Genelde eşikten geçildikten sonra saygı değer hareket algılayıcı lambalarla mücadeleler başlar. Tam o anda arkadan Şampiyonlar Ligi müziği yada gerilim yaratılabilecek her türlü müzik kulaklarımıza fısıldar. Ardından dahada dikkatli incelediğimizde duvarlarında:
"Ne kadar sallarsan salla, dona düşer son damla."
"Nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak."
vs vs her türlü yazınsal edebiyat ürünlerini bulabildiğimiz nacizane mekan.
Not: Kalabalık yapılan ziyaretlerde kafilenin en önünde yer almak sizin için ideal bir seçim olacaktır..
Yazık kıyamam ben ona. Onun şimdi bir yardıma gözyaşlarını dökerken başını yaslaması için bir omuz ve belkide ilk yardım gerekebilir dimii? "En yakın bar neredeydi acaba?
kullanıcının arkadaşlarıyla şakalaşırken elinden düşürdüğü minimum 1.000Tl'lik telefonunu kurtarması adına yaptığı reflex adı altına giren göz yaşartıcı olay. Umarım sonuç başarılı olur..
Nabzın atış sınırlarını zorlayan etik olmayan durum. Her an her duruma karşı olunması gerekirse bir ceylan gibi reflexlere sahip olup ortamı kesmek şart. yoksaaa Aman Yarabbim!
Oturmakta olduğumuz koltuğun bizden bir önceki sahibinin bizlerle tanışmak için bırakmış olduğu DNA yüklü mesaj. "Selam ben xXxXxXx tanışalım mı? Tel 05xx xxx xx xx"
Özellikle lise çağında bulunanlarının %70'i yalnızca sayısal zekasını geliştirme çabalarının sonucunda Türk Dil ve Edebiyatını bir kenara bırakalım konuşmayı dahi unutmuş "Nasılsın?" sorusunu sorduğunuzda ya kendisini Einstein sanmalarından gelen ego patlaması yada az önce yukarda belirtmiş olduğum kriterlerden sonra yalnızca "iyi" deyip suratınıza saf saf bakan 15-20 yaş arası genç topluluğu. Üniversite yıllarında ise eğer ev arkadaşlarını kendisinden farklı seçmeyi akıl edebilmiş ise durumu iyiye doğru gidebilir fakat sonuç muhtemelen bu olmayıp etrafında yine kendisi gibi arkadaşlarına yer verip yalnızca rakamlarla yaşamayı seçmiş ve kendinin böyle mutlu olduğunu söyleyerek kendini kandıran toplumumuza katılmış yeni bireyler topluluğu.
Battaniye,kitap ve kahve üçlemesinden vazgeçmem söz konusu dahi olamaz. Şartlar olgunlaşmışsa ve cebimde paketim henüz canlılığını koruyabilir durumdaysa bu üçlüyü dörtlü yapmak dahada iyi sonuçlar verebiliyor.
Çevremde bulunduğum gözlemlere dayanarak hiç düşünmeden söyleyebilirim ki yararından fazla zararı vardır sayın yazar-okular. Genel anlamda +30 bayan kitlesinin basen inceltme adına yaptığı bu spor sonrasında cafelerde tüketilen ürünler yada "altın günü" adı altında hoş sohbet yapmak için toplanıyoruz biz yaa! bahanesiyle toplanıp yaklaşık olarak bir bünyenin 1 haftada sindirebileceği tüm yiyecekleri 2 3 saatin içine sığdırılması arkasından da nasıl olsa ben spor yapıyorum kızlar bisiklete başladım! edası içerisindeki konuşmalar üzerine anlaşılacağı gibi üzülerek söylüyorum ki yalnızca bisikletle olmuyor..
Genel anlamda duygularını paylaşmakta olan diğer yazarların yorumlarını kontrol ederek içinde beslediği abaza ergenin yalnız başına mı yaşıyor yoksa tüm toplumun içerisinde de aynı abaza ergenin olup olmadığını kontrol etmek amacıyla başlık açan yazarlar..
Ev ahalinden birine yakalandığınızda (babaya) sonu pek güzel bitmeyen çocukluk saçmalığı. Aslında bu konudaki en büyük karanlık kısım kim ilk olarak hangi akılla arka tekerleğe bir pet şişeyi ezip sokmuş ve böylelikle tüm çocuklar arasında yayılmıştır.?
Resmi bir rakam olmamakla birlikte tahminler üzerine konuşacak olursak muhtemel %70'i öz güven sorunu yaşamakta ve sosyal paylaşım sitelerini kullanma cesareti göstermelerine rağmen kendi fotoğraf karelerine ne yazık ki yer verememişlerdir. Geriye kalan %30'luk kesiminse ne yaptığı hakkında kesin bir bilgim yok. Toplumlar tarafından benimsenmiş kahramanları avatar yaparak "cool" yada ne bileyim kendilerine ne diye adlandırıyorsalar muhtemelen kendilerini tatmin etmek uğraşındalar.
Hep böyle arkadaşlar bizler sizlerin destekçileriyiz!
Özellikle "Cicim ayları" diye tabir ettiğimiz dönemden çıkalı uzun süre olduysa ve artık bir hata yaptığınızın farkına varıldıysa muhtemelen sonucu kredi kartıyla alışverişte bulabilir daha da önemlisi hatanızın büyüklüğüne partnerinizin inatlaşma derecesine göre Kaşıkçı elması için bir hırsızlığa kadar varılabilen yegane konu.
Düşene gülmek alışılmış bir durumdur aslında kalıplaşmış bir şekilde. Fakat düşenin gülmesi bence: "aha bu seferde düştük umarım görmemişlerdir görenler içinde bir sırıtayım canım yanmadı sansınlar da çabucak uzaklaşayım" tarzında bir mantık izlenmektedir..
Tüm Türkiye'de başka hiç bir il yokmuş gibi özel olarak vurgulanan iSTANBUL kentimize yeni bir kar yağışından başka bir şey değildir. Buradan istanbul'da yaşayan yazarlarımızı sevindirecek ufak bir not kar yalnızca istanbul'da yağmıyor..
"Ben eski şoförüm arkadaş zincir'de neymiş ben bu yağana kar bile demem. Zinciri niye takayım ki?! Kaza yapanlar özellik olarak tanrıdan bu gücü almış olmalılar yoksa böyle bir karda kaza da neymişş!" Şeklinde yorumlarda bulunup atıp tutan parmakla gösterilmesi gerekilen şahıslar topluluğu. Hepsini buradan saygıyla anıyoruz. Tüm Türkiye arkanızda rahat olun babacım! Söylenmeye devam..
Muhtemel gündüz girişiminin sonucunda içeriden çıkan ufak bir çocukla yüz yüze gelinmesinin ardından ufaklıgımızın:
-Ben sana yıhk mı dedim! Bak birde tekmeliyır ya!
Tepkisinden sonra hayata küsmüş isyankar arkadaş.
Bir kaç yerde gözüme çarpan
"sistemimizde ki datacenter arızası nedeni ile kısa süreliğine geçici olarak hizmet verememekteyiz, şuan itibarı ile iletişim ve veri kullanımında hiçbir ücret alınmamakta fakat mevcut sistemimizde ki arıza en kısa zaman da giderildigi taktirde veri ve iletişim ücretleri kullanıcılardan yasalar ve sözleşmeler gereği 2 (iki) katı olarak geriye transfer edilecektir."
Tarzındaki açıklamaların doğru olmadığını ümit ettiğim fakat yinede kendimi "Turkcell sonuçta.." demekten alamadığım durum. Bununda Türk Halkına HAYIRLI olması dileğiyle..