hiv'nin tedavisi yoktur!!! artık kronik bir hastalık olarak kabul edilmektedir. ancak erken dönem teşhis i çok önemlidir. çok güçlü ilaçlarla erken dönemde yapılan teşhisler vakanın aids' e ulaşmasını engeller.
kondom yüksek oranda korunma sağlar.
tükürükten geçişi kısmen mümkündür.
hiv için önemlinot!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
elisa doğru zamanda yapılmazsa doğru tanı vermez hiv negatif çıktığınız halde pozitifsinizdir. bu nedenle şüpheli ilişkilerde mutlaka dna pcr yapılması gerekmektedir.
şimdi merak ediyorum bu "ne mutlu türk'üm" diyene sözü kıçlarına bata bata bi hal oldu bazılarının. hadi tamam;
- okullardan önce andımızı kaldırdık
- yakında da "gençliğe hitabe"yi kaldırırız. ne de olsa türk gençliğine ya o hitap, oysa yahudisi var ermenisi var lazı var çerkezi var kürdü var var da var...
- ardından türk şiiri, türk müziği aman...hatta "türkü"leri de kaldıralım başka bir isim bulalım "halk müziği" diyelim ya da ? "türk" kelimesi alakasız da olsa geçiyor ya içinde ne olur ne olmaz...
- sonunda da türk bayrağı nı kaldırırız olur biter...
merak ediyorum hangisi faşizm? ülkeyi birlik beraberlik içinde tutmak için söylenen "ne mutlu türk'üm" mü ? yoksa her "türk" lafını "bölücülük" sanmak mı?
efendim...her zaman kızarım da sanıyorum ki son günlerde daha çok karşılaşır olduğumdan yazma ihtiyacı hissettim.
şüphesiz bu hakaret unsuru içermemektedir. lakin bizim insanımız adam olmaz.
neden mi?
1) bir işi "düzgün" yapmak yerine "çabuk" ve "kaytararak" yapmak arzusunda olduğu için.
- dönem ödevini yazdın mı çocuğum?
- yazdım.
- getir bakalım.
- çocuğum nerede kaynak. bakmış wikipedia'dan yazmışsın.
- interneti kullanmak lazım bla bla bla...
2) kurallar yerine "genelde" dediği için.
örnek verelim basitçe:
birini uyarırsın, arkadaşım dersin "bir şey" ayrı yazılır. cevap hemen gelir " ya tamam öyle yazılıyor olabilir ama genelde herkes böyle yazıyor."
3) hep meçhul yerlerde duyup okuduğu için.
- abi x'e y iyi geliyormuş
- hadi ya nereden biliyorsun?
- bir yerde okumuştum.
4) iş yapabilmek, para kazanabilmek uğruna bilmediği konuda kıçtan salladığı için
- e usta hani klozet kırıktı?
- ya değilmiş alttaki borudan akıtıyormuş.
- usta madem kırık değildi klozet sen bana 300 kağıt neden harcattın?
- e işte klozet yenilenmiş oldu. hem çatlaklar vardı. kırılırdı ilerde bla bla bla....
5) her okuduğunu, özellikle de "internet" ve "televizyonu" doğru bilgi kaynağı sandığı için.
hayatında yer alan tek bir insanla mutlu olmaktır.
ancak herkes için geçerli olamayacak eylemdir.
çoğu insanda bir duygu daha baskındır..
mesela anaç bir kadın ya da aile mevhumu yüksek bir erkektir
ya da şehvetli bir kadın-erkektir.
ya da enlektüel zevkleri çok gelişmiş kadın- erkektir..
bu liste uzayabilir. ve kişi kendisi için en baskın özelliğe uygun diğer özellikleri de kısmen sağlayan biri ile mutlu mesut yaşayabilir.
ancak bazı insanlarda tüm özellikler fazlaca baskındır. her birinin açlığının ayrı ayrı giderilmesi gerekecek kadar baskındır.işte bu karakter özelliğine sahip birinin mucizevi bir şekilde karşısına aynı yapıda biri çıkmadığı müddetçe tek bir insanla mutlu olması beklenemez.
bu nedenle istese de istemese de tek bir insanla olmak konusunda ısrarcı olursa daima aldatmaya açık olacaktır.
o kadın kürtaj oldu ise oldu..sana ne! geçmişte kalmış! sence o çok mu isteyerek yaşamış bu durumu?" ay hiç kürtaj olmadım bir hamile kalayım da kürtaj
olayım" mı demiş?
ya bu nasıl bir densizlik, nasıl bir ahlaksızlık, nasıl bir iki yüzlülük? bunu soran şahıs! senin hamile bıraktığın kıza ne olacak? evlenseydin ya onunla...ama
doğru ya sana göre "iyi kız olsa vermezdi, vermeyince de hamile kalmazdı" zaten değil mi?
kadınları vajna ve rahimlerine göre sınıflayan zavallı insan müsveddeleri ! erkek de demiyorum çünkü bunu yapacak kadar adi kızlar da ne yazık ki mevcut!
kendi bedenine ihanet eden kadınlar!
siz hiç bir şeye layık değilsiniz... ama ne yazık ki bizler yine de sizin cehaletinizi bağışlıyoruz...yetiştirildiğiniz ortam, edindiğiniz yanlış bilgilerle bugüne
geldiğinizin farkındayız. bu nedenle her ne kadar yanılıyor olsanız da seçimlerinize saygı duyuyoruz. ama siz utanmadan, tüm arsızlığınızla başkalarının
yaşamlarına, seçimlerine saygısızlık yapmakta bir sakınca görmüyorsunuz..
daha da acısı bunu en çok da din uğruna yapıyorsunuz... madem o kadar dindarsınız? hiç mi düşünmezsiniz gıybetin bedeli nedir? ya da hiç mi korkmazsınız
aynı şeyler sizin kızınızın, oğlunuzun başına da gelebilir? ama gelir mi hiç! sizinkiler zemzem suyuyla yıkanarak falan doğuyordur!
hatta utanmasanız - ki siz utanma nedir bilmezsiniz ama- yarı melek olduklarını dahi söylemeye korkmazsınız!
hayatını yaşayamayıp kariyer yolunda kendini perişan etmiş kadın.
yok böyle bir kadın.
nedir hayatı yaşamak? sabah 10 da kalkıp, duş alıp sonra tüm günü aylakça ne isterse onu yaparak geçirmek midir? ya da normal işe güce gidip standart
bir iş yapıp 30 una gelmeden evlenmiş çoluk çocuk sahibi olmuş olmak mıdır?
liste uzatılabilir?
ama başarıdan zevk almak mümkün değil midir?
bir kadın çocuk sahibi olmaktan haz duyduğu kadar başarılı olmaktan da haz duyamaz mı?
bir kadın için işinde kariyer yapmak evlilikten daha öncelikli olamaz mı?
illa ki her kadın "kadın için oluşturulmuş kimi bir takım ödevleri" yaparak mı mutlu olabilir yalnızca?
her türlü yaşam tercihine elbette saygı duyulmalıdır. lakin, kanımca başarılı bir geçmiş her zaman insana çok haz veren bir duygudur. kaldı ki o başarılı
geçmişin ardından bir de güzel bir aile kurmuşsanız yok daha da ötesi!
ve hayatı yaşamak demek gezmek eğlenmek çocuk yapmak ise: