daha önceleri mesajlarıma cevap veren, yardımcı olan, ama son mesajıma bir haftadır cevap vermeyen moderatör. en son 4 gün önce girmiş sözlüğe oysa ki. bu aralar biraz yoğun herhalde..
söz konusu durum #19191919 başlığına entry girilememesi ve mevcut entrylerin oylanamaması durumudur.
bakın, beni dikkatle dinleyin. atatürk'ü, şov amaçlı ve göstermelik değil, gerçekten severim. söyleyeceklerim kendisiyle tamamen alakasızdır.
benim değinmek istediğim nokta, bu başlığa entry girme ve mevcut entryleri oylama hakkımızın elimizden alınmasıdır. moderasyon, madem bu kadar çok seviyorlar, ki sevmeliler atatürk'ü, yabancı şirketlerin para karşılığında sözlüğü saatlik kiralamasına müsaade etmemeliler. ne çabuk unuttunuz vodafone'un sözlüğü 1 saat boyunca kapattığını? iki yüzlü olmasın kimse, adam gibi sevin atatürk'ü. çünkü adam gibi sevilmeyi hak eden bir insan o.
kaç yaşındaydım, kaçıncı sınıfa gidiyordum, hiç hatırlamıyorum. birinci sınıf veya ikinci sınıf olması lazım. ozan da ilkokul arkadaşım. 24 kasım öğretmenler gününde, öğretmen masasının önünde sıra olup sırayla öğretmenimizin elini öptükten bir kaç ders sonra açılmıştı muhabbet. ozan'ın doğum günüydü o gün. nasıl da kasılıyordu. öğretmenimiz bile şaşırmıştı.
-öğretmeniiim, bu gün ozan'ın doğum günüü.
+gerçekten mi? iyi ki doğdun ozancım.
o teşekkür ederim öğretmenim
+ileride öğretmen olursun belki ehehe, hadi derse geçelim çocuklar..
evet, doğum günü-meslek ilişkilendirmesini böyle mükemmel yapan bi öğretmenim vardı ilkokulda. neyse geçelim onu. çok kıskanmıştım ozan'ı o gün. benim doğum günüm hangi özel güne denk geliyordu acaba. eve gidene kadar içimi kemirdi o soru. hemen sordum abime, 'bilmiyorum' dedi. normaldi bilmemesi. internet falan yok o zamanlar. ben de bilmeseydim iyiydi. kimi zaman iyi bir şey değildir özel günde doğmak.
ilkokul 4. sınıfta okulumu değiştirdim. yeni arkadaşlar falan edindim. bi gün, konu burçlardan açıldı. daha önce gazete köşelerinde okumuştum burçları, ama herkes kendi burcunu kendisi seçiyor zannediyordum. burçların yanında parantez içindeki tarihlere (22mart-21nisan gibi) anlam verememiştim. arkadaşım sümeyye vardı o zamanlar. çok iyi anlaşırdık. benden hoşlandığını çok sonraları öğrendim. o sormuştu ban 'burcun ne' diye. 'bilmiyorum' dedim. diğer kızlarla birlikte güldüler 'nasıl bilmezsin' diye. ne zaman doğduğumu sordular. 'martın başlarında' dediğim zaman 'balık' burcu olduğumu öğrendim. yeni bir kalem almışım gibi, yeni burcumu sahiplenip gazete köşelerinden okumaya başlamam da bu sıralarda olmuştu.
mart ayına yaklaştığımız zaman, sümeyye bana doğum günümü sordu. hediye falan almak istediğini söyledi. ben de söylemedim doğum günümü. hediye aldırmak istemeyişim güzel bi bahane olmuştu bana. alçakgönüllü bir insanmışım gibi. aslında yok öyle bir şey. ehehe.
uzun uğraşlar sonucu söylemiştim sümeyye'ye doğum günümü. önce o da bilmiyormuş sanırım hangi özel güne denk geldiğini. arkadaşlarına falan söylemiş, hediye almış benim için. kalemleri tamir etmeyi sevdiğim güzel bi kalem almışlardı sanırım. tabi bir gün önce hepsi öğrenmiş ertesi günün hangi özel gün olduğunu. hep birlikte gelip kutladılar doğum günümü ve aynı zamanda 8 mart dünya kadınlar günümü. bütün okula malzeme oldum ben her 8 martta. herkes birebir kutluyordu 'dünya kadınlar günün kutlu olsun zuhehahah' diyerek. o zamanlar üretmiştim 'dünyadaki kadınlar da çok şanslı yahu ehehe' esprisini. hala var ortaokul düzeyinde espri yapanlar ama gülüp geçiyorum onlara. ağzımı kullanmadan hem de.
daha önceleri etrafından kültür aktığı, seviyeli bir ortamda fikirlerin üretildiği, insanların birbirlerine saygılı olduğu, insana benzeyen beyinsizden çok insan barındırdığı zannedilen sözlük.
hep böyleydi burası, bi şeyler değişmediği sürece hep böyle kalacak.
zürafaya benzetilmek sonuçlarından biri olabilir. uzun boyun zürafada olur çünkü.
ha, 'boyun uzun olması ve sonuçları' dersen, ya da 'kişinin boyunun uzun olması ve sonuçları' dersen yukarıdakilere benzeyen bir şeyler saçmalayabilirim.
bu röportajlar falan değil kast ettiğim. şarkı söylerken annesinden azar işiten, 'al işte kırdın kırdın' videosu bunlara birer örnek. bu tip olaylar günlük hayatta yaşanabilir, doğaldır. ama bunları internete kim yüklüyor arkadaş? videodaki insanlar bu videoları arkadaşlarına falan yolluyor da onlar mı yüklüyor internete? benim bir mallığım videoya çekilse, bakıp gülerim ama internete yükletmem. kimse yükletmez. anlamadım gitti.
izlemek istediğimiz videoların öncesinde mecburi reklam filmleri koyarak paraya ne kadar muhtaç olduklarını göstermişlerdir. her site yapıyor, ama siz koskoca ntvmsnbc'siniz lan. bak yazarken bile yukarı baktım doğru mu yazdım ki diye. o derece karizma isminiz var yani. yapmamanız lazım. ayıp.
bana ilkokul yıllarımı anımsatan vekiller. biz silgi atarak başlardık kavgaya bunlar su atarak başlamışlar. gerçi biz o zamanlar sırayı falan kaldırmazdık. ehehe.
acayip kolaydır. daha önce 2-3 defa arabaya binerek, hem yazılı hem uygulamalı sınavlardan 85'den aşağı not almadan geçmek mümkündür. ama trafiğe çıkınca canavara dönüşmek an meselesidir. pratik lazım pratik.
tavşanlı imkb anadolu öğretmen lisesi'nin güzide öğretmenlerinden. kendisi öğrenciler arasında 'yürüyen kütüphane' olarak da bilinir.* tatlı dillidir. dersini sadece konuşmasıyla dinletir. engin tarih bilgisi vardır. televizyonlarda şov yapan tarihçilere 5 basar. hem bilgisiyle hem kişiliğiyle örnek öğretmendir. 'vilayetlerin sultanlığından faziletlerin sultanlığına osmanlı' adlı kitabı vardır. okunması şiddetle tavsiye edilir.