kendisine umut bağlanmaması gereken erkektir. alametifarikaları şu şekilde sıralanabilir:
-bir gün sarılıp öpüyor ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsa
-duygusal ve kırılgan erkek ayağına yatıp 'ilişkiye başlamaya korkuyorum' triplerine giriyorsa
-canı isteyince arıyor, onun dışında merak etmiyorsa
-'benim için değerlisin seni kırmaktan korkuyorum' triplerine girip kesin bir ilişkiden bahsetmekten kaçınıyorsa
çoğaltmak mümkün... Hiçbirinden bir şey beklenmemeli, hiç tanışılmamış, hiç konuşulmamış gibi yola devam edilmelidir. aksi halde kendinize yazık edersiniz.
erkek egemen toplumun kadını metalaştıran bir başka söylemi daha. bu tarz cümlelerle kadını betimleyen erkekler de boş birer ayran kutusu sanırım. boş oldukları için bu kadar çok ses çıkarıyorlar.
12 eylül faşizmiyle hesaplaşma derdinde olanların asıl yapması gerekendir. bu baraj 12 eylül'ün getirdiği bir uygulamadır. sevgili hükümetimiz ve liberal demokrat aydınlarımız 12 eylül'ü yargılıyorlar ama getirdiği uygulamaların hiçbirini kaldırmaya yanaşmıyorlar! ne anladım ben böyle hesaplaşmadan. o baraj kalkacak arkadaş.
2002 yılında oyların %45'i bu baraj yüzünden değerlendirilememiştir. sonra da diyorlar ki sandıkta tepki göster. olur! kusura bakmasınlar ama bu sandığa tepki gösterilir olsa olsa!
bayramınız kutlu olsun demekle el öpmek eylemlerinin zamanlamasını iyi ayarlamak. tek beklentim bu. yıllardır bunu beceremedim, önce bayramınız kutlu olsun deyip el öpmeye yönelsem cümle yarım kalıyor, daha da kötüsü el öperken aynı esnada konuşunca abuk subuk bir ses çıkıyor.. hiçbir şey demeyip direkt el öpünce de kendimi boynunda 'sağır ve dilsizdir' yazılı bir kartonla gezen dilenciler gibi hissediyorum. Allah'ım ne büyük azap!
beni kureyza kabilesine mensup 800 yahudi erkeğinin öldüğünün reddedilemeyeceği tarihi bir olay. uydurma değildir zira, hiçbir islam alimi reddetmemiş sadece olayları açıklamıştır. örneğin süleyman ateş'in bu konuda bir yazı dizisi vardır.ve bu yazı dizisinde süleyman ateş olayları reddetmemiş sadece nedenlerini ortaya koymaya çalışmıştır. okuyun, yalan diye kestirip atılmamalı, fakat anlamadan dinlemeden 'insanlık dışı bir katliam bu' şeklinde de yorum yapılmamalıdır.
beni hayata döndüren grup. içimde penceresiz duvarlar büyüttüğüm bir andı. duvarların kenarında yeşerecek bir yosuna bile razıydım, hatta muhtaçtım. derken o notalar öyle bir titretti ki içimi, ne duvar kaldı ne bir şey, hepsi yıkıldı gitti sessiz.. enkazların arasından çıkarıp beni sonsuzluğu emzirdi işte bu grup..
doğuda yaşayanların sadece aşiret ağalarından oluştuğunu düşünenleri deliklerinden çıkaran konu.
lan herkes aşiret ağası mı da zengin olacak, herkes aşiret ağası olsa ağalıklarını yapacakları bir halk mı kalır? herkes o kadar zenginse kış ayazında ayağına naylon poşet geçirip okula gidenler kim? yoksa onlar da mı düğünler de kilolarca döviz takıyor da kendilerini kamufle etmek için yoksulmuş gibi davranıyor?
doğudaki feodal sistemi bilmeyenlerin asla konuşmaması gereken konu.
not: hadi diyelim aşiret ağaları kullanıyor yeşil kartı; sizin devletiniz de zengin adama yeşil kart verecek kadar saf olmasaymış.
şehirler bazında bir istatistik yapıldığından 'kürt-türk' değil 'doğu-batı' karşılaştırması yapılması gerektiğini düşünerek; demekki yeşil kart kullanımına ihtiyacı olacak kadar yoksul olan insanlar batıdan çok doğuda diye yorumlayabileceğim durum. bir ikincisi yeşil kart uygulaması da kalktı zaten. yorgan gitti kavga bitti, dağılın şimdi.
ayrıca sizi neden insanların yoksul olması değil de etnik kökeni ilgilendiriyor? bu kadar mı buz tuttu kalbiniz? ulan adam aç,kıçına giyecek donu yok sen hala kürt mü türk mü diye bakıyorsun! yoksul, bir kürt ise ona yardım edilmesine bile tahammülünüz yok değil mi? bu kadar alçalmayın, magma tabakasına ulaşacaksınız yakında.
beynini anaakim medya aforizmalariyla dolduran, adeta 'yalanin bini bi para' sistematigini benimsemis turk egitim sisteminden gecmis insanlarin dogal olarak anlayamayacagidir. kapitalizmde uretim ihtiyac karsilamak icin degil sermaye biriktirmek icin yapildigindan, kapitalistler sirf cok para kazanalim diye ihtiyac fazlasi uretim yapar ki bu dogal kaynaklarin asiri tuketimi demektir. sonra 'kuresel isinma' denen bela basiniza gelir bu got herifler yuzunden.
tohum satimini tekellestirmek icin gdo diye bi dalga cikarip saglinizla oynarlar. ve en kotusu siz hala bir avuc insanin cebini doldurmak icin milyarlarca insanin sagligiyla oynamasinin, dogayi geri donulmez felaketlere suruklemesinin insanlik disi oldugunu anlayamazsiniz.. az gozlerinizi acin artik, siz gozlerinizi acamadiginiz icin her gun insanlar acliktan ve savastan hayata gozlerini yumuyor.
ateist propaganda için yapılabileceği gibi başka amaçları da vardır. belki de bu insanlar kur'an daki kurban kavramının hayvan kesmeye indirgenip islamın yozlaştırılmasından rahatsızdırlar? kurban, kelime kökü ve kullanıldığı yerler itibariyle 'allah yolunda sevdiğin bir şeyden vazgeçme ya da sevdiğin bir şey allah yolunda harcama' manası taşır.yılın dört günü hayvan kesmeye indirgenmesi yanlıştır..
kürtlere yapılan haksızlıklar bütünüdür. resmi ideoloji yaltaklarınca reddedilir. dile getirdiğiniz takdirde bu faşistlikleri, kürtçü diye yaftalanırsınız. türkçülüğün meşru olduğu bir yerde kürtçülük neden hakaret olarak kullanılır, o çok ayrı meseledir. türkçülük onur vericiyken, kürtçülük hainlik olur. bence ikisi de faşizmdir, o başka mevzu.
yavuz sultan selim döneminden beri bölgede kanlı politikalar izleyerek aşiret reisleriyle işbirliği yaparak halkı sömüren osmanlının; dönemindeki sorunları çözememesi üzerine, cumhuriyet rejiminin çelik neşterle bir güzel deştiği yaradır. seyit rızanın cumhuriyetle ya da yenileşmeyle birproblemi yoktu; zira olsaydı milli mücadele döneminde kuvayımilliye saflarında mustafa kemal e güvenerek çarpışmazdı. seyit rıza nın erzincanın kurtarılmasında büyük rolü vardır. milli mücadele sona erince cumhuriyet rejimi bölgede yoğun asimilasyon politikalarına başlayınca seyit rıza tepki göstermiştir.
tabi her şey güllik gülistanlık değidi devlet açısından, asimile edilmesi gereken bir ırk, kürtçe konuşması yasaklanması gereken insanlar ( kürtçe konuştuğu her kelime başına bir hayvanını almak gibi cezai yaptırımlar uygulanmıştır.) üzerine bomba yağdırılması gereken baldırı çıplak bir reaya, mağaralarda gazla boğulması gereken analar ve kurşuna dizilip minik bedenleri kutu deresine atılmak üzre bekleyen çocuklar vardı, devletin işi çoktu, şeklinde gerekçelendirilebilecek katliam.
isyan olarak nitelendirenlerin öne sürdükleri düşünceleri asla temmellendiremeyecekleri, bu nedenle de bilgi vermedikleri sadece sakat bir safsata mucitliğine oynadıkları katliamdır.
he canım he, her şey güllik gülistanlıktı, bölge halkı refah, huzur, sükut içindeydi. sonra rahat battı da isyan ettiler.
bu mu sizin tarih anlayışınız?
hadi diyelim ortada haksız bir isyan var. kundaktaki bebelere ne demeye kıydılar? onlar mıydı savaş suçlusu olarak tayin edilen günah keçileri?
siyasi ideolojisi yüzünden bir katliama nasıl göz yumabiliyor bir insan..
anlamıyorum.
hiçbir komünistin zihninden geçmez. bütün gün uyumak için hayatını ortaya koyarak mücadele mi veriyor insanlar lan. az düşünün de yazın be. komünistlerin aklından geçen şu olabilir ancak: 'her gün birileri açlıktan ölürken, emperyalizm masumların kanını dökerken ben rahat uyuyamam.
halının israil tarafından kızıl ötesi ışınlarla huysuzlaştırılması sonucu gerçekleşen hadisedir. ben öyle duydum, rececep'i sırtından atan ata da aynısını yapmışlardı. hep aynı numara... belki de halıyı üreten emekçilerin ahı tutmuştur lan.
kiz kardesi gereksiz bir sekilde bikini giyip giymemesi gerektigini kendisine soran agabeydir. agabeye izin vermek bile dusmez zira bunun agabeye sorulmasi sacmadir. kadin kararinda ozgurdur! sorduk mu ki izin vereceksin sen?
nicki çeken yazar. çok kötü çekildim nicki tarafından. e adam bok diyor. nasıl bakmayayım? boka bakmayacaksam neye bakayım ben bu dünyada? içimizden çıkıyor yani, insanlar içinden insan çıkınca ona yavrum diyorlar ya, e bok da aynı yerden çıkıyor o da benim evladım gibidir.
ha bir de nickaltına sıçan olursa gerçekten 'bak burda bok var' söylemi doğrulanacak.*