2.5 yıl bekledikten sonra geri aldığımdır. sözlükler benim günlük hayatımda çok çok önemli. ekşi sözlüğü okuyabiliyor ama yazamamak, daha doğrusu yazıp yazdığım şeyler hakkında yorum alamamak beni sinir ediyordu. o yüzden iyi oldu bugün sabah gelen mail bana epey moral oldu.
kafada bitirmek lazım burası bana onu da hatırlatıyordu. bu da bizim ilk aşamamız olsun bakalım.
orada yazdıklarımı artık okuyamayacaksın. kendimi rahatça ifade edebileceğim ve senin hakkında olmayan farklı "sosyal platformlarda" yazacağım. neler yazdık ulan burada biz sana yıllar boyu bir karşılığı bile olmadan. tekrar okudum da yazdığım çoğu şeyi fazla bile yazmışım sanki. tek bir cümle cevabı olmayan yazılar... çok değil bir cümle cevabı yok anladın mı ? hani şuraya gelip bak bana da şunu yazmış zamanında diyebileceğin.
yaşayan bilir'i de unutursak kalbimiz taş olsun...
bundan sonra hayatımı etkileyecek kararları vermek için hep araba ile uzun yola çıkacağım. herhangi bir rotam olmayacak rastgele araba nereye giderse oraya gideceğim. farkettim ki inanılmaz mantıklı düşünüyorsun. kafamı aylardır kurcalayan iki karara da sanırım bu yöntemle karar verdim. şimdi sıra kararımızın muhattabı insanlarla görüşmeye geldi. en zor kısmı bu sanırım.
elaziz türküsüdür. elazığ'a iş için gittiğimde harput'ta dinlemiş, aşık olmuştum. her türkünün hikayesini merak ederim. oradaki büyüklere sorduğumda aşağıdaki hikayeyi anlatmışlardı.
öncelikle türkü genç yaşta hayatını kaybeden telgrafçı akif için harput aydınları tarafından yakılmıştır. ahmet kaya da bu şarkıyı telgrafçı akif ismiyle söyler.
1800'lü yıllarda Harput Posta Müdürüymüş Akif. herkes tarafından sevilen mert ve yakışıklı bir adammış.
Elaziz'in Hüseynik köyünde oturur sabahları ise saray yolu ile Harput'a çıkarmış.
bir gün yine o yoldan harput'a çıkarken kalp krizi geçirmiş ve hayatını kaybetmiş.
"yaradanın can ağrısı tesir etti koluma" der hatta türküde.
hikayenin geri kalanında birazcık rivayetler var. şöyle ki;
bir grup, türküde bahsedilen atik hanım'ın, akif'in kız kardeşi olduğunu, bir grup ise atik hanımın evli ancak bizim akif'e yasak bir şekilde aşık olduğunu söyler. hatta arif'in de gündüzleri harput yoluna da atik hanım'ı izlemeye çıktığına inanırlarmış.
harput halkı bu yasak aşkı düşünmek istemiyor. dolayısıyla Atik hanımın Akif'in kız kardeşi olduğuna inanıyor.
mamoş türküsünü de söylemekten çekiniyorlar mesela çok enteresan. mamoş türküsünü de bilenler bilir yasak aşk üzerine yazılmıştır.
her neyse, tabi ki bu türküyü en ama en iyi söyleyen ahmet kaya'dır.
"ah yazık oldu şu genç ömrüme, bilmem şu feleğin bana cevri ne"
"böyle canlar teşenire koyulmaz, yazık oldu"
aynen 2 yıl önce 14 şubatta istiklal caddesinde liseye yakın bir tarafta yoldan aşağı inerken sol taraftaki tartışmamızı dün gibi hatılıyorum. senin unutmadığına da eminim. ağlamıştın o gün hüngür hüngür. dönüp bakıyorum ne diye seni caddenin ortasında ağlattım seni... neydi bu kadar zor olan benim için bilmiyorum. herbiriyle bir bir yüzleşiyorum belki kendini iyi hissettirir bu itiraf sana..
şu saaten sonra pek bir anlamı olmayabilir belki ama o gün için de senden özür dilerim. gözünden yaş akıttığım her an için senden özür dilerim. keşke ama keşke zamanında istediğin adam olabilseydim. sevgililer günün kutlu olsun gülüm, ömrüm benim.
aşağıdaki tiratta bilenler bilir iz bırakanlar unutulmaz çalar. savcı esra da behzat ç. gibi iz bırakmıştır türk sinema tarihinde benim için. muhteşem bir karakterdi. aşağıdaki efsane diyaloğu müdavimler hatırlayacaktır hatta hiç unutmamışlardır.
"ağladım çünkü seninle konuşamadım. ağladım çünkü sen beni görmüyorsun ve ben seni seviyorum. sen ancak birisi öldüğünde duygusal yaklaşabiliyorsun. senin duygu radarına girmek için illa ölmek mi lazım behzat? haklısın. cesaretin olmadan ne yapacaksın ki? hayatımda tanıdığım en korkak adamsın. herkese meydan okuyorsun ama kendi duygularından korkuyorsun. geçmişe saplanıp kalmışsın. en büyük felaketler senin başına gelmiş di mi, en büyük acıları sen çekmişsin ben hiçbir bok bilmiyorum ki. acı nedir bilmem, yalnızlık nedir bilmem! dünyanın ekseni kaydı behzat, 12 santim yerinden oynadı, sen bana 1 santim bile yaklaşmadın. saplantılısın.
behzat ç : heeee. bak ne güzel söyledin saplantılıyım ben. benden bir bok olmaz. biz senle hep kavga ederiz mutsuz oluruz biz senle
savcı esra: mutsuz olalım, ne var? biz de mutsuz oluruz. ben seninle mutsuzluğa da varım."
bak, biz anladığım kadarıyla aşağıda tarif ettiğim adamlar olarak fazla değiliz. eğer sen de aşağıdaki adam olduğunu düşünüyorsan bir iki cümle sonra anlarsın zaten devam et oku. oku ki bu kardeşin gibi bunları yazacak duruma gelme.
erkek arkadaşlarınla vakit geçirmek istiyorsun arada değil mi ? içindeki öküzü rahatça dışarı vurmak, küfür etmek, en doğal halini yaşamak istiyorsun.. bak, erkek arkadaşların hiç bir yere gitmeyecekler. her zaman seninle olacaklar, her aradığında o istediğin ortamı seninle kuracaklar.. bundan dolayı bu işi abartma zamanı çok iyi seç. kızın dikkatini çekme. onun zamanından çalma.
kendine zaman ayırmaya ihtiyacın var biliyorum. yalnız kalmak istiyorsun birazcık kafanı dinlemek istiyorsun. o bunu anlamaz, anlamayacak. başka biri var diyecek, benimle ilgilenmiyorsun diyecek.. diyecek de diyecek.. boşuna sinirlenme hiç anlatmaya çalışma. bu duruma hiç düşme kardeşim.. kendine zaman ayıracak çok vaktin var aslında. kızın dikkatini çekme üzme onu boşver. yolda, banyoda, uyumadan önce yalnızsın bu vakitleri kullan ona ait vakti çalma.
kaç yaşına geldik hala oyun oynamayı seviyoruz. bu illa bilgisayar oyunu olmak zorunda değil. arkadaşlarınla king oynamak, online oyun oynamak dünyanın en zevkli aktivitesi değil mi ? öyle. olabilir bak bunu o anlamaz. anlatamazsın. bunu bizden başka kimse anlamaz. o yüzden gece onu uyut, sonra oyununu oyna. oyundan ona bahsetme bile. uykusuz kal oynamak için gerekirse ama şu oyun mevzusunu uzatma... bu işin yaşı yok ben bunu seviyorum, buna saygı duy gibi tatavalara girme lan işte... bir zaman gelir 3 aydır o konsolun açma tuşuna basmadığını farkedersin.
okulun bir gün bitecek. iş hayatına gireceksin. ne olduğunu anlayamacaksın hayatın komple değişecek, para kazanacaksın. üniversite zamanlarında çok parasızlık çektin biliyorum para kazanmak güzel gelecek sana özgüven verecek. daha çok çalışıp işi öğrenip daha çok para kazanmak isteyeceksin. bak bana inan, para kazanacaksın, işini de çok iyi öğreneceksin. bunları yaparken sakın ola hayatını kaçırma sakın. işin üstüne bu kadar düşme. erkek adamsın para elbet bir şekilde kazanılır ama giden zamanı tekrar kazanamazsın. kaçan hayatını bir daha yakalayamıyorsun. işi işte bırak eve döndüğünde onun yanına gittiğinde işinde geçen kötü zamanları, sana yapılan haksızlıkları anlatma siktir et. onun vaktinden hiç bir zaman çalma.
belli bir yaşa geldikten sonra erkek olmandan mütevellit inisiyatif almanı bekleyecek senden. erkek olup ona sahip çıkmanı, dünya yerle bir olsa bile "o" var deyip rahatlamak isteyecek. sonuna kadar haklı sen erkeksin o kadın. bu güveni ona sen verdin arkasında duracaksın. hayattan korkma erkek adamsın ve gereken her türlü inisiyatifi almak zorundasın bedeli her ne olursa olsun.
evlenmekten korkma. parayı pulu siktir et. çevrende evlenmek şöyle zor, bu kadar pahalı gibi dedikodulara inanma. eğer o kadının gerçekten evleneceğin kadın olduğuna inanıyorsan zamanı geçirme evlen.
ve hiç bir zaman unutma; bu hayatta yaptıklarınla değil yapmadıklarında yargılanırsın. o yüzden kendinden çok emin olma.
tekrar söylüyorum, onun zamanından hiç bir zaman çalma.
eğer şu yukarıdaki söylediklerimi yapmazsan, o bunları yapacak olan adamı bulur.
sonra sana ne mi olur ? onu da yaşayarak gör. tarifi yok böyle bir şeyin...
üretim yapan bir adam hiç kimse için değerli olması bile memleket için çok değerlidir. kaldı ki kendisi değerli bir insandır.
üniversite yıllarımda hayat hikayesini okumuş, araştırmıştım. yaptığı iş kesinlikle ama kesinlikle kolay bir iş değil. bu işi yapabilmek için gerçekten biraz yetenekli doğmanız ve kendinizi çok iyi eğitmeniz gerekir. bundan dolayı büyük patrondu.
dolaylı yoldan ekmeğini de yedik. şirketlerinin birinin üretim planlama danışmanlığını yapmıştım bir haftalığına, çok nitelikli işleri ve çalışanları vardı hatırladığım kadarıyla. iş disiplinleri, ahlakları dikkatimi çekmişti. ne zaman telefon ile arasalar kendime çeki düzen verir düzgün konuşmaya dikkat ederim. çünkü gerçekten türkiye'de işi yapan insanlar bunlardır.
allah rahmet eylesin çok üzüldüm gerçekten bu memleket için önemli bir insandı.
çok severim. gözümdür. sadece akşamları kendi halimde dinlerdim yıllarca. bugün arabada boş boş yolu izlerken radyoda ağlama bebeğim çaldı. buz gibi havada 4 camı birden indirdim, bağıra çağıra eşlik ettim.
sigara da kullanıyorsan eğer, bir tane şerefine yaktırır boğazını da düğümler. yakar adamı yakar.
eskilerden kim kaldı be uludağ.. seni unuttuk ihmal ettik. halbuki az mı yazmıştık sana derdimizi.. o zamanlarda kimseye anlatmazdım derdimi, şimdi de anlatmıyorum, anlatamıyorum. anacığım derdinden ölecek lan gelip gelip en azından bana anlat diyor.. anlatınca paylaşmış olurum biz onu kimseyle paylaşmadık.. o bizi paylaşmış.. öküz oturuyor ciğerimde... ellerim titriyor..
dedim ki;
doğru bir adam olamadım. senin sevmediğin ne varsa sen gittikten sonra bıraktım..
dedi ki;
çok geç kaldın..
dedim ki;
içimdeki seni ne yaptıysam tüketemedim..
dedi ki;
muhteşem bir adamla beraberim.. bana bağırmıyor, bana kızmıyor beni seviyor..
dedim ki;
bir bok diyemedim ne diyeyim ?
dedi ki;
senden daha çok seviyor, daha çok değer veriyor bana dedi..
dedim ki;
o kadar eminim ki kendimden.. "mümkün değil"
dedi ki;
yaşayan bilir.. işte bu cümle... (bkz: yaşayan bilir)..
dedim ki;
kalbim nerdeyse patlayacaktı ağzıma geldi.. bir bok diyemedim.. yaşayan bilir dedi ya belki demek istemedi ama dedi yaşadığı anları düşündüm..
şu yukarıda yazdığım muhabbet var ya.. 180 cm 86 kg adamı yani beni yerle yeksan etti.. kendi nefesimde boğulacaktım.. ölürken bile aklıma gelecek "yaşayan bilir"..
ben iyi bir adam olamadım senin için.. seni çok üzdüm. pişman oldum. ömrümü ömrüne vereyim borcumu ödeyeyim dedim. sana yaşayayım ölene kadar gözünden yaş getirmeyeyim seni hep mutlu edeyim bana inan, güven borcum bitsin dedim.. 1 yılını mahvettim 50 yıl daha yaşasak 50 yılda o 1 yılını sana unutturayım dedim ulan çok emimdim kendimden çok bekledim çok şey öğrendim 6 ayda büyüdüm resmen.. çok ümitliydim. dedin ki; geç kaldın sen borcunu bensiz kalarak ödeyeceksin ben ise başka biriyle mutlu olacağım.. tamam dedim eyvallah çok acı evet ama ne desen haklısın dünyanın her yerinde haklısın... keşke düzeltecek şansım olsaydı.. tek şansım hayatımı ortaya koymaktı o da olmadı..
ee be kadın tamam ama bana şu yukarıdakileri niye söyledin bekledin mi söylemek için aramamı bekledin... ben sana ne yaptım bu kadar ?? niye bu kadar kırdın kalbimi ? niye haksızlık ettin bana.. seni seviyorum dedim diye bunları duymayı mı hakkettim. hiç mi hatırım yoktu hiç mi güzel bir anım yoktu.. ulan aklına geldikçe ağlayan adama şu cümleleri nasıl kurdun.. nasıl kıydın bana ? sana şunları ben söylemiş olsam vicdan azabından ölürdüm. nasıl kıydın.. elimi boşver gözüme göz değmedi yerine kimseyi koymadım kimseyle paylaşmadım hatıralarını, hadi sen unuttun başka birini buldun ben bunları bilmek zorunda mıydım sen başka bir adamla beni nasıl kıyaslarsın...
ben 5 yıllık adamdım. bu kız benim vazgeçemediğim herkesten çok sevdiğim kız. bu kız benim tek sevdiğim kız. bu kız sevmeyi bırak her şeyi yanında öğrendiğim kız benim.. gördüğüm her şeyin üzerine yemin ederim beni herkesten fazla sevdi bu kız..
ölsem bu kadar koymazdı be..
umarım böyle bir acı yaşamazsın söyleyecek başka bir şeyim yok..
ananı avradını sikeyim sözlük böyle bir acı olamaz ulan.. şarkıyı da silmiş biliyor musun.. bıraktı bizi gitti elin memleketine 6 ay gelmedi.. biz nerdeyse her gün o şarkıyı söyledik ona her gece o şarkıyla uyudum ulan ben.. bırak silmeyi lan hadi silmiş o görecek diye şarkıyı hatırlamamış bile...
bizim bir şarkımız olmamıştı bu bizim şarkımız olsun mu demiştim. sen yokken ben hep bu şarkıları dinledim demiştim.. kaç kere söyledim lan nasıl hatırlamaz lan nasıl! en ufak kötü bir olayı unutmaz güzel olan ne varsa unutmuş hepsini unutmuş. böyle hayatın gelmişini geçmişini sikeyim..
sabahları muhteşem sesli bir kadının sesinden "günaydın joy türk", haftasonları " joy türk haftasonu" diye jingleları vardır, insanı enerji doldurur. günaydınlı jingle'ı hala bulamadım.
12k çözünürlük desteği olacak oyundur. bugüne kadar en iyi görsele sahip olacağına şüphe yok gibi bir şey. gran turismo'yu madara edecek oyun olacaktır.
pc, ps4 ve xbox one için kesin çıkış tarihi 8 mayıs olarak duyurulmuştur. aşağıdaki linkten traileri izlenebilir.
uzunca bir süredir beklenen, valve'nin efsane oyunu half life 3 yerine direkt olarak 4. oyunun çıkması. 2 yıl daha bekleyelim direkt olarak 4'e geçelim. bence gabe başkanın tarzına yakışır bir hamle olur mesela ben valve olsam yapardım böyle bir şey.
olması gereken tek kişidir. mhp ve chp birleşip ortak aday olarak gösterilmelidir 15 dakikada seçip oraya köşke oturtmamız lazım. 28 şubat süresince dik duruşu geçmiş referansıdır. bilgisi, karakteri görünen yüzüdür ve şimdiki referansıdır. kadın olması ayrıca bir avantajıdır.
son derece uygun bir adaydır. tartışılması ve araştırılması gerekir. ağustos ayında kendisini çankaya'da görmeyi ben çok isterim. oyumu da veririm ondan öncesinde ortamlarda lobi yapar insanların araştırmasını sağlarım.
bu zamana kadar mhp'ye oy vermedim. eğer chp ile birleşip meral hanımı aday gösterirlerse gözüm kapalı oyumu veririm. solun çıkaracağı adayın seçilemeyeceğini anlamak için alim olmaya gerek yok. mhp, chp ile birleşip meral akşener'i aday olarak göstermelidir.
siyasi bilginiz 2001'den sonrasından ibaret diyenler illa olacaktır. Şu kesiti alıntı yapıyorum bakın bu türk insanın sevdiği bir profildir.Demiş ki;
"28 Şubat döneminde, askerin üniversitedeki akademisyenler, yüksek yargıçlar ve gazetecilere hükümetle ilgili brifingler verdiği bir dönemde valiler de Ankara'daki sunumlara davet edildi. Kendisine karşı sorumlu olan kamu görevlilerini toplayan Akşener, "Bu birifinge hangi vali katılırsa, o valiyi görevden alırım" diyerek brifingi engelledi."
pudge the butcher dotada proların herosudur. oynaması en zevkli herodur. pro herosudur dedim çünkü hakkını verebilmeniz için epey tecrübeli olmanız gerekir. genelde mid oynar ama şart değildir. iyi bir oyunda iyi bir pudge genellikle 4. veya 5. levelda first blood alır rakibi respawn olana kadar artık pudge 6 level olmuştur gang atarak 2. killini alabilirse o pac'ı daha kimse durduramaz. aslında genel olarak pudge'da hook atmanın zor olduğunu söyler nooblar. evet hook atmak zordur biraz mantıklı olmanız gerekir ama daha zoru combo yapabilmek. hook'u adamın ağzına verip kendinize çektikten sonra rot'un içinde kalacak şekilde dismember'ı vurabilmeniz lazım. rot'a girmeyen combo combo değildir zaten çoğu heroyu öldüremezsiniz dismemberla rotsuz tabi. o yüzden oynamak isteyen arkadaşlara tavsiyem hook'la beraber combo yapmayı kaçırmamayı öğrenmeleri.
anlamsız bir şekilde bütün oyunları yarıda kesen ve geri dönme imkanı tanımayan oyun oldu. herkes tekrardan girdi çıktı ve oyunlar kayıp. Win-lost yazılmadı. patch falan da gelmedi. hayretler içerisindeyiz.
8 seneye yakın winston olsun soft'u olsun light'ı olsun hepsini içtim türünü değiştirirdim ama markasını değiştirmezdim winston içerdim. sonra herkesin başına gelen başıma geldi bakkalda winston yoktu haliyle marlboro aldık. marlboro kırmızı içtim. ulan dedim biz sigara içmemişiz. kırmızı ile başladım sonra bir de light deneyeyim dedim. o gün bugündür light içiyorum yaklaşık 1 ay oldu. 9 lira çok pahalı doğrudur ama bu saatten sonra ya marlboro içerim ya da sigara içmem bu kadar net.
10 dakika sonra international west elemeleri başlayacak olan oyun. pro oyun izlemek veya taktik kapmak isteyen oyunculara duyurulur. maç oyun içinden ücretsiz olarak izlenebilecek ve dergi sahibi olanların kuryeleri gelişip item düşme ihtimali olacak.
elimde 1 adet davetiyesi bulunan oyundur. ilk mesaj atana seve seve gönderirim steam üzerinden. ayrıca ruslardan sıkıldıysanız takım oyunu arıyorsanız yine mesaj atınız steamden ekleşelim,oynayalım.
harika bir sezon finaliydi, haberim yoktu sezon finali olduğundan izlerken anladım sezon finali olduğunu, süperdi, gaza getirdi, "yet it is not this day" diye bağırasım geldi.
--spoiler--
Oenomaus reisin ölmesine harbiden çok üzüldüm, senaristler adamı maymun etmeseydi adam gibi adamdı hatta adamın dibiydi oenomaus reis. onun yüzünden gannicus'a gıcık oluyordum ama adam pişman olmuş gelmiş özür dilemiş, her şeyi yapmaya hazır ee reis de affetmiş artık bize laf düşmez. gözümdeki tek şampiyon gannicus şu an itibariyle ve gelecek sezon spartacus ile yönetecekleri orduyu merakla beklemekteyim.
gel gelelim glaber ibnesin ölümüne o kadar sevindim ki ağzına sokarken kılıcı ayağa kalktım; " geber orospu çocuğu" diye bağırdım. hala daha ölmeden yok roma ordu gönderecek, yok bunu yapacak diyor yarağı yemişin daha konuşuyorsun puşt herif. ölürken spartacus'un karısını göstermesi ayrıca bir spartacus empatisi oluşturup daha da fazla gaza getirdi iyi oldu, süper oldu.
mira'nın ölmesine hiç üzülmedim çünkü tam olarak bir karı olmuştu yani dır dır yapmaya başlamıştı, laf falan sokuyordu kendi çapında ok kullanmayı iyi öğrenmişti ama hakkını yemeyelim, ama öldüğü iyi oldu kalabalığı kalktı.
isimleri nasıl yazılıyor bilmiyorum quintus'un karısı yani zeyna harbi ağır psikopatmış dangalak karı attı kendini aşağı. o sahnede " eledim eledim " türküsünün çaldığı çok açık bir şekilde duyuluyor sadece biraz dikkat edin. hatta gitti de gelmedi canım bu ne care diyor sarışın karı yerde yatarken.
yine ismini yazmayı bilmediğim ama okunuşu ilitya olan karı da büyük ihtimalle öldü, ondan da kurtulduk amına soktuğumun dizilerinde entrika, karı dedikodusu olsun istemiyorum ben. kan olsun, kavga olsun, silah olsun istiyorum. rahmini yardı karı aldı çocuğu ölmediyse ağır söverim yeminle.
ashur denen orospu evladı ölürken bile orospu evlatlığı yapmaya devam etti ama, naviea'nın yerinde ben olsaydım öyle hemen kafasını almazdım, önce parmaklarını sonra kolunu, sonra ayaklarını, sonra bacakları keser, sikini keser ağzını sokar sonra kafasını keserdim. yine insaflı davrandı kadın helal olsun.
--spoiler--
bir üniversite öğrencisinin hayatını kurtarabilecek ehemmiyette kitaplardır.
waynen l. winston'nun "operation research applications and algorithms" 4th edition manualini bulabilecek ve/veya fikri olan yazarlar şu saatte beni büyük bir dertten kurtarabilir.