kimse de sormamış kayık bu neden uçarak iniş yapıyor. Su yolundan geleydi ya!
mekan sahibi konuyu göze, nazara bağlamış. Teknik olarak kayığın orada yıkılması imkansızmış. Hatta salona gelmeden önce hamsili kaygana yiyen mühendisler de olay yerini incelemişler sanırım onlar da nazar var nazar demişler.
Bugüne kadar duyduğum en saçma yatırım fikridir. Bu proje talep görürse ileride paraya sıkışınca kızını evlendiren başlık paracıların modern tiplerine tanık olacağız.
Ülkemizde basın özgürlüğü olmasa bile mal özgürlüğü olduğunun kanıtıdır. Ülkemizde sınırsız mal özgürlüğü vardır. Batının eli cebinde terbiyesiz duruşu ülkemiz mallarını derinden yaralamış, hırslandırmıştır. Kim bilir alman eli cebindeyken osurmuş bile olabilir. Çünkü bu alamenler toplum içinde furtt diye çekinmeden burunlarını bile çekebilecek kadar arsız.
bimbela isyanı.
çıkan isyanı pastırmaya çalışan kasapzadeler ağır koyup vermişlerdir. lele paşalarca da destek gören ayıklanmayı ucuz hellimoğulları püskürtmüştür. Yeni cheryler ise yarım kiloluk mühimmatla isyanın en popüler tarafı olmuştur.
kaynak: süsse haber
Başkanlık sistemi zora girdi. En iyisi toplaşak hep birlikte reislik sistemine geçek. Zaten okullarda az çok alıştığımız sistem. Reis gelir arkasında adamları olur, tespihi neyim olur. Fiyakalı olur.
Bu gelişme; her cuma cami çıkışında toplanan yardımlar için de imamın ek yardım talebi ihtimalini doğurur.
Önden biri cebinden çıkarıversin bu bizim için yeterlidir.
Efendim bizim tayfa genelde kılıyınan yünüyünen geçinir. Yolarlar bizi yolundukça hırslanırık, ama mangalda iyi olduğumuzu söylerler, düşünür dururuk, "ne zaman ki" derik. Cümle içinde kıllanırık.
Akaryakıt zamları iki ileri bir geri, maşallah Mehter yürüyüşü düzeninde ilerliyor.
Elektrik, su faturanı 3 yıl öncesiyle kıyaslayacak olursan en az %30'luk bir fark göreceksin.
Sana sigarayı öğretecek değiliz ama birkaç yıl önce üç lira olan sigara bugün 7 lira. Bonzai'ye bile başladı, kindar ama ahlaklı olmasını hedeflediğimiz birtakım gençlerimiz.
ihaleler eskiden olduğundan da çok gibi, acayip fesatlı.
Vergilerimizle "kıskananlar çatlasın" nidalarıyla şanımıza yakışır saraylar yükseliyor. Sarayı gören büyük dünya liderleri, sokakta bizi çulsuz görünce gerçekten hayret edecek.
Tapelerin sahte değil diyorlar ama dert etme, bir şey olmaz kafalar montajlı.
Sporun tarihinde olmadığı kadar dopingli, şikeli.
işçilerin 10'ar, 18'er, 301'er gidiyor yani anlayacağın,
işçi milletin kefenlisi olmuş.
Hesap sorulacaklar kaybolmuş, hepsi hükümsüz.
Yani;
Amerika'yı da yeniden keşfetmeye gerek yok!
O yüzden sakin olalım, yakalım bi puro, keyfimize bakalım.
Her zaman söylerim;
Bundan yıllar öncesine kadar milletimiz ve nihayetinde Milli Takım gazla çalışabiliyordu. Bunun nedeni de o yıllara kadar milli benliği idare eder seviyede olan bir toplumduk. Şimdi uzun uğraşlar sonucu milli benliği yıpratılmış bir haldeyiz. Bunun yanı sıra her alanda ortaya çıkan düzensizlik ve güvensizlik sonucu, hedefleri, hobileri, beğenileri artı kalite kaygısı olmayan bir haldeyiz. Zaten genel olarak tek hobimiz kart koleksiyonu.
Şimdi gazlamak da yetmiyor. Terim kıçını yırtsa bu işi düzeltemez.
Cumhurbaşkanı da en son yaptığı açıklamada ne dedi? "Ne yapsın Terim çıksın kendisi mi oynasın?" dedi. Toplumumuzun siyasete damgasını "evet"leriyle vuran büyük kesimi bu açıklamayı da en önemli liderleri Kainat Liderinden duyunca neye inanacak? "Bu yüce kurtarıcılarımızdan başkası yalan" diyecek. Sen bunları düşününce, yazınca "bu da ne çok konuşuyor be" kanalından yürüyecek.
Sonuç daha önce gazla iyi şeyler hedefleyen toplum, bugün gazla kötü sonuçlar almaya başlamıştır...
Tüm bunların sebebi ise günümüz anlayışında düşünen, sorgulayan Ben'lik lobisidir.
Hakikat bizimle.
Elin gavuru bir milyar euro'lar harcayarak 10 yıllık yolculuğa çıkardığı bir uzay aracıyla uzayın derinliklerini araştırıyor. Halbuki bu kadar büyük masraf edip böyle bir araştırmaya girmeye ne gerek var. Ver tokiye bir milyar lirayı iki senede hakikati çıtank diye suratına çarpacak küçük bir saray inşaa etsin. küçük diyorum çünkü büyüğüne biraz daha lazım.
Bu gavurlar olmasa dünya daha yaşanır olur, saraylarında mutluluklar içerisinde ikamet eden liderlerle dolardı emin olun. E liderin mutluluğu da haliyle halka yansır. Sonuç olarak uzay muzay hikaye bunlar. Yapmayın, sakın ola ülkemin güzide din adamları, masraf edip uzay araştırmalarına yatırım yapmayın. Bilim adamlarımız varsa onlar da masraf etmesin! Başkanlarımızın saraylardaki mutluluklarıyla musmutlu yaşayalım.
10 yıl öncesine kadar IMF'den borç dilenmekte iken bugün başkanına ak saraylar inşaa edebilecek seviyeye gelmiş olmak, ay sonunu nasıl getirdiği tez konusu olabilecek seviyede geliri düşük olan fakirlerimizi ziyadesiyle gururlandırmaktadır.(!)
Saray'ın bir toplumun ihtişamını sergilemek için inşaa edildiği, geçen gün tartışmalar sürerken, bizzat ülkenin başı tarafından uzay çağında izah edildi.
Biraz kafa yorar isek, bundan yüzlerce hatta binlerce yıl önce dar çerçevede yapılan gösterişlerle ve kulaktan kulağa yayılan bilgilerle diğer imparatorluklara hava basma geleneğini yıkılmış, yok olmuş medeniyetlerde görebiliyoruz. Sarayın dışında, kasabada, köyde izde kim ölmüş kim kalmış çok umrunda olmasa gerek devletlülerin.
Şimdi aynı geleneğe atıfta bulunarak bizi ziyarete gelen bir Amerika, bir ingiltere, bir bilmem nere başkanının sarayımızdan çok etkilenecek olması düşüncesi komiktir. Gösterişli bir mekanla göz boyayıp elde edeceğiniz şey bugün koca bir hiçtir.
Sizi sizden daha iyi bilenlerin yapacağı kısa bir beyin jimnastiğiyle içten içe size gülüneceği aşikardır. Bunun farkında olmadan bu tür mekanların güçlü görünmek isteyen devletler için bir ihtiyaç olduğunu vurgulamak, çağ dışı kalmış bir liderin ya şaka yapmak, ya dalga geçmek ya da saf gördüğü önemli bir kesimi kandırmak amacını taşır. Bugün bir ülkenin hangi ileri seviyede ya da hangi çıkmazda olduğunu 9 yaşındaki bir çocuk elindeki akıllı telefonuyla araştırıp, sonuçlar çıkarıp teze dönüştürebilir.
Cumhurbaşkanlığı sarayını ziyarete gelen ve "ne büyük, ne mükemmel, ne zengin bir ülke" fikrine kapılacak tek lider profili Amazonlarda yaşayan yerli kabile reisleri olabilir belki, ama onların da tabletleriyle dünyayı gezdiği, turizm ayağına rol çaktıklarını düşünürüm hep.
Bazen heveslenerek almama rağmen aldığım miktarın bitimine kadar "eh işte" dediğim ama sonrasında yenisini almalıyım isteği uyandırmayan çorba çeşidi.
Ofislerde bu tür çorbaları içmek ayrıca özel bardağınız varsa sıkıntı yaratabiliyor. Bardağın dibindeki kalıntılar biraz bekleyince donuyor ve bu durum da rahatsız edici. Aslında bu sorunu kullan at karton bardakla çözen bir marka gördüm. Bardağın dip kısmında bir seperatörle saklanan çorbayı içeceğiniz zaman seperatörden açarak kaynar suyla doldurup hazırlayabiliyorsunuz. Lezzet sorununu ve bardak sorununu çözerlerse daha yaygın bir kullanım seviyesine erişebilinir.
Birkaç yıl önce gönderdiği kolinin içi boş çıkan ve defalarca aramama ve yazmama rağmen verdikleri tek cevabın "en kısa sürede ilgileneceğiz" yalanı olan firma.
Ne mi yaptım? O günden sonra birçok kez internet üzerinden alışveriş yaptım, ancak benim için bitmiş olan hepsiburada'dan asla iğne ucu bile almadım ve bu hikayeyi de alışveriş yapmayı düşünen herkese anlattım. Benim alın kıçınıza sokun diyerek vazgeçtiğim ürünün bedeli 6 liraydı. Peki onların kaybettiği?
Siyaset ölüyü dört parmağına takıp oy avcılığı yapanların ahlaksızlık üzerine kurulu sanatıdır. Rabia da kendi vatanında özgürlüğün peşine koşan, bizdeki gezi'de yeşilin, manisa da zeytin ağacının derdine düşen insanlar gibi masum. Ama siyaset bu kirleteceği bedenleri itinayla seçiyor.
Camiler tengrinin evi olduğundan herkese açık olmalı. Ancak camiler birincil amacından uzaklaşarak millete toplu ayinler yaptırmak amacıyla hizmet veren, cuma hasılatı için imamların gün saydığı ticarethaneler gibi. Öyle olmamalı, öyle değil mi? Öyle mi?