platon'un bundan neredeyse 2500 yıl önce yazmış olmasına rağmen bugün de güncelliğini koruyan, müthiş tespitler ile dolu eseri.
"adalet ve adaletsizlik hakkında eskiler tarafından kullanılan bir tür söylem vardır. hepsi, ölçülülük ve dürüstlüğün kesinlikle güzel ve onurlu ama aynı zamanda tatsız ve zahmetli olduğunu; oysa hovardalık ve adaletsizliğin keyifli ve kolay olduğunu, sadece fikir bazında utanç verici kabul edildiğini yinelerler. onlara göre adaletsizlik, adaletten daha kazançlıdır. onların büyük çoğunluğu zengin olan veya başka türlü güç sahibi olan kötü adamları kutlamakta, özel ve kamusal alanda onları onurlandırmakta; ama zayıf ve güçsüz olanları -bunların diğerlerinden daha iyi insanlar olduklarını kabul ettikleri halde- küçümsemekte ve hor görmekte tereddüt etmemektedirler."
(s:57)
the adjustment bureau
about time
cloud atlas
edge of tomorrow
episodes of the road
groundhog day
law abiding citizen
lucky number slevin
midnight in paris
miss granny
old man who climbed
predestination
the man from earth
the prestige
the secret in their eyes
the sting.
biraz klasik olacak ama en ağırı da kalabalıklar arasında yalnız olmak. bir şey anlatıyorsun, dinlemiyorlar. bir şey hissediyorsun, anlamıyorlar. bir şey soruyorsun, cevaplamıyorlar. bir şey istiyorsun, vermiyorlar. hiç bir şey istediğin gibi değil yani. bu durumda yanında insanlar olsa ne olmasa ne...
Bu akşamki performansı ile mancini'yi kara kara düşündürtmüştür. mancini şimdi içinden diyordur: "caner'i fener'e itelesem de ismail'i mi alsam?"
işin şakası bir yana bu akşam emre mor ile birlikte takımın en iyi futbolcusudur. Kendisini tebrik ediyor, bu akşam ki üstün futbolunu hem milli takımda hem de kulübünde devam ettirmesini umuyoruz.
herkes arda'ya ozan'a yükleniyor ama sahanın en kötüsü buydu. hiçbir şey yapmadı. kalitesine bir şey demiyoruz ama bu maçın uzak ara en kötü futbolcusuydu. takım olarak çok kötü olduğumuz için buna da bir şey demeye gerek yok.