girdiği bütün entryler niteliksiz olan, bilgi içermeyen, sırf troll'lük yapmak için olan yazara niteliksiz yazar denir.
örneğin bir onuncu nesil taze troll olan rich man
hatırladığım kadarıyla trt 1'de yayınlandığı yıla göre isim değiştiren(pazar 93, pazar 94 vs.) eğlence programları serisi suna abimizdi. hatta programda "şans yolu" adında bi yarışma da vardı. böyle kutulara basa basa gidiyordun, yanıyordu falan. sonra noldu bilmem. ben "pazar 93" ve "pazar 94"ü hatırlıyorum. hatta 1993 aralık ayında yeni yıla girmeyi sırf bu program için çok istemiştim. çünkü stüdyoda kocaman 93 yazan ışıklı yazı vardı ve ben onun 94 olan halini merak ediyordum. çocukluk işte.
ayrıca (bkz: bunu bilen liseli değildir)
sneijderin aynı yerinden 3 kere sakatlanmış olduğunu düşünürsek ve kasaplık konusunda italya ile yarışan bir lige sahip olduğumuzu da hesab..agmjg.(YAMULDU)
allah korusun diyorum, ağzımdan yel alsın diyorum. bi tane çaktım kendime rahat olun.
mallıktır. uludağ sözlükteki birçok fikir zayıflığından muzdarip yazar kişisinin eylemi. lan bi başlığa entariye yazara bak, düşün, sonra klavyenle seviş. itoluit!
uludağ sözlükteki temel hastalık bu. ayrıca yüzde 50'si troll olan bu sözlükte (bkz: x ile y yapmak) (bkz: vıdı vıdı yapmak) gibi başlıklar gırla giderken dünyanın en mühim işini üstlenen ulu moderatör kardeşlerimiz gelip kırk yılda bir girdiğimiz entryi saçma sapan bi sebeple silmekte. sözlük olmuş bir forum, uludağ sözlük adam ol, burası çorum...
bu aralar net biçimde gözüme çarpan durumdur.
biri başlığın devamını entryde yazar. diğeri başlıkta sorar, entaride sorusunu detaylandırır. forum mu lan burası? modlar ne bok yiyor merak içerisindeyim. formatı beğenmeyecek şahısların zilyon tane forumdan birine siktirip gitmesi temennimdir bu arada.
tamamen eşşeklik ve hatta öküzlüktür. sanki ankara'dan istanbul'a gidecek pezevenk yer kapmak için içeriye saldırıyor. yaklaşık bir aydır gözlemliyorum her tipten insan var bu hayvanların içinde. genci yaşlısı, iyi giyimlisi kötü giyimlisi, kadını erkeği, kürdü türkü, lazı çerkezi... pardon bu işin sonu siyasete bağlanmadan mevzuyu kapatayım.
tanım: ankara'da bir metro hattı olan ankaray'a binen yolculardan hayvan olanlarının yaptıklarıdır.
kitap kapağından:
--alıntı--
kısa bir yürüyüşe çıkıyorum, son dönem italyan sineması ve edebiyatında eserleriyle büyük yankı uyandıran fabio volo'nun dilimize kazandırılan ikinci kitabı. hiçbir sınırlama ve sansür kaygısı güdülmeden uzun bir mektup biçiminde kaleme alınan bu kitap, kişinin kendisiyle birlikte içinde doğduğu kültürel atmosferin eleştirisi aynı zamanda. yalnız yaşayan, bir radyoda dj olarak çalışan, peter pan sendromlu bir genç bu uzun mektubunda, hız ve tüketimle özdeşleşen çağını, çağının kör noktalarını, karmakarışık ilişki ağlarını çözümleyebilmek için aradığı çıkış noktalarını cesur, samimi ve yalın bir dille anlatıyor. süpriz sonunda alıcısının belirdiğh mektup birdenbire portala dönüşüyor; zamansız, beklenmedik bir karşılaşmaya.
--alıntı--
taşınmaş satışı resmi şekle tabidir. resmi şekle uyulmadan yapılan taşınmaz satım sözleşmesi batıl bir işlemdir ve bu işleme uygulamada "haricen satış" adı verilir.
müslümanlar tarafından gerçekleştirilen eylem. nedeni günahı hatırlayıp onun varlığına alışarak tekrar günah işleme tehlikesi. fakat bir alime göre günah işlenen yerden orada bir sevap işlemeden ayrılmamamız gerekiyor. çünkü öldükten sonra dirilince bu yerler dahi bizim hakkımızda şahitlik edeceklerdir. işte bu yerler aleyhimize şahitlik ettikleri kadar lehimize de şahitlik etsinler...
türkiyenin güzide okullarından efenim. buradan çıkanlar büyük adam olurlar. bizim zamanımızda muhabbet iyiydi.
amma ve lakin
yatılı öğrencilerinin afedersiniz ağzına sıçıldığı bir okuldur bura. bunu idare yapmıyor. okulun felsefecisi yapıyor. ulan okulda nerde amelelik var bizi koştururdu. neymiş biz devletin yurdunda kalıyormuşuz. sanki cebinden veriyor. üst sınıfların mezuniyet gecesinde amelelik yaptırılır mı be? okulun ön tarafını az çapalatmadı. kendini askerlikten kurtaramamış bizi askeri eğitimdeyiz gibi içtimaya çekmiştir her nöbetinde. iyi yanları olsa bile bunların yüzünden ısınamamışımdır kendisine.
yemekhanesi harbiden güzeldir. o zamanlarda hocalar bulamazsınız diyorlardı da burun kıvırıyoduk. şimdi öğrenci evinde yumurtaya, patatese talim edince anladım değerini.
okulda gurur tablomuz köşesine benim dönemimden bazı öğrencileri koymuşlar. biz neyiz amk denilesidir. biz de iyi yerleri kazandık ama nerde hoca yalakası var onu koymuşlar.
ayrıca -şimdi varmı bilmiyorum ama- test üretim merkezi deneme sınavlarını en ciddiye alan idareye ve en ciddiye almayan öğrencilere sahip bir okuldu burası. velhasıl kelam manisanın -fen lisesinden sonra- en iyi okulu idi.
yeryüzünde izine hala rastlanılmamış insandır. aleyküm selam demez çünkü cevap cümlesidir. merhaba ya cevap niteliğinde değildir. yok olum böyle biri. bkz ver kaç mınıskim.
edit: başlık başa kaldı.