ülkü ocaklılar orda olursa oranın kimyası değişir diye. allah yardımcınız olsun yiğit bozkurtlar. ve sen kaçacak delik ara rte.
memlekete onlarca şehit cenazesi geldi ülkücüler tabutları omuzladı oldular faşist,kandan beslenen adamlar. şimdi taksim gezi parkı mevzu olunca ortak payda. memleketin öz evlatları tabutlara girince nerdeydi milletimizin ortak paydası. hay sizin aklınızın dibini. ki sizin bu yavşaklığınıza rağmen ülkücüler yarın olması gereken yerde. götünüz yemeyince ülkücüler nerde,işinize geldiğinden kandan beslenen faşist guruh. hassiktirin lan ağzımı bıraktım götümle gülüyorum.
burada ancak sayıca fazla oldukları durumlarda adam döverler diyen yavşaklara inat gezi parkı'na organize olarak giderse o eylemin karakterini tamamen değiştirecek gençlik vatanın ve milletin bekaası dara düştüğünde gözlerin arayacağı heryerdedir. derdinin gezi parkı olduğu yalanını atan orospuçocuklarına batsa da orada sayısız ülkücü genç de var. ocağın bir organizasyon başlatmamasının sebebi de yılların sokaktan uzak durma politikasıdır. bu politikadan vazgeçildiği anda memlekette çok şey değişecektir. bi vur de vuralım öl de ölelim dendi diktatör denen tayyip bile paçasından kaçırdı. ayarlarımızla oynamayın.
kendisi efendi oldukça karşısındakiler çirkefleşen adam. kayyuma gitmekte olan bir kulübün başına geçme cesaretini gösterebilmiş 1 sene içinde ikiyüz küsür tane icra davasını kulübün lehine sonuçlandırmış, yönetimi devraldığında kucağına bomba gibi düşen 1+1 sene avrupadan men edilme cezasını büyük bir özveriyle ikinci senesinde kaldırmış bir insan kendisi. sevilecek yönlen, sevilmeyecek yönler olur bunlar ifade edilir de çocukça suçlamalar yapılmıyor mu çileden çıkarıyor insanı.
adamın baştan beri takındığı tavır belli, beşiktaş büyük bir kulüp ve camiadır, öncekiler de kötü niyetle yapmamıştır borçları diyor. bizim amacımız geçmişi irdelemek değil sorunları çözmek demiştir ve doğru bir yola girmiştir. geçen hafta katıldığı programda söylediği birkaç çok önemli madde var ama insanlar kaynatıyorlar bu maddeleri. duyunca ürperten şeyler bunlar.
"daha önce inönü stadının başvurusu yapıldı denmişti bize, bizzat ben ilgilendim ve başvurusunun dahi yapılmadığını gördüm" dedi. bugün karşısına çıkan rakiplerin her biri toplamda 5 sene yönetimde kalmadılar mı? birisi "çıkıp yalan söylüyorsun biz başvurusunu yaptık işte bunlar da belgeleri" diyemiyor? resmen yalan söyleyerek senelerce uyutulan taraftar var hala da aynı yolda ilerliyorlar bu rakipler.
bir diğeri de şu 3 kupalı takımı bozdu eleştirisi. fikret orman programda geldiğimizde milangaz sponsorluğu bıraktığını açıkladı. aynı gün içinde ergin ataman bizimle konuşmaya bile gelmeden galatasaray ile sözleşme imzaladı dedi. o günden beri de hiçbir söylediği yalanlanmadı orman'un. kulübün borcu dünyaları aşmış, 6 (yazıyla altı) sene öncesinden paraları verilmemiş basketbolcular voleybolcular var dedi programda. durumun ne olduğunun farkında mısınız? avrupadan men edilmişsin, her yerden icra davası geliyor, basketboldan sponsor çekiliyor, eski sponsora taraftarlar tribünden küfür ediyorlar. hocan gidiyor. bazı hayalperestler böyle bir durumda sponsorların sıraya girdiğini falan düşünüyorlar sanırım.
sırf şu tüzüğü değiştirme ve inönü projesini kabul ettirebilme hamleleri için bile bir dönem daha başkanlığı hak eden adamdır kendisi gözümde. en son süleyman seba'nın nevzat demir tesisleri için her hafta ankara'ya gidiş gelişlerini hatırlıyorum ben. ondan sonra böyle bir çalışma görmedim kendi adıma. kurumsal yapıda bu işlerle avukatlar uğraşır denmiş. türkiye'de yaşıyoruz, başkan olarak bu işlerin peşinde bizzat koşmazsan sana o izni nah verirler. tarihi eser, kayıyor deyip alırlar elinden stadını, avukatını da postayla yollarlar haberin olmaz.
hiçbir zaman mükemmel olduğunu söylemiyorum. tabiki hataları var ormanın. ne efsanedir ne de sebanın veliahtıdır. asla. sadece beşiktaşı kayyumdan kurtarmıştır. (serdal adalı da bunu bugün televizyonda itiraf etmiştir)
benim beklediğim tek soru şu; tüpçünün 8 yıllık döneminde 3 yıl murat aksu ikinci başkandı 2 yıl da serdal adalı. yani her ikisi de tüpçü döneminin 100de 60ından sorumlu isimlerdir. bana neden serdal adalı-murat aksu başkanlığını fikret orman dönemine tercih edeceğimizi biri düzgünce ifade edebilse keşke. fikret ormanı suçlayarak öbürünü haklı çıkaramıyoruz.
cunku biz diyoruz ki şuan beşiktaş camiasında fikret ormandan daha iyisi yok. mevcut şartlarda o seçilmelidir. henüz 1.5 yıl görev yapmıştır yani 1 tam görev dönemi bile dolmamış bir başkandan bahsediyoruz.
bana öyle yaa beşiktaş şampiyonluğa oynamalı, yok yıldız transferler yapılmalı falan diye gelme. onu duymak istesem yan sokakta kıraathane var. oraya giderim.
filistin direnişinin sembol isimlerinden. israil'in her türlü deneme ve yardıma rağmen bir türlü yakalayamadığı hamas askeri kanadının liderlerinden olan şahıs. ne acıdır ki yahya ayyaş'ı bir cep telefonunun içine yerleştirilen bomba öldürmüştür. ve bundan da acısı düşmanın yapamadığını en yakın dostu yapmış ve o telefonu kendisine en yakın arkadaşı vermiştir.
liderimiz. senelerini ülkücü camiaya veren biri olarak lider eksikliğimizin ne kadar büyük boyutlarda bir sorun olduğunu kendisinin yokluğunda öğrendiğimiz başbuğumuz. yokluğunun hem ülkemize hem de ülkümüze getirdiği zararlar ayan beyan ortada işte. söylesek tesiri yok sussak gönül razı değil. bütün bunların ışıgında bende diyorum ki bugün ülkücülere düşen en asli görev bahçeli ve yanındaki fuhuş çetesini ait oldukları yere yani fuhuş bataklıklarına göndermektir. başkacada sözüm yok. varsa ki bir cennet mekanın inşallah orasıdır başbuğum.
basın toplantısı öncesi desteklemediğim kişiydi kendisi..toplantıdan sonra allah muhafaza başkan olursa ne bok yeriz diye düşündüğüm kişi oldu. iki basın toplantısı daha yapsa kazanma ihtimalini tamamen yok edecek kişidir. bol bol soru sormak lazım kendisine. bi fkret ormana bak bide bu atçıya. fikret başkan adamsın adam.
kankası murat aksu diyor ki "tüpçüye hesap sormadı fikret orman. biz göreve gelince fikret ormana neden hesap sormadı diye hesap soracağız. tüpçü dönemi kapanmıştır" diyor.
ulan kahkahalarla güldüm evde. tüpçüye hesap soracak bu adamlar değil mi?
adalı da diyor ki "hesap sormak zaten çirkin bir laf. biz tüpçü ile biraraya gelir hesabı görürüz" diyor.
ee sonuçta kankan tüpçü. şuan tüm medya gücü ile seni destekliyor. hesabı görürsünüz evet:) biraz daha kaynak yaratırsınız kendisine teşekkür babında.
ilk nesilden son nesile kadar sövmemi sağlayan durum. hay sikeyim nesil takıntınızı. az realist olun. bi yazarı beğenirsin takip edersin feyz alırsın ekleme yapmak istediğin bilgiler var ise mesaj yoluyla muhabbet edersin. ve bu tarz yazarların harıcınde bılırsın kı bazılarının amacıda troll olmakdır bunu anlarsın sallamazsın olur biter. böyle mal mal başlıklar açıpta kendini rezil etmek niye be sike sürülmeyecek aklı olan yazar kardeşim. zaten yönetimin dünya sikime minare götüme tavrı baştan beri belli. durum böyle olunca ağzı olan konuşuyor amk. iyi sövdürdünüz bana lan şaka maka. rahatladım valla...
atlara fısıldayan adam. utanmadan çıkmış yüzsüz yüzsüz konuşuyor. erdal cömert denen gazeteci bu adama hizmet ediyor yaptığı haberlerle, varın siz düşünün. bu memleket bu adamların baş tacı edildiği yer, gerekirse masaya yumruğunu vuracak adamlarının adayı.
quaresma'ya ödeyemeyeceğini bile bile, kulubü kendi söylediğine göre kayyuma devredilecek kadar kötü duruma sokacak paralar teklif ettin ve aldın. yetmedi mi?
mendes'e hayatının komisyonunu ödemeyi taahhüt ettin yine bile bile, yetmedi mi?
ferrari ile yapılan sözleşme şartlarını mı bilmiyordun, yoksa oradaki tazminat bedelini de mi sallamadın?
kulübün uçan kuşa borcu olduğunu bile bile, tüm gelirlerin temlikli olduğunu bile bile tüm bunları yaptın. uefa'ya ya kriterleri sağlayamamaktan, yada ekürinin yaptıklarından gidemeyeceğimiz açıktı, bunu gördün. şimdi bugün konuşurken utanmadın mı?
ahlaksız laikçi puştların çamur atmasıyla asla değerini yitirmeyecek olan şair, üstad-ı azamdır kendisi.
üstad içki içtiğini, bir sürü pisliğe bulaştığını hiçbir zaman inkar etmedi. sadece şunu söyledi: ben o hayatımı geride bıraktım ve çöplük olarak adlandırıyorum. çöplükle de ancak köpekler ilgilenir!
kimin köpekliğini yaptığı malum şahısların kendi çöplüğünü de karıştırması en büyük arzumuz. pislik sizlerin yüreğinde.
