malesef üzülerek söylemeliyim ki efendi ağırbaşlı adam benim tipim olamıyor. istiyorum ki şans vereyim belki olur diyorum ama o mıymıylık o monotonluk öldürüyor beni. nerde bir zıpır zaptedilemez mal var ona koşup yapışıyorum koala gibi. ibretlik bir durum ama sanmayın ki bu sadece benimle sınırlı.
messiye sadece tip olarak bakan erkeğin ona sadece parası bol gözüyle bakan kıza atarlanmasıdır ama messi tipinden parasından önce yaşayan en yetenekli en teknik futbolcudur. bu da böyle biline.
büyük büyük laflar hazırladım aha da başlıyorum; ya arkadaş carvalhal sen ne mal adamsın ben söylemekten bıktım yemin ediyorum şu kadroyla oynaya oynaya hallaç pamuğuna çevirdin birbiri ile uyumsuz o kadroyu nasıl çıkardın elin kırılsın emi. ilk 11 e bakalım; ekrem dağ zaten adını gördüm anladım ben bi .oklar döneceğini öküz adam bildiğin mal orta yapamıyor, defansif yanı desen hiç yok fenere bi gol attı diye yaptı 3 yıllık sözleşmeyi oooh adam rahat. onu geçtim aurelio e sende futbolcuysan söyleyecek lafım yok dakika 25 aurelio 6 kere pas hatası yaptı beşinde adamlar atak yaptı bize neyse ki ikinci yarı çıktı oyundan ama .ikip attığın ilk yarı ne olacak? simao ilk yarı 2 kere defansa döndüğünü gördüm ikinci yarı adını bile duymadım ve bu adam 90 dk oynadı yazıklar olsun. fernandes kara boğam sen elinden geleni yaptın sütüm sana helal bolunun taktikte belliydi zaten seni korner kullandıra kullandıra oyundan düşürdüler arka arkaya 5 korner mi olur ya. necip anladık gençsin felan ama sen çok pis bozun ya ligin ikinci yarısı başladığından beri bi leylasın orta yapamıyorsun top kontrolün yok ne biliyim böyle gitmez. pektemek sende bi cenabetlik var ama çözemedim henüz. quaresma iyi kötü bir sezon bitti zaten yolun açık olsun bundan sınrasında. hilbert iyi ki varsın, cenk sen bi gol yemezsen olmaz zaten ama atamayana atarlar yani bu böyledir de sende de var bi cenabetlik. genel olarak takım adına bunları söyleyebilirim ama atv senin de allah belanı versin niye gittin dandirik dundirik bi kanala verdin lan bizim maçı yavşak!! ömer üründül de ruhsuz ruhsuz konuştu bırbırbır. son olarak boluya başarılar ama o ne rezil bir sahaydı arkadaş burada maça yapabildiğiniz için ayrıca tebrik etmek istiyorum
ne üzerine söylediğine bağlı ve ne sıklıkla söylediğine tabi. ama tribünlerde görmek istemediğimiz hareketlerdir sonuçta olmasa iyi olur hatta tadından yenmez.
gelmeyeceğini söylediyse neyse de hiçbir şey söylemeden gittiyse seni öyle arada bırakır çünkü her gidiş bir daha dönmicem demek değildir işte o çok koyar, kafayı bile yedirtir. hep bir umutla beklersin. fuzuli ne demişti beklemek zor halidir yaşamanın.
haydari yanında bir beyeaz peynir
közlenmiş patlıcan ne güzel yenir
yanında birazcık kavunla karpuz
her şey tamam garson rakıyı getirr
her şey tamam garson rakıyı getirr 70 likk
yaratıcı taraftar böyle olur.
bir zamanlar üzerinde güneş batmayan imparatorluk olan ingilterenin resmi dili,21. yy da hala evrensel dil diye yutturulmaya çalışılıyorsa bir yerde bir hata var.
ortam çocuğuyum ben diye takılan gecesi gündüzü belli olmayan tipler ve fazlasıyla monoton hayatının içinde boğulmuş olanlar. ortası yok bunların yahu.
değil beşiktaşımın bank asyadaki herhangi bi takımı bile yönetemeyecek kadar yeteneksiz, kadro çıkarmayı beceremeyen, oyun okuma gibi bir kabiliyeti olmayan portekizli. bugüne kadar çok yanlış tercihlerin oldu ama bugün neydi o ya velinin orta sahada bile zor ayakta duran adamın sol bekte ne işi var ya? adamlar soldan abandı ilk yarı 3 golü de soldan yedik 2 veli bi necip sonuç bu. defolup gidesice ve giderken o çeteyi de götüresice portekizlidir.
sanki biraz spoiler
karakterlerin gönül maceralarının sonunda kiminle evlendiğini göstermeseydi daha bi izlenebilir olurdu dedirten trt dizisi. ahmetle müjgan evlenmiş halbuki müjganın hiç gözü yoktu ahmette üniversiteye gidicem diyip duruyordu olanlar olmuş evlenmiş çocuk yapmışlar. aynı şekilde niyazi ile nazlı da evlenmiş boşanmış falan. heee ne oldu neler yaşandı da bunlar oldu biliyor muyum hayır tabi ki ama hikayenin böyle ilerlemesi soğuttu beni hiç merak etmiyorum açıkçası.
spoiler
zeynep denen karakterin kuzey kuzey diye ölmek üzere olduğu dizidir. hiç alakası yokken allem edip kallem edip konuyu kuzeye getirmiş ve babasına atarlanmıştır.
müslümanlığı yobazlık bağnazlık olarak gören her salağın şaşıracağı olaydır. bıkmadınız di mi müslüman bir ülkede yaşamanıza rağmen müslümanlığı aşağılamaktan, manyak mısınız oğlum siz? laik birey tanımı zaten sıçmış bir tanım olsa da laik insandan kastının şu olduğunu düşündüğünü varsayıyorum; diğer kişilerin inançlarına saygılı vs. din ve vicdan özgürlüğünü içselleştirmiş. zaten islam dini özünde zorlama barındırmayan hoşgörülü insana değer veren bir din vs bunları saymama gerek yok ama kafirun suresinde bile geçiyor; " sizin dininiz size benim dinim bana" bu kadar işte. neyin kafasını yaşıyorsunuz hala anlamıyorum.