Çok ikna edici deliller içeren harika bir kitap. "iyidir,hoştur" gibi tavsiyeler yok. Somut deliller üzerinden anlatmaya çalışmış. PDF'den konu başlıklarına göz atıp yorum yazanlara aldanmayın. PDF dosyasını indirip kendi gözlerinizle görün.
Kayıtlarda Dünyanın 8. büyük ordusu olarak geçen ordudur. buna rağmen pkk karşısındaki pasifliği tartışmasızdır. pkk ya bile susturamıyorsak, harhangi bir savaş durumunda allah yardımcımız olsun.
1) Kuran-ı kerim / Allah
2) insanlar uyurlar ölünce uyanırlar / Emre Dorman
3) uydurulan din ve kuran'daki din / kuran araştırmaları grubu
4) kur'an hiç tükenmeyen mucize / kuran araştırmaları grubu
5) dini konularda kendini kandırmanın 40 yolu / emre dorman
Kurduğu argümanların karşısında yanıt veremeyenlerin Caner Taslaman tarafından şarlatanlıklarının açığa çıkması olarak nitelendirilebilir. Genelde bu tarz ifadeleri kullanan kişiler, önermelerin tutarlılığıyla ilgilenmekten ziyade kişilere saldırmayı, bilim dışılıkla suçlamaları(karşısındaki profesör dahi olsa) ve bilim sözcüğünü retorik olarak araçlaştırmaktadırlar.
Kendisini çekemeyenlerin, başka seçenekleri olmadığı için aşağılamak için açtığı başlıktır. Kendisi bu güne kadar alim!! sözlük yazarları tarafından devamlı aşağılanmaktadır. Bu alimciklerin ağa babaları da TV programlarından Prof.Dr.Caner Taslaman'a kendilerince ayar vermeye kalkmışlardır. Ama yedikleri tarihi ayarlar, youtube'da izlenme rekorları kırmaktadır.
Kendisinin "Allah Felsefe ve Bilim" kitabındaki, "Aksiyolojik Argüman: Değerlerin Ontolojik Temellendirilmesi Tanrısız Mümkün mü?" başlıklı makalesi okunması gereken akademisyendir.
sıçtığı bok bile olamayacak adamların kendisini eleştirdiği akademisyendir. Kendisi bugüne kadar sadece bir kaç TV programı ve Radyo programına katılmıştır. Şu ana kadar hiç bir ateistle canlı olarak tartışmamıştır. Kaliteli bir ateistle tartıştığı gün, ne olup olmadığı anlaşılacak kişidir.
Kendi web sitesinde şu şekilde anlatılmaktadır.
"Enis Doko, 1987 yılında Makedonyanın Ohri kentinde doğdu. Lise giriş sınavlarında ülke birincisi oldu, lise hayatı boyunca çeşitli ulusal ve uluslararası matematik olimpiyatlarında dereceler kazandı. Türkiye üniversitelerine yabancı öğrencilerin giriş sınavı olan YÖSte ikinci oldu ve ODTÜde özel yetenekli öğrencileri için geliştirilmiş ileri Fizik programında eğitim aldı. Bir dönem elektrik ve elektronik mühendisliği bölümünde okuduysa da, evreni ve hayatı anlama çabası onu felsefe okumaya itti. 2010 yılında ODTÜden fizik bölüm 2.si ve felsefe bölüm 1.si olarak mezun oldu. Halen Koç Üniversitesi teorik fizik alanında doktora çalışmalarına devam etmektedir. Enis Dokonun Dahi ve Dindar: Isaac Newton isimli eseri 2011 yılında yayımlandı."
ilgi Alanları:
Fizik:
Çok parçacıklı Kuantum sistemleri, Kuantum Mekaniğinin temelleri, Teorik Süper iletkenlik, Bose-Einstein yoğunlaşması, istatistiksel Kuantum Alanlar Kuramı, Ultra-Soğuk Atomik Fizik, Optik Örgüler
Felsefe:
Fizik Felsefesi (uzay ve zamanın ontolojik statüsü, kuantum mekaniği yorumları), Bilim Felsefesi (realizm-anti realizm tartışması, tümevarım sorunu, demarkasyon problemi), Din Felsefesi (teizm-ateizm tartışması, kötülük sorunu, kader-özgür irade sorunu), Ontoloji (özgür irade problemi, soyut cisimlerin ontolojik statüsü), Ahlak (realizm-anti realizm tartışması)
Kitabında evrenin başlangıcı olduğu, yani ateistlerin iddia ettiği gibi sonsuzdan beri var olmadığını şu şekilde göstermiştir. (entropi yasasını bilmeyenler anlamayabilir)
"Tek yönlü süreçler sonun habercisidir. Insanın yaşlanma süreci de evrendeki entropinin artışı da böyledir. Ilk olarak entropi yasası ile evrendeki düzensizliğin sürekli arttığı ve sonsuza dek sürdürülemeyecek bu sürecin evrenin sonunu gerektirdiği anlaşıldı. Aslında bu sonuç, evrenin bir başlangıcı olması gerektiğini de kapsamaktadır. Bunu şöyle gösterebilirim:
1- Evrendeki entropi geri çevrilemeyecek şekilde sürekli artmaktadır.
2- Buna göre evrende bir gün termodinamik denge oluşacak ve ısı ölümü yaşanacaktır. Kısacası evren ebedi değildir, bir sonu vardır.
3- Geçmiş zaman sonsuz olsaydı, evrende termodinamik dengeye gelinmesi ve hareketin durması gerekirdi.
4- Şu anda hareketin devam ettiğine tanıklık etmekteyiz.
5- Demek ki evren sonsuzdan beri var olamaz, dolayısıyla evrenin bir başlangıcı vardır."
Bilimsel bilgiler paylaşıldığı düşünülen bu çakma bilimsel sayfanın ve yöneticilerinden çağrı mert'in foyası, paylaştığım video'da ortaya çıkmıştır. Ne kadar bilimsel oldukları videodan öğrenebilirsiniz.
islam'ın nasıl anlaşılması gerektiği ve türkiye'de islam konulu tv 8'deki programda kendisinden çok şey öğrendiğim hocam. programı şuradan izleyebilirsiniz:
Hiç bir grupla, siyasi partiyle, cemaatle ilgisi yoktur. Lise yıllarında bazı cemaatlere takıldığını, üniversiteye geldiğinde hiçbir cemaate bağlı olmadan islam'ı yaşamanın karakterine en uygun yol olduğuna karar verdiğini ve o zamandan beri hiçbir cemaate takılmadığını açıkça ifade etmektedir. Zaten isa gelmeyecek, rabıta gibi tarikat uygulamaları hatalıdır, hiçbir mezhebin veya cemaatin mutlak doğruya ulaştığını söyleyemeyiz diyen bir filozofu hangi cemaat ister?
"Felsefî görüşlere sahip olmanın yanlış bir yanı yoktur. Herkesin doğru veya yanlış felsefî bir görüşü vardır. Öte yandan, halk eğitiminde, felsefenin açıkça tanımlanması ve bilim kisvesi altında sunulmaması gerekir. Kuşkusuz, insan doğasına ilişkin hiçbir felsefî görüş, Newtoncu fizik veya Mendel genetiğiyle eşit değerde bir düşünce olarak ele alınmamalıdır. Ne var ki Amerikan halk okulları biyoloji sınıfları tam da bunu yapmaktadır. Evrimin tasarlanmamış olduğunu ve bunun sonucu olarak insan varlığının salt bir tesadüf olduğunu savunan doktrin, deneysel bilimden ziyade, materyalist felsefeden kaynaklanmaktadır. Açıkçası, biyoloji öğrencilerine materyalist felsefe, deneysel bilim kisvesi altında öğretilmektedir. Materyalist felsefe bağlamında ne düşünülürse düşünülsün, kuşkusuz o, kanıttan çıkarsama yapmak yerine, kendisini zorla kanıta kabul ettirecektir. Her ne kadar işin içinde bilimsel meseleler varsa da, gerçekte özü mittir."Dr. Jonathan wells
islam dinine ateistler dahil herkesten daha fazla zarar veren, cahillerin etkilenip tüm müslümanların aynı zihniyette olduğunu düşünmesine sebep olan, din olarak islam'ı seçmiş ama müslüman olamamış cahil zihniyet.
Ateizm teriminin değişik şekillerde ifade edilmeye çalışıldığı görülse de günümüzde ateizm denildiğinde, Tanrının var olmadığı ya da Tanrının varlığı inancının yanlış bir inanç olduğu iddiası anlaşılmaktadır. Ateizm hem teizmin hem deizmin antitezi konumundadır. Kimi yaklaşımlara göre ateist, -dar anlamıyla- herhangi bir tanrının ya da tanrıların varlığını kesinlikle reddeden kişidir. Bazılarına göre ise -geniş bir bakış açısıyla- şüpheciler, materyalistler, pozitivistler ve teizmin iddialarını reddeden herkes ateisttir.
Ateizm teriminin modern zamanlarda yaygınlaşan anlamı ise dünyayı yaratan ve ondan bağımsız olarak var olan kişisel bir Tanrının varlığı inancını savunan teizmin reddedilmesidir. Ateizme göre herhangi bir tanrının varlığından söz etmek mümkün olmadığı gibi evrenin bir başlangıcının olması da ölüm sonrası bir yaşamın varlığı da mümkün değildir.
Modern bilimin ortaya çıkarmış olduğu evren tablosu karşısında süphesiz en büyük sarsıntı ateist çevreler üzerinde yaşanmıştır. Yukarıda da ifade edildiği gibi ateizmin tarih boyunca savunduğu maddenin ezeliliği inancı hem mikro hem de makro ölçekte evren hakkındaki bilgimizin artmasıyla temelinden yıkılmıştır.
Modern bilimin verileri ateist görüşü değil teist görüşü haklı çıkarmıştır. Üstelik bu haklılık dinî ya da felsefî argümanlarla değil, bilimsel veriler ile sağlanmıştır. Kitabın son bölümünde görüleceği üzere ateist ve agnostik pek çok bilim adamı bilimsel gelişmeler karşısında artık ateist görüşün savunulmasındaki zorlukları açıkça itiraf etmektedirler.
Hiç şüphesiz evrenin ve canlılığın kendiliğinden oluşmasının mümkün olmadığını gösteren sayısız hassas ayar ve bilimsel veriye rağmen gerek bilim çevrelerinde gerekse diğer alanlarda ateist bir tutum benimseyen kişiler var olmaya devam edecektir. Ancak burada altı kalın çizgiyle çizilmesi gereken nokta ateistlerin artık iddialarına dayanak olarak bilimi kullanmalarının mümkün olmadığıdır. Şayet ateist bir bilim adamı bilimsel verilerden hareketle evrendeki düzenin tesadüfler sonucu kendiliğinden oluştuğunu iddia edecek olursa böyle bir durumda ya söz konusu bilim adamı objektif değildir ya da kullandığı bilimsel veriler, bilimselliğin kriterlerini karşılamaktan uzaktır.
"Modern bilim: tanrı var" kitabından... (bkz: emre dorman)