Pedagog olmayan arkadaşlar pedagojik tespitlerde bulunmuş, üzülerek okudum. Pedagog ve psikolojik danışman olarak ben de "burada ulaşabildiğim" görseller üzerinden yorum yapmak istiyorum.
Geçmişte elbette üzücü, şiddet odaklı olaylar yaşamıştır insanlarımız (hala da yaşanıyor maalesef). Bunların olumlanacak bir yanı asla yok, zorlu hayat olaylarına direnip hayatla başa çıkan insanlara da elbette ki saygımız büyük ancak bu tarz içerikleri çocuklara aktarırken "vurmalı, kesmeli, asmalı..." mesajların - görsellerin kullanılmasının asla onaylanacak bir yanı yoktur, yanlıştır.
Ayrıca çocuklarımıza; şimdi ve gelecek odaklı, öz şefkat içeren, umut odaklı mesajlar vermek yerine niçin hala "cahiliye" devrinden sıyrılamıyoruz anlamıyorum.
Yaklaş, psikolojik danışman açıklıyor: konudan sapacağım ama olsun. Şimdi OKKB’yi açıklamam oldukça uzun sürebilir zira.
Psikoterapistlik eğitimim süresince çok ilginç vak’alar ile karşılaştım. Misal, aslında OKKB’si olan danışana yıllarca şizofreni tedavisi uygulandığını bile gördüm. Hatta EKT bile uygulamışlar (meşhur filmlerde gördüğünüz elektrik şoku tedavisi). işin özü,olay yanlış teşhisten kaynaklanmış. Yazık.
Psikolojinizi gerçek ruh sağlığı profesyonellerine emanet edin. Etraf sahte tipler veya paralı diplomalılar ile dolu.
Bir analiz kuramına göre: ‘insan en çok bastırdığı (yani yüzleşemediği) konuya güler’miş. Elbette esprilere devam edin, sizi daha net tanıyoruz bu sayede güzel insanlık (!).
Kadın arkadaşların iq seviyesinden şikayet ediyorsunuz ancak talebi doğuran da sizsiniz. Nitekim -arada hatalar olabilir ancak- genelde insanlar hak ettikleri ile olur, arkadaşlar.
Kadın arkadaşlarda en azından bir ayrım var. Erkek arkadaşlarda ise kriter sabit genelde. Önce kendinize bakın, önce kendinize.
Hoş ve anlamlı bulmadığım tuhaf hal. Muhtemelen öncelikleri/ etkilendiği nitelikler farklıdır karşısındaki iki kişiye dair, bir arafta kalıştır bu aslında. Toplumun istediği mi? Dürtülerimin istediği mi?
Velhasıl, arafta kaldığınızda mümkünse bir süre daha yalnız olmayı seçip kimseyi mutsuz etmeyin.
Ne demiş Aziz Freud’cum? “Rüyalar bilinç dışına giden kral yoludur!”
Demem o ki bir psikolojik danışman olarak, çoğu rüyamızı tesadüf eseri görmüyoruz. Birçoğunun manası var - yorumları psikoterapi ekollerine göre değişen-.
Tekrarlayan rüyalarımız özellikle önemli. Üzerine düşünün derim.
Adana’mızın güzide kebapçılarındandır. Mantarı anlayabiliyorum ama ara sıcak olarak makarna da neyse...
Yolu düşen olursa oralara muhakkak denesin, yolunuz düşmezse gurme turuna da gidebilirsiniz.
Özledim resmen!
Yorum yapmasanız olmaz mı ya?!
Dövme yapar dert, saçını boyar dert, etek giyer dert, başını kapatır dert, oje sürer dert, içki içer dert. Size ne yahu? Bırakın başkasına zarar vermedikçe kim ne isterse yapsın! insanları şekilci bakışınız ile kalıplara sığdırmaya çalışmayın!
Başı kapalı diye isim takmayın veya dövmeli ya da farklı renkte saçları var diye. Bu kategorize eden bakış açısı, sizi ancak zavallı bir yanılgıya sürükler.
Kesinlikle tahini daha yoğun olması gereken karışımdır. Mutluluk sebebidir. Sabah kombim bozulmasına rağmen şu an huzurluyum. Hı, şekersiz çayı da unutmayın yanında.