yaşadığı şaşkınlığa bağlı şoksal travmadan kaynaklanan iplememe vakası.
birileri tarafından "yürü be koçum kim tutar seni, aslan, sultan, padişah, osmanlı" şeklinde gaza getirildikten sonra, o aynı birileri tarafından bir anda yalnız bırakılınca, insan elbette afallar, şaşırır ve "haydaaa bunlara noldu şimdi" diye sorar kendi kendine.
rivayet odur ki, insan öldüğünde, cenaze törenini naklen izler, "ben ölmedim lan" diye sesini duyurmaya çalışır, lakin duyuramazmış, sanki birileri onu tabuta koymuş da, kamera şakası yapıyor zannedermiş, ta ki, gömüldükten sonra kafasını kaldırıp tahtaya vurunca, öldüğünü farkedermiş. Elbette bu neticede bir rivayettir, mecazi bir anlatımdır.
Başbakan da şu anda öldü ve kafasını kaldırıp tahtaya vurdu, işte o şaşkınlığı yaşıyor. Sakinliği kanımca bundandır.
Banu Avar yazısıyla karşılık verilesi yazı. Buyrun :
BDPKK öncülüğünde Taksimde Gezi parkı nın yok edilmesini protesto eden kalabalık birden kendini uluslararası bir harekâtın öznesi olarak buldu!
Olay çok önceden hazırlanmış görünüyor, ama kalabalıkların bundan haberi yoktu Bir anda olay dünya çapında Twitter ve Facebookta en çok izlenen oldu Taksim meydanı yabancı muhabir ve muhbirle doldu New York Times da meydanda, ingiliz haber ajansları da Occupy (işgal) adıyla anında sosyal medya pompalandı! Uluslararası Olimpik Komitesine çağrı mektupları yayımlandı. Reyhanlıda kılları kıpırdamayan Boğaziçili öğretim üyelerinden bir kısım Batılı dostlarına şikâyet dilekçeleri yolladı. isveçte alternatif Nobel ödülü almış olan TEMA Vakfı meydandaydı. Bianet adlı site KENT Dostluk ve Dayanışma Hareketi olarak ortaya çıktı! Tabii ki International Coalition damgası taşıyorlardı. 23 Nisan, 19 Mayıs, Silivri gaz savaşlarında ağzını açmayan Uluslararası insan Hakları Derneği duruma vakıftı, gereğini yapacaktı! Sosyal paylaşım ağları, birebir Mısırdaki Arap Baharı kokulu mesajlarla sallandı. Erdoğanın polisleri acımasızdı! Yaralılar Divan Otele sığındı, Starbucks kapılarını kapadı. CHP, Taksim için Kadıköyde miting planladı
15 gün önce Hatay Reyhanlıda hükümetin destek verdiği caniler katliam yapmış, bir ilçeyi yok etmişti, 50′den fazla ölü ve yüzlerce yaralımız vardı! Bu kadar ses çıkmadı!
Bir gece önce bir milletin en değerli varlığı elden çıkarılmış, TPAOnun yabancılara peşkeşi mecliste karara bağlanmıştı! Hiç ses çıkmadı!
Türkiyede bahar rüzgârları estirenler var. Dünyanın 3. kez karıştığı bu ortamda birbiriyle gırtlaklaşan farklı küresel çetelerden yanalar. Erdoğanın suyunu ısıtmak isteyen farklı bir çete için çalışmaktalar CHP ve BDP Taksim Baharı için omuz omuzalar
bdp milletvekili gülten kışanak'ın açıklamasından çıkarılan netice.
kadın haklı.
ittihat ve terakki iktidarı dahi bu kadar basiretsiz, dirayetsiz ve beceriksiz değidi.
Vatan hainliği ile suçlanan Enver Paşa bile bu kadarına müsaade etmezdi.
Milletin vekilini kaçırıp "gerekli idari ve hukuki işlerin tamamlanmasının ardından serbest bırakacağız" açıklaması yapabilen bir terör örgütü bu hayali de gerçekleştirmeye muktedirdir.
birkaç mehmed şehit oldu diye meclisi toplamaya tenezzül etmeyenler sayesinde kürdistan da kurulur anamızı da bellerler.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk seveni çok olduğu kadar sevmeyeni de olan bir liderdir.
Asıl tehlike Atatürk'ü sevmeyenler değil, onu çıkarları uğruna yıllardır kullananlardadır.
Atatürkçü göründüğü halde farklı amaçlara hizmet edenler yıllarca bu ülkeye bu millete zarar vermişler, ülkeyi atatürkçü ve dindar olarak saçma sapan bir şekilde bölmüşlerdir. Oysa ki inanç farklı bir konudur, ülke kurucusuna duyulan saygı ve sevgi farklı bir konudur.
Sapla samanı karıştırmamak lazım. Hele hele ikiyüzlü hiç bir zaman olmamak lazım.
Büst yapmakla, resim asmakla atatürk sevilmez. Atatürk düşünceleriyle, stratejisiyle, fikir yapısıyla sevilir.
Ve gerçekten sevenin gönlünde yerini asla kaybetmez.
2012 türkiyesi'nde hala zihinlerde yer işgal edebilen sikimsonik soru. (bkz: 2012 türkiyesi)
şehir efsanesi değildir aslında. zamanında bazı israil yanlısı ittihatçı askerler tarafından askeri öğrenci adaylarına yöneltilmiştir. Ancak bir elin parmaklarını geçmez böyle bir soruyla karşılaşan askeri öğrenci adayı sayısı.
Günümüzde artık böyle bir soru hükmünü yitirmiştir.
ittihatçı gelenek dağılmış, dokunulmaz asker yargısı yerle bir olmuştur.
Bu sabah, askerliğini yapmamış 30 yaş üstünde olan ve nakiti yoksa dahi kredi çekebilme imkanı olanların evlerinde tatlı bir heyecan ve sevinç var.
Bugüne kadar varolan sosyal adaletsizliğe seslerini çıkarmayanlar, acaba neden bedelli askerlik söz konusu olduğunda bas bas bağırıyorlar?
Sanırım askerlikten yırtmak için gerekli olan parayı veremedikleri için...
Ben şahsen, sosyal adalet savunucularının samimi olduklarına inanmıyorum.
Hatta, kendilerine bir imkan tanınmış olsa, askerlik şubesine teskere almaya en önde koşacaklarına inanıyorum.
Çünkü ben bu ülke insanının samimiyetine inanmıyorum.
Bu nedenle de, bedelli askerlik üzerinden yapılan tartışmaları da son derece gereksiz buluyorum.
Eski roma'dan bugüne kadar değişmemiş gerçeklik işte tüm çıplaklığı ile karşımızda duruyor... insanlar ikiye ayrılır, zenginler ve fakirler... Fakirler hizmet eder, zenginler hizmet alır. Bu gerçek asla ve asla değişmeyecek. Sosyal adalet de hiçbir zaman sağlanamayacak.
--spoiler--
Temel'in on ikinci oğlunu askere çağırmışlar, ondan önceki on bir tanesi askerde olduğu için Temel itiraz etmiş, - Söyleyin padişahınıza penum şeyime güvenip sağa sola savaş açmasun.
--spoiler--
ülke yönetiminde hiçbir şekilde söz hakkı olmayan, asker lazım olduğunda ilk başvurulan sıradan insanların tesellisidir. Evladını askere göndermese suçlu, evladı askerde ölse hesap soracak gücü yok, napsın adamcağız vatan sağolsun diyerek yüreğini soğutmakta, kendini teselli etmektedir.
Vatan sağolsun demek bir yerde kadere boyun eğmektir.