Görmesem daha iyiydi
Seni orada o gece
Aradan yıllar geçti
Silinmedin hafızamdan
Her gece gibi bir geceydi
Seni görene kadar
Birer birer çıktılar
Yerlerinden hatıralar
Hatıralar unutulmaz .......
....
Keşkeleriniz, 'iyi ki'lerden çoksa...
Telafi için elinizi çabuk tutun. Tutun ki, yolunuzu gözlerken terk ettiğinizle bir gün yeniden karşılaştığınızda siz susarken, feri sönen gözleriniz 'keşke' diye nemlenmesin...
Hoş bir bayan, uzunca bir yolculuktan sonra oteldeki odasına
çekilmiş, yatmaya hazırlanırken, birden komodinin uzerinde duran kurbağayı
görünce irkilmiş, korkmuş...
Derhal resepsiyonu arayarak;
"Odamda bir kurbağa var hemen gelin " demiş.
Görevli;
"Efendim o kurbağa özeldir ve bayanları mutlu etmek için odaya konmuştur,
denemek isterseniz, bacaklarınızın arasına koyun! " diye cevap vermiş.
Kadın şaşırmış ama merakta etmeye başlamış...
Bir süre düşündükten sonra denemeye karar vermiş ve kurbağayı bacaklarının
arasına koymuş...
Kurbağada hiç hareket yok...
Tekrar resepsiyonu aramış:
"Bu kurbağa anlattığınız şeyi yapmıyor ! "
"Hemen geliyorum" demiş adam,
içeri girdiğinde bayan yatağın üzerine uzanmış halde merakla beklemekte..
Adam kızgın bir sesle kurbağaya seslenmiş:
"Bak son kez nasıl yapılacağını gösteriyorum ona göre ! "
- Bana yalan soyleyebilene bir kup dolusu altin verecegim!demis.
Yalancilar, hemen saraya kosusturup baslamislar yalana;
- Bir kus, aslani kapip yuvasina goturdu.
- Bunun neresi yalan?.. Kus kartaldir, Arslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kapti mi goturur tabii!..
- Komsu ulkede bir esegi kral yaptilar!..
- Ulkenin krali, pencereden bakinirken tacini dusurmustu tac da pencerenin altindaki esegin basina gecmis. Tac kimin kafasindaysa, kral odur tabii!..
- Padisahim, ben gokyuzune bir ok attim. Alti ay sonra geri dondu!..
- Senin ok bir agacin ustune dusmustur, agac; sonbaharda yapraklarini dokunnce, takilacak yer bulamayip yere inmistir.
Boylece padisah, her yalana gercek bir bahane bulmus ve kimse padisaha bu yalandir dedirtememis.
Ama bir gun bir Kayserili gelmis;
- Padisahim, sen benim babamdan borc olarak bir kup dolusu altin almistin, simdi geri almaya geldim.
Yalandir dersen odulumu ver. Yalan degil dersen borcunu ode!...
Bütün gel-gitleri, kaprisleri, küçük şımarıklıkları, korkuları, şaşkınlıkları,
hercailikleri, hayal kırıklıkları, aşkları, terk edilişleri, başarıları,
başarısızlıkları, kurnazlıkları, saflıkları, çocuk ağızları, şirinlikleri,
küçük yalanları, büyük itirafları, kocaman yürekleri ile kendi olmaya
çalışan kadınları tanımak...
Bir kadını sevmekle baslar her şey ama, bir kadını tanımakla varılır
hayatın sırrına. Bir kadını tanımaya soyunmak zor ama keyifli bir
yolculuğa çıkmaktır. Dört mevsimi bir yürekte buluşturur, bu yüzden de
sürekli şaşırtırlar. Sürprizlerin ardı arkası kesilmez.
Zordur anlamak onları. Benzemek gerekir anlayabilmek için belki de!
Kendi zekasını hatırlatanları sever, sevgisini göstermekten ürkmeyenleri,
sürprizlere hazırlıklı olanları bir de. Muson yağmurları gibi yağarken,
Sahra' da çöl fırtınası koparıp ardından güneş olup ısıtabilirler.
Dedim ya bir dünyadır kadınlar, yürekleriyle konuşan, gözleriyle gülen...
Bir kadını sevmekle başlar her şey ama,
bir kadını tanımakla anlaşılır, hayatın
sırrına ancak aşkla varılacağına. Sevgi arsızıdır kadın.
Verdiğinden daha fazlasını isteme bencilliğini gösterecek kadar sevgi
arsızı... Bu yanını doyurunca şımaracağından korkanlar, birlikte
çoğalacaklarını bilmeyenlerdir. Bir kadını sevmekle başlar her şey ama,
bir kadını tanımakla kanat çırpılır özgürlüğün bütün maviliklerine.
Kendine inananlara, aşka inananlara koşar.
Hem yaman bir aşk avcısı, hem de engebeli yollarda koşmaktan bitap
aşk yorgunudur kadın. Bir kadını sevmekle baslar her şey ama bir kadını
tanımakla çıkılır keyifli serüvenlere. Hayatla dalga geçmesini bilir kadın,
tıpkı kendiyle dalga geçmesini bildiği gibi. Ağız dolusu gülüşlere teslim
olur. Bir kadını sevmekle başlar her şey ama bir kadını tanımakla
tanık olunur tutkuların gücüne. Göze alandır kadın.
Çekip gitmeyi, sahip olduklarından vazgeçmeyi, karşılık beklememeyi...
Mücadele eder, kızar, bağırır ama hep sever. Dedim ya bir dünyadır
kadınlar, yürekleriyle konuşan, gözleriyle gülen... Yüreğini sevgiye açan
ve sevmekten korkmayan bütün kadınlar gibi... Şimdi bir düşünün,
kaç kadını değil bir kadını tanıyabildiniz mi bugüne değin? ? ?
Tanrı, kadınlara geçmişi ve geleceği, erkeklere ise yaşadığı günü armağan etti,
kadınlar geniş bir zamana yayıldıkları için huzursuz,
erkekler daracık bir zamana sıkıştıkları için anlayışsız olurlar.
Bir gün adamın biri elinde büyük bir bıçakla camiye dalar ve yüksek sesle
Cami Cemaatine sorar:
-Aranızda müslüman olan var mı ?
korkudan kimse bişey diyemez. Bir müddet sonra yaşlı bir adam ayağa
kalkar ve
" ben müslümanım" der.
Bıçaklı adamla yaşlı adam camiden çıkarlar. Adam dışarıda ki inek sürüsünü
gösterip:
-Amca, şunları kurban edicem de ben beceremem yardım eder misin! ? der.
Yaşlı adam bayağı bir hayvanı kestikten sonra " ben yoruldum , artık
başka birini bul "der....
Adam bu sefer kanlı bıçakla yine camiye girer ve cemaate yüksek sesle
tekrar sorar:
-Aranızda başka müslüman var mı , çabuk yanıma gelsin ? Az önceki giden
yaşlı adamı doğradığını düşünen cemaat çok korkar ve herkes aynı anda
imama bakar, imam:
" ulan ne bana bakıp duruyorsunuz , iki rekat namaz kıldırdık diye
müslüman mı olduk yani " ...