hizli solcu jargonuyla konusan bir grup insanin her firsatta isitip isitip halkin gundemine soktugu, ocu mantigi ile bagdastirdigim basortusu/ turban ayristirmasini kutsal metinler gibi ezberleyen daha buyuk orandaki zavalli insanciklarin en buyuk korkularindan biri olmus bir dini vecibenin serbest birakilmasini istemekten ibaret eylemdir.
saclarini bir ortu ile orten ve bunu dini inanclari nedeniyle yapan kadinlarin ve ozelde universite ogrencilerinin ortulerine verdikleri isimler degisse de genel olarak basortusu dediklerini bilmeyen , daha iyi bileceklermis gibi "hayir, annenin, ninenin taktigi basortusudur. sen turban takiyorsun. ne taktigindan haberin yok daha!!" seklinde garip bir mantikla siniflandirma yapanlara da gulerler ayrica bu yasagin kalkmasini isteyenler. osmanlinin en parlak donemini yasadigi devirlerde, bir osmanli pasasinin kavuguna ozenen fransali kadinlarin moda salgini halinde baslarina taktiklari, donemi icin ultramodern ve kesinlikle dini amac gutmeyen, kavuk gibi sadece basin belli bir kismini ortup boynu acikta birakan turbani,bu universiteli ogrencilerin sikica orttukleri basortusu ile bir tutmak hangi akli evvelin aklina gelmistir diye de hayretler icinde dusunurler ayrica. bir de bu konuda daha belirleyici ayrintilar verenler vardir tabii. igneli, ignesiz, surekli ortenler, ara sira acanlar, cabrio modeller...
kisacasi ortulu universite ogrencilerinin umrunda degildir soylenenler. onlar sadece inandiklari icin taktiklari basortuleri uzerindeki yasagin kalkmasini isterler.bunun icin kimseni kulu kolesi, arka bahcesi olmayacaklari gibi, "seni sinsi pis seriatci" diye salyalar sacarak saldiracaklar da umurlarinda olmaz.
iyi piyanist olmasinin yaninda entellektuelmis gibi de yapmayi ihmal etmeyen kisi. icinden ciktigini soyledigi anadolu kulturunun ne oldugunu hic anlayamamis ya da unutmustur kendileri. siz benim gibi yuce bir sanatcinin kiymetini bilemediniz anlamina gelen aciklamalarinin ardindan turk halki ne buyuk bir gaflette oldugunu anlamis ve hemen uyanmistir!!!
azinliga dusmekten muzdaripmis. senelerce cogunlukta olup azinlikta gibi yasayan, ustelik gidecek baska yeri de olmayan insanlari anlamasi icin iyi bir firsat gecmis eline. degerlendirsin de demokrasinin ne oldugunu, hatta bazen can yaktigini anlasin derim. aslinda yeterince anlamasi da mumkun degil, biliyorum. zira senelerce azinliktaymis gibi yasayan cogunluk, o bahsettigi 70% hep birlikte bagirsa 30% kadar sesi cikmaz bu ulkede.
ayrica aciklamasi hakkinda en iyi degerlendirmelerden birini fotograf alaninda ustat sanatci ara guler yapmistir fikrimce.
Ara Güler'den : "Say kendini bir b.. zannediyor. Bu Fazıl kim ki? Cumhurbaşkanı'nın kabul ettiği adamlar, ilk kültür bakanımız Talat Sait Halman ve büyük tarihçimiz Halil inalcık'tır, bu Fazıl Say kendini onlara eş mi görüyor!"
"atamayi yapan abdullah gul olduguna gore vardir bir capanoglu" denilerek onumuzdeki gunlerde yedi ceddi desilecek, tum gecmisi, icraati ve ahbaplari tartisilacak insandir. nasil bir atamadir ki atamasi yapilan kisiden ziyade esi haber ve tartisma konusu olur.. nasil bir atamadir ki kuruldugu gunden beri tartisilan yök gibi bir kurumun varligini ve tartismasini unutturmustur?! hayretle izliyoruz.
islam ekonomisi alaninda cok degerli calismalarda bulunmus, abdullah gul´un de hocasi olup, hocalarin hocasi olarak taninan ve bugun kaybettigimiz cok degerli zat. allah mekanini cennet eylesin.
bugun TBMM kurulunda yaptigi aciklamada "Benim milletim, tıpkı sizinki gibi, binlerce yıla yayılan bir tarih hafızasına sahiptir. inanç, hafıza ve umut, Yahudi halkının varoluşunun temelleridir. Büyük acılar çekerek, yaklaşık 2 bin yıl oradan oraya savrulduktan sonra anavatana dönüşümüz, bunun delilidir. Biz, hatırlayan bir milletiz. Biz, halkımızın başına büyük bir felaket geldiğinde, atalarınızın atalarımıza nasıl el uzattığını hatırlıyoruz. ispanya kralları, ispanya’da yerleşik Yahudi toplumunu, Hristiyan inancını benimsemek ya da iber Yarımadasından kovulmak arasında imkansız bir tercih yapmaya zorlayan bir karar yayınladığında, Yahudilerin çoğu sürgünü seçti. Fakat Avrupa ülkelerinin çoğu, onları, kolları açık beklemiyorlardı. Sadece istanbul’daki ’Yüce Kapı’, toplu olarak göç etmelerine ve Osmanlı imparatorluğu topraklarında yerleşmelerine geçit verdi." diyerek Osmanli´ya minnet duygularini dile getirmis Israil cumhurbaskani. soyledikleri dogrudur, bir tek nokta disinda."biz hatirlayan bir milletiz." hayir, israilogullari hatirlayan bir millet degildir. oyle olsalardi Musa´ya ve onun tanrisina verdikleri sozleri unutmazlardi.
başından sonuna kadar muhteşem bir şiiri okuma hissiyle izlenen, her karesinde ölümü sorgulayıp, gezgin tiyatrocuların göründüğü ilk sahnede hayatı sevdiren film. ingmar bergman harikası.
Yapımına 1861 yılında başlanıp 1869’da tamamlanan opera binası. August Sicard von Sicardsburg ve Eduard van der Nüll tarafından Neorönesans üslubunda planlandı. II. Dünya Savaşı sırasında Amerikan bombardımanından nasibini alıp kısmen yanan bina uzun tartışmaların ardından yeniden inşa edildi. Yeniden inşa edilmesi için açılan yarışmayı Erich Boltenstern kazandı. Yenilemede 1950’li yılların mimari anlayışının etkileri görülür. Buna rağmen cephe, giriş holü ve fuaye kısımlarında binanın orjinal halini görmek mümkündür.
