knowledge
30 (self sufficient)
on ikinci nesil yazar 17 takipçi 142.22 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    ibrahim kanunu

    1.
  1. kur'an'da, elçi ibrahime atfedilen şu sözdür:

    "inanıp da imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır." (en'am, 82)

    bu epistemolojik kanun, doğru inancın bizi güvene ve doğru yola ulaştıracağını söyler, tıpkı bilgi gibi. başka bir deyişle, bu kanun; bilgi ile doğru inancın aynı oluşunu vurgular.

    bir benzeri için:

    (bkz: clifford ölçütü)
    0 ...
  2. adil inanç

    1.
  3. doğru inanç, bilgi.

    kendisine haksızlık bulaşmamış inanç.

    kur'an'da, elçi ibrahim'e atfedilen "inanıp da imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır." (en'am-82)

    sözü ile

    william kingdon clifford'un, inanç ahlakı isimli makalesinde "bir şeye yetersiz delile dayanarak inanmak herkes için her zaman ve her yerde yanlıştır."

    sözü birlikte değerlendirildiğinde ulaşılan bilgi tanımı.
    0 ...
  4. barışma yöntemi

    1.
  5. islam dini.

    Varlık nedir? Düşünürler, binlerce yıldır varlığın tam olarak ne olduğunu öğrenmeye çalışıyor. Bir şeyin ne olduğunu öğrenmek için o şeyin ne olduğunu bilmek gerekir. Bu nedenle, öncelikli olarak sorulması gereken soru, bilmenin ne anlama geldiğidir. "Bilgi nedir?" sorusunu doğru cevaplamadan "Varlık nedir?" sorusunu doğru cevaplamak mümkün değildir. Bundan dolayı, epistemoloji her zaman ontolojiden öncedir.

    Olgularla aramızdaki zihinsel ilişki, inançlarla kurulur. Birimiz üçgenlerin üç kenarı olduğuna inanırken, bir başkası dört kenarlı bir üçgenin var olduğuna inanabilir. Ancak, ikimizin de haklı olması mümkün değildir. Peki, haklı olanı haklı yapan gerekçe nedir? Üçgenlerin üç kenarı olduğuna inanan kişi niçin haklıdır? Çünkü üçgenlerin üç kenarı olması bir olgudur. inanç-olgu ilişkisi doğru kurulduğunda, olguya dair inancımızda haklı oluruz. işte tam burada, inanç ahlakı devreye girer; o olmadan, olgularla ilişkimizde haklı olamayız.

    Clifford’un inanç Ahlakı isimli eserindeki "Bir şeye yetersiz delile dayanarak inanmak herkes için, her zaman ve her yerde yanlıştır." ifadesine bu açıdan yaklaşmak ufuk açıcı olacaktır. Çünkü, biz herhangi bir şeye yeterli kanıta dayanarak inandığımızda, o şey hakkında haklı oluruz. Bir şey hakkında haklı olmamız, onun doğruluğundan emin olma hakkına sahip olmamız demektir. Bunun adı da bilmektir. Bu durumda, bilmek, doğru inanmak demektir. Böylelikle bilginin doğru inanç olduğu sonucuna varırız. "Doğru inanç vardır." önermesinin zıttına, yani "Doğru inanç yoktur." önermesine baktığımızda, bu önermenin hiçbir zaman doğru inanç olamayacağını görürüz. Dolayısıyla, "Doğru inanç vardır." önermesi her zaman doğru inançtır. O halde, eğer doğru inancın her zaman var olduğunu kabul edersek, bilgi biz insanlardan bağımsız olarak vardır. Ancak, doğru inanç doğası gereği doğru inanana muhtaçtır. Bu nedenle, doğru inancın sürekli var olduğunu ispatladığımızdan, onu sürekli var eden en az bir doğru inananın varlığı zorunludur. Her zaman doğru inanan tek midir, yoksa birden fazla mı?

    Her zaman doğru inanan biri, hiç yanılmayacağından; bu da yalnızca onun her şeyi bilmesiyle mümkün olacağından, doğru inanan aynı zamanda her şeyi bilendir. Her şeyi bilen biri ise, zaman ve mekân içindeki her olayı bilir. Çünkü sadece zamanı ve mekânı her tarafından kuşatıp gözeten, zamanın ve mekânın içindeki tüm olayları bilebilir. Mutlak Bilen, mekânı her tarafından kuşattığından tektir, yücedir ve sonsuz büyüklüktedir. Ayrıca, Bilen, doğru inancı sürekli var ettiğinden, aynı zamanda Var Edendir. Tekrarlıyorum: Var Eden; her zaman doğru inanan ve her şeyi bilendir.

    Tarih boyunca, tek, yüce, sonsuz büyüklükte, her şeyi kuşatan ve her şeyi bilen bir Var Eden tasavvuru yalnızca Kur’an’da geçmektedir. Kur’an’da geçen El-Alîm (Bilen), El-Hâlik (Var Eden), El-Aliyy (Yüce), El-Azîm (Büyük) ve El-Muhît (Kuşatan) gibi isimlerin hepsi, bizim akıl yürütme yoluyla ulaştığımız sonuçları desteklemektedir. Bu nedenle, bizim akıl yürütmeyle vardığımız sonucun, bin küsur sene önce zaten ifade edilmiş olması, Kur’an’ın Tanrı vahyi olduğuna delildir. Bilen, var eden, sonsuz büyüklükte olup en yüce ve tek olan Tanrı'dır.

    islam, barış içinde olmak anlamına gelir. Barışmadan, barış içinde olunmaz;
    islam, barışmak demektir. Yöntemin; bir şey yaparken tutulan, bir amaca erişmek için izlenen düzenli yol olduğu, islam dininin de Tanrı'nın rızasına ulaşmak için yapılan eylemler olduğu düşünüldüğünde; dine yöntem demek doğru olacaktır. Yani; islam dini, barışma yöntemidir. Tanrı ile, yani Mutlak Var Eden ile barışma, bu yöntemin temelini oluşturur. Kur'an'da, Türkçesiyle Okunan'da; Barışma'nın en önemli şartı tek bir Tanrı'ya inanmaktır. Tanrı'nın; bilen, var eden, en yüce, sonsuz büyüklükte ve tek olduğunu göz önüne aldığımızda, zaten tek bir Tanrı'ya inanmak zorunda olduğumuz sonucu çıkar. Bu yalnızca teolojik bir zorunluluk değil, aynı zamanda epistemolojik ve ontolojik bir gerekliliktir. Bu durum, Barışma'nın epistemoloji ve ontoloji ile iç içe olduğunu gösterir. Buna bir delil de Okunan'da elçi ibrahim'e atfedilen "inananıp da imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır." (En'am-82) ayetidir. Bu ayet, "doğru inanç bilgidir" tanımını desteklemektedir. Ayrıca, bu ayetin diğer bir önemi de içinde vurgulanan yöntemdir: Eğer inancımıza haksızlık karıştırmazsak, güvene ve doğru yola ulaşacağımız belirtilir. Bu da, Barışma'nın epistemolojik temelini oluşturur.

    Okunan'da, Barışmanın bir diğer önemli şartı da Tanrı'nın yani Mutlak Var Eden'in hoşnut olacağı bir insan olmaktır. Biz var edilenler, ancak var edilme nedenimize uygun eylemlerde bulunursak Mutlak Var Eden'in hoşnutluğunu kazanabiliriz. Barışma yöntemi tam olarak budur: Tanrı'nın rızasını kazanmak için yapılan her şey.

    Okunan, barışma yönteminin ana kaynağıdır ve biz Müslümanlara, yani barışmakta olanlara, rehberlik etmektedir. Okunan'ı bize ulaştıran, elçi ve nebi olan Muhammed, Türkçesiyle Övülmüş Olan'dır. Ona bu şerefli ismi veren Tanrı; tüm elçilerine ve onlara uyanlara, barışmayı bir yöntem olarak seçmiş ve onlardan lütfunu esirgememiştir. Barış, nebi Muhammed ve diğer tüm elçilerin üzerine olsun; olmuştur da.

    Kendilerine barışmayı bir yöntem olarak seçen tüm inananlar, yaptıkları eylemleri Tanrı'ya, onun hoşnutluğunu kazanmak için sunarlar. Ben de bu yazıyı Tanrı'ya ithaf ediyorum. Barış ile...
    0 ...
  6. isra suresi 9 ayet

    1.
  7. "kuşkusuz bu kur'an en doğru olana iletir; dünya ve âhiret için yararlı işler yapan müminlere, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler. " isra suresi 9. ayet

    bu ayette allah, bizi en doğru olana iletenin kur'an olduğunu açıkça bildirir. kur'an ile ulaşılabilen en doğru yol varken başka yollara sapanlar, yolunuzun sonu nereye çıkıyor dikkat edin!
    2 ...
  8. dünyadaki en büyük katliamları ateistlerin yapması

    1.
  9. Mevzubahis islam olunca "hümanist" kesilen inkarcıların sözünü etmediği gerçek.
    (bkz: sosyalist rejimler altındaki katliamlar)
    https://tr.m.wikipedia.or...alt%C4%B1ndaki_katliamlar
    0 ...
  10. islam düşmanlarının ikiyüzlü olması

    1.
  11. Şaşırtmayan gerçek.
    hem elçi isa'nın ve/veya elçi muhammed'in tarihte yaşamadığını savunurlar hem de ayşe'nin elçi muhammed ile 6 yaşında evlendiği iddiasını doğruymuş gibi kabul ederler.

    Edit: peygamber elçi demek zaten.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2361810/+
    5 ...
  12. kuranda tomurcuk göğüslü kızlar ifadesi geçmiyor

    1.
  13. sovyet tapar

    1.
  14. Sovyetleri tanrı edinmişlere verilen ad. Sözlükte de tarafımdan hoplatılan bir tane var.
    2 ...
  15. sosyalist rejimler altındaki katliamlar

    1.
  16. diamond tema nın fikir özgürlüğüne karşı çıkması

    1.
  17. Belki bugünkü muameleyi hak etmese de, kendisinin de karşı gruptan farklı olmadığını bize anlatan söylem.

    https://x.com/kimbukoreli1/status/1803029763361042889

    Edit: kimin bilgili kimin cahil olduğuna kim karar veriyor? Bana göre; uzayı ve zamanı kuşatan bir tanrı'ya inanmayan herkes cahil, Bir kemalist'e göre atatürk ilke ve inkılaplarına inanmayanlar, bir diğerine göre buhari'ye inanmayanlar, ötekine göre bilim'e inanmayanlar... uzar gider. O zaman, her iktidarı ele geçirenin cahil kabul ettiğı kimseleri susturma hakkı var! Bu saçmalık değil de ne?!

    Cımbızlaya cımbızlaya cevap vereceksen işimiz var. Özetle diyorum ki cahil olan bir iktidar bile muhalefeti cehaletle suçlayarak fikir özgürlüğünün önüne geçebilir. Tam da bu yüzden fikir özgürlüğü herkes için, her zaman ve her yerde gereklidir. Bunu tartışmamız bile trajikomik.
    1 ...
  18. teselsül

    1.
  19. Sebep-sonuç ilişkisinin geriye doğru sonsuza dek gitmesi iddiası.
    şu anda olan herhangi bir olayın nedeni sonsuza kadar götürülemez çünkü böyle bir neden sonsuzdan şimdiye asla gelemezdi ve şimdiki olay da asla var olamazdı. bu yüzden, bir ilk nedene ihtiyaç duyulur.
    1 ...
  20. nur suresi ayet 35

    1.
  21. "Allah, göklerin ve yerin nurudur. O’nun nurunun temsili şudur: Duvarda bir hücre; içinde bir kandil, kandil de bir cam fânûs içinde. Fânûs sanki inci gibi parlayan bir yıldız. Mübarek bir ağaçtan, ne doğuya, ne de batıya ait olan zeytin ağacından tutuşturulur. Bu ağacın yağı, ateş dokunmasa bile neredeyse aydınlatacak (kadar berrak)tır. Nur üstüne nur. Allah, dilediği kimseyi nuruna iletir. Allah, insanlar için misaller verir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir." (Nur-35)
    4 ...
  22. bakara suresi ayet 24

    1.
  23. "eğer, yapamazsanız -ki hiçbir zaman yapamayacaksınız- o hâlde yakıtı insanlarla taşlar olan ateşten sakının. o ateş kâfirler için hazırlanmıştır." bakara-24
    cehennem ateşinin inkarcılar (kafirler) için olduğuna delil olan ayet. dolayısıyla; mü'minlere cehennem ateşi azabı yoktur. ama mü'min olmak öyle sadece "inandım, iman ettim" demekle olmuyor: "bedevîler «inandık» dediler. de ki: siz iman etmediniz ama «islâm olduk.» deyin. henüz iman kalplerinize yerleşmedi. eğer allah´a ve resulüne itaat ederseniz, allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. çünkü allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir." hucurat-14
    "gerçek müminler ancak allah´a ve resulüne iman eden, ondan sonra asla şüpheye düşmeyen, allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla savaşanlardır. işte doğrular ancak onlardır." hucurat-15
    0 ...
  24. tanrının varlığının ve tekliğinin epistemik ispatı

    1.
  25. "Bir şeye yeterli delile dayanarak inanma, doğru inanma; bu inanma ile ile elde edilen inanca doğru inanç denir. Bilmenin gerekli ve yeterli şartı; bilindiği iddia edilen yargının doğruluğundan emin olma hakkına sahip olmaktır ki bu hakka o yargıya yeterli delile dayanarak inanıldığında ulaşılır. Yani; bir yargının doğruluğuna yeterli delile dayanarak inanmak, o yargının doğruluğundan emin olma hakkına sahip olmaktır. Dolayısıyla; bilme, doğru inanma; bilgi, doğru inançtır.

    Bilgi vardır. "Bilgi yoktur." Önermesi hiçbir zaman bilgi olmaz. Bilginin yokluğunun bilgi olması imkansız ise bilgi hep vardır.
    Doğru inanç vardır. "Doğru inanç yoktur." Önermesinin doğru inanç olması imkansızdır. Doğru inancın yokluğunun doğru inanç olması imkansız ise doğru inanç hep vardır. Doğru inanç, doğru inanana, dolayısıyla; bilgi, bilene muhtaçtır. Bilen, doğru inanan vardır. Bilen her şeyi bilir: Bilmediği herhangi bir şey olan tam anlamıyla bilen olamaz. Her şeyi bilen, bütün olayları da bilir. Olaylar, zaman ve mekan bağlamında gerçekleşir. Ancak zamanı ve mekanı kuşatan tüm olayları bilebilir. Mekanı kuşatan, mekanı her tarafından kuşattığı için mekanın ötesinde tektir.

    Doğru inanç -yani bilgi- , doğru inananın -yani bilenin- doğru inanması ile -yani bilmesi ile- var olur. Dolasıyla bilen, bilme fiili ile bilgiyi sürekli var edendir. Ancak var eden bilgiyi sürekli var edebilir: Bilen, var edendir. Var edenin var etmediği şey yoktur. Her şeyi O var eder.

    1.) Bilgi vardır. "Bilgi yoktur." Önermesi hiçbir zaman bilgi olmaz.
    2.) Bilen vardır. Bilginin varlığı öznesine işaret eder.
    3.) Bilen tektir. Bilen, zaman ve mekan içindeki her olayı bilir. Zaman ve mekan içindeki her olay, ancak zamanı ve mekanı kuşatan tarafından bilinebilir. Mekanı kuşatan tektir.
    4.) Bilen, var edendir. Bilen, bilme fiili ile bilgiyi sürekli var eder. Ancak var eden bilgiyi sürekli var edebilir.
    5.) Bilen, var eden, zamanı ve mekanı kuşatan; sonsuz büyüklüktedir. Çünkü mekanın ötesinde sadece O vardır.
    6.) Bilen, var eden, tek ve sonsuz büyüklükte olan tanrıdır." Şeklindeki ispattır.
    0 ...
  26. teist olma nedenleri

    1.
  27. "bir şeye yeterli delile dayanarak inanma, doğru inanma; bu inanma ile ile elde edilen inanca doğru inanç denir. bilmenin gerekli ve yeterli şartı; bilindiği iddia edilen yargının doğruluğundan emin olma hakkına sahip olmaktır ki bu hakka o yargıya yeterli delile dayanarak inanıldığında ulaşılır. yani; bir yargının doğruluğuna yeterli delile dayanarak inanmak, o yargının doğruluğundan emin olma hakkına sahip olmaktır. dolayısıyla; bilme, doğru inanma; bilgi, doğru inançtır.

    bilgi vardır. "bilgi yoktur." önermesi hiçbir zaman bilgi olmaz. bilginin yokluğunun bilgi olması imkansız ise bilgi hep vardır.
    doğru inanç vardır. "doğru inanç yoktur." önermesinin doğru inanç olması imkansızdır. doğru inancın yokluğunun doğru inanç olması imkansız ise doğru inanç hep vardır. doğru inanç, doğru inanana, dolayısıyla; bilgi, bilene muhtaçtır. bilen, doğru inanan vardır. bilen her şeyi bilir: bilmediği herhangi bir şey olan tam anlamıyla bilen olamaz. her şeyi bilen, bütün olayları da bilir. olaylar, zaman ve mekan bağlamında gerçekleşir. ancak zamanı ve mekanı kuşatan tüm olayları bilebilir. mekanı kuşatan, mekanı her tarafından kuşattığı için mekanın ötesinde tektir.

    doğru inanç -yani bilgi- , doğru inananın -yani bilenin- doğru inanması ile -yani bilmesi ile- var olur. dolasıyla bilen, bilme fiili ile bilgiyi sürekli var edendir. ancak var eden bilgiyi sürekli var edebilir: bilen, var edendir. var edenin var etmediği şey yoktur. her şeyi o var eder.

    1.) bilgi vardır. "bilgi yoktur." önermesi hiçbir zaman bilgi olmaz.
    2.) bilen vardır. bilginin varlığı öznesine işaret eder.
    3.) bilen tektir. bilen, zaman ve mekan içindeki her olayı bilir. zaman ve mekan içindeki her olay, ancak zamanı ve mekanı kuşatan tarafından bilinebilir. mekanı kuşatan tektir.
    4.) bilen, var edendir. bilen, bilme fiili ile bilgiyi sürekli var eder. ancak var eden bilgiyi sürekli var edebilir.
    5.) bilen, var eden, zamanı ve mekanı kuşatan; sonsuz büyüklüktedir. çünkü mekanın ötesinde sadece o vardır.
    6.) bilen, var eden, sonsuz büyüklükte ve tek olan tanrı tarifi kur'an'da bahsedilen tanrı tarifi ile birebir örtüşmektedir." şeklindeki nedenlerdir.
    1 ...
  28. bakara suresi ayet 115

    1.
  29. "doğu da, batı da allah’ındır. nereye dönerseniz allah’ın yüzü işte oradadır. şüphesiz allah, (çevreleyendir) lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir."
    1 ...
  30. 59344 kişinin baktığı entry

    1.
  31. Gerçek islamın tanımı ile ilgili entrydir:

    (bkz: gerçek islam/#46324762)
    2 ...
  32. yusuf suresi ayet 38

    1.
  33. “ve atalarım ibrahim, ishak ve ya´kub´un dinine uydum. bizim allah´a hiçbir şeyi ortak koşmamız olamaz. bu, allah´ın bize ve insanlara bir lütfudur, fakat insanların çoğu şükretmezler.” (elmalılı, sadeleştirilmiş)
    1 ...
  34. allahın kul hakkını affedemediği iddiası

    1.
  35. kur'an'a dayanmayan bir iddiadır. zümer suresi 53. ayete terstir. bu ayette allah'ın dilerse bütün günahları affedebileceği belirtilir:
    "de ki (allah şöyle buyuruyor): “ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu o çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.” "
    2 ...
  36. tüm ateistlerin akıl hastası olması

    1.
  37. islam dinine göre var olan gerçek. Düşünsenize sizi var edeni yok sayıyorsunuz. Bu tam bir akıl hastalığı.

    Edit: aptal değil akıl hastası... bir kişi pekala zeki olup da akıl hastası olabilir.
    4 ...
  38. bakara suresi ayet 285

    1.
  39. "Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.” Şöyle de dediler: “işittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.” "
    1 ...
  40. nisa suresi ayet 69

    1.
  41. "kim allah’a ve resûl’e itaat ederse bunlar, allah’ın kendilerine nimet verdiği nebiler, sıddıklar, şehitler ve salihlerle beraber olacaklardır. ne güzel arkadaştır bunlar! "
    1 ...
  42. ali imran ayet 18

    1.
  43. "Allah, melekler ve ilim sahipleri, ondan başka ilâh olmadığına adaletle şâhitlik ettiler. Ondan başka ilâh yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir."
    1 ...
  44. bakara suresi ayet 256

    1.
  45. "Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk, sapıklıktan ayırd edilmiştir. Artık her kim tâğutu inkar edip, Allah´a inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz. Allah, her şeyi işitir ve bilir."
    1 ...
  46. dinde zorlama olmaması

    1.
  47. Ayetle tescillidir:
    "dinde zorlama yoktur. çünkü doğruluk, sapıklıktan ayırd edilmiştir. artık her kim tâğutu inkar edip, allah´a inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz. allah, her şeyi işitir ve bilir." bakara-256

    Kendilerini müslüman zannedenler insanları zorlayabilirler. Bu, dinde zorlama olduğu anlamına gelmez. Ya da bir takım islam düşmanları ayetleri eğip büküp veya bir takım rivayetleri gösterip aksini iddia edebilirler. Bu, gerçeği değiştirmez.
    0 ...
  48. furkan suresi 63

    1.
  49. "Rahmân’ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman, “selâm!” der (geçer)ler."
    1 ...
  50. enam suresi 80

    1.
  51. "kavmi onunla tartışmaya girişti. dedi ki: “beni doğru yola iletmişken, allah hakkında benimle tartışmaya mı kalkışıyorsunuz? hem sizin o’na ortak koştuklarınızdan ben korkmam; ancak rabbimin bir şey dilemiş olması başka. rabbim her şeyi bilgice kuşatmıştır. hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız?” "
    0 ...
  52. enam suresi 82

    1.
  53. "inanıp da imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır."
    (bkz: Bilgi) (bkz: epistemoloji)
    0 ...
  54. nisa suresi 69

    1.
  55. "kim allah’a ve peygambere itaat ederse, işte onlar, allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle (nebilerle) , sıddîklarla (dosdoğrularla) , şehidlerle (şahitlerle) ve iyi kimselerle (salihlerle) birliktedirler. bunlar ne güzel arkadaştır."
    0 ...
  56. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük