Tarzının ne olduğu acil belirlenmesi gereken birinin söylemidir. Eğer metale karşıysa birer kez, üstüne üstlük şu ergenleri dinliyorsa en az 2 kez tüm albümleri yüzüne vurulup zorla dinletilmelidir. Eğer kendini metalci zannediyorsa bok attığı albümler ince ince öğretilmeli,hiç değilse bok atılacak bir şey olmadığı öğretilmelidir.
Yazık la cidden, adamlar kuraya sevinecek hâle geldi. Malum ellerinde 2 sene boyunca kura dahi olmayacak. Misery loves company sözünden hareketle bizim de çökmemizi istiyorlar ki gerçekten aciz bir durum.
Hiç düşünmedim bile. Tabii ki kariyer. Birincisi kariyer sadece senindir, tek kişiliktir. Aşksa her zaman karşındakine bağlıdır, gayet ona göre değişiklikler gösterir. Tamam kariyerde de çevre önemli olabilir ama bu ölçüde değildir. ikincisi aşk karın doyurmaz kariyer doyurur, karar vermek için önce yaşamak lazım değil mi? Ve son olarak kariyer beyinle, en kötü mideyle ilişkilidir. Aşkın esasen nereyle ilişkili olduğu ise bellidir.
Tüm yazılarını doğru dürüst okumadan paylaşmak eleştirilen bağnazlığın kendisi olmaktır. Yılmaz Özdil'i ben de okurum, ayrıca okumam dediğim yazar olmaması gerektiğine inanıyorum. Herkesi okuyabilirsin, hatalı yönlerini düşünürsün, hak verdiğin ve vermediğin olur. Ama bizim insanımız yazı üzerinden pek düşünmez, ya yazar şerefsizdir ya kahramandır. Bu sağcı-solcu herkes için geçerli.