neredeyse her gün şehit / gezi haberi ile göğsümüzün sol tarafına iğneler batıran, kafamızın içinde şimşekler çaktıran acı.
benim abim yok, ama ölenlerin hepsi abim, kardeşim gibi üzülüyorum. ne yapabilirim diye düşünüyorum. içimizde kaç tane orospu çocuğu yaşadığını ve kürt-türk ayrımını tetiklediğini düşünüp sinirleniyorum. ve bu devletin atamadığı adımları görüp içerliyorum.
yeter artık, abiler, kardeşler, babalar, kocalar bu şekilde ölmesin.
kadıköyde yol parası isteme taktiği uygulayan dilencilerin yeni yöntemi. bu akşam bi tanesi 70 kuruş istedi, inandık mı? inanmadık.. ama parayı verdik mi? verdik lan!
bi yandan güneş kar toplama çalışmalarını sürdürürken diğer yandan kar taneleri düşmeye başladı. ancak bizim buralarda ilaç niyetine şöyle kartopu yapılacak kadar bile kar yok anasını satayım, neymiş kar tipi boran fırtına geliyomuş, yürü git lan!
çok basit; amerika öyle istiyo. mesela aynı amerika türkiyeyi içten bölmek için pkk terör örgütü propagandalarını öyle bir boyuta getiriyor ki türkiye büyük millet meclisine pkknın adamlarını sokuyor, milletin vekili olarak! sonra siz kalkıp bu neden %47 aldı, ulan herkes ben vermedim diyo o zaman kim verdi diye tartışıyorsunuz.
görünmediklerini sanıp bir de o yoğun sondaj çalışmaları sonucu çıkardıkları madenin tadına bakanlar da var. gördüm vallahi gördüm. cam da açıktı, kendimi tutamadım "ay yediiii" diye de bağırdım. şimdi bunu okuyorsan bostancı köprüsü üzerinden dudulluya doğru giderken sümük yiyen abi, iğrençsin lan!
21 yaşında olup 20 yaşında olduğu iddia eden, güzel dediler diye her istediği anında yapılacak sanıp milleti oturduğu koltuktan kaldırmaya çalışan, enteresan bi tiptir. genellemelere uyarak bu hatunun sarışın olması gerektiğini savunuyorum. zeki sarışınlar alınmasın.
emekli olmasına rağmen kimliğini kaybettiğini söyleyerek teslim etmemiş ve hala o kimliği kullanarak kafasına göre araştırma soruşturma yapan bi roman kahramanı.
Sıfır beden Ebru Şallı'nın yeni saçmalığı. Önce kocam çocuğumdan önce gelir dedi, sonra da bu. Kendisi yeni bir spor salonnda plates dersleri veriyordu geçenlerde tvde izlemiştik, acep spor salonunun müşterisini arttırmak mıdır amaç?
Hayır ben bu kadını gördüm bir imza gününde, afrikadaki aç çocuklardan farkı cilt rengi idi. ben de çok kilonun insandan estetik açıdan birşeyleri götürdüğünü kabul ediyorum ama böyle de afedersiniz ama öküzce görüş bildirilmez. şişmanların kendilerine güzel demesine gıcık oluyormuş. ah canıııım üzülme, onlar da sana gıcık oluyo.
ahanda ışın karaca ve akrep nalan'dan süper iki yorum;
--spoiler--
AKReP NALAN: insan biraz ne konuştuğuna dikkat eder
O kendi görüşü tabii, ama bu çok ağır bir söz olmuş. ınsan olmak kilo ile alakalı bir şey değil. Ayrıca insan beyni kilo ile ölçülemez. Kişi biraz konuştuğuna dikkat etmeli. Bu tür açıklamalar insanları kırmaktan başka bir işe yaramaz. Bu konuda en iyi cevabı da Türk halkı verecektir herhalde... Ben kendimi ve insanları nasıl olursa olsun seviyorum. Belki de kilolarımız nedeniyle bizler bu kadar alçakgönüllü ve sevecenizdir!;
IŞIN KARACA: Herkes zengin kocası olsun, sahilde köpek gezdirsin ister
Hepimiz isterdik bir elimiz yağda bir elimiz balda olsun, özellikle de zengin bir kocamız olsun. Biz de her gün düzenli yiyelim, sporumuzu yapıp sahilde köpeklerimizi gezdirelim! Çağımızın en önemli hastalığı olan şişmanlıkla dalga geçmek ve kişileri yargılamak doğru değil. Bunlar çok sert sözler, talihsiz açıklamalar. Zayıf olmasının nedeni yemek yememesi, bu açıklamaları yaparken de kan şekeri düşüktü herhalde. Türkiye’nin yarısından fazlası 42 beden. Estetik mucizesi bu insan, aynaya bakarsa kendisini daha iyi görür!
--spoiler--
behlülün sarhoşken ne olduğunu anlamadığı ama sabah aynı yatakta uyanınca bihtere yakalanmasından çok daha korku vereceğine inandığımız hatunu meğer dizi cast ekibi ajansın kataloğundan görüp beğenip oğullarına layık görmüşler. fotoğrafları da beklendiği gibi hurriyetten. http://kelebekgaleri.hurr...7504&p=3&rid=2368
ahlaksızlığın, alçalmışlığın canlı kanıtıdır. bir hayat kadını dahi kendini pazarlarken bu denli rahat olamazdı herhalde. zira hayat kadınının bile ahlaklı bilindiği yerler vardır, yaptığı işi bilmeyen kişiler vardır belki de. ama seni türkiyenin büyük çoğunluğu tanıyo, hayatının neresinde (olmayan) ahlakınla yaşayacaksın?
bir de kalkıp tesettür kıyafetleri ile paparazzileri çağırıp pozlar verip gizli çekimmiş gibi gösterirsin. mide bulandırıcı hareketler bunlar.
iki yıldır tatil yapmamış bir bünyenin marmariste kafasını dinlediği tatilden bile 10 günde sıkılıp istanbula geri dönmesine neden olan durumdur. çok farklıdır istanbul aşkı. belki başka şehirlerde yaşayanlar için de öyledir kendi şehirlerine aşkları. ama istanbulda insanın her halini bulabilirsiniz. her ruh haline uygun ortam vardır. bambaşkadır be istanbul.
istatistiğin canına okumuş var mısın yok musun yarışmacısı. ulan rastgele dağılım yapılan bir durumda hangi kutuda hangi tutar olduğunu kesin tahmin etmek kimseye kısmet olmamış, bilimsel olarak olamaz da. sen kimsin ki kalkmış kutunda kesin 500bin var diyosun? gittikçe daha beter sıçıyosun.
yarışmacı yerinde ben olsam gözüm kapalı söylerim kutuları, bana ne kim ne hissediyo küçük mü büyük mü. manyaklık.
kartal-esenkent hattı şöförleridir bunlar. kartalda duraktan kalktıktan sonra meslek lisesi durağına kadar adım adım ilerler, kartalda bilimum noktalarda durup müşteri beklerler. ancak alaçayır durağından itibaren sanırsınız ki off road'dayız. yokuş başına kadar durmicaz, inecek olan burda insin dediklerini de duyarsınız. sebep nedir? az ilerdeki durakta görevliye dakika bildirecek olmaları. her geç kaldıkları dakika için ceza ödüyor olmaları. çekinmeyin şikayet edin.
menülerdeki her yemeğe "ben yemem" diyen saçma tip, ne ile besleniyor merak ediyoruz. sanatçıymış kendi iddia ettiğine göre.
bir de ağız yapısına dikkat ettim, normalde insan gülünce dudak kenarları yukarı çekilir, bunun aşağı çekiliyor sayın okurlar.
içinin pisliği yüzüne sirayet etmiştir. üstüne ne giyse yakışmıyor bunlara, bir darip duruyor, sakil kalıyor. dağdaki "kardeşleri" gibi giyinseler tam yakışacak gibi geliyo bana.
sen çıkıp da televizyon ekranlarında seninle yatmaları için koca adaylarının sahip olmaları gereken unsurları sayarsan -yok efendim evi arabası. arabanın yaşını , evin sobalısını beğenmeyen de var- adamın biri de kalkıp sana gel bi dene bakalım memnun kalacak mısın der tabi.18 yaşında kızını bu programlara gönderenler var. tahminimce 18 yaş sınırı olmalı ki 14-15 yaşlarındakileri gönderen olmadı daha. olsa eminim onlara da 30-40 yaşlarında adamlar talip olmaktan utanmayacaklar.
rezilliğin daniskasının yaşandığı bu programlara rtük ne zaman müdahale edecek çok merak ediyorum. behlülde bihterin sevişmesini bırakın da bunlara bakın. toplum ahlakı yerlerde!
eğer tenine hiç uymayan renkler kullanmıyorsa benim için problem oluşturmayan hemcinslerimdir. zira doğal renkler kullanılmış hafif bir makyaj insanın göz zevkine hitap ediyor. ama bir de eziyet olanları var ki; esmer tenine açık renk fondoten ve pudra kullanıp kendini beyaz tenli gibi göstermeye çalışırlar. seda sayan misali boyuna kadar her nokta pürüzsüz ve açık renk , boyundan aşağı dekolte felaket! Bir de bunun tam tersi olanlar var, kızarmış tavuk yüzlüler. nasıl bir sanatın eseriyse bunlar genelde dümdüz maşalanmış saçları ve kırmızından öte kahverengiden ziyade bir ten rengi ile gezerler. gece görsen korkarsın, o derece.
ideali nedir bu şin diye sorarsanız da belki bir göz kalemi, illaki bir rimel, hafif de parlatıcı ruj derim. ama yok ben far da sürecem derseniz mat kahve tonları hiç çiğ durmaz, göze batmaz.
yıkılan düzen cumhuriyet rejimi ise sonuna kadar haklı bir söylemdir. cumhuriyeti yıkıp yerine şeriat getirebilecek tek "lider" rte'dir. attığı adımları görmemek için kör ve sağır olmak gerekir.
en basitinden herkesin algılayabileceği bir örnek verelim hemen:
bakınız sigara yasağı başlatıldı. alkollü mekanlarda da sigara içilmesi yasak. bunu bilen tiryaki ne yapacak? gitmem abi, toplanırız evimizde içeriz diyecek. alkollü mekanlar kepenkleri yavaş yavaş kapatmaya başlayacak-ki başladılar bile. tabi ki hepsi değil ama bir çoğu. sonra ne olacak? bir sonraki adımı görebilenler var mı? evet evet onu da geçenlerde açık verdiler. melih gökçek 7. cadde üzerinde alkol satışı için referandumda halka danışmaya kalktı. neyse ki o fikirden vazgeçirildi.
bu zihniyet böyle giderse yakındır bu düzenin bozulması!
garibanlık gemiciklerinin olması, 10 milyarlık maaşla trilyonluk villalar almaksa ben de sağcı ve gariban olmak istiyorum dedirten varsayım, tabiri caizse safsata. Ki sağa ait bu örnekler var olanların yalnızca milyonda biridir heralde. Akp dönemindeki kadrolaşmadan bi haber olanımız mı var? Sürekli birilerinin cebini doldurma derdindeler.