kadından bekaret testi isteyen erkeğin, eşitlik ilkesi temelinde yapacağı şey. öyle bir test yok elbette. ama kadınlar birleşin bence, böyle bir şeyin olmasını isteyin. size hakaret eden erkeğe siz de böylece bu yoldan cevap verebilirsiniz.gitsin götüne bekaret testi yaptırsın. bir erkek olarak size destek verebilirim bu konuda ama vermeyebilirim de. konu hassas çünkü. *
edit: rarura uyardı sağ olsun. böyle bir test varmış.
"ayetlerde" kendine yer bulduğu yönünde çeşitli rivayetler mevcuttur.
işte o rivayetlerin toplamı:
muhammedin kişisel çıkarları için yazdığı ayetlerin en önemlilerinden biri de, ahzab suresindedir:
"ey peygamber! mehirlerini verdiğin hanımlarını, allahın sana ganimet olarak verdiği cariyelerini, amcanın, halanın, dayının, teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helal kıldık. bir de peygamber kendisiyle evlenmek istediği taktirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere degil, sirf sana mahsus olmak üzere helal kıldık." (ahzab suresi,50.ayet)
muhammed, bu ayetle hem kendisine sınırsız kadınla evlenme hakki vermiş, hem de yine diğer müslümanlara zorunlu kılınan "başlık verme" usulünden kendisini muaf tutmuştur. bir tanrı neden peygambere sınırsız sayıda kadını helal kılmaktadır? amacı ne olabilir? kaldı ki peygamber herhangi bir insan değildir. iyi ahlak timsalidir, insanlara örnek olan kişidir. islam bu konuda oldukça komik cevaplar verir...
muhammed'in evine gelip uzun süre gitmeyen misafirleri
islam kaynaklarından öğrendiğimiz başka bir olay, muhammedin ayet yazarken ne kadar keyfi davrandığına iyi bir örnektir.muhammed, evine gelip uzun süre gitmeyen misafirlerden rahatsız oluyor, ancak -peygamberliğine yakıştıramadığından olsa gerek- hiç kimseye bir şey söyleyemiyordu. bunun üzerine ahzab suresi 53.ayet geldi:
"ey iman edenler! siz zamanını gözetmeksizin peygamberin evine girmeyin. ancak davet edildikçe girin. yemeği yediğinizde de hemen dağılın. çünkü bu hareketiniz peygamberi üzmekte, ama o bir şey söylemekten çekinmekteydi. ama allah, doğruyu söylemekten çekinmez( )"(ahzab suresi,53.ayet)
gördüğümüz gibi, muhammed yine işi allaha havale ederek bir yükten daha kurtulmuştur.sizce tanrı neden bu ayeti indirmiştir? sayısız kadın ve cariye evde doluyken ,sıralarını bekleşirken muhammed'i müminler yok yere oyalamasın diyedir. muhammed in tanrının bile çok önemsediği büyük görevini yerine rahatça getirmesi içindir. biz kafirler bile evimize gelen misafire, tek bir eşimiz olduğu halde hadi gidin, zırt pırt gelmeyin demiyoruz. kuran tüm zamanlara hitap ederken -ey iman edenler diye başlayan ahzab suresi 53.ayet bugün o seslenenlere ne ifade edecektir?
hafsa olayı
muhammed, karıları arasında huzursuzluk ve kıskançlığa yol açtığı için, cinsel ilişkiyi sıraya sokmuştu. bir gün, sıra karılarından hafsadayken, ilişkide bulunmak amacıyla odasına gider, fakat hafsayı bulamaz. o sırada cariyelerinden marya ile karşılaşır. bunun üzerine maryayı hafsanın yatağına yatırıp onunla ilişkiye girer. o sırada hafsa içeri girer ve ikisini yakalar. "ey tanrının elçisi! beni aşağıladın. benim günümde, benim sıramda, benim yatağımda bir cariyeyle yatıyorsun!" diyerek tepkisini dile getirir hafsa. bunun üzerine muhammed "vallahi billahi marya ile bir daha yatmayacağım" diye yemin eder ve olay kapanır.(taberi, camiul beyan,28/102)
fakat muhammed, yemininden pişmanlık duymuş olsa gerek ki, hemen ilgili vahiy gelmiştir:
"ey peygamber! karılarını hoşnut edeceksin diye, tanrının sana helal kıldığını neden haram yaparsın?.." (tahrim suresi,1.ayet)
bu ayetin bu olayla ilgili olarak geldiği, tüm saygın tefsirlerde anlatılır. hiç mi aklınız almıyor koskoca tanrı muhammed in cinsel hayatına müdahale ediyor. müdahale etmekle kalmıyor kurana geçen bu ayet bize hayatla ilgili ne gibi bir tanrısal ahlak örneği veriyor. tam tersi ahlaksızlık örneği. hem peygamber ol, hem bir sürü kadınla evlen, bir sürü cariyeyi yanından eksik etme, hem tanrın seni bu ahlaksızlıklarını onaylasın, hem de kurana soksun bu ahlaksızlıkları.
kadın sırası
muhammed, çok karısı olduğu için; karıları arasında kıskançlık olmaması için onlarla cinsel ilişkilerini sıraya koymuştu. fakat bu durumdan da pek memnun değildi. çünkü karıları içinde yaşlı olanlar olduğu gibi, bazı eşleriyle de, daha fazla birlikte olmak istiyordu. muhammedin her isteği olduğunda geldiği gibi, bu durumda da bir vahiy geldi ve muhammed'in cinsel ilişki sırasını muhammed'in istediği şekilde düzenledi.
"ey muhammed! karılarından dilediğini geri bırakabilir, dilediğini öne alabilirsin " (ahzab suresi,51.ayet)
muhammed'in öğle uykusu
hucurat " hücreler" demek.muhammed'in evinde dokuz hücre var ve her birinde bir karısı var.muhammed cinsel isteği gelince bu hücreleri dolaşıyor.bir gün muhammed öğle uykusundayken beni temim kabilesinden kalabalık bir heyet gelmiş ve evin arka tarafında durmuşlar.elmalılı'nın dediğine göre: "resulullah henüz uyuyordu, 'ey muhammed! bizim yanımıza çık!' diye bağırdılar, bunun üzerine uyandı ve çıktı".
bunun üzerine hucurat suresi iniyor bakın allah sevgili resulünü uykudan uyandıran densizler için ne diyor:
(ey muhammed!)
odaların arkasından sana bağıranların çoğu, aklı ermeyen kimselerdir.(hucurat suresi,4.ayet)
onlar,sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.(hucurat suresi,5.ayet)
buyrun bakalım adamı öğle uykusundan edenler için ayet iniyor mu inmiyor mu? *
oruç zamanı cinsellik
muhammed, ilk başta oruç zamanında cinsel ilişkiyi kısıtlamıştı. fakat müslümanların birçoğu bu yasağa uyamadılar. bunun üzerine muhammed şu ayeti yazdı:
" allah sizin nefislerinize güvenemeyeceğinizi biliyordu. bu sebeple sizi affetti. artık kadınlarınıza yaklaşabilirsiniz " (bakara 187).
"muhammed şehveti için evlenmiyordu,yardım için evleniyordu" iddialarına cevap
"ey iman edenler!siz zamanını gözetlemeksizin, bir yemeğe davet edilmedikçe, peygamberin evlerine girmeyin. ancak davet edildiğiniz vakit girin. yemeği yediğinizde hemen dağılın, sohbete dalmayın. çünkü bu hareketiniz peygamberi üzmekte, fakat o (size bunu söylemekten) utanmaktadır. ama allah, hakkı söylemekten çekinmez. peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. bu, hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temiz bir davranıştır. sizin allahın resûlünü üzmeniz ve kendisinden sonra onun hanımlarını nikâhlamanız asla caiz olamaz. çünkü bu, allah katında büyük bir günahtır."(ahzab suresi,53.ayet)
muhammed'in evlendiği kadın sayısının fazla olması ve inanmayanların bu durumu eleştirmesine karşı müslümanlar hemen savunmaya geçerler ve derler ki "o, şehveti için çok evlilik yapmadı. o dul kadınları bile korumak için almıştır." müslümanlar muhammed'in hanımlarının çoğunun çaresiz dul hanımlar olduğunu söylemektedirler. fakat ortada bariz bir şekilde gözden kaçırdıkları nokta şudur ki, bu hanımların dul kalmasının nedeni de zaten muhammed ve haydutlarının,yaptıkları baskınlarla,kadınların kocalarını öldürmeleridir.ayrıca;yukarıdaki ayette son bölümde bulunan cümle aslında çok küçük fakat bir o kadar da önemli bir ayrıntıdan bahsetmektedir.bakalım bahsettiğimiz cümlede ne diyordu allah:
"sizin allahın resûlünü üzmeniz ve kendisinden sonra onun hanımlarını nikâhlamanız asla caiz olamaz. çünkü bu, allah katında büyük bir günahtır."
şimdi bu cümlelerden anlayacağımız açık bir şekilde orada duruyor. ne demek istiyor:muhammed ölürse ya da ayrılırsa eşleri ile evlenmeyiniz. çünkü o üzülür o üzülürse allah affetmez.
neydi muhammedin çok evli olmasına savunma: "hepsi ile ilişkiye girdiğini mi sanıyorsunuz. o dul kadınları bile korumak için almıştır!" o, kadınları ve dulları korumak için evleniyordu da kendi eşleri dul kaldığında durum neden değişti? şimdi o ölse onun eşlerini birileri "korumak istese" bunun nesi günah olacak? üstelik sünnet değil midir peygamberin yaptıklarını yapmak?
muhammed, cinsel ilişkilere ne kadar zaman ayırıyordu?
o dönem araplarında "şehvet", "erkeklik gücü" en başta gelen bir özellikti. bunu gazali, ihyâu ulumiddin adlı ünlü kitabının "kitabu adabin nikâh" bölümünde uzun uzun anlatır. bir dolu örnek verir, alinin oğlu hasanın bir alışta "dört karı birden" aldığını, sonra çok geçmeden bunları boşayıp yenilerini aldığını, muhammede bu torunu anlatıldığında muhammedin: "o, yaratılışta da huyda da bana benziyor!" dediğini, bu oğlanın, 200 kadar karı elden geçirdiğini anlatan bir hadise, muhammedin, "dünyanızdan bana üç şey sevdirildi" dedikten sonra bunlardan birinin de "kadın" oldugunu dile getiren bir başka hadisine ve daha nice hadislere, öykülere yer veriyor. (bkz. gazali, ihya- u ulûmiddin, arapça, 28-29 ) gazalî, felâk suresinin (diyanetin çevirisiyle:) "bastırdığı zaman karanlığın şerrinden de ona sığınırım, de!" anlamı verilen 3. ayetine "ve sertleşip kalkmış olan zekerin (erkeklik organının) bu duruma geldiği zamanki bastırmasının şerrinden de tanrı ya sığınırım, de!" anlamının verilebileceğini, bu anlamı ibn abbasın verdigini; ünlü gizemci cüneyd-i bağdadinin (ölm. 910.) "yemeye, içmeye ne denli gereksinim duyuyorsam, cinsel ilişkiye de o denli gereksinim duyuyorum!" dediğini aktarıyor ve verdiği örneklerle "insanın rahatlaması için şehvetinin gereğini yerine getirmesinin önemini" anlatmaya çalıştığını belirtiyor. (bkz. aynı kitap, s. 27.)
muhammedin çok karı alışına, kadınlara yönelişine de bu açıdan bakmak gerçekçi bir yaklaşım olur. hadislere baktığımız zaman, muhammedin "cinsel ilişki"ye ayırdığı zamanın, şaşılacak boyutlarda olduğunu görüyoruz. işte bir hadis, enes anlatıyor:
peygamber, 9 ya da 11 karısı varken, gecenin ya da gündüzün belli saatinde tümünü dolaşıyor ve hepsiyle cinsel ilişkide bulunuyordu."
enese soruluyor: "iyi ama, peygamber buna güç yetirebiliyor muydu?" enes karşılık veriyor:
"evet. biz aramızda, peygambere 30 erkek gücil (şehveti) verildiğini konuşurduk." (bu hadis buharinin es-sahihinde de yer alıyor. (diyanetin bir yayınında görmek için bkz. sahih-i buhari muhtasarı tecrid-i sarih tercemesi, hadis no: 192.)
bir ulu sözlük uygulaması.
bu sözlükte ilk defa yazarlık yapmıyorum ben. daha önce de bir hesabım vardı. şu an söylediğim şeyleri o zaman da söylerdim. çok tepki topladım. terörist ilan edildim ve en sonunda sildiler beni sözlükten. silinme nedenim de kürtlerin haklarını savunmamdı. anlaşılmadı ya da anlaşıldı da işlerine gelmedi, bölücülükle suçlandım. neticede silindim. bir mesaj yollladım yönetime madem bu entryden dolayı siliniyorum, bölcülük yaptığımı düşünüyorsunuz o zaman dedim. eğer bölücülükse benim dediğim entryi şikayet edin gerekli mercilere. işlem yapılsın hakkımda dedim ama cevap verilmedi. geçen 1,5 yıl sonunda kapıma polis dayanmadı hala, bundan sonra da geleceklerini düşünmüyorum. ya şikayet etmediler ya da polis/savcı yazdıklarımın bölücülük olmadığını düşünerek işlem yapmadı. bunların dışında iki ihtimal daha var elbet, hala takip ediliyor olabilirim gerekli kanıt bulunamadığından veya ben bir şizofrenim.
neyse konu bu değil, konu zamanında bana uygulanan haksızlığın hala devam ediyor oluşu. yaklaşık bir haftadır buradayım. yazmaktan çok okuyorum. ne var ne yok neler değişmiş diye. bu kısa gözlemden anladığım;
her şeyin daha da kötüye gittiği yönünde. farklı seslere tahammül yok. herkes, akepeci, kemalist, ülkücü üçlüsünden biri olmak zorunda sözlükte. diğer düşüncelere pek yer verilmiyor. onlar yok demiyorum kesinlikle ama sayıları çok az. ha bire siliniyorlar bu düşüncelere sahip yazarlar. sözlük yönetimin bu tutumu ifade özgürlüğüne büyük bir darbedir, kendisiyle çelişmesidir. ifade özgürlüğüne gelince kimse bunlardan daha özgürlükçü değil. ifade özgürlüğü engellenemez diye avazları çıktığı kadar bağırıyorlar. sokağa çıkıp protesto ediyorlar özgürlüğe müdahaleyi. iş uygulamaya gelince "sözlük demokrasi vaadeden bir yer değil." sözünün arkasına sığınıyorlar.
durum böyle ama ben yine de burada yazarlık yapmaya devam edeceğim eğer beni de bu sebepten dolayı silmezlerse. hatta durumun böyle olması beni yazma konusunda daha da tetikliyor, hevesimi artırıyor.
mal beyanıdır.
sözlüklerdeki çoğu mal yazarın yazısını yazdıktan sonra altına düştüğü nottur. mallıkta sınır tanımayan bu yazarlar yazdıklarının kendilerini ifade edemeyeceğini düşünürler, ben böyle dedim ama aslında böyleyim demek istiyorum diye bunu da eklerler. ulan amk salağı bu notu yazmaya ne gerek var. ne demek istiyorsan entryinde dile getir. hem faşistlik yapacaksın hem de ben böyle değilim diye malca bir not yazacaksın. ebeni sikeyim senin faşist olmayan faşist.
amerikan filmlerinin vazgeçilmez kadınıdır. birçok filmde bu karakter ile karşılaşılır.
bir yerde tanışılır, eve gidilir bir güzel seks yapılıp cunüp olunur. erkek ayrılacağı sırada kadına bakar "belki bir yemek yeriz?" der. kadın o müthiş cevabı verir: "hayır bunun için hazır değilim."
kadın da haklı tabii, her seviştiği erkekle yemeğe çıkarsa hali ne olur?
pkk nin ( benim de nasıl okuduğum belli oldu) okunuşu üzerinden sözüm ona ideolojilerin tespit edildiği karşılaştırmadır.
pkk kısaltmasını;
pekaka diye okursanız bir patriot oluveriyorsunuz,
pekeke diye okursanız bir traitor oluyorsunuz.
ne kadar kolay her şey, ol demek yeter. hemen de oluveriyor.
edit:
not: türkçede -ka diye okunan bir harf yoktur.
ingiliz sosyal antropolog. 1902 yılında doğmuş, 1973 yılında yaşamını yitirmiştir.
son dönem antropoloji dünyasının en tanınan sosyal bilimcilerindendir. 19. yüzyılın ikinci yarısı ve 20. yüzyılın birinci yarısında ortaya çıkmış, tanınmış çoğu antropologa karşıdır. onların rahat evlerinde, teori ürettiklerini düşünür ve yerinde incelemeden din ve antropoji ile ilgili söylediklerini küçümser.
2. dünya savaşında görev alır orta doğu ve kuzey afrika da bulunur. bu dönem içerisinde çeşitli gözlemler yapma imkanı da bulur ve bunları makaleler halinde yayınlar. tabii bu dönemin anlayışında sebep olduğu en büyük etki şüphesiz ki bu süreç sonunda katolik bir hristiyan olmasıdır. çokça etkilendiği malinowski'den kitaplardan sıkça övgüyle bahseder.
katolik olmasından sonra yayınladığı "ilkellerde din" adlı kitap, kibrinin en açık kanıtıdır. bu kitapla evrimci antroploglara olan nefretini kusar, ve hepsine toplu bir cevap verme yoluna gider.
çok da hakim değilim antropolojiye ama okuduğum kitaplarla belli bir birikimim oldu o yüzden kendisinin klasik olarak gösterilen bu kitabı o kadar beğendiğimi, tatmin edici bulduğumu söyleyemeyeceğim.