sıçıldığınızın habercisidir. genelde iyi sonuçlanmaz. üstelik çabuk bağlanan karakterde biriyseniz iki kat sıçılmışsınızdır, geçmiş ola. (bkz: mesela ben)
boyle bi sorunsal olmasi bile sacma. iliskinin bilmem kacinci ayinda senesinde opusulur diye bi kural mi var ne zaman ortam olusursa o zaman opusursun abi. kendi yargilarimiza gore yasamayi ogrenmemiz lazım. herkesin hayati farklı yasadiklari farkli sonucta.
bir kere daha yaşamıştım bu durumu. kalktıktan sonra ağlamaya devam ettim. neden bilmiyorum ama sadece ağladım. ihtiyacım vardı sanki. daha önce hiç bu kadar ağlama ihtiyacı hissetmemiştim.
çabuk bağlanandan kolayca vazgeçilir. karsi taraf sizin ona ihtiyaciniz oldugunu hissettigi anda sogumaya baslar. kimseden medet ummamak, bel baglamamak gerekir. yine de kim ne derse desin isterse en bilirkisi nasihat etsin insan bu gibi bazi durumlari deneyimlemeden tam olarak kavrayamiyor. ha illa yicen yani o kazigi gotune gibisinden.
kendi yoluna bakmak. surekli onu dusunmek yerine kendi hayatiniza odaklanirsaniz zaten dusunmeye ayiracak fazla vakit de bulamazsınız.
akıldan tamamen atmak mumkun değil ama sürekli bir seylerle mesgul olarak bu dusunme isini minimuma indirebilmek mumkun.
aynı anda hem büyük bir yükten kurtulmuş gibi hem de saçma bir boşluğa düşmüş gibi hissettirir. ikilemde bırakır. "ya olsaydı".. olacak olsaydı şimdiye olurdu zorlamaya gerek yok. ihtimallere takılmamak lazım. şimdi bu kısmı atlatıp kendi hayatıma odaklanmam lazım.
bir ilişkide miyiz ondan bile emin olamıyorum. bazen çok ilgili davranıyor cidden onun tarafından umursandigimi hissediyorum fakat ertesi gün birden soguk yapmaya basliyor. sorunun ne olduğunu ogrenmeye çalışsam da hicbir şekilde duygularini ifade etmiyor. tek cabalayan taraf benmisim gibi hissediyorum. ona asik oldugumu da dusunmuyorum farkli bir sey bu. kırkta yılda bir hissettirdigi o mutluluk hissi için günlerce süren yıkık ruh haline maruz kaliyorum kendime de kızıyorum bu yuzden ama bırakıp gidemiyorum. o kadar saçma bir durumdayim ki. geçende instagrmdan cikarmis beni, ben de geri yazmadim bu sefer gerçekten bitti herhalde diye birkac gun boyunca atlatmaya calistim cidden bok gibiydi. en sonunda biraz daha alışır gibi oldum derken bir baktım yazmış. ben üzüntüden kendimi yerken nasil olur da bu kadar rahat davranabilir gerçekten aklım almıyor. açıkça söyledim bu sekilde davranmana daha fazla katlanmayacagim eğer konuşmak istemiyorsan ikimiz de uğraşmayalım diye. kendinden birkac yas buyuk bir arkadasi var ondan tavsiye almış ondan çıkarmış beni sonra saçma gelmiş yazmaya karar vermiş, böyle soyledi. neden tavsiye almaya ihtiyaç duydugunu sorduğumda bosversek daha iyi falan dedi. dedigim gibi tam olarak bir iliski icerisinde de değiliz çok darlamak istemedim o yüzden. neyse yine konusmaya başladık iyi guzel ilerliyordu ta ki bugune kadar. anlatmama gerek bile yok aslında klasik soguk cevap verme muhabbeti. döngüye girmis gibi hissediyorum kendimi. benim de tavsiyeye ihtiyacim var ne yapmam gerektigini kestiremiyorum artık.
tapilasi guzellikte sarkilari olan grup. bazi sarkilar o kadar hos gelir ki kulaga insan urunu olduklarina inanamayiz, iste o sarkilar anathemanin butun sarkilari benim için. tanrisal kaynakli falan olmali anathemanin şarkıları. daha once es vermeden butun şarkılarını dinleyip begendigim başka bir grup olmamisti.
yuh ama abi yuh yazdığım yazıdan bunları nasıl çıkarabildin ben bile kendimden nefret ettim şu an, halbuki hiç böyle biri değilim.
Tanımadığın bir insan hakkında bu kadar kesin ve öznel yargılarda bulunup bir de sanki doğrusu bunlarmis gibi buraya yazman çok ironik. Aynen afgan kadinlariyla ayni sonu paylasicam aynen. Pireyi deve yapmissin yani diyecek bir seyim yok.
Bazen bazı insanlardan aniden igrenmeye başlıyorum. Genelde karşı cinsten biriyle konuşunca oluyor bu. Her yerden engelleyesim geliyor o kişiyi, yüzünü görmeye bile tahammülüm olmuyor. ve bu karşımdaki hiçbir şey yapmadığı hâlde öylesine durup dururken oluyor. Engellesem gelip soracak ne oldu diye ne diyecegimi de bilmiyorum yüzyüze gelmeyecek olsak gram düşünmem. Bana yapılsa çok kırıldım büyük ihtimalle ama bu igrenme hissi rahatsızlık verici boyuta ulaşıyor.
Nerede yanlış yaptığımın farkındayım ve bunu nasıl düzeltebileceğimi de biliyorum ama harekete geçemiyorum bir türlü. Sürekli erteliyorum mesela, bunun da farkındayım. Her geçen gün gelecekteki ben'e hayatı biraz daha zorlaştırıyorum. Çok saçma kesinlikle çok saçma evet.
Akşamüzeri, yağmurlu bir havada daha da etkili olabilecek üçleme. Okul çıkışları haricinde otobüse binmeyi seviyorum. Okul çıkışlarında mahşer alanına dönüşüyor otobüsler. Takıcaksın kulaklığı bakıcaksın keyfine.
Çoğu işimi yarım bıraktığım, bir kısmını da yarına ertelediğim bir gün daha. Hafta boyunca bu döngü devam etti ve sonunda bitiyor, yani döngü değil hafta bitiyor. Döngü aylardır devam etmekte.
O kadar olacak gibiydi ki. Olmayacağını gördüm ama kalbime söz geçiremiyorum illa somut bir kanıt istiyor, illa pek de hoş olmayan şeyler yaşayıp üzüntüden kıçımı yırtmam gerekiyor. Unutmak lazım unutmak. Zamanın dalgaları bunu da alıp götürsün benden uzak bir yerlere. Huzurlu bi hayatım vardı benim, aşık değildim en azından. Ve bunu gören hayat dur buna bu kadar mutluluk fazla şunun sirazesini kaydirayim bi demiş olmalı. Neyse ne, yasandigi süre boyunca güzeldi en azından.
Yetiştirmem gereken iki proje ödevi olmasına ve tatilden sonra sınavı olacak bir kitaba daha başlamamış olmama rağmen hem bizim evi hem de anneannemin evini temizlemek zorunda olmam. Kaça bölüneyim ben anasını satayım.