1988 yapımı anime. 2. dünya savaşı sonrasında japonyanın kobe şehrinde geçen bir hikaye. animede hotaru no haka kısmi otobiyografisinden esinlenilmiştir. agladım yani o derece duygusal.
pek de iyi birşey değildir.
23 yaşındaki Ma Ai Lun ' un telefonu çalar.
telefon pirize takılıdır aynı zamanda.
neyse telefonu çalar ve açtığı an elektrik akımına kapılıp hayatını kaybeder.
buna benzer bir olay isviçrede gerçekleşir.
18 yaşındaki fanny
Schlatter, çalıştığı işyerinde boya kutularını taşırken akıllı telefon cebinde patlar ve ölür.
çok mu istiyorsunuz, o zaman en azından pirizdeyken dokunmayın.
yada ne bileyim cebinizde bulundurmayın.
dalâletten hidayete.
el - gazzâli eseridir.
kitapta ilim çeşitlerinden, filozofların sınıflarından, ta' lim mezhebi ve tehlikesinden, sufilerden ve daha birçok konudan bahsedilir.
amcam sara hastasıydı,
sol tarafı tamamen felç olmuştu son zamanlarda konuşamaz olmuştu.
2çocuğu vardı,
birtanesi de dogmak üzereydi.
durumu günden güne kötüye gidiyordu.
babam eve gelmiyordu, yüzü hiç gülmüyordu. gözleri dolu dolu, heran ağlayacak gibi bakardı.
malatyaya sevk ettiler amcamı, ışın tedavisi gördü, orada da aksilikler bırakmadı peşini. birkaç defa mide kanaması geçirmişti. o arada çocuğuda oldu, sapsarı, yeşil gözlü bi bebek. okadar güzeldi ki.
neyse tedavi bitti eve geldi.
artık eli ve ayağı tutuyordu, hatta işe bile girdi.
babam o kadar mutluydu ki, onlara yeni bir ev yapmaya başladı.
o kadar mutluydu ki amcam, çocuklarıyla ve bizimle okadar ilgileniyordu ki
bu mutluluk sadece 1 hafta sürdü.
tamamen felç oldu bedeni.
yatalak oldu, su bile isteyemez oldu.
babam birden 10 yaş yaşlandı sanki, saç sakal bembayaz oldu.
artık oda hiç konuşmaz oldu, amcamın yanından ayrılmaz oldu.
sonra ne mi oldu, 1ay geçmedi.
ben dersteydim müdürün beni yanına çağırmasıyla öğrendim amcamın vefat ettiğini, apar topar gittim evine, babamda ses seda yok, oturmuş ağacın altında sadece gözleri dolu. acıdan ağlayamıyor bile.
içeri girdim, amcamın bedeni. üstünde de karnı şişmesin diye koyduklarını düşündüğüm bıçak.
sonra bayıldım.
uyandığımda birdaha babamı eskisi gibi bulamadım. mutlu görmedim.
çünkü bu kaybettiği 4. kardeşiydi.
hâlâ içimde iyileşmeyen yaradır, amcamın ölümü.
yıllar da geçse dolar gözlerim.
annem pirize dokunma, elektrik çarpar, kimse de seni kurtaramaz ölürsün derdi. bense ölmeyi istediğimden falan değil, daha hayatımın baharı ne ölmesi. neyse uzatmayayım da, gerçekten dedikleri doğru mu, elimi pirize atsam ne olur yani diye herdefasında pirize sokardım parmağımı. birgün de olan oldu zaten elektrik çarptı, sonra ne mi oldu? o gün bugündür pirize dokunmak mı, asla.
sebebini hiç bilemedim, ve açıkçası kabullenmek de istemedim.
ama şöyle bilirim ki genel başlık altında müzik aletleri değil, telli müzik aletlerini çalmak günah ' tır / günah ' mış.
orucu bozan kişi eğer bir mecburiyeti, geçerli bir sebebi olmadan bozduysa 60 gün kefaret, 1 günde bozduğu günün kazasını tutar. yani toplam 61 gün ara vermeden oruç tutması gerekir.
cami meselesini ilk defa duydum.
Aklıma senin o saçma,
hemde kelimelerin seçilleştirmeye
yetemediği evrim teorisi geldi.
Biliyorsun evrim teorisini 19. yy
ortalarında ortaya attın.
' bence burdaki amacın sadece dikkat
çekmek '
şuan okuyor musun bilmiyorum,yada duyuyor musun.
sana sesleniyorum.
hey! seni yaşlı bunak!
bence bu teoriyi atmasaydın ortaya
seninle çok daha iyi anlaşabilirdim,
hatta belki bilirsin insanları sevmek
lazım..
Belki maymun kökenli olduğumu daha
DNA dan habersizken bile iddia
etmeseydin
sevebilirdim seni.
Malum insanlar bunu kabul
etmezler..
Bende etmiyorum dolayısıyla..
Benim seninle sorunum ne biliyor
musun?
Canlılar aleminin küçük bir hücrenin.
Zamanla gelişmeye başlayarak
oluştuğunu düşünüyorsun ama aklına
niye bunun tüm dengeyi sağlayan
yaratıcıdan kaynaklı olduğunu
düşûnmüyorsun..
Bi din adamı nasıl Tanrıyı bu kadar
yok sayabilir..
Hadi be ordan..
Ben dikkat çekmek istemişsin diyorum
anlamıyorsun beni, hadi dostum yapma şunu beni anlamalısın.
ah tamam!
Sevmiyorum be seni,
gerçekten sevmiyorum.
Ama senin adını telaffuz edecek kadar
önemsiyorum.
türbanı oraya yazmanın ne gereği vardır,
nede bir anlamı vardır.
maksat eğer yanlış birşeyi dile getirmekse öz dayısı ile ilişki yaşayan her 14 yaşındaki kız eleştirilmelidir.
hatta dayı eleştirilmekle kalmamalı,
içinde kızgın yağların olduğu küplere atılmalıdır.
bu kadar net.
hoş bir durum değildir,
kabul edilemez birşey!
sokakta yaşayan herhangi bir çocuk mutlu olabilir.. önce bi karnını doyurursun o tatlı şeyin,
sonra da dondurma alırsın.
sonra da belki parka götürürsün..
huş der dem,
nazar ber kadem,
servet der vatan,
halvet der encümen..
vukuf i zamani,
vukuf i adedi,
vukuf i kalbi,
yad kerd,
baz geşt,
nigah daşt,
yad daşt..
homeomorfizm altında korunan özelliklerdir baylar bayanlar.
peki ya homeomorfizm ne demek..
bir f foksiyonu verilsin mesela,
bu f fonksiyonunun homeomorfizm olabilmesi için birebir örten,
sürekli aynı zamanda tersinin de sürekli olması gerekir..
örnek de verelim hadi,
irtibatlılık,
hausdorff olma,
yakınsama bir topolojik özelliktir.
cauchy bir topolojik özellik değildir.