üç yıldır doğru düzgün "salak" kelimesini bile kullanmamışken, son bir ayda gerçekten küfürbaz oldum. burada yine saydıracaktım ama en sevdiğim şarkı çalmaya başlayınca sakinleştim. tanrım, bu günler lütfen geçsin. lütfen.
kirpiklerin ok ok eyleyi çok güzel söylemiş. dinleyince sevdiceğin kirpikleri beliriveriyor gözün önünde. gerçi ben bu işlerden anlamam, ama boğazındaki şey hoşuma gidiyor.
"bu ne biçim film?", "bu ne biçim film müziği?" gibi sorular sordurtan enfes film. daha ilk saniyesinde o müzikle kalbinizi fethediyor ve filmdekilerin arkadaşıymışsınız gibi izliyorsunuz.
Raining in the desert şarkısının sonunda çıldırdığım grup. Böyle bir şarkı nasıl 2 dakika 54 saniye olabilir aklım almıyor. Az daha uzum tutsaydınız ya.
dün fotoğraf makineme yeni bir lens almak için ikinci el satış sitelerinden birindeki bir ilan sahibiyle buluştum ve satıcı lise aşkımın kopyası gibiydi. elleri, kesik kesik konuşması, fiziği, her şeyi... tuhaf hareketleri bile hık demiş burnundan düşmüş. sesimi duymak için bana doğru eğildiğinde sanırım bayılacaktım. her şey onu hatırlatıyor ve hatırlatacak. hayatımın sonuna kadar onun sevdiğim hâliyle birlikte olacağız.
1. Hareket etmem gerektiğine inanıyor ve derhal kalkıp youtube'dan egzersiz videoları açıyorum.
2. Videodaki hareketleri yaptıktan sonra, o günü spor yapmış olmanın verdiği sevinçle çok mutlu bir vaziyette tamamlıyorum.
3. Ertesi gün her yerim tutulmuş oluyor ve kıpırdayamıyorum.
4. Ve sonraki gün.
5. Ve o gün de.
2 ay sonra:
1. Hareket etmem gerektiğine inanıyor ve derhal kalkıp youtube'dan egzersiz videoları açıyorum.
Yani iki ayda bir tutulup kalıyorum. istikrar, azim istiyor.
size gerçekleri söylediğini sanarak saçma salak bir şeyler haykıran, sonra da "gerçekleri söylediğim için kötü oldum, sen zaten kendine yalaka olacak, senin duymak istediklerini söyleyecek birini arıyosun!!" diye üste çıkmaya çalışan afedersiniz amsalaklardır.
her haltı bunlar bilir, evet her konuda fikirleri vardır. siyaset? onlar bilir. ilişkiler? onlar bilir. fikirleri fındık beyinleriyle zar zor üretilmiştir -diyeyim de kibar olsun-. çoğu avamlıktan gebermek üzeredir ama sorarsanız kendinden elitleri yoktur. bir de bu avamlıklarını avamlık olarak görmeyip "anadolu çocuğu" olmaya bağlarlar ki bu zaten sesli güldürür. yüzüne güldükleri, hattâ sevdiklerini, âşık olduklarını falan söyledikleri kişilere karşı bile bir kırılma anında her şeyi çemkiriverirler. bu ikiyüzlü şerefsizler öyle şeyler söylerler ki sanırsınız içten içe düşmanınızdır.
gördüğünüz yerde kaçın, hayatınızda yer verdiklerinize tekmeyi basın, enerjinizi kendinize saklayın. hayat güzel ve çoğu şey denemeye değer.
Sakallıları, o ufak beyinlerinin bir köşesine "kafa kesen" olarak kodlamış fındık beyinlilerin sevineceği olay.
Bu müfteri yavşaklara göre Sakallıysa askeri kesmiştir, biçmiştir. Fotoğraflardaki adamların tırnağı edemezsiniz. Onların sahip olduğu ahlakın yüzde biri bile sizde yok.
En son dün açıp risale okumuşlardır ama en son ne zaman kuran okudular acaba? Müslümanlar elbette dinlerini iyi öğrensin, bilsin; ama bunlarınki sadece deli gibi risale okuyup tek bir adamın yolundan gitmek.
Bir de yeryüzündeki tek sorun bir kadınla erkeğin muhabbet kurmasıymış gibi davranmasalar iyi olacak. Yabancı bir kadınla konuşurlarsa çarpılacaklarını düşünüyorlar sanırım. Umarım sayıları gittikçe artmaz, parazit gibiler ve hoşlanmıyorum. Hiçbirisi beni bir insanı sevmenin günah olduğuna ikna edemez. Sevgi var, iyi ki var.
Sarışın kadın spiker olayına da çok güldüm. Bir genç kız olarak ben bunların videosunu izleyince çarpılmıyor muyum yani hahah.
Birini sevdiğim zamanları hatırlamak, o duyguları sanki yeniden yaşamak. Birini sevmenin ne demek olduğunu unutmama ramak kalmış şu günlerde bir mutluluk kaynağı.
hayatımdaki enerji sömüren parazitleri temizleyip, halletmem gereken şeyleri hallederek kendime güzel bir zemin hazırladım. bundan sonra şu an olduğum insana ara veriyorum. belki bir daha kendisine geri dönmem ve o da geçmişin karanlığında kaybolup gider.
hayallerimi gerçekleştirmeyi denemek için ara veriyorum, bir insanı alıp geri geleceğim. *
Zor bir dil. Özellikle alfabesinin mantığını hâlâ çözemedim. Aynı sesi üç farklı şekilde ifade edebiliyoruz. Aradaki farkın ne olduğunu henüz anlamamış bulunmaktayım. Y'yi e okumalarınaysa hiçbir şey demiyorum. Üzerine tanjantı yamulmuyorsam 1 olan bir doğru çekilmiş l harfiniyse v okudukları için tebrik ediyorum. Polonya'daki bazı şehir isimlerinin okunuşuyla ilgili videodan sonra yeryüzünde kesinlikle öğrenemeyeceğim dillerden birisi olduğuna karar verdim.
Yeryüzündeki en eğlenceli aktivite olabilitesi yüksek şey. Gerçi ben çok uslu bir çocuk olduğum için yapmadım. Bunun yerine babamın bana seccadesinde açtığı ufak yerde namaza durur, onu taklit ederek namaz kılardım bazen. Üstelik ellerimi göbek hizasında birbirine bağlayarak.
Ellerimi göğüs hizasında birbirine bağlamam gerektiğini çok sonra öğrendim.