Hic mı deger vermiyorsun bana? O kadar merak ediyorum ki. Elim kolum bağlı senden gelecek bir haberi bekliyorum. Hayatımda hic bı kadar aciz hissetmemistim. Senin yüzünden kendimden nefret ediyorum. Senden de nefret ediyorum. Ama lanet olsun ki o sevgiyi de atamıyorum. Ayrılmaya da cesaretim yok sadece o gunü bekliyorum. Kimse hakkında iyi konuşamıyor. Bulmuşta bunuyor diyor. Ya sen beni sevmiyorsun ya da bu çektiğim acıyı anlayamiyorsun.
aslında en sağlıklısıdır tabii kibarlıktan vazgeçip içinden geçenleri söylemek kaydıyla.
tanıdığın insanlar seni dinlemekten bıkmış olabilir,
en önemlisi anlamıyor olabilirler.
bu zamanlarda eğer iyi bir dinleyici bulunabiliyorsa ne mutlu. zaten psikoloğa gitme ihtiyacı da bundan türemiştir. insanın öyle sırları vardır ki kimseye anlatamaz. çünkü insanlara güvenemez. zaaflarını anlatmaktan korkar, bunu koz olarak kullanacak insanlardan. bazen sebepsiz yere gardını indiremez sadece korkar tanıdıklarından..
belki hiç göremeyeceği bir insana anlatır,rahatlar bir nebze.
tek kötü tarafı var, o da kısa vadede bir insanı tanımanın zor olduğu ve olayı tam bir bütün olarak anlayamayabilmektir.
kendini anlatmaktan bıkmış olmaktır. bazen ne dersen de insanlar seni anlamazlar, kafalarındaki şablona uyduramazlar.
sonucu eskiden günlük yazmaktır büyüdükçe de böyle sözlüklere sardırmaktır.
peşi sıra yalnızlık hissi baş gösterir.
hayata dezavantajlı başlayan güruhtur. her ne kadar türk kızları kısa vs. de olsa hep uzun boylu erkek arayışındadır. bu erkekliğin getirdiği güç sembolü olma durumundan kaynaklanır bence. kısa boylu erkekler o güç ve emniyet duygusunu pek karşılayamamaktadır.
Yükseklik korkusudur. Hem kendim hem de çevredeki biri için de geçerli. Resmen başkaları için de korkuyorum. Psikanalitik olarak incelediğinde altından enteresan şeyler çıkacağı aşikardır.