kisa devre
118 (çevresinde sevilen sayılan)
sekizinci nesil silik 1 takipçi 5.40 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    evrim solmaz

    29.
  1. tanimam etmem ama müthis bir cekiciligi var, insanin baktikca bakasi geliyor. ses tonu nevi sahsina münhasir.
    umutsuz ev kadinlarina bakilmasinin birinci sebebi, sempatik sirin.
    2 ...
  2. sözlük yazarlarının itirafları

    41605.
  3. soununda başlayabildim. bu sefer başarmalıyım. hayırlısı..
    2 ...
  4. hakan günday

    144.
  5. "beden yerine zihinle nefret etmek cinayetleri, beden yerine zihinle sevmek ise yalanları azaltır. beden yerine zihinle çalışmak işsizliği, beden yerine zihinle var olmak tatminsizliği yok eder. " hakan günday.
    6 ...
  6. hakan günday

    143.
  7. arkadasimin da vesilesiyle kinyas ve kayra'dan az'a kadar bütün kitaplarini okudugum zeki yazar.
    pic ile sarsmis, ziyan ile heyecan ve korkuyu tattirmis, zargana ile hayata kusmama sebebiyet vermis, az ile tesadüf sinirlarini zorlamis, malafa'nin sonu ile okurlarina tezgah atmis, azil ile müthis felsefi tespitlere yer vermis yazar.
    bu arada hakan günday kendini yazarak oldugu gibi konusarak da iyi ifade edebilmekte.

    --spoiler--
    ben en cok azil'deki yahya karakterini. az'daki derda ya sahip cikan anne'yi. kayra'ya para karsiligi da olsa bakan anita adli zenci fahiseyi ve tabii ki kayra'yi, kinyas'i degil ve pic deki barbaros'u sevdim. ilk düsündügümde bu karakterler aklima geldi.
    --spoiler--

    vaktiniz varsa röportajlarini da okumanizi öneririm. bir de, islamiyeti bütünüyle arastirmasini, kuran in türkcesini okumasini ve inanmasini isterdim.
    3 ...
  8. bir insanın kalitesini belirleyen şeyler

    29.
  9. kalite terimi genelde esyalar icin kullanilir. bunun yani sira, insanlari kaliteli ve kalitesiz diye siniflandirmak kimsenin harci degildir. ve kalitesiz bir esya kendini yenileyip degismez. oysa bir insan tercihi dogrultusunda kötü huy ve davranislarini degistirip esrefine esref katabilir.
    0 ...
  10. yazarın hayatta dinlediği en güzel şarkı

    4.
  11. en güzel parca diye bir sey yok. ruh haline göre degiskenlik gösterir bu kanaat.
    su an icin..... teoman- saat 3. yeah.
    1 ...
  12. hayalindeki insan olamamak

    3.
  13. hayalindeki yuva, hayalindeki kadin, hayalindeki is vs vs. bazen hayal ve planlari geride birakip kendini hayata birakmak gerekir. spontane yasamak lazim bazi seyleri. ne kadar düslersen düsle, hayat süprizlerle dolu. seni yogurur. bi de bakmissin hayalindekinden daha müthis bir insan olmussundur. daha kötü de olabilirsin, hayat bir kagit sen kalemsin. silemiyorsan da bazi kisimlari düzeltebilirsin. pesimistlik moda olmus anacim.
    2 ...
  14. bakire olmayan kadınla evlenmek

    535.
  15. gayet olagan bir sey. bircok insanin gerceklestirdigi faaliyet. gerisi bizi pek ilgilendirmedigi icin, ben mesut olmalarini diliyor ve buradan ayriliyorum.

    (oysa uzunca bir entry hazirlamistim ama sonra manasi yoktur yok, yok bu gafletin deyip sildim. hadi gittim. ayrica duman-manasi yoktur, güzel parca.)
    1 ...
  16. kızlardan kızlara tavsiyeler

    927.
  17. başkası olma kendin ol, böyle çok daha güzel olmasan da özelsin.
    2 ...
  18. dolmuşta erkek yanına oturan bayanın asıl amacı

    27.
  19. misafirperver ülke? sicakkanli insanlar? babacan tavirlar? örf, adetlere bagli muhafazakar bir toplum? stoooop! hani nerde? yeni nesil mi tozuttu, yoksa hep mi böyleydi, ben anlamadim. noluyo, bi salmayin kendinizi beyin hücrelerinizi faaliyete gecirin, olmadi kendi aile fertlerinizi otobüste tanimadigi adamin yanina oturan kizin yerine koyun ve öyle yorum yapin.
    2 ...
  20. erol köse

    504.
  21. seviyesiz, gereksiz. kalbi hasta, belki de ölü.
    seda sayan i hadiseyi acun u falan hicbirini sevmem. ama yaptigi yorumlar cok cirkin, kadinin yillar önce verdigi pozlari milletin gözüne sokmak niye? ne geregi var, yahu sana ne? hadise de belcika'da yasamak istiyormus bir de obezmis!! sacma sapan konusma allasen, bi git la.

    cok seviyorum bu cümleyi; Evlerinin duvarlari camdan olanlar, baskalarinin pencerelerine tas atarken dikkat etmelidirler. you know? seda iyi bozdu bunu ama, oh olsun dedim. kisasa kisas böhöhöyt.

    editto: seda yaptigi konusmaya erol'un eski karisini kizini falan katmis, oh olsun diyemiyorum. ayip ya. sahi ben niye giriyorum ki bu entariyi? düsündügüm seye bak. ben gidiyorum. caw.
    5 ...
  22. baba

    625.
  23. cok sey yazdim ve sildim. ne olursa olsun o bir babadir, özeldir. dünyada neler neler vardir. bugüne kadar sahip cikmistir, bütün küfürlere, tatsizliklara, beddualara, sorumsuzluguna göz yummak gerekir. üzerimizde hakki vardir. seviyor muyum ? hayir, hem de hic. cok öfkeliyim, seytan dürtüyor, hakaret edesim var yasananı düsündükce ama öyle ya da böyle bu babaya nankörlüktür. lakin sunu demeden olmaz, haksiz yere beddua etmesi yok mu! insanlar yaslandikca cocuklasirmis, ama masumlasmazlar.
    keske beni sevseydin be baba. oysa ben ömrüm boyunca sen belli etmesen de, kendimi buna inandirmistim. bana öyle olmadigini ispatlayali bugünle birlikte bir hafta dört gün oldu, hic konusmadim. bundan sonra sana baba da demeyecegim. dert olmaz degil mi ? nede olsa sende yavrum, cocugum, kizim demedin hic, en azindan isin düsmediginde. kücük emrah gibi olacak ama, tanimadigim bir amca bana kizim dediginde ona karsi hemen bir sempati beslerdim. ah, cok sükür bugünlere jonathan. annem melek gibi, ama o da mutsuz iste. ahh sınanma dünyası, sıkalım dişimizi bebek.
    2 ...
  24. berke üzrek

    5.
  25. Berke Üzrek, (d. 29 Eylül 1979 istanbul ), Türk tiyatro ve sinema oyuncusu.

    Profesyonelliğe aile dostlarının aracılığı ile ilkokul beşinci sınıfta Türkbank Çocuk Tiyatrosuyla adım attı. Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde tiyatro eğitimi aldı. Gurbetçiler adlı dizide televizyon kariyeri başladı. istanbul Kraliyet Tiyatrosu nda bir süre "Hastasıyız" adlı oyunla sahneye çıktı. Filler ve Çimen, Can, Bana Şans Dile gibi toplumsal problemlere değinen filmlerde de rol aldı.

    Behzat ç'deki performansı ile sevilen bir karakteri canlandıran, sempatik insan.
    kaynak: vikipedi.
    1 ...
  26. hande yener

    604.
  27. bu kadinin bazi kliplerini izlemek garip bir huzursuzluk veriyor. ruhumu daraltiyor.
    0 ...
  28. namaz

    283.
  29. Ahirette ilk hesabi sorulacak amel. Her peygamberin ümmetine son nefeste vasiyeti namazdır.
    1 ...
  30. kuzey güney

    481.
  31. kardeşiyle dizidekine benzer olaylar yaşamış birisi olarak fazlasıyla gerçekçi bulduğum mükemmel dizi. tıpkı bu dizideki gibi benim de kendimden 2 yaş küçük bir kardeşim var. dizideki ikiliyle aramızdaki fark birbirimize ikizmişçesine benzememiz. ben ondan daha tembel olduğumdan aynı sene aynı bölümü bitirdik. farklı yönde ilerletme kararı aldık kariyerlerimizi o msn aşkı olan israilli kızla hayatın tadını çıkarmaya israil'e ben sevdiğim kızla evlenebilmem için önümde duran tek engel olan askerliğe gittim. tıpkı bu dizideki cemre'ye benzeyen güzel bir kız arkadaşım vardı, eceydi adı. ona erkenden kavuşabilmek içindi herşey. askerde çarşı izinlerini genelev ziyaretlerine ayıran tertiplerime inat bütün vaktimi kokmuş internet kafe bilgisayarında webcam önünde öl dese bilmem ama öldür dese düşünmeyeceğim tek kıza harcadım. şaka olsun diye dolabımdan onun resmini alıp saklayan tertibime yumruk attığım için 2 hafta disiplin cezası aldım, umursamadım. askeriye gibi bir ortamda o resmin ne kadar değerli olduğunu askerliği solumuş olandan başkası mümkün değil anlamaz anlayamaz zaten.

    askerliğimin bitmesine 3 ay kala kardeşimin ay sonunda evleneceği haberini aldım. msn aşkı hayatının aşkına dönüşmüş, evlilik kararı almıştı kardeşim. aynı zamanda kızın babasının mobilya mağazasında müdür olmuş, hem aşkta hem kariyerinde kazanmıştı. askerliğimi bitirmemi beklemesini, çifte düğün yaparsak daha iyi olacağını söyleyip takıldım ona. telefonu kapattığımda halen şaşkındım. gözümde halen bir çocuktu kardeşim, vazoyu kırdığında yerine dayak yediğim, sırf ezilmesin diye yazdırdığım karate kursunda saatlerce tekme atmasını beklediğim, sırf keyfi bozulmasın diye bakkala dahi göndermediğim dünki çocuktu. 5 yaşına kadar ağır havaleler geçirip sürekli ölüm tehditi atlattığından hep el bebek gül bebek büyütmüştü ailem de onu. o yüzden her şey şaka gibi gelirdi kardeşime. üniversitede dahi karşılaştığı en ufak bir sorunda,zorlukta hüngür hüngür ağlar sorunu benim çözmemi beklerdi.

    askerliğim bitip eve döndüğümde ece okulunu bitirip işe başlamış, kardeşim yaklaşık üç aylık evli bir israil vatandaşı olmuştu. hızlı bir şekilde nişanlandık eceyle. zaten askerden önce nişanlanıp işin adını kesin olarak koymadığımızdan az uykum kaçmamıştı. daha önce bana zerre anlam ifade etmeyen şubat ayı hayatımın aşkıyla nişanlandığım ay olmuştu. şubat'a yüklediğim anlam onunla evlenmeyi kararlaştırdığımız eylül ayına kaptıracaktı nasıl olsa yerini kısa zamanda.

    nisan ayındaydık gece evin telefonu çaldı. ağlamamamak için kendini zor tutan kardeşim karısının beyninde tümör olduğunu söylüyordu. sabaha kadar konuştuk onunla, teselli ettim karısına o haliyle görünmek istemediği için işyerinde odasına içen kardeşimi. çok zor bir 2 ay yaşadı sonrasında bense bir yandan nişanlımla kendime mutlu bir gelecek kuruyor bir yandan kardeşim o haldeyken mutlu olabildiğim için pişmanlık duyuyordum.

    hiç unutmam bir haziran gecesi nevizadede arkadaşlarımla içmişim son bekarlık gecelerimi dolu dolu yaşamak adına, eve döndüğümde saat 2.00 falan civarı yine. kapıyı açtım annem, babam uyanık ve üzüntülerini gizleyemedikleri halde beni bekliyorlar. hep en kötüsünü düşünen insanlardan olduğumdan direk aklıma kardeşimin eşi geldi annemlerin bu haline göre o ölmüş olmalıydı. ben ne oldu, ne bitti diye soru yağmuruna tutarken onlar bana telefonu gösterdiler "kardeşini ara" diyerek. aradım ağlamaklıydı yine sesi. ne olduğunu sordum. "abi, abi , abi askere alacaklarmış beni" der demez hüngür hüngür ağlamaya başladı. sonradan öğrendim dünyanın en kolay vatandaşlık veren ülkesidir israil. yaşam kalitesi ve nüfus azlığı değil bu kolaylıktaki sebep, vatandaşının israil devletine olan inanılmaz ağır yükümlülükleri. terör tehditi altındaki bir ülke ,ağır vergiler ve askerlik israil vatandaşı olma hayali kurdurmaz kimseye. "bırakamam abi karımı bu halde askerlik abi askerlik yapamam ben askerlik" diyor deli gibi ağlıyordu. o ağladıkça ben de tutamıyordum gözyaşlarımı. onu her düştüğünde defalarca kaldırmıştım ama bu defa büyük bir çukurdaydı. askeriyeye teslim olmak için 2 haftası vardı, ve askerliğini bitirmeden yurtdışına bütün çıkışları yasaklanmıştı. "abi abi lütfen lütfen bişey yap kurtar beni askerden dayanamam öldürürürüm kendimi" demesi son noktaydı artık benim için.

    telefonu kapattıktan sonra sabaha kadar düşündük anne babamla. tüm planların çok zayıf olduğunu anladığımız anda onların söylemek belli etmek için kendini yırttığı benim ise kendime bile söylemeye çekindiğim tek yol geldi aklıma. "onun yerine ben gitsem" dedim titrek bir ses tonuyla, bizi tanıyanlar dışında herkesin bizi ikiz sanmasına sebep olan bir fiziksel benzerliğimiz vardı sonuçta. benim sesim kalın onunki çok inceydi ama orduda kim ne bilirdi onun sesini. ibranice bilmiyordum ama kardeşim de tam olarak bilmiyordu. ayrıca israil'de aşırı dindarlar ve çok yaşlılar dışında hemen hemen herkes ingilizce konuşurmuş günlük hayatta ve çok ırklı(arap-avrupalı kökenli israil vatandaşı vs) israil ordusunda . itiraz dahi etmedi ailem, sadece sarılmakla yetindiler bana. aldığım bu karar kardeşim etrafımda olduğu sürece kendi hayatımı asla yaşayamayacağımı ve bu hayatın artık bir parçası olmak istemediğini söyleyen ece'nin yüzüğü suratıma fırlatmasına sebep oldu. çok üzüldüm kahroldum ama hayatına kıymayı dahi düşünen kardeşime yardım etmem gerektiği gerçeğine sıkı sıkı tutunarak çabuk atlattım bu olayı. hem askerden dönünce onu yeniden kandırma ihtimalim vardı yani, yada en azından ben öyle hayal ediyordum.

    kardeşim karşıladı beni kudüste. bana olan borcunu ömrü boyunca ödeyemeyeceğini söyleyerek bir hafta boyunca kral hayatı yaşattı bana. ortadoğunun en lüks restoranında yedirip, en lüks otellerinden birinde ağırladı beni. orduya teslim oldum. basınımızda ekseriyetle karalanan israillilerin de aslında bizim kültürümüze ne kadar yakın yaşadıklarını, hiç de öyle bize aksettirdikleri gibi müslüman düşmanı adamlar olmadığını öğrendim. israil ordusundaki araplardan din kardeşi olarak beklediğim ilgi, yardım ve ahbaplığı israillilerden gördüm. arapların arap olmayan müslümanlara 2. sınıf müslüman muamelesi yaptıklarını israil ordusunda geçirdiğim günler öğretti bana. 2. askerliğimin 4. ayı dolduğunda kardeşimin azalan ziyaretlerinden şüphelenip annemi aradım. kardeşimin eşinin vefat ettiğini, kardeşimin cenazenin kaldırıldığı gün cenazeden hemen sonra benim pasaport ve kimliğimle türkiye'ye döndüğünü söyledi. ben "nasıl yani lan?" demeye kalmadan çemkireceğimi anlayan annem ama "şoktaymış çocuk oğlum" dedi. sinirden telefonu kırmak üzereydim artık uğruna hiç tanımadığım bir cehennemde 4 aydır askerlik yaptığım kardeşim bana veda dahi etmeden, daha kötüsü beni haberdar dahi etmeden türkiye'ye dönüyor hem de benim pasaport ve kimliğimle. kendi pasaport ve kimliğini kızın babasının dükkanından alarak dönebilirmişim askerliğin bitiminde tenezzül edip bunu söylüyor anneme annem söylemeden duyuyorum ahizeden. sinir krizi denen olayı o anda keşfediyorum boku bokuna askerlik yaptığım 4 aya mı, boku bokuna askerlik yapacağım 14 aya mı ağlayacağımı bilmeden boku bokuna kaybettiğim ece geliyor aklıma ağlıyorum.

    askerliğimin 14. ayına gelmişim. eskiden her hafta en az 2 kere arayan ailem ayda bir iki defa arıyor. kardeşimin sesini en son 1 ay önce duymuşum. gazze şeridinde çatışma haberi geliyor. tatbikattan dönüyoruz o sırada olay yerine en yakın yer bizim bölük. tamamı israil'de olmak üzere daha önce en az 10 sıcak çatışma gördüğüm için eskisi kadar heyecanlı değilim artık. arabadan iniyoruz biz karşı siperde 3-5 terörist beklerken onlarcası karşılıyor bizi hoşgeldin ateşiyle. hemen yanımda duran oyun tasarımcısı adamın beyninden giren kurşun ayıltıyor beni. daha önceki çatışmalarda 2 kişi vurmuşum ama hiç bu kadar yakın olmamıştım ölümle. çatışmayı bırakıyor cesede yeniden bakıyorum, midem bulanıyor savaş meydanında kusuyorum. tam kafamı kaldırdığım o savunmasız anda yiyorum ilk kurşunu, en ağır ağrı sandığım diş ağrısının 100 katı bir ağrı kaplıyor bedenimi. ben daha yediğim kurşuna yanarken 2.si parçalıyor omuzumu, göğüs kafesimden içeri giren kurşunu dahi hissetmeden narkoz yemiş ameliyat hastası misali ağır bir uykuya dalıyorum. adımı düzgün teleffuz edemeyen insanların ülkesinde, adını dahi bilmediğim şehirler için 3 kurşun yediğim geliyor aklıma kapanırken gözlerim.

    gata benzeri bi askeri hastahanede açıyorum gözlerimi. yaşlı hemşire ibranice sevinç naraları atıp, kayıtsızlığımı görünce ingilizce şükürler olsun diyor. 10 gün komada kaldığımı söylüyor yarım saat sonra odama gelen albay, hizmetlerim için israil ordusunun bana minnetar olduğunu ve ordudan terhis edildiğimi söylüyor. madalyayı çekmecenin üstüne koyup, ömür boyu türk parasıyla neredeyse bir öğretmen maaşına denk gelen gazi aylığından faydalanacağımı söylüyor. terhis olmaktan sonra söylediklerini duymuyorum tabi o anda, neredeyse yediğim 3 kurşuna sevinecek hale geliyorum zira bu haber nedeniyle.

    6 gün sonra taburcu olur olmaz iner inmez pansuman yaptıracağım sözü vererek uçuş izni koparıyorum doktordan. kardeşimin eski kayınbabasının dükkanına gidiyorum pasaport ve kimlik almak için. bizim türk filmlerindeki babacan fabrikatörlere benzeyen adam kahve ikram ediyor bana. kısa bir sessizlik sonrası "kötü çocuk senin kardeşin" diye lafa giriyor, "rahmetli kızımı kaç kere aldattı, kızım onun yüzünden hastalandı" diyor ardından. türkçe hassiktir diyorum istemdışı, kelime oyunlarına dökülmeyecek kadar büyük bir şok yaşıyorum o an. adam daha da arttırıyor şok halimi "tümör olduğunu öğrenmeden 2 gün önce boşanmak için avukata başvurmuştu kızım" diyor ağlayacak gibi oluyorum. "karımı yanlız bırakamam abiiğğğğ " diye hüngür hüngür ağlayan kardeşim geliyor aklıma midem bulanıyor. beynimden kurşun yemişe dönüyorum 2 gün boş boş geziyorum avm'lerde. neden nasıl niye? sorularına cevap arıyorum.

    kardeşimin ağzını burnunu bir güzel kırmak ve daha önce ciddi bir şekilde fiske dahi atmadığım kardeşimin dayaktan illallah ettiğini anlayana kadar onu dövmek öncelikli amacım oluyor sabiha gökçen'e indiğimde. haberi olsun istemiyorum bu yüzden direk eve gidiyorum. annem ve babam artık gerçek mi sahte mi olduğunu dahi bilemediğim bir sevinçle karşılıyor beni. umurumda değil bir an önce onu bir zamanlar düşünmeden uğruna canımı vereceğim kardeşimi bulmak, benden boku bokuna çaldığı ayların hesabını sormak istiyorum. evde olmadığını anlar anlamaz kalmam için yalvaran ailemi hiçe sayarak çıkıyorum yeniden yola.

    sigortadan aldığı para ve israildeki evini satıp yatırımlarını kullanarak devraldığı bar geliyor aklıma. rotayı nevizadeye çeviriyorum. ilkokul arkadaşım serkan çıkıyor karşıma. şimdi değil serkan dememe fırsat vermeden sarılıyor.tüm hikayeyi boşboğazlık yapan annemin annesine anlatması sayesinde biliyormuş meğer yani master için yurtdışına çıktım yalanına kanmıyor artık. bilmiyorum benden duyman doğru mu ama sana çok ayıp ettiler kardeşim diyor bi süre sonra. öyle tabi diyorum şimdi nevizadeye gidiyorum bacaklarını kırmaya it herifin. hadi ece neyse de özgür(kardeşim) böyle bişeyi sana nasıl yapar anlamam. kan yeniden beynime sıçrıyor, elimdeki sigara yere düşüyor. boğazına yapışıyorum serkan'ın hızlıca anlatması için. meğer kardeşim neredeyse 3 aydır eceyle çıkıyormuş, telefonundan yonja benzeri o zamana kadar duyduğum ama ilk kez gördüğüm facebook'a giriyor ve kardeşim ve ecenin sarmaş dolaş, kucak kucağa, dudak dudağa fotoğraflarını gösteriyor bana serkan. ailemin de bu ilişkiden haberdar olduğunu ve annemin annesine dediğine göre özgür'ün karısını unutmasına yardımcı olduğu için anne babamın durumdan şikayetçi olmadığını söylemesi son çivi oluyor tabutuma. oturdum kaldırıma bir sigara yaktım. tüm intikam hırsım, kardeşimin ağzını burnunu dağıtma planlarım, eceye olan kronik sevgim, aile kavramına olan inancım, yaşama sevgim aynı anda kayboldu. beynimi boş vitese aldım o anda. hava alanına döndüm hemen, gözüme ilişen ilk yer olan bombay'a bilet aldım. nerde olduğumu geçtim yaşadığımdan dahi bihaber olan ailem beni ararken tayland'ı, kamboçya'yı, arjantin'i, peru'yu gezdim yıllarca. uzun zaman sonra yeniden bir insani duygu kazandırdı bana yolculuklarım; merak. serkan'ı aradım ailemi sormak için. kardeşim eceyle evlenmiş 2 ay sonra boşanmışlar. kardeşimin eceyi düğününden 2 hafta sonra aldatmaya başladığına birinci elden şahit olduğuna yemin etti serkan. sevineceğimi oh olsun diyeceğimi sanıyordu serkan, ben de sevinirim sanıyordum ama herhangi birşey hissetmedim. tıpkı kardeşimin nevizade işini batırdığını şimdi babamın kırtasiyesinde kaderine küfrede küfrede çalıştığını söylediğinde olduğu gibi, tıpkı annem ve babamın defalarca serkan'a benden haber aldıysa onlara söylemesi için yalvardığını ama kardeşimin bi kere bile benden bahsetmediğini söylediğinde olduğu gibi kayıtsız kaldım.

    yaşadıklarımla olan paralelliği yüzünden olsa gerek uzun yıllar sonra ilk kez bir dizi takip ediyorum. size çok anlamsız sıradan ve zaman doldurmak için çekilmiş gibi gelen bir sahne ekran başımda ağzıma ediyor bazen benim. kuzey'in bıçaklanışı yediğim kurşunları, hapisten çıkışı terhis olduğum anları, ailesinin kayıtsızlıkları ailemin umursamazlığını getiriyor aklıma. yeterince sarhoş olmadan bakamıyorum ekrana bu diziyi izlerken.
    (owencan, 19.10.2011 06:59 ~ 07:25)
    ekşi'den alıntıdır, kendisine saygılar.
    11 ...
  32. başak burcu kadını

    199.
  33. benim burcum. simdi tanimlamak icin kendi karakteristik bilgilerime ihtiyac duyacagim, ve sanirim bu durumda istesem de pek objektif olamam. sonra, biraz da riya karisir isin icine. yok, tamam vaz gectim.
    ama sunu diyeyim bari: basak kadini, boga erkegi ve kadini ile cok iyi anlasir.
    6 ...
  34. adriana lima

    545.
  35. çok tatlı, güzel, şirin bir kadın. hal ve tavırlarından ötürü insanın sevesi geliyor.
    konuşurkenki ses tonu da çekici. sevdim ya. üstelik o bir anne ve taş.
    2 ...
  36. yaran facebook iletileri

    5375.
  37. Bir gün çok param olursa bir havaalanı inşa ettirip adını mutluluk koyacağım. Böylece isteyen herkes mutluluktan uçacak.
    7 ...
  38. insan organlarının benzetildiği meyveler

    3.
  39. hepsi meyve olmasa da bu komik diyalogu akla getiren baslik ...

    bir kac sebze arasındaki konusmalar:
    ceviz: ben bir beyine benziyorum.
    brokoli:ben bir agaca benziyorum.
    mantar: ben bir semsiyeye benziyorum.
    muz: değiştirn lan konuyu.
    3 ...
  40. yazarların an itibari ile giydikleri marka

    14.
  41. annemin dikdiği kazak. markası yok ama dünyada sadece bir tane var, ve bana ait, hahahay.
    2 ...
  42. sözlük yazarlarının nefret ettiği şeyler

    461.
  43. -samimiyetsizlik.

    -araba reklamlarında yarı cıplak bir şekilde orda dikilen kadınlar, hakikaten nefret ediyorum. amacın ne senin dadlum? bu bir meslek olamaz. kendini bir eşya kadar küçük düşürmüş oluyorsun. simone de beauvoir'ün de dediği gibi... "kadın doğulmaz, olunur!"
    1 ...
  44. annesi fahişelik mesleğini icra eden kişi

    10.
  45. çocuğunun düşlerine ve onuruna tecavüz etmiş bir annenin evladıdır.
    hiçbir şey o anneyi bu duruma zorunlu bırakamaz. nasıl olsa her canlı ölümü tadacaktır. bir anne bunu yaşayacağına, onuru ve namusuyla ölsün daha iyi.
    0 ...
  46. hayal kırıklığı

    291.
  47. ilk anda var olan hadiseyi kabullenmek istemez bunu yaşayanlar, kendilerini bile suclarlar. hatta bazen sucludurlar. hayattan sogurlar. buna paralel olarak, cocukken düsledigi dünyanin aslinda bir hayal oldugunu sonunda anlayip incinirler. icindeki cocuk bavulunu toplayip, onu ahirette beklemek icin yola cikar. iste bir de böyle terk edilirler kendileri tarafindan, artik onu gökkusaksiz, gri bir hayat beklemektedir.
    cok mu melankolik oldu? napayim, hayal kirikliklari melankoliye gebedir.
    0 ...
  48. tecavüz suçuna idam cezası olsun

    6.
  49. olsun valla. ne tesadüf, daha doğrusu tevafuk.. tam şimdi pilli bebek'ten olsun adlı parçayı dinliyordum. şarkıdaki şu cümle bile durumu özetliyor; "olsun demek de zor artık, çocuk düşlerimiz yok artık (!)"
    0 ...
  50. sözlük yazarlarının dinlediği şarkı

    187.
  51. behzat ç. dizisini izlerken keşf ettiğim : pilli bebek-olsun.
    sözlerini de, müziğini de çoook seviyorum.
    2 ...
  52. ela gözlülerin yeşil gözlüyüm deme merakı

    2.
  53. özenti olma durumudur. insan güya bir tek kendine yalan söyleyemezmiş, yalanmış meğer.
    0 ...
  54. 50 yaşına gelen kadınlar öldürülsün kampanyası

    4.
  55. kadının yaşam gayesinin sadece üremek olduğunu sanan, bir.. bir.. ee bir.. neyse demiyeyim. kızmak yok, kızmak yok, çok, tok, bok.. sonuncusu neydi olric? - pardon efendimiz.
    1 ...
  56. yaşını gizleyen kadınlar

    3.
  57. yaşlanmış ama olgunlaşamamış teyzlerdir... yok, ablalardır.. cix, gene olmadı.. iyi hadi sizi mi kıracağım, lolitalardır.
    0 ...
  58. sadece yakışıklı diye bir erkekle çıkan kız

    15.
  59. sadece zengin olan bir erkek için yakışıklıyı terk edebilitesi yüksek olan kızdır. pardon, kız değildir.
    1 ...
  60. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük