yerel seçimlerde, akp'nin izmir'i alması kadar imkansız bir durumdur. içki içmediğini söyleyen %17'lik kısım bence içki içtiğini söyleme cesaretini göstermiş olanlar, diğerleri ise içki içtiğini söyleme cesaretini gösterememiş olanlardır. ama elbette %83lük kısım içinde gerçekten içki içmeyenler de vardır.. ancak oranın gayet düşük olduğunu düşünüyorum.
21.yüzyılda, etrafta bir sürü kasap varken, sokak arasında acemice kurban kesip, hayvana eziyet ederek ve kan akıtarak müslüman olduğunu sananlar ve bunların sayısının bir hayli fazla olduğu ülkede hiç de yadırganmaması gereken durumdur. kurban bayramında, üstünde paltosu, ayağında ayakkabısı olmayan fakirlere, "bakın size et getirdim" demek ne derece akla mantığa sığar anlayamamaktayım. madem et vereceksin, git kasaptan al da dağıt. 600lü yıllarda kasap falan yoktu ortalıkta, o yüzden kurban kesiyorlardı ve dağıtıyorlardı. o günler için gayet anlaşılabilirdi bu bayram. ama bugün artık biraz daha modernleşsin, kurban bayramı hayır ve yardım bayramı olsun mesela. sadece et değil başka şeyler de verilsin fakirlere. giyecek verilsin, yakacak verilsin, gönüllüler eğitim versin vs...
siyasal islam ya da ılımlı islam dediğimiz olguyu adeta teyit eden sözdür. bugünkü türban tartışmalarının, bugünkü ayrışmanın, kutuplaşmanın kaynağı olan sözdür. bir amacın varlığını kasteder. altında yatan, bir şeylerin empoze edileceği, bir şeylerin dayatılacağı düşüncesini anlamak zor değildir. geçmişte bu söylemi dile getirmiş bir başbakanla aynı siyasi düşünceden gelenlerin, günümüzde, özgürlük adı altında üniversiteye baş örtülülerin girmesini sağlamaya çalışmaları hiç de masum bir girişim değildir.
birileri zamanında çıkıp da "rektörler türbana selam duracak" deyip ortamı gerer, provoke ederse sonuçları bu olur. bu sonuçlardan haz ediyor muyum? hayır. ama bu sonuçlara "dar" değil, "geniş" açıdan bakmak gerek.
kendi adlarıyla aynı ep'lerini 2006'da çıkarmış, albümlerini de haziran 2008'de piyasaya sürmüşlerdir. aslında yeni bir topluluk değildir. sadece albümleri yeni çıkmıştır.
önce mhp'nin söylemi olarak bilinirdi. sonra başbakan* da dokundurdu bu söyleme. en son da dp'li iskenderun belediye başkanı böyle bir afiş astırdı. sağ partilerin hepsi aynı zihniyet. birbirinden farkları yok.
yönetmenliğini jules dassin'in yaptığı, barry fitzgerald, don taylor ve howard duff'ın rol aldığı 1948 yılı amerikan yapımı polisiye film. filmin konusunu finaldeki şu cümle çok iyi veriyor : "bu kentte, sekiz milyon kişi yaşar ve sekiz milyon öykü vardır. bu sadece onlardan biridir".
1870'lerin sonlarında, hareketli görüntüleri bir perdeye yansıtmaya yönelik "zoopraksiskop" adı verilen düzeneği tasarlayan fotoğrafçı. bu düzeneğin işleyişi, fotoğraf makinesiyle çekilmiş bir dizi resmin cam bir diskin üstüne aktarılmasına dayanıyor, diskin çevrilmesiyle ortaya hareketli bir görüntü çıkıyordu.
1771-1833 yılları arasında yaşamış ünlü ingiliz maden mühendisi. yüksek basınçlı buharla çalışan küçük bir buhar makinesi yapıp, bunu 1802'de ilk buharlı lokomotifi hareket ettirmede kullandı.
1632-1723) hollandalı leeuwenhoek, merceklerin inceliklerini kendi kendine öğrenip, metal bir çerçeveye oturtulmuş küçük bir mercekten oluşan basit bir mikroskop yaptı. bu mikroskopta nesneleri 270 kata kadar büyütmeyi başararak, gözle görülmeyen canlıların dünyasını inceleyen ilk kişilerden oldu. yaptığı bir incelemede, göl suyu damlalarında gördüklerini, "çok küçük ve tuhaf hayvancıklar" diye tanımlamıştır.
bütün çağların en önemli mekanik icadı olarak bilinir. ilk tekerlek günümüzden yaklaşık 5000 yıl önce mezopotamya'da ortaya çıkmıştır. çömlekçilerin kil toprağı işlemede yardımcı bir araç olarak kullandıkları tekerleğin aynı dönemde arabalara takılması, ulaşımda köklü bir dönüşümün yolunu açmış, ağır gereçler ile büyük eşyaların daha kolay taşınmasını sağlamıştır. ilk tekerlekler tek parçalıydılar ve tahta kalaslardan dilim olarak kesilmiş parçaların birbirine tutturulmasıyla yapılıyorlardı. ispitli (parmaklı) tekerlekse, i.ö. 2000 dolaylarında ortaya çıktı ve daha hafif olduklarından özellikle savaş arabalarında kullanıldı. tekerleğin daha hızlı dönmesini sağlayan göbek takımlarıysa i.ö. 100 dolaylarında geliştirildi.
15 eylül 1857 cincinnati doğumlu, 1909-1913 yılları arası görev yapmış cumhuriyetçi abd 27.başkanı. ABD tarihinde yaşamı boyunca devletin hem yürütme hem de yargı organlarının başkanlığını yapmış tek kişidir. 8 mart 1930'da hayatını kaybetmiştir. 1921'den ölene dek, warren g.harding tarafından seçildiği abd yüksek mahkemesine başkanlık etmiştir.
hawaii adasındaki en yüksek noktadır. faal durumda olmayan bu volkanın deniz seviyesinden yüksekliği yaklaşık 4200 metredir, ancak deniz yatağından zirvesine kadar olan yüksekliği 10200 metredir. Yani everest dağı'ndan 1352 metre daha uzundur.
everest dağı'nın üç katı uzunluğundadır. genel bilinen dağ tanımına uymaz. tepesi düzdür. dağın tepesindeki kraterin genişliği yaklaşık 72 km, derinliği ise 3 km'den fazladır. londra'yı kapsayacak kadar büyüktür.