kimyasalglikoz
320 (vizyon sahibi)
onuncu nesil yazar 17 takipçi 336.11 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    bir şairden bir cümle

    200.
  1. iki çay söylemiştik orada biri açık,
    keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
    4 ...
  2. gecenin şiiri

    9744.
  3. Acı çekmek özgürlükse 
    Özgürdük ikimiz de 
    O, yuvasız çalıkuşu 
    Bense kafeste kanarya 
    O, dolaşmış daldan dala 
    Savurmuş yüreğini 
    Ben bölmüşüm yüreğimi 
    Başkaldıran dizelere 
    Kavuşmak özgürlükse 
    özgürdük ikimiz de 
    elleri çığlık çığlık 
    yanyana iki dünya 
    ikimiz iki dağdan 
    iki hırçın su gibi 
    akıp gelmiştik 
    buluşmuştuk bir kavşakta 
    unutmuştuk ayrılığı 
    yok saymıştık özlemeyi 
    şarkımıza dalmıştık 
    mutluluk mavi çocuk 
    oynardı bahçemizde 
    aramakmış oysa sevmek 
    özlemekmiş oysa sevmek 
    bulup bulup yitirmekmiş 
    düşsel bir oyuncağı 
    yalanmış hepsi yalan 
    sevmek diye bir şey vardı 
    sevmek diye bir şey yokmuş 
    Acı çektim günlerce 
    Acı çektim susarak 
    Şu kısacık konutlukta 
    Deprem kargaşasında 
    Yaşadım bir kaç bin yıl 
    Acılara tutunarak 
    Acı çekmek özgürlükse 
    Özgürüz ikimizde 
    acılardan artakalan 
    işte o bakışlarmış 
    kuğu diye gözlerimde 
    gün batımı bulutlarmış 
    yalanmış hepsi yalan 
    savrulup gitmek varmış 
    ayrı yörüngelerde.

    /hasan hüseyin korkmazgil
    1 ...
  4. enver paşa

    676.
  5. bab-ı ali baskınının yıl dönümü yaklaşırken yine akla düşmüş şehid-i ala gazi -i namdar baş kumandan.

    ...
    sen ise sonunu düşünmeden
    atını sürüyorsun, derken haydi ileri
    sen yiğitler yiğidi enver paşam
    ağlatıyorsun ölürken bile dirileri

    ruhun uçarken tanrı dağına
    kanın damlarken şanlı toprağa
    şehit enver, yiğitler yiğidi enver
    vardın mı kürşat ile
    uçmağa
    ...

    ittihatçılar ölür, ittihatçılık ölmez.
    2 ...
  6. gecenin şarkısı

    26849.
  7. ilkay akkaya - adıyaman türküsü.
    4 ...
  8. gecenin şiiri

    9578.
  9. bu mektup sana değil/ 
    konuşma yaşına gelen eşyalara/ demiri dövenin elinden canıma geçen ağrı büyüyor/ sabahları beni dışarı çıkaran acı ağacı/ geceleri beni eve gönderen zaman/ yapmaman gereken şeyler/ kalbimde sürtünüp büyüyen delik/ zaman hızlı ama vakit geçmiyor/ öyle ki bazen yukarıdan attığım öfkeyi aşağıdan toplayabilecek kadar hızlı çarpan bir kalbim var/ okudum/ öfke yavaş yavaş düşüyormuş aşağıya..
                                         

    bu mektup sana değil/ 
    bakma yaşına gelen eşyalara/ utandığım bir yüzü oluyor bazı eşyaların/ durmadan bir yerimi kurcalıyor yoksulluk/ kalbi kırık bir ok nereyi vurabilirse orası oluyorum bazen/ gövdemi doldurduğum alkolle/ gözlerimi kırmızı kırmızı edip bakıyorum yüksek binalara/ hepimiz dünya soğuktur diyen o nineden olmadık mı/ inin aşağı/ izledim/ öfke yavaş yavaş çıkıyormuş yukarıya.. 

                       
    bu mektup sana değil/ 
    duyma yaşına gelen eşyalara/ günün öğünlerinden yapılmış bir mutsuzluğa çağırıyorsunuz birbirinizi/ günde kaç kere yanımdan geçiyorum/ aklımdan hem ekmek hem gül geçiyor/ siz yoksunuz/ ayın ortası her pazartesi/

                 
    bu mektup sana değil/ 
    susma yaşına gelen eşyalara/ dünyanın kaç harikası var biri de yutkunmak/ önümü ilikleyip çıktığım dışarılar/ biliyorsunuz bazı fotoğraflarda canı sıkılan bir ağaç gibi bakıyorum dünyaya/ umduğum felaket bu değildi diyorum/ bu dünyada birini sevdik o da öldü diye karşılandığım bir yasta/ göğe bakıyorum/ ben de aferin diyorum tanrıya/
    çünkü şöyle savaşlara inandım/ sonuncu dünya savaşında kaç asker intihar etti/ kaç kez yutkundu dünya/ olsam mutlaka yanlış yerde nöbet bekleyen bir asker olacaktım/ kırk gün kırk gece aynı dalgınlıkla/

                                            
    bu yüzden bu mektup sabaha karşı yalnız olan bütün eşyalara.

    /Seyidhan Kömürcü - eşya
    2 ...
  10. mao zedong

    13.
  11. kendimi kontrol edemiyorum

    54.
  12. " siz de bir gün delirsiniz " sözü ile beni benden alan şarkı.
    1 ...
  13. 21 aralık ekinoksu

    3.
  14. kuzey yarım kürede en uzun gece süresinin görüleceği tarih. 66 derece 33 dakika güney enlemimde 24 saatlik gündüz süresi görülecek bu tarihten sonra gündüzler kısamaya geceler uzamaya başlayacaktır.

    (bkz: atanamayan coğrafya öğretmeni)
    0 ...
  15. ömür hanımla güz konuşmaları

    8.
  16. göz açıp kapanıncaya kadar okunan bir şiire bir ömrü özetleyen şükrü erbaş şiiri.
    0 ...
  17. nasıl hissediyorsun

    1139.
  18. uzun zamandır duymadığım bi soru. nasılsın sorusu hemen hergün soruluyor ama.
    tükenmenin eşiğindeyim derdim herhalde sorulsa. yutkunamadığım bir şeyler var boğazımda.
    0 ...
  19. ahmet erhan

    189.
  20. "taşlardan bile kokunu sağıyorum şimdi" dizesiyle en sevdiğim şiirlerinden biri.

    yağmurlar dinince yüzün başlardı
    bir çocuk utanırdı yanaklarından
    bir çocuk, gitgide dalgınlaştığından...
    seni sevmek bir kitaptı açılıp kapanan
    açıldığı oldu da kapandığı olmadı

    ancak sonsuz, ancak geniş boyutlu
    ancak ufuk çizigleriyle bir düşünüyorum seni
    her taşın çevresine bir ayla dolanmış
    her yolcu ilk rastladığı handa konaklamış
    ve bir daha çıkmamış bir ömür boyu

    ateşle suyun öpüştüğü yerdedir yüzün
    alkole battığım gecelerde bana süt getiren kadın
    donma ve kaynama noktalarını aştık sonunda
    bıçağın kemiğe dayandığı yerlere geldik
    kanayan bir yerimiz de yok
    alışkanlıktan tütün basıyoruz her yanımıza

    taşlardan bile kokunu sağıyorum şimdi
    sigaraların deldiği sarhoş masa örtüleri
    ki her birine bir ırmak gerekir kapanmaları için
    gökyüzüne iki nokta açtım gözlerin için
    dudakların için iki yaprak kopardım
    bize artık karların yağdığı bir yaz günü yaraşır
    göçmen kuşların döndüğü bir güz, olsa olsa

    ötesi, kendini iki imzayla onaylatan dünya.
    2 ...
  21. gecenin şiiri

    9518.
  22. evimi bir sokakla aldattım, üstümde
    ay var bu gümüş semtinde bir sokağın
    üçüncü katıyım, deniz bana bakıyor,
    ben artık yalnızca denize karşıyım

    üstüme gelme ay hanım, kuzguncuk otelinde
    iyilik katına çık, senin konukların ağır,
    ben bir anıyı ağırlamakla geçen hayatlardanım

    ruhumun bir otelde ilk kalışı bu
    aynı, oda, aynı yatak, aynı aynada
    birbirimizi ilk görüşümüz, başka veda yok,
    üstümdeki yabancıyla uyumalıyım

    ruh semtinden kayık açma ay
    hanım! sana hazır değilim, senden yanayım
    kim taşınsa çıkamıyorum içimdeki evden

    kuzguncuk otelinde iyiliğin katı çok
    yıldızlar gibi çık çık bitmiyor ay hanım,
    sen bu çocuğu bir yerden hatırlıyorsun
    ben bu çocuğu bir yerden unutmalıyım.

    /haydar ergülen - kuzguncuk oteli.
    1 ...
  23. gecenin şiiri

    9508.
  24. işte! patlayan parantez, sırayı bozan ölüm
    söndürüp ışıklarını karşıdan karşıya geçirmeye yarayan hayat
    bilinsin ve süssüz siyah bilinsin istiyorum;
    mutlak bir ekip çalışmasıdır
    üç el oyuk bir yağış biçimidir ölüm

    demişken diyelim ve öyledir;
    olmayan davaların işi değildir divana kalmak
    ya da aşkın ara sokağında balkondan sarkmak
    çünkü çocuk oyuncağıdır harç taşımak
    taş toplamak, kuyu kazmak
    demişken diyelim ve öyledir;

    işte! ben dolaylarında hayatını kaybeden eşim
    önce aşk, sonra ara sokağında taş taşıyan şüphe yani
    bilinsin ve süssüz siyah bilinsin istiyorum;
    yok kimseye –makilerin orda- anlatacağım bir şey

    demişken diyelim ve öyledir,
    hala şüphe taşıyor her taş
    süslü cami avlularında yalın ellere tapıyorum
    öldüğünü bilmeyen iplerden
    hala süslü siyah mektuplar alıyorum
    günlerdir –makilerin ordan- yazıyorum;
    sigara ve kahveyi saymazsak evde yalnızım
    günlerdir söylüyorum;
    sigara ve kahveyi saysak da evde yalnızım

    aslında günlerdir çok ileri gittiğim de söyleniyor
    ısrarla yüzündeki kışa benzediğim ya da
    kış dediğim aynamızın önünde elek
    günlerdir hoh taşıyorum
    taş topluyorum deliklerine
    yani ısrarla kuyuları güldürüyorum kendime

    işte! ben dolaylarında hayatını kaybeden hayat
    önce aşk, sonra ara sokağında taş taşıyan şüphe yani
    bilinsin ve süssüz siyah bilinsin istiyorum;
    yok kimseye –makilerin orda- anlatacağım bir şey

    * ‘içimdeki şişe kırıldı’; annemin ölümü karşılama cümlesidir

    /seyidhan kömürcü.
    1 ...
  25. sözlük yazarlarının yalnızlık tanımları

    13.
  26. ibrahim karaca

    7.
  27. Ana akım edebiyat yerine daha kıyıda köşede kalmış kıymetleri okumak çok daha keyif veriyor. tabi bunları kendim için söylüyorum.
    elbet biliyorum var bu şiirin bir sahibi, gün gelip gözlerine bakarak okuyacağım birileri. ama o kadar kıymetli ki kolay kolay sanmıyorum birilerine söylemeyi bu dizeleri.

    Seni böyle seversem asarlar beni
    Bir deniz fenerinin söndüğünü görürsün
    Evlerine kapanır gemiler
    Sis basar bütün limanları
    Seni böyle sevdiğimi bilseler
    Asarlar beni
    Yokluğunu anlatırlar önce bir güzel
    Dudaklarım çatlayınca susuzluğuna 
    Sabah beş buçukta ipe çekerler
    Seni böyle sevdiğimi bilemezler
    Bilseler de bilemezler
    Ay batar
    Gün doğar
    Yer oynar yerinden
    Duyamazlar.. 
    0 ...
  28. forrest gump

    884.
  29. elimde inkilap kitabevi yayınından çıkmış 1994 baskısı bulunan kitap.
    çevirisi mehmet harmancı tarafından yapılmış. güzel kitaptır bulabilirseniz okumanması tavsiye olunur.

    --spoiler--

    deli olmakta, sadece delilerin bildiği bir zevk vardır.

    --spoiler--
    1 ...
  30. sivas

    570.
  31. senenin ilk karını selamladığım şehir.

    ...
    Belki balkona kar seyretmeye çıkar diye sevdiğimiz kızlar
    Çok dibimiz dolmuştur
    Ve çoğu zaman bu kar mevzuu
    Kızlara yeterince ilginç gelmemiştir.
    1 ...
  32. sigara içerken hayatı sorgulamak

    3.
  33. genelde gece yarısı balkonda yapılan etkinlik.
    1 ...
  34. american horror story hotel

    19.
  35. bana göre 4. sezonun temposu çok düşüktü. ilk bölümleri palyaço mevzusu üzerinden gideceğini sanıp biraz kendimi yükseltmiştim ama beklediğim gibi ilerlemedi pek sarmadı beni. bugün 5. sezon ahs- hotel'in ilk bölümünü izledim. geçen sezonun 3-4 bölümde veremediği hazzı ilk bölümde verdi dersem yalan olmaz. ama bu 5. sezonun çok iyi olacağını göstermez elbette 4. sezonun çok kötü olmasını gösterir. genel olarak otel/korku konsepti hoşuma gider ama ileri ki bölümlere de bakmak gerek tabi umarım güzel geçer.
    1 ...
  36. yazılacak kitabın ilk cümlesi

    10.
  37. her başlangıç, sonun iştahını kabartır ve sonsuzluk ölümsüzlüğü bile kıskandırır.
    1 ...
  38. gecenin şiiri

    8815.
  39. Buruşuk ceketimi çekiştiriyor elleri annemin
    Uçurumlar arasında burgaçlanan rüzgar
    Kirpiklerimi yakıyor- diyor ki, ağlama
    Az uzakta deniz, zeytinlikler uçsuz bucaksız
    Annemin elleri tuz kokuyor, fesleğen, sabun
    Kokular merdiveni doğurmuş beni
    Durup durup tökezliyorum- diyor ki, düşme
    Büyümüşüm, üzümüm şaraba dönüşmüş gibi
    Kendimi içiyorum kan ve ter- diyor ki, içme...

    /Ahmet erhan.
    0 ...
  40. gecenin şiiri

    8813.
  41. Yiğit harmanları, yığınaklar,
    Kurulmuş çetin dağlarında vatanların.
    Dize getirilmiş haydutlar,
    Hayınlar, amana gelmiş,
    Yetim hakkı sorulmuş,
    Hesap görülmüş.
    Demdir bu...

    Demdir,
    Derya dibinde yangınlar,
    Kan kesmiş ovalar üstünde Mayıs...
    Uçmuş, bir kuştüyü hafifliğinde,
    Çelik kadavrası korugan'ların.
    Ölünmüş, canım,ölünmüş
    Murad alınmış...

    Gelgelelim,
    Beter, bize kısmetmiş.
    Ölüm, böyle altı okka koymaz adama,
    Susmak ve beklemek, müthiş
    Genciz, namlu gibi,
    Ve çatal yürek,
    Barışa, bayrama hasret
    Uykulara, derin, kaygısız, rahat,
    Otuziki dişimizle gülmeğe,
    Doyasıya sevişmeğe,yemeğe...
    Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri,
    Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret
    Ve asıl biz biliriz kederi.

    içim, bir suskunsa tekin mi ola?
    O Malta bıçağı,kınsız,uyanık,
    Ve genç bir mısradır
    Filinta endam...
    Neden, neden alnındaki yıkkınlık,
    Bakışlarındaki öldüren buğu?
    Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri...
    Nasıl da almış aklımı,
    Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan,
    Dost, düşman söz eder kendi kavlince,
    Kınanmak, yiğit başına.
    Bu, ne ayıp, ne de yasak,
    Öylece bir gerçek, kendi halinde,
    Belki, yaşamama sebep...

    Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu.
    Hani, kurşun sıksan geçmez geceden,
    Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık... 
    Ve zehir - zıkkım cıgaram.
    Gene bir cehennem var yastığımda,
    Gel artık.

    /ahmed arif.
    2 ...
  42. gecenin şiiri

    8794.
  43. ama hala çok güzel 
    hakkında konuşmak senin 
    ben senden bahsediyorum yine 
    kime darlansa kalbim kimin kılığında. 
    ne zaman aklım çıksa yerinden 
    tuzu ayarında gözyaşlarıyla 
    dönmeyeceğime inandığım günlerde 
    bu seyrüseferden.

    /yılmaz erdoğan.
    2 ...
  44. laptop kamerasını bantlayan deli arkadaş

    6.
  45. black mirror'un son sezonunu izleyenlerin ' ben de mi bantlasam lan acaba' diye düşündükleri eylem.
    1 ...
  46. kate upton un memeleri

    174.
  47. oyun karakteri olsanız hangisi olurdunuz

    10.
  48. gecenin şiiri

    8772.
  49. Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden? 
    Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu? 
    Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden? 
    Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.

    Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse; 
    Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse; 
    Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,
    Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...

    Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
    Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla! 
    Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
    Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
    Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım; 
    Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
    Gözler ki birer parçasıdır sende ilahın,
    Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
    Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin; 
    Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!

    Bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
    Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...
    Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
    Vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı.
    Dinmez! Gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu! 
    Dinmez! Ebedi özleyişin bestesidir bu! 
    Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
    Görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı.

    Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
    Tek bendeki volkanları söndürse denizler! 
    Hala yaşıyor gizlenerek ruhuma 'Kaabil'
    imkanı bulunsaydı bütün ömre mukabil
    Sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
    Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.

    Mehtaplı yüzün Tanrı'yı kıskandırıyordur.
    En hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
    Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur; 
    Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik...

    /n. atsız.
    1 ...
  50. kavimler göçünü çinlilerin başlattığı gerçeği

    2.
  51. cahillik kader değildir, okumakla düzelir.
    0 ...
  52. kefil olunan kitaplar

    24.
  53. çiçekler büyür / emine ışınsu.
    0 ...
  54. coğrafya

    64.
  55. beşerisinden çok fizikisini sevdiğim bölümüm.
    1 ...
  56. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük