antalya'daki ülkücü gençliğin yağtığı ilginç açıklama. başlığı açmadan önce gerçek mi diye araştırdım. 300 kişiye yakın facebook grubunda yazmışlar.
özetle;
"bizler türk milletinin komünizme, emperyalizme, faşizme ve turizme karşı mücadelesini yürüten gençleriz. bu ülkenin bölünmez bütünlüğüyle ilgili bir sıkıntımız yok, olabilemez. burada cinsiyetçi küfür etmiyorsak bu şehitlere olan saygısızlığımızdan değil, zekeriya beyaz'dan dolayıdır. çünkü onun bu mevzularla hiçbir alakası yoktur. -megafondan ses gelmedi galiba- yoktur. vefakat bizler, yani lgbt üyesi ama aynı zamanda mhp üyesi asi ama yumuşak gençler, hepimiz biraz bahçeli'yiz. çünkü neden derseniz, sayın genel başkan hiç evlendi mi?
insan-maymun arası kurduğu gerzek ilişki sebebiyle çıtayı yerlere düşüren bir bilmemkime, aynı çıtayı yerin dibine sokmak pahasına sakarya'da sorulmuş bir soru.
ya koymuşum demokrasisinin dibine, o ayrı muhabbetin garkı, velhasıl bu ülke nasıl bir acaiplik diyarıdır be kardeşim, hangi popoyu sıksan içinden bir kepazelik, bir irin, bir müsibet fışkırmakta. siyaseti ayrı, laylaylomu ayrı, zevk-ü sefası ayrı, isyanı ayrı bir "kitsch" silsilesi haline gelivermiş. ulan hangi tohumunuzda demokrasi gördük de müslüman demokrat hezeyanına kapıldığımızı farzededurun?
hani arabı lüleden yemişler, afrikalıyı zaruret içinde bırakmışlar, hindi fukara, elin yerlisini meczup etmişler, allem etmişler kallem etmişler, amma ve lakin hristiyan camia-ul azam'ı demokrasi denen insanlık ucubesinin kendilerince bir hikayesini yaratmışlar. sen ne yaratmışsın da kendinden menkul bir şeyi bize kerhane tatlısı misali soyunun sopunun icadı imiş gibi yutturacaksın bre zındık? bunları yiyenleri de topuğundan sikeyim ben, sayelerinde yarrağım gibi memlekette yaşıyoruz afedersin, yaşıyoruz yine de, divane miyiz neyiz?
bu sefaletini düzdüklerimin kümesinden dışarı çıkanı sınırda peşmergelere siktirsinler, kalıp onlara hayatı zindan edesim yok değil, şehr-i istanbul'un şebekesine bir şeyler zerk etmeyi bile geçiriyor şu deli gönül içinden peyamiciğim. onlar beni, ki şeker gibi insanımdır, bu raddeye getirdilerse üstadım, onların da elimden ızdırap çekecekleri günler doğacaktır umud ederim ki.
neden bana öyle kaynananın edep yerini görmüş gibi bakıyorsun peyamicigim, bir çay daha arzu eder miydin?
gelmişsin 150 yaşına ama torunun yaşındaki bana -yaşar usta'ya- hunharca yavşamaya utanmıyorsun. yetmiyor, ev telefonunu arayıp önce nefes veriyor, sonra "seni seviyorom" diyorsun. neden dedecim? neden?
"dedeye sahip çıkalım" cümlesindeki dede olacak yaştasın, niçin üzerindeki eprimiş atletle beni balkonda bekliyorsun? niçin çiçeklerime ve saksılarıma inatla bulgur atıyorsun? neden balkon camımı açtığımda içeri kedi maması fırlatıyorsun? kedi miyim ben?
hayatım yeterince zor, hastalıklı ve bunalımlı. mumdan çıkarıcam bigün evindeki yangını. sonra ön dişlerimi söktürüp "beter olsun pezevenk" diye psikopatça gülerek demeç vericem yerel televizyonlara. şrfsz.
ismi sırrı. bizim köydeki lakabımız "kusursuz bacaklar", niye bilmiyorum ama öyle. köy lakapları zaten genelde saçmadır. haliyle dayımdan da "kusursuz bacakların sırrı" diye bahsederler kahvede okeye dördüncü beklerken. ve dayım çok erik sever. erik azsa yemez yani. eriği çok sevdiği için de hayvanat bahçesinden çıkmaz bi insan olup çıktı. çıkarçıkmazçakançakmak. ahahahahah. bence lakabı bu olsundu. neyse. erik yiyoruz. tuz var. eriği tuza banıp yiyoruz. sonra tuba gelip dedi ki: "yaf siz ne biçim insanlarsınız, aşşaada ev yanıyor ve camus'nün mersault'u kadar kayıtsızsınız, hitler'den hiçbir farkınız yok şu an."
ay hepimiz şok!
koşup baktık, gerçekten de ev yanıyor. yüzü başı is içinde kalmış bi dede çıkarmışlar içerden. yaklaşıp "dede iyi misin?" diye sordum, "hastayım evladım" dedi. "tam olarak neyin var ihtiyar?" deyince de, "köşedeki manava hastayım, çok güzel götü var pezevengin" deyince ben tabii müslüman oldum.
hasılı, ben müslüman olunca dayım direkt ateist olmuş sayıldı elbette. neden? çünkü erik yüzünden değil. çünkü bir dayı ile ben her zaman ters yönlere düşeriz.
nasıl olduğunuzu gerçekten merak etmiyorum. umrum dışısınız. ve fakat meleriniz... onlar her şeyi öyle bir noktaya getiriyor ki, bir çift meme için zall'ı vatan haini ilan edebilirim, ki zaten öyle. memeleriniz gerçekten çok müthiş arkadaşlar. yani onlara sahip olup da nasıl bu kadar sakin kalabiliyorsunuz.
sözlükteki bayan arkadaşlar, sizleri memelerinizden dolayı sonsuz kere kutluyorum.
birbiriyle çelişen iki kavramdır. stokastik kelime anlamıyla rastlantısal olanı ifade ederken fayansçılıkta hata payına/hataya yer yoktur. her şey ölçülür biçilir.