kart olayına asla bulaşmak istememişimdir uzun yıllar, çok borçlanıp da zora giren insan gördüm ama pep card ile tanışınca bu algımı yıktım. çünkü kontrol bende değil kartta, güvenlik onda. bende olsa kontrol dışında olurdu. ama pep card bana gerçekten sadecec ihtiyaç için kart kullanmayı öğretti.
''işadamları çalışarak kaybettikleri hayatın bütün lezzetlerini, çalışarak kazandıklarıyla bir gün tekrar satın alabilecekleri umuduyla çalışırlar. işte bu yüzden toplumun en uyanık geçinen enayileridirler.''
tanım: aralıklarla yükselen ateş, baş ağrısı (zonklama tarzında), tüm vücutta ignelenmeler, aşırı halsizlik, kaslarda ve eklemlerde güçsüzlük, mide bulantısı-kusma ya da şiddetli ishal. evet sogukalginligi ya da besin zehirlenmesi ile karisabilir ancak öyle böyle değil bu durum. az kalsın gidiyordum.
"sen şimdi gerdanını maviye
göğsünü bir yelkenliye
gönlünü ilk önüne çıkan
yaz seferine bağlamışsındır
vurunca dibine sakız rakısının
biraz da ağlamışsındır.
benim yerime de sev, bekletme hayatı
bu kadarına razıysan, yaşa gitsin
kaç kişiyiz savunan sevdayı".
heyecanlandıran müzikal. istanbul'dan taşındığımdan beri kaçırdığım zorlu etkinlikleri canıma tak etti artık ama seni kaçırmayacağım bebeğim, en azından umudum bu yönde. eylül sonuna kadar biletlerinin tükenmemesini umuyorum, yoksa çok üzüleceğim. ben alana kadar almayın köftehorlar.