eğer "anlamadım" denilirse "neyse artık seneye" diye geçiştirdiğim durumdur. zaten arada sırada denk geliyo espri bi de iki saat onu mu açıklıcam? hem nasıl başlanır ki?
+ şimdi abi sen hani şunu dedin ya.
- evet?
+ işte ben de böyle söyledim (hehehehe)
- nasıl yani.
+ *
facebook'ta bütün arkadaşlarına bunu söyleyip sonra kendi resmine bakıp egosunu tatmin eden kişinin sakızıdır.
ynot: yemin ederim kopyala yapıştır yapan gördüm ya.
uzunca biz zamandır bilgisayarlarla içli dışlı olduğum için (O ne demek be?), sülaledeki herkesin arayıp bilgisayarla ilgili sorunlarını anlatmalarından meydana gelmiş olan psikolojik sorunumdur. Haydar Dümen'in elektronik versiyonu gibi.
(bkz: yeni başlayanlar için alkol)
bir derecesi vardır. herşeyi düşünürsün, herşeyi yorumlarsın ama kendini gülmekten alıkoyamazsın. o kadar çok sesli gülersin ki, bir süre sonra güldüğüne gülmeye başlarsın, sonra güldüğüne güldüğüne gülmeye, sonra güldüğüne güldüğü... kısacası olası bir durumdur.
Türk eğitim sistemindeki bir öğrencinin yapması hayretle karşılanmayacak olan durumdur.
Şimdi efendim, yan komşumuzun evine hırsız girmiş filan fistan. çilingir geldi biraz uğraştıktan sonra, "kapının mekanizması bozulmuş, kırmamız lazım" dedi ve kırdı da. şimdi bir öğrenci çilingire gidip de ösys nin cevap anahtarını istese, adam sistem bozulmuş deyip yök'ü patlatmasın.
(bkz: toplu katliam)
tabii eğer siz onlardan değil de onlar sizden ayrılmışsa olacaktır.
(bkz: mantıklı)
her düşündüğümüzü yapacak değiliz değil mi?
(bkz: değil)
sınavda kopya istediği andır ama. öyle her kopya isterkenki değil.
hoca veya gözetmenler çoktan başlamıştır kağıtları toplamaya. etrafına bakar gözgöze gelmeye çalışır birileriyle. ilk gördüğüne de öyle bi bakar ki, hemen anlar karşısındaki kopya istediğini. artık ikisi de çaresizdir. gözetmene bakılır. gözetmen kağıdı alır.