Hala "sadakat" kavramını kendi içine sindirememiş andavalların olduğunu gösteren durum!
Birini sırf asker diye beklemekle, sırf yeni doğum yaptı diyr beklemek arasında hiçbir fark yok abiler. ikisi de çirkin.
Neden sevmediği, istemediği, saygısını yitirdiği biriyle sırf "..." Diye birlikte kalınsın?
Ve neden birlikte kalmak istemeyen kişi bunu dile getirince "sadakatsiz" olsun.
ilişkilerini sadece yeni bir ilişki ihtimaliyle bitirecek, kendisine dahi saygısı olmayan basit düşünüp basit yaşayan insanların yaşayabileceği bir şey değil tabii, sizleri de anlıyorum!
içimde bir yerlerde öylece takılıyor bütün düşünmüşlüklerim. Hepsi birden ısırgan otunun değdiği parmak uçlarım gibi kaşınıyor.
Kimseyi uyandırmamak için fısıldayarak konuşuyor, parmak uçlarımda yürüyor, gaz lambalarında bakıyorum karanlığa. Kimseyi ürkütmemek için gülüyorum bazı bazı.
Ve kaçabilmek için cüzzamlarım beliriyor göz bebeklerimde.
Yazık bize, takılıyor kursağımda sevmelerim. Heveslerim incecik bir köprüden sallanıyor. içimden geçenler içine hiç değmiyor...
Miting meydanlarında o günkü hükümet tarafından kürsülere çıkartılacak, kol kola pozlar verecekler.
O günkü iktidar tarafından meclise sokulacaklar ve "sdp" cinsi bir parti kuracaklar.
Birkaç şehri barındıran bir bölgede özerklik isteyecek, "bayrak" zannettikleri bir bez ile kendilerini eşleştirecek ve bir de lider seçeceklerdir.
Bugün benim vergilerimle ödenen çocuk, okul, yemek vb. yardımlarına bırak minnet duymayı, bizlere tanınmayan imtiyazların kendilerine tanınmasını falan geçip, o gün benim askerime saldıracak, benim insanımın hakkını yiyecek, benim memleketimde huzursuzluk, kaçakçılık, bozgunculuk yapacaklar.
Elektrik faturası, su faturası vb. Vergi barındıran ödemelerden kaçınacaklar.
Ülkede huzursuzluk çıkaracaklar ve çok zormuş gibi o günkü hükümet tarafından bastırılamayacaklar.
Ülkenin bize has kültürel ve ahlaki yapısını bozacak, kendi kültürlerini yaşatacaklar.
Her kadın en az yedi çocuk doğuracak ve yeni nüfus politikaları oluşturularak azmış gibi çoğalacaklar, çoğalacaklar ve çoğalacaklar.
Tanıdık geldi değil mi?
Edit: eksileyen yazarın etnik kökeni üzerine yemin edebilirim ama ispat edemem.
ilişkiye dair daha çirkin bir şeye maruz kalmamıştım sanırım. Bu nasıl kavga? Hakikaten insanlara üzülüyorum.
işte abiler, memleketim erkekleri işlerine geldiklerinde bu kadar sığ bu kadar çiğ olabildikleri için "kezban" diye nitelendirdiğiniz ablaların bu denli duvarları oluyor. Yolda Gülse en hafif tabirle 'yollu' oldukları için.
Al birini vur ötekine.
Edit: ilişki uzmanı falan değilim; fakat Birbirinize pozitif değerleri katmadığınız, huzurlu, mutlu, keyifli olmadığınız ilişkileri salın gitsin.
7 Mayıs 2021 tarihinde marketlerdeki satış kısıtlaması neticesidir. Ve sanırım sadece a101' in dengesizliğidir.şok da satışı devam ediyor.
marketler bu durumu kullanıyor mudur yoksa yayımlanan genelgeye "ped" dahil midir bilemiyorum. bilen varsa aydınlatsın.
he bu arada, çok da iyi olmuş çok da güzel de olmuş! yok öyle keyiften regl olmak! ayağınızı denk alacaksınız hanımlar! canım istedi hooop regl oldum, yeak yeaa!
Gecenin ikisinde "naber?" Diye mesaj atan eski sevgiliyi akla getirmiştir.
Whatsapp fotoğrafından tanıyıp hayırdır dediğimde yaklaşık yedinci cümlesi "karım hamile de ben evde değilm bir arayayım konuşalım" oldu.
içimden, "G.. madem karın var, git onu ara gecenin bir körü ne mümasebet beni arıyorsun?" Derken dışımdan Hayır ne şimdi ne de sonra arama. ille birini aramak istiyorsan eşini ara dedim.
Sonra iki gün kadar kızdım kendime, nasıl bir intba bıraktın ki gece evde karısı beklerken seni arayabilir dedim...
Sonra benden bağımsız olarak insanların çiğ süt emdiğini hatırladım... Üzüldüm eşine... Gerçekten üzüldüm.
Bir kaç yıl sonra bir avm tuvaletinde karşılaştık sonra, minicik koca gamzeli bir kız çocuğuyla. Bana öpücük attı. Bu kadar babasının kopyası olmamalıydı bir çocuk. Tuvaletten çıktık, babasına koştu...
Hayat çok tuhaf abiler. Mühim olan her şeye rağmen doğru ve omurgalı kalabilmek.
Eşit olmak adına çişiyle sınır çizecek ablaların hoşuna gidecek sesleniş biçimi.
"Snçta bnde çlşyrum, oda(hani şu dört tarafı duvar olan) çalışıyr. Nedn sdce ben hzırlıymki khvltyı?"
Diyenler bir sakinlesin de devam edelim. Sonuçta bir suç ve suçlu söz konusuysa, eşitliği "çamaşır katlamak" üzerinden derecelendiren bir sistem kurgulayanlara bunu bizlere 'normal' gibi empoze etmelerine falan söylenmek gerek.
Yok öyle bir eşitlik, kendimi pozitif ayırıyorum. Bir üstünlük söz konusuysa ki inanmıyorum. Ben daha üstünüm hadi bakakım! Ve bunu kanıtlama, sokaklarda bağırmaya da gerek duymuyorum.
Fiziksel güç farklılıklarımızı fırsat bilip, canımızı yakacak olanların ise mevzuyla uzaktan yakından alakası yok. Olamaz! Sırf fiziksel üstünlük kurduğu için karşısındakine cinsiyet, din, dil, ırk fark etmeksizin zarar verecek kişi hayvandır! Oradaki hikaye aslanın kendisine ceylanı seçmesidir!
Fakat aslan ve ceylan da bu durum tabiiyken, kendisinden güçsüz olana yeltenen vicdansız, şeref yoksunu, adi, utanmaz olan bu durumdan farklıdır.
Yine bu durumun da eşitlikle, kadınla vb. Bir ilgisi yoktur! Eşini döven erkek(!) De böyledir, eşinin ufak bebesini döven üvey anne de ve hatta köyde köpeğe hallenen 'dayı' da!
Eşitlik dediğin terazide olur, ben manavdan alınan elma değilim! Ve sırf haklarımı kullanabilmek için bir başkasını buna ikna etmeye ihtiyacım yok!