gerilla uluslararası platform'da geçerliliği olan bir kavramdır.
terör örgütü statüsünde ki bu oluşum boş saikleri, kutsal kavramları kullanarak doldurma çabasıda olması sebebiyle kavram furyası oluşturulmuştur. amaç genel kabuldur. pkk örgütü ve tetikçileri gerilla özelliği taşımazlar. ancak 1987-1993 arası gerilla taktiği ile türkiye cumhuriyeti devletinin evlatlarını şehit etmişlerdir. 1993-1996/7 arası ise bu taktikten tamamen vazgeçip yine kavramsal boşlukların doldurulması amaçlı söylemlerine devam etmişlerdir.
pkk üyeleri bozguncudur. vatan hainidir. fakat gerilla asla. Ne mançurya gerillası ile ne de çeçen gerillası ile boy ölçüşemeyecekleri kesindir.
iktidar ile coğrafi alan arasında ki ilişki jeopolitiği doğurdu. ortaçağ'da avrupa devletleri parçalanmış topraklar üzerinde birer iktidar yumağıydı. kral, topraklara, kendisine bağlı bölgesel, yerel vb. çok sayıda farklı otoriteden daha az egemendi. merkezi otorite güçlendikçe, devletler toprak bakımından daha türdeş olmaya başladı. bir süre sonra denetlenen alan, gücün başlıca unsuru haline geldi. değişen dünya düzeni zamanla hükümdarlıkların yerini ulus devletlere bıraktı. ulusal kimliğin ortaya çıkmasıyla ülkenin sınırlarının topoğrafik olarak çizilmesi, devletin ulusal çıkarlarını temsil etme ve gücünü ortaya koyma aracı oldu. jeopolitik zamanla dört kavram doğurmuştur.
1)ingiltere (bkz: büyük oyun),
2)fransa (bkz: tabii sınırlar),
3)almanya (bkz: yaşam alanı),
4)abd (bkz: vaat edilmiş topraklar).
anıtsal bir çadır görünümünde olan kümbet kesme taşlardan inşaa edilir. zengin figürlü plastik süslemelere sahiptir.
kayseri-talas yolu üzerinde yer alan (bkz: döner kümbet) (1276) kare bir kaide üzerinde, oniki köşeli olarak inşaa edilmiş anıtsal yapıların mühim örneklerindendir. dıştan konik külahla, içten kubbeyle örtülüdür. kapısının üzerinde insan başlı, kanatlı iki pars figürü arasında yer alan çift başlı kartal figüründen oluşan bu figürün arasında iki satırlık kitabede, kümbetin (bkz: şah cihan hatun) için yapıldığı yazar. efsaneye göre kümbetin döndüğü söylenir.
yavuz sultan selim II. murattan itibaren başlayan şair padişahlar dizgesini devam ettirmiştir. türkçe, arapça, farsça gibi dillere oldukça hakim olan ve edebiyatları ile de ilgilenen yavuz sultan selim mahlas olarak "selimi" ismini kullanmıştır.
farsça küçük bir divanı;
gözlerün fitnede ebrun ile enbaz mı ki,
dil asılmağa iver zülfüne canbaz mı ki,
bizi kahr eyledüğün lütfuna ağaz mı ki,
neyiki şive mi ki cevr mi ki naz mı ki.
bu selimi kuluna cevri revan eyledüğün,
bunca sıdkun rehi aşkında yalan eyledüğün,
yüzinü gösterüben yine nihan eyledüğün,
neyiki şive mi ki cevr mı ki naz mı ki.
