evlat, ciğer, ana kuzusu!
ekmeğe biz gitseydik keşke.
tuza banıp içini, ellerimizle sana yedirseydik.
bir ananın kucağından, göğsünden yavrusunun kokusunu çalanlar!
ey arzuhal müsveddeleri, insansılar.
bildiği üç kelimeyle insan yaftalayanlar.
tek kitapla her şeyi anladım sananlar.
google bilmişleri,
stadyum dervişleri,
gerdek millileri,
hayattaki hiçbir sınavdan iyi not alamamışlar,
zavallılar, ey zavallılar!
uzaklaşın!!
bir çocuğun sabun kokan bedenine
bulaştırmadan zehrinizi!
kirli ağızlarınızın ücreti neyse verelim,
ve kapatın çenenizi!
tüm politik dağarcığı ve cehaletini üzerine kurguladığı basit yaşam biçimi üç beş kelimeden (ateist, gomunist, kemalist, din gardeşi vb.) müteşekkil birine bir yorum yap dediğinde diyeceği en fazla bu, dedirten ifade.
o ki okulda en arka sırada türlü şaklabanlıklar yapıp sınıfı güldürdüğünü sanan ama dersin tek bir kelimesi bile kafasına girmeyen değil mi?
bu ülkede kadın olmanın da erkek olmanın da ne kadar zor olduğunun göstergesidir.
Erkek olmak zordur; hayatta kadın cinsel organı hakkında ahkam kesmekten daha iyi hiçbir şey yapamıyorsundur. Kadın olmak zordur; iki satır kelam yazdığın mecra cinsel organın hakkında ahkam kesen ahmaklardan oluşmaktadır.
hayattaki tek heyezanı, tek muhalif politika algısı ve dahi siyasi "dalga"sı atatürk/atatürkçülük/kemalizm/laiklik ekseninde dönüveren bünyelere; okuduğu tek kitapla hayatı açıklama şansı tanındığında alınabilecek en "ciddi" sosyolojik saptama.
insan ki
gelmesin yaşın başın ilerleyen bölümlerine
insan ki
görmesin insan olmanın cehennem yanlarını..
anlam yitiyor.
filtre kahve ve sigara kalıyor.
kişileri benzer önermelere daha çok maruz bırakarak, herhangi bir şeyi bu önermelerde sık sık aşağılayarak ve itibarsızlaştırarak, bir süre sonra önermenin marjinalitesine verilecek tepkiyi pasifize eden önerme tipi.
bu tip önermeleri yapanlar, "biri"lerinin tel maşasıdır.
12 maaş yeter, prim vermemek gerekir.
birkaç an'ı saklıyorsam şu fani ömrümde,
biri de bu hiç görmediğim şehrin uçakların inip kalktığı yerinden vilnius'a ettiğim minibüs yolculuğu var.
en ön koltukta, votka kokan şoförünün 80'ler çalan radyosunda, hiçbir yerine ait olmadığım bu ülkenin o karanlık yolunda,
sadece arındığımı hatırlıyorum.