'şey'in ayrı yazıldığını 11 sene eğitimden sonra öğrenen ergenlerdir.
yayımlanmak ve yayınlanmak arasındaki farkı da klavye hatası zannedenler yok mu, öldüren ergenlerdir evet.
sırf sesi bir zamanlar sırılsıklam aşık olduğum eski sevgilimi hatırlatıyo diye en yakın arkadaşımla her telefonda konuşmamızdan sonra saatlerce ağlıyorum.
hayır bi şey değil sabah akşam konuşuyoruz biz gözlerim şişti .mına koyim
onun her şeyine ayrı aşıktım ben ya
sesine de aşıktım
sonraki sevgililerimle telefonda konuşmaktan kaçardım sesleri ona benzemiyo diye 'aşkım' deyişleri adımı söyleyişleri hep bi tuhaf gelirdi
üzerinden bir yıl geçti nerdeyse
ben hala ağlıyorum **
sesini ilk defa duymuştum ya o gün
daha yeni tanışmıştık
bana poker öğretmeye uğraşıyodun
bense sadece 'honü yoa nördö nöröyö nopucam burdo bu vor burda da bo' diye vıkvık beynini yiyodum
sonra radyo yayını yapmaya başladın ya..
ikimiz de çaldığın o şarkılarla ağlıyoduk
ben ağladığım zaman bana kızıyodun :u
bazen sadece bana bile çaldığın oluyodu
şiirler okuyodun
en sevdiğin şiiri her seferinde okurdun
ezberlemiştim
bazen beraber okurduk
sen mikrofona okurdun
ben içimden söylerdim aşk iki kişiliktir
ama ikimizin de aşkı tek kişilik değil miydi?
bizi en çok da iki hüzünlü aşık olmamız yakınlaştırmamış mıydı abi?
doğum günümü seninle kutlamıştık ya abi hatırladın mı
doğduğum dakika bana 'enee minik buzağı mı doğmuş ya tam bu anda' demiştin :u
ben seni çok özledim abi
ben sana kızmıştım abi
haddim olmayan şeyler söyledim
sonra sen herkesi affettiğin gibi beni de affetmiştin
kin tutamazsın ki sen..
'bak minik buzağı, ben beni vuran çocukla bile konuşuyorum hala. ben kin tutamam' demiştin bana sana kızıp patladığım o gün
ben seni anca anlayabiliyorum..
pelini de nasıl kandırmıştık hihihi
'barışın yoksa çocumu keserim lan' diyodu ne eğlenmiştik
sen hep şımartırdın beni abi
belki de gerçekten bi abim olduğunu, birilerinin hep arkamda olduğunu, nolursa olsun sarılıcak birinin hep yanımda olacağı duygusunu hep sen hissettirmiştin bana
e ama gittin ya?
hepimizi bıraktın ya hakkuşum?
senin hayatımızdaki yerini göremedin mi?
bıktın mı bizden?
yoksa çektiğin acılardan mı bıktın?
seni üzenlerden mi sıkıldın?
tedaviden mi yoruldun?
canını mı acıtıyolardı?
hemşirenle konuşmuştum ben..
çok seviyodu o da seni
benim kadar değil
çünkü o unuttu
onun ayrı bi hayatı var
ben unutmadım
ama benim hayatımın içindeydin be abi
ailem bile çok seviyodu seni
annem ağladı, emre ağladı, beraber ağladık
o gece foçanın o buz gibi denizini taşa boğdum
sabaha kadar
babam mezarını temizlememe yardım etti biliyo musun :j
'keşke' dedi 'sen izmirde olsaydın da hakan abinle yüz yüze görüşebilseydik'
hani sen hep derdin ya bana 'o minik ellerinle sen yemek de yapamazsın balık da tutamazsın, açlıktan ölüceksin' diye..
o minik ellerimle naptım biliyo musun?
mezarının üzreindeki tozları temizledim.
tek tek
hiç tahmin etmezdim böyle bi şey yapıcamı..
bi de biraz papatya bıraktım sana. senin papatya bahçesinde fotoğraflarını çekicektim ben abi..
niye gittin ki yani bence 'papatya sevmiyorum uyuzcum, alerjim var' falan gibi bi şeyler yeterli olabilirdi.
niye gittin ki yani bence beraber çok güzel zamanlar geçirebilirdik, sen protezler takılınca hep gelicektin izmire?
seni götürücemi söz verdiğim yerlerden her geçişimde içim kötü oluyo biliyo musun?
ama ağlamıyorum. sen beni ağlarken gördüğünde hep çok kızardın. senden başkasına da anlatmadığım için çoğu şeyi ağlamamı durdurmaya çalışmazdın, ama yine de kızardın. beni ağlarken görmeye dayanamıyodun di mi?
'üzülme minik danam, sensizliği haketmiş o', 'üzülme minik danam, senin hayatında olabilecek düzeyde değil o'
düşündüm de.. çok boş şeylerle doldurmuşum zamanımızı
--seninkilerle kıyaslayınca zaten dertlerim çiçek bahçesinde kırılan bi dal gibi duruyor--
bence beraber daha fazla film izleyebilirdik
amerikaya gitmeyebilirdim
seninle olabilirdim abi
gerçekten çok canım yanıyo
sözünü dinlemeyi de öğrenemedim abi
hala aynı hataları yapan o bebek buzağınım ben
seni özlüyorum abi
ve evet, sözünü dinlemiyorum. hala ağlıyorum. hala unutmuyorum.
ben seni çok seviyorum.
beni arayıp "sen mi hapşurdun evladım" dicene adam gibi gel "ben sübyancı bi sapığım, seninle sevişmek istiyorum" diyebilirsin, ben de seni kibarca reddedebilirim teyzecim.
başka biriyle beraberken bile insanın kendini yapmaktan alıkoyamadığı o saçma eylemdir. merak ediyorsun hani ne bileyim o ordan çok mutlu görünüyor ama zaten sen de mutlu değil misin ki? mutlu musun uff hiç bilemiyorum.. çok üzülüyorum.
ben bu yazarı çok seviyom.
bu yazar bigalı. ben bigayı da çok seviyom.
bu yazar birayı çok seviyo, ben hem birayı hem bu yazarı çok seviyom.
bira da bu yazarı seviyo.
sonra hepimiz bahçıvana gidiyoruz.
bu yazar kolpayı seviyo. kolpayı ben de seviyorum.
o zaman kolpa konserine gidelim. yaheyya mantığımı seviyorum..
ha ayrıca; küçükken saçları da sarıymış, yirim yirim.
liseye başladığım sene writing hocamın her ders bana bakıp kafasını iki yana sallayarak kurduğu skimsonik cümle. çok keyifli olduğu günlerde de 'what a pity, for a kitty, living in a big city' diye bi şeyler zırvalar sonra kendine baya bi gülerdi. en son edebiyat bölüm başkanının kocasını ayarttığı için okuldan atıldı diye duydum. canım benim.
ya var ya.. annem gittiğinden beri ağlıyorum ve 'üzülme tamam mı?' diyen insanlara da bi tane yapıştırasım geliyor. o değil de nası yaşıcam şimdi ben? hayır yaşayamıyorum da.. amına koyim.
gereksiz dil. bi majkumu jebemte biliyorum. evet anneye maykum deniyomuş. ne sikko dil bu ya.. biri bana gelip 'maykumu yebemte' dese hiç de annem becerilmiş gibi hissetmem. dilinize koyiim.
eski sevgilim etrafta 'kömsö bönlö aaz daloşona girömöz höhöhö' diye gezerken kendisini itin götüne sokan arkadaşlarımı gördükçe mutlu oluyorum. acayip mutlu oluyorum ama. iyi ki varsınız olm. çok seviyorum sizi.
yalvarırım rahat bırak ayakkabılarımı. bayıla bayıla alıp da bazen giymeye bile kıyamadıklarımı kalkıp foçanın sikko taşlarında giyiyosun ya.. evlat acısı gibi koyuyo.