Hoşlanılan kişiyle yakınlaşabilmek adına sohbet edecek bir konu bulamamaktır.
Diğer herkesle güzel güzel konuşursun ona gelince dilin tutur aklın durur ve o gidip en sinir olduğun kişilerle(kızlarla) konuşur ya işte kötüdür bu durum kötü.
Girdiğim mağazalarda dikkatimi çeken ve giyim mağazasında çalışan yakışıklı bir kasiyer arkadaşımla da paylaştığım bir gözlemimdir. Kendisi de bunu doğrulamıştır hatta iş görüşmesine gittiği gün işe alınmış.
iki çift laf edebilmek uğruna cebinizi yakmayın arkadaşlar. He gelecek vaad ediyorsa denemeye değer.
(bkz: oyuna gelmeyelim)
canı sinemaya gitmek istemiş ama yanına yoldaş bulamamış, tek başına film izlemek isteyen insandır.
Sinemada etrafındaki sevgililer dolayısıyla yalnızlığın dibine vurduğunu hissetmesi muhtemeldir.
Adlandırılamayan dönemdir.
Karşındaki insana; arkadaşlık aşamasında ismiyle hitap edersin, sevgililik aşamasında sevgilim aşkım dersin, bu ikisinin arasında kalan dönemde muhtemelen canım tatlım dersin ama bazen ne diyeceğini bilemezsin ortaya konuşursun böyle tatlı bir şaşırmışlık hali mevcuttur.
Aslında bu adı konulamayan dönem birliktelik sürecinin en güzel dönemidir.
Kuaföre istediği saç modelini ve boyutunu nasıl kesileceğini anlattığı halde, kuaförün kendi kafasına göre kesmesi sonucunda hüsrana uğrayan bayandır. Kuaför fobisi oluşur, saç kırıklarıyla mutlu mesut yaşar.
Yolda çevrilen 3 gençten 2sinin annesinin yada babasının memur olduğu gerçeğidir. başka şehirlerden ankaraya gelinmişte olabilir ama geneli ankaralıdır. bürokrasi şehri olmasının verdiği kasvet vardır havasında.
lakin sebepsiz sevilir bu şehir.
iyi yada kötü aralarında ne kadar diyalog geçerse geçsin, en kötü ve en mutlu anlarında herzaman birbirlerine destek olurlar. Küçükken pek anlaşamazlar ama büyüdüklerinde bir elmanın iki yarısı derler ya aynen öyle olunur. Çevremde bu ilişkileri görüp gıpta ile bakıyorum. Ayrıca bir kız kardeşim olmadığı gerçeği çok acı.
sevgilisi olmayan ama sevgililer günü indiriminden faydalanmak isteyen insandır. Dün birkaç kız arkadaşımla gerçekleştirdiğimiz eylemdir. Sevgililer günü indirimlerinden yararlanmak için, bari bizede bu açıdan yarar sağlasın zihniyetiyle, etrafdaki sevgililere aldırmadan kendimizi alışverişe verdiğimiz gerçeğidir. burada sevgililer günü amaca ulaşmak için bir araç oluyor aslında.
yaklaşık bir saat önce başıma gelen bir olaydır. Telefondan silersin, facebooktan twitterdan vs. silersin aradan uzun zaman geçmiştir ve sonunda aklından kalbinden silmişsindir. Msn pek kullanmayan biri olarak msn adresime giriyimde bakayım ne var ne yok diye düşünürsün. Bir bakarsın kişi listesinin en başında 'o' ve online utanmadan gelir bide selam yazar, sen ne yapacağını şaşırırsın. Unuttuğun herşey canlanıverir aklında. Gözlerinin önüne yüzü, gözleri, anılar gelir...
Evet gayet mutlu, eğlenceli bir günün ardından yaşanan olaydır. Daha fazlasını yazamıyorum artık...
yeteneğinin olmaması, zaman zaman ne kadar boş bir insan olduğunu düşünmene sebep olur. "resim çizemiyorum"(cin ali resimleri hariç), "şarkı türkü söyleyemiyorum"(duşta söylediklerim hariç), "tiyatro zaten yok"(arkadaşlarına yaptığın taklitler hariç)...
"Benim en büyük yeteneğim bu kadar sanat dalı arasında hiçbirine yeteğimin olmaması sanırım" diye düşünen insandır.
başkasının yaptığı sanatları izlemekle yetinir; açarsınız bir kitap okursunuz, bir film izlersiniz, resim sergisi gezersiniz vb. sanata birazda olsa merakı olan bir insan için gerçekten kötü bir durumdur.
takdire şayan bayan Mary Wortley Montagu'nun dile getirdiği gerçek.
Şöyledir; "Türk kadınlarının en büyük süsü Türk oluşlarıdır. Onlar süslenmek için elmas veya zümrüt takınmıyorlar, belki üzerlerinde taşıdıkları o taşları süslemiş ve kıymetlendirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır."
Bir kadın şikayet ediyorsa, ya da erkeklerin deyimi ile vıdı vıdı ediyorsa; o ilişkiden hala ümidi olduğuna işarettir. Yürütmek, birlikte yaşamak, sorunları çözerek mutlu olmak istiyordur. Daha önemlisi, o adamı hala seviyordur.
Kadın susarak gider! O gün gelene kadar konuşan, kavga eden, tartışan kadın, kendini sessizliğe verdiyse o ilişkiden ümidini kesmiş yüreğindeki bavulları toplamıştır ve gitme vaktinin geldiğini düşünüyordur. Kısacası kadının gidişi sessiz ve asildir.