bugün gittiğim starbucks'ta böyle bir duruma rastlamadım, çok ta umarak gittim halbuki, bir kız vardı sarışın ama cesaret edip konuşamadık tabi. bir tane de çilli vardı, beli incecikti...
hem çalış, daha da çok çalış derler işyerindekiler; hem de bi bakarsın çalışmanın temel gerekliliklerinden eser yoktur ortamlarda...para geç yatar, teçhizat eksiktir tamamlanmaz, arkadaşlar arıza çıkarır faturası sana çıkarılır...
öyle garip bir durumdur ki. siz terleyerek yorularak o diplomayı almış ve bir işte uzman olmuşsunuzdur ama birileri o uzmanlık alanında sizden daha çok ahkam kesmektedir. söze "biz master yaparken bi hoca vardı..." diye başlamak uygun olabilir ve karşıdaki eşşek susturulur.
1969 doğumlu olanlar bu başlığın altına yazabilir diye umuyorum. şimdiki nesil yani 2000 sonrası doğanlar ise kendine yeni bir başlık açmalıdır. bir hesaba göre 69 doğumlular, en fazla 2050 yılını görebileceklerdir, oysa 2000'li yılların çocukları sanırım 2100'e yaklaşır.
bebeği ile ilgilenmesi gerekirken (eğilirken) her tarafı açılır, etraftaki sözde müslümanlar 'tööbe estafirullah' derken derinlemesine bakmayı ve içlerinden kendi evindekinin hiç buna benzemediğini düşünmeyi ihmal etmezler.
din hocasına: hocam coca cola içmek günahmış, öyle mi?
tarihçiye: hocam neden inkılap tarihi derslerimizde atatürkten sonrası işlenmiyor?
matematikçiye: hocam bu hafta x gazetesinde bir matematik sorusu vardı, çözümü nasıl acaba?
ben de eski bir tıp öğrencisi olarak o günlerimi hatırlamak bile istemem. Kalın kitaplar ve herbiri en az 1000 sayfalık ders notları arasında şaşalayıp kalırdım, bi yandan gençliğimin getirdiği sorunlarla boğuşmak, bi yandan sorumluluklarım. bi gün 'eeh yeter beee' dediğimi hatırlıyorum. şimdi işletme yüksek lisansına sahip, hayata daha sağlıklı bakabilen orta yaşlı, mutlu bi adam oldum.
eskiden bi espri vardı aramızda; ezan okunduğu zaman "hoca türkü çağırıyor" derdik. (hoca camiye türkleri çağırıyor anlamında) yani diyeceğim çocuklar bile eğleniyor bu beş vakit işi ile...en iyisi sesi kısmaktır.
yukarıda söylendiği gibi koma sistemi nedeniyle olamayacak olan durumdur. Ama benim demem başka...türk halkı ne zaman çok yönlü, çok taraflı ve çok sesli, hareket edebildi ki? zaten bunu başarabilseydik demokrasimiz eksik, ekonomimiz berbat, hırsızlık dizboyu mu olurdu?
evlenip, bir de çocuk sahibi olmaktır. Ondan sonra yok işten atılırmışım, yok etraftaki kötüler şöyle böyle demiş bunların hepsi palavra olmaya başlar, artık gerçek mutluluk evinizin içindedir. Gerisi laf-ı güzaftır. Hele ki severek isteyerek evlenmişsen.