komikimben
110 (çalışkan)
üçüncü nesil silik 4 takipçi 55.20 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    yazar tavsiyeli yazarlar

    17.
  1. ZARGANA kişisinin takıntılı oldugu durum. okuyorum ama çözemiyorum türünden. gülücük.
    1 ...
  2. thedewil

    190.
  3. thedewil

    179.
  4. biz dün söyleyince artistlik yaapn yazar. ama bakıyoruzda gerilmişler.
    3 ...
  5. kaptanmagraadami

    3.
  6. sazan. aynalı. sırıtkan. patlangaç.
    0 ...
  7. tombul memeler

    1.
  8. baş kaldırması muhtemel memelerdir. insan sıfatı yerine kullanılark ilginç bir benzetme oluşturulmuştur.
    2 ...
  9. sözlüğün götünün kalkması

    1.
  10. sözlükteki gerizekalı spastik özürlü salakların artmasından sonra yaşanan olaydır. ha birde kırolar.
    1 ...
  11. insanın kendisine yabancılaşması

    14.
  12. bu ben miyim?" sorusuyla başlar her şey. ya da başlayalı çok olmuştur da bu soru farkına varıştır. "kimse var mı?"denir usulca, ses gelmez içeriden. biraz daha yüksek: "kimse var mı?" yine ses yok. içinde kimse yoktur. bomboş bir iç. boş bir buzdolabı gibi, boş bir oda... deprem çığlığı gibi: "sesimi duyan var mııııı ?" yok. sesin yankısı sadece. sevilen birine karşı duygular yoklanır. "onu seviyorum, onu seviyor-dum. o.." yok öyle bir işaret. sevgi diye bir şey yok ki. hayal? beklenti? gelecek? güzel günler? anlamsızca yan yana dizilmiş harfler serisi. bıktırır bir süre sonra boş boş düşünmek.
    boş bakışlar..."bu benim evim." ses geri gelir: "bu benim evim." "koltuk,masa,duvarda resim, duvar, duvar, pencere, duvar, kapı.." ses yine döner : "koltuk,masa... " pencerenin dışı. ağaç,araba,insan,ev. tüm anlamlarından bağımsız, sadece bir nesne olarak hepsi yerinde. "ben nerdeyim?" "sesimi duyan var mııııııı? "yanıt gelir, sudaki halkalar gibi,küçükten büyüğe yayılarak sesimi duyan var mıı ,duyan var mıı,var mııı?
    0 ...
  13. seher akyildiz

    1.
  14. kanımca fehriye erdal' ı canlandıran karakter.
    0 ...
  15. uludağ sözlük ün celebrity ağaları

    44.
  16. laedri

    15.
  17. kendi hakkında on yüz bin entry girerek neden bu kadar hakkında çok entry girildiğini öğrendiğim yazar. garip. sabır. öle bişeler.
    0 ...
  18. atan alir spor

    218.
  19. büyük devin kardeşi küçük dev.
    0 ...
  20. ucuracaksin iki tanesini sozlukten

    1.
  21. katılmak istenilen başlık.
    - aptalca birilerine kuralları öğretmeye çalışanları.
    - yalakaları.
    - ibneleri.
    - oy vermeyenleri.
    - entry altına anket moduna girerek laf sokanları.
    - tanımadığı hakkında konuşanları.
    not: isim verirdim ama kurallar gereği olmuyor...
    3 ...
  22. liseli serap

    20.
  23. turde$leri, benzerleri cok cok fazla sayida olan ki$i. sadece kameraya herkes almiyor o kadar.
    8 ...
  24. uzun yol otobüsü şoförü karizması

    1.
  25. üç şeritli virajlı yolda karşıdan araba gelirken 120 kmh ile sollamaya çıkmak ve iğne deliğinden koca otobüsü geçirmek bu kişilerin karizmasını tavana vurdurur. bu esnada direksiyonu tek elle tutup diğer elleriyle fıstık soyuyor olmaları sizi korkutsa da adamlar ustalaşmıştır bu işte... hem elinizden de bir şey gelmez pek.
    7 ...
  26. anket degil ebenin seyi

    1.
  27. yalakalıkta sınır tanımayan yazarlara verilecek en pasif cümle. kendileri kurallar çiğnendi diyerekten, entry altına ayar vermek için laf atarlar ama unuturlar ki kendileride kuralları çiğnerler. forum chat tarzı falan. rahatsızsan ispitle len. seri eksi oy veren ibneden de gariptirler bunlar.
    1 ...
  28. pelin

    22.
  29. sözlükte idol olarak alınacak yazar

    12.
  30. ...
    entry nerde?
    ....
    anladın sen
    1 ...
  31. eski sevgilinin attigi mesajlara cevaplar

    1.
  32. sinir bozucu yada heyecanlandıran mesajlardır.
    - ofh balkondayım şu an denize bakıyorum uzun süredir ve seni düşünüyorum..
    - atla hazır çıkmışken?
    3 ...
  33. mustafa hakkında her şey

    50.
  34. "bazen tanrılar kendilerine kurban seçerler, tanrı olduklarını hissetmek için.." gibi bir cümle geçiyordu filmin başında.. mustafa'da tanrıydı görmek istedikleriyle belki ama bir anda durum tersine döndü..
    filmde pek çok filmden alıntılar var ama bana en çok hayvan mezarlığını anımsattı (filmi izleyenlerin anlayabileceğini düşündüğüm bazı sahneler).. şerif sezer, fikret kuşkanve nejat işler'in oyunculuklarını pek bir başarılı buldum ama başak köklükaya'yı pek beğendiğimi söyleyemiicem.. bir de mor ve ötesigerçekten güzel müzikler yapmış film için, sadece bir derdim var'la değil tüm film boyunca çalan şarkılar da pek oturmuştu filme.. bir de filmdeki çocuk oyuncuların hepsi birbirinden şekerlerdi..
    0 ...
  35. ayserose

    1.
  36. ismi ayşegül olan tikilerin artislik hareketlerinden biri.
    bundan başka (bkz: 2ba)
    0 ...
  37. kullanilmayan organ korelmesin

    1.
  38. lamark'a gore kullanilmayan organ eni konu korelecektir, darwin ise organı kullanmayanlarin amacinin kullananlara karsi bir guc mucadelesi, govde gosterisi oldugunu soyler ki sonucta darwine göre de kullanilmayan organ korelecektir.

    bir de kullanilmayan organın korelmeyip sekil degistirme ihtimali vardir, mazallah
    0 ...
  39. yahudilerin olaylari dramatize etme yetenegi

    2.
  40. yahudilerin olaylari dramatize etme yetenegi

    1.
  41. yahudilerin dramatizasyon yeteneği öyle bir diskür ki, kendi kendini onaylıyor onun altında yazınca da yanılsama devam ediyor. sanki öyle bir şey varmış gibi.

    halbuki yok.

    yahudilerin dramatizasyon yeteneği, bütün yahudi soykırımını anlatan filmler oscar ödülü alsalar, taşanlar cannes film festivalinde alkışa boğulsalar, ondan beride kalanlar istanbul film festivalinde kırmızı halı üstünde devinseler gene olmayacak.

    dolayısıyla, yahudilerin dramatizasyon yeteneğini ispat etmenin tek ve yek yolu ırkçı argümanları kabul etmek olacağından mümkünatsız çaba, oscar ile, tvde gösterilen film sayısıyla olur hale getirilemiyor.

    getirilemiyor ama zihinlerin gerisindeki soru net geliyor "dünyada onlarca soykırım var neden o zaman yahudi soykırımı?"

    ilk cevap en basiti, neden olmasın?

    yahudi soykırımı hakkında film yapmanın bir mahsuru yok. yahudi soykırımı hakkında film yapılabiliyor. yahudi soykırımı hakkındaki filmleri tercih eden insanlar varsa, bu konuda hakkında senaryo yazan senaristler, bu filme para yatıran yatırımcılar, bu filmi yayınlayan kuruluşlar varsa bu filmler sinema ekranlarından seyirci ile buluşabiliyor. bunun ne gibi bir sorunu var? yahudi soykırımı hakkında bilgi edinmek, böyle filmler izlemek mi sorun oluyor?

    pianist filmini izliyoruz, schindler's list filmini izliyoruz, la vie est belle filmini izliyoruz, gözlerimiz sulanıyor. insanın insana yaptıkları karşısında nutkumuz tutuluyor. arkadaşlarımıza filmleri tavsiye ediyoruz, dvdlerini alıp evimizin bir köşesine koyuyor, posterlerini duvara asıyoruz, hassasız, duyguluyuz öfkeleniyoruz. ancak bu filmler bundan ibaret değildir, bu filmler faşist bir dönem içerisinde, totaliter bir ideolojinin kendi egemenliğini kurduğu insanlara karşı uyguladığı amansız ve haksız tahakkümü de bizlere göstermektedir.

    şurası çok net, bu filmler bizlere yalnız yahudi soykırımı anlatmıyorlar. bu filmler bize, subjektif kıstaslar hasebiyle bilimsel gerçeklerle ve akılcılıkla bağını koparmış, kendi yarattığı ideolojik düsturlar içerisinde kendi insanlarına ve genel olarak tüm insanlığa karşı amansız bir baskı uygulayan bir sistemi anlatıyorlar.

    bu filmler bize yalnız ölen yahudi çocuklarını ve öldüren ss subaylarını değil, ölen insanları, öldüren insanları ve ölenle, öldürenin bu yapı içine girmesine neden olan atmosferi, totaliter devlet sistemini, devletin ve iktidarın böyle militer, insanlıktan uzak ellere geçtiği durumlarda insanlığa ne gibi acılar çektirebileceğini de gösteriyorlar.

    sadece ölene yahudi diye bakarsanız, yahudi kavramına takılmış fenomeninizde es geçtiğiniz nokta, totaliter devlet ile insan arasındaki hürriyet ve varoluş mücadelesi, kaybettiğiniz de nasıl bir sosyal düzen sorusu eşleniğinde bulmanız gereken cevap olur.

    bu durumda ruanda'da olsa, bosna'da olsa değişmez.

    eğer bunu bir film verebiliyorsa ve bunu yahudi soykırımı sahnesinde becerebiliyorsa, sorum şu, bu neden yapılmasın?

    ama başka nedenler de var.

    sahne yahudi soykırımı olarak genelde seçilmektedir çünkü (caponsever'e de selam ederek) yahudi soykırımı, aydınlanmanın başladığı ve medeniyetin en ileri seviyede olduğu, dönem içerisinde insan haklarının en fazla bulunduğu, demokrasi ve insan hakları fikirlerinin özgürlükçülükle beraber çağladığı bir kıtada, bu kıta içindeki insanların gözü önünde ve aktif katılımıyla işlenmiş bir insanlık suçudur. travma buradadır.

    zuluların, zulu olmakla yamyamlık yapması, yamyaklık tek başına kötü olsa dahi, benzer bir travmayı bize veremez zira zuluların içinde bulunduğu sosyal çevresel atmosfer buna uygundur.

    halbuki, aydınlanmın beşiğinde milyonlarca insanı fabrikalarda yakarsanız, endüstriyel yöntemlerle öldürürseniz ve bunu insanların gözünün içine baka baka yaparsanız bu durumun uyumsuzluğu büyük travma yaratır, insanın kendisini sorgulatır.

    bir başka neden daha var,

    avrupa devletleri ve amerika birleşik devletleri ekonomik ve sanayi olarak en gelişmiş devletler olduklarından, daha fazla kaynağa sahiptirler ve kaynakların kullanımında bu ülke pazarları içerisindeki üreticiler bir seçilim metodu olarak tüketiciye daha uygun ürün imal edebilirler. yani amerikalı bir sinemacının soykırım hakkında bir film çekmesi böyle doğal sebeplerle çinli bir sinemacıya göre daha olasıdır.

    ama şunu net ve yek olarak soruyorum, ne sakıncası var yahudi soykırımı hakkında film çekilmesinin?

    ne mahsuru var?

    "e hep de yahudiler şekerim" diyince gelebilecek bir marjinallik ve aykırı düşünen insan estetiğine geçmek gibi egosantrik bir faydayı yok etmesi haricinde, ne gibi bir real mahsur sunuluyor bu poshlust , ölümüne klişe lafları etmek için belli değil.

    "yahudiler de böyleler işte" diyerek insanlara hakaret ettiğinin farkına varmayan, koca bir insan grubunu aşağılamaktan zerre çekince duymayan insanların marjinalliği ise gözümde değersizdir.

    zira sıkılıyorum, içim kalkıyor. çünkü biliyorum ki insanlara hakaret etmeden, ırkçılık yapmadan da marjinal olunabiliyor, bir de öyle denensin.
    0 ...
  42. yanlış anlaşılmak

    12.
  43. anlatılacak çok şey varken susma nedeni oluşturan korku...
    0 ...
  44. dingilizce

    1.
  45. özenti dingil entelimsilerin anadili.
    beachlerimiz var bodrumda, plaj ve sahillerin nesli tükenmiş olmalı. clublar kurulu o beachlerde. trendy mekanlar deniliyor bunlara. buralara friendly insanların gittiği yönünde bir kanı var. dahası, gece klübü işleten kalmamış meydanda. gece klübü kılığına girmiş pavyonlar görüyorum ama arada bir.
    2 ...
  46. no woman no cry

    36.
  47. sözlerinin hayır kadın hayır ağlama olduğunu söylediğim bütün erkekleri yıkan ve hayat felsefelerini baştan gözden geçirmelerine neden olan şarkı.
    1 ...
  48. gayler ligi

    1.
  49. gayler ligi

    0.
  50. dişime göre rakip bulana kadar oynamayacağım lig.
    0 ...
  51. sıfır faktöriyel

    1.
  52. bir suru diger mantiki aciklamasinin olmasinin yani sira gama fonksiyonu ile tanimli olmasi ve bu fonksiyon degerinin de 0da 1 vermesi de kimi suserlere yetmiyorsa, onlara degisik yerlerde (mesela istatistik vs vs ) ne zaman 0!li bir deger ciksa oraya 1 koydugumuzda sonucun da dogru ciktigini hatirlatmak gerekir.
    1 ...
  53. gülerken ağlamak

    8.
  54. fıkranın sonunun acıklı bıtmesi
    0 ...
  55. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük